Geçmiş

before you

"before you" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 1 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	before you zf.	nezdinizde

"before you" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 182 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Phrases
1	İfadeler	before you know where you are zf.	daha ne oldum/neredeyim demeden
2	İfadeler	before you know where you are zf.	daha ne/nerede olduğunu anlamadan/fark etmeden
3	İfadeler	before you know where you are zf.	zaman nasıl geçti/zamanın nasıl geçtiğini anlamadan/fark etmeden
4	İfadeler	before you know where you are zf.	bir (de) bakmışsın
5	İfadeler	before you know it zf.	daha ne oldum/neredeyim demeden
6	İfadeler	before you know it zf.	daha ne/nerede olduğunu anlamadan/fark etmeden
7	İfadeler	before you know it zf.	zaman nasıl geçti/zamanın nasıl geçtiğini anlamadan/fark etmeden
8	İfadeler	before you know it zf.	bir (de) bakmışsın
9	İfadeler	never ask pardon before you are accused expr.	asla suçlanmadan af dileme
10	İfadeler	never ask pardon before you are accused expr.	zorunda değilken suçu üstlenme
11	İfadeler	never ask pardon before you are accused expr.	suçlanmadan af dilemek suçluluk belirtisidir
12	İfadeler	never ask pardon before you are accused expr.	istenmeden özür dilemek suçu kabullenmektir
13	İfadeler	place to see before you die expr.	ölmeden önce görülmesi gereken yer
14	İfadeler	places to see before you die expr.	ölmeden önce görülmesi gereken yerler
15	İfadeler	don't cry before you are hurt expr.	ortada fol yok yumurta yokken telaş yapma
Proverb
16	Atasözü	never ask pardon before you are accused i.	asla suçlanmadan af dileme
17	Atasözü	look before you leap	iki ölç bir biç
18	Atasözü	look before you leap	bin düşün bir söyle
19	Atasözü	look before you leap	yapmadan önce iyice düşün!
20	Atasözü	you have to eat a peck of dirt before you die	(üzülme/dert etme) herkes payına düşeni yaşar/herkes sıkıntı yaşar
21	Atasözü	think twice before you speak once	iki düşün, bir söyle
22	Atasözü	think twice before you speak once	iki düşün, bir konuş
23	Atasözü	don't whistle before you are out of the woods	dereyi görmeden paçayı sıvama
24	Atasözü	never ask pardon before you are accused	suçlanmadan af dilemek suçluluk belirtisidir
25	Atasözü	don't whistle before you are out of the woods	eline geçmeden/almadan rahatlama
26	Atasözü	never ask pardon before you are accused	istenmeden özür dilemek suçu kabullenmektir
27	Atasözü	never ask pardon before you are accused	zorunda değilken suçu üstlenme
28	Atasözü	don't whistle before you are out of the woods	sonuç kesinleşmeden oldu/geçti/bitti deme
29	Atasözü	never ask pardon before you are accused	suçlanmadan af dilemek suçluluk belirtisidir
30	Atasözü	never ask pardon before you are accused	istenmeden özür dilemek suçu kabullenmektir
31	Atasözü	(if you) sing before breakfast, (you'll) cry before night	kahvaltıdan önce şarkı söyleyen akşam olmadan ağlar
32	Atasözü	(if you) sing before breakfast, (you'll) cry before night	sabah gülen akşam olmadan ağlar
33	Atasözü	(if you) sing before breakfast, (you'll) cry before night	sabah gülersen akşam olmadan ağlarsın
34	Atasözü	(if you) sing before breakfast, (you'll) cry before night	dereyi görmeden paçayı sıvama
35	Atasözü	(if you) sing before breakfast, (you'll) cry before night	acele işe şeytan karışır
36	Atasözü	(if you) sing before breakfast, (you'll) cry before night	acele yürüyen yolda kalır
37	Atasözü	(if you) sing before breakfast, (you'll) cry before supper	kahvaltıdan önce şarkı söyleyen akşam olmadan ağlar
38	Atasözü	(if you) sing before breakfast, (you'll) cry before supper	sabah gülen (gülüp eğlenen) akşam olmadan ağlar
39	Atasözü	(if you) sing before breakfast, (you'll) cry before supper	sabah gülersen akşam olmadan ağlarsın
40	Atasözü	(if you) sing before breakfast, (you'll) cry before supper	dereyi görmeden paçayı sıvama
41	Atasözü	(if you) sing before breakfast, (you'll) cry before supper	acele işe şeytan karışır
42	Atasözü	(if you) sing before breakfast, (you'll) cry before supper	acele yürüyen yolda kalır
43	Atasözü	don't whistle before you are out of the woods	dereyi geçmeden oh deme/attan inme
44	Atasözü	don't whistle before you are out of the woods	ayı görmeden bayram etme
45	Atasözü	don't whistle before you are out of the woods	bekle her şey iyice yoluna girsin
46	Atasözü	never whistle before you are out of the woods	dereyi geçmeden oh deme/attan inme
47	Atasözü	never whistle before you are out of the woods	ayı görmeden bayram etme
48	Atasözü	never whistle before you are out of the woods	bekle her şey iyice yoluna girsin
49	Atasözü	you should know a man seven years before you stir his fire	iyi tanımadığın kişilerin işlerine burnunu sokma
50	Atasözü	you should know a man seven years before you stir his fire	bir kişiyi iyice tanımadan işlerine karışma
51	Atasözü	never ask pardon before you are accused	suçlanmadığın sürece af dileme
52	Atasözü	never ask pardon before you are accused	asla suçlanmadan özür dileme
53	Atasözü	never ask pardon before you are accused	kimsenin bilmediği kabahatin özrü olmaz
54	Atasözü	you should know a man seven years before you stir his fire	başkasının işine karışma
55	Atasözü	you should know a man seven years before you stir his fire	başkasının işine burnunu sokma
56	Atasözü	you should know a man seven years before you stir his fire	tanımadığın insanların işine burnunu sokma
57	Atasözü	you should know a man seven years before you stir his fire	tanımadığın insanlara temkinli yaklaş
58	Atasözü	don't halloo before you are out of the woods	dereyi görmeden paçayı sıvama
59	Atasözü	don't halloo before you are out of the woods	eline geçmeden/almadan rahatlama
60	Atasözü	don't halloo before you are out of the woods	sonuç kesinleşmeden oldu/geçti/bitti deme
61	Atasözü	don't halloo before you are out of the woods	dereyi geçmeden oh deme/attan inme
62	Atasözü	never halloo before you are out of the woods	daha paçayı kurtarmadan o kadar sevinme
63	Atasözü	never halloo before you are out of the woods	tamamen çözülmeden problemi ortadan kalkmış sayma
64	Atasözü	you have to (learn to) walk before you (can) run	koşmadan önce yürümeyi öğrenmek gerek
65	Atasözü	you must (learn to) walk before you (can) run	koşmadan önce yürümeyi öğrenmek gerek
66	Atasözü	you've got to (learn to) walk before you (can) run	koşmadan önce yürümeyi öğrenmek gerek
Colloquial
67	Konuşma Dili	before you know where you are zf.	bir bakmışsın
68	Konuşma Dili	before you know it zf.	bir bakmışsın
69	Konuşma Dili	before you know where you are zf.	daha ne/nerede olduğunu anlamadan/fark etmeden
70	Konuşma Dili	before you know it zf.	daha ne/nerede olduğunu anlamadan/fark etmeden
71	Konuşma Dili	before you know where you are zf.	göz açıp kapayıncaya kadar
72	Konuşma Dili	before you know it zf.	göz açıp kapayıncaya kadar
73	Konuşma Dili	before you can say knife expr.	birden
74	Konuşma Dili	before you can say knife expr.	fırsat bulmadan
75	Konuşma Dili	before you can say knife expr.	soluk almadan
Idioms
76	Deyim	carry the world before you f.	başarı basamaklarını hızla tırmanmak
77	Deyim	carry the world before you f.	hızla yükselmek
78	Deyim	carry the world before you f.	kısa sürede büyük başarı elde etmek/göstermek
79	Deyim	carry the world before you f.	dünyayı önüne katmak
80	Deyim	carry the world before you f.	her engeli aşarak başarı elde etmek
81	Deyim	carry the world before you f.	her zorluğun üstesinden gelmek
82	Deyim	carry all before you [uk] f.	tüm rakiplerini geride bırakmak
83	Deyim	carry all before you [uk] f.	tüm rakiplerinin önüne geçmek
84	Deyim	carry all before you [uk] f.	her zorluğun üstesinden gelmek
85	Deyim	carry all before you [uk] f.	her engeli aşarak başarı elde etmek
86	Deyim	carry all before you [uk] f.	tüm engelleri aşmak
87	Deyim	run before you can walk f.	yürümeyi öğrenmeden koşmaya çalışmak
88	Deyim	walk before you can run f.	koşmaya çalışmadan önce yürümeyi öğrenmek
89	Deyim	listen before you talk expr.	bin işit bir söyle
90	Deyim	before you know it expr.	bir de bakmışsın ki
91	Deyim	don't cross the bridge before you get there expr.	dereyi görmeden paçayı sıvama
92	Deyim	before you know it expr.	daha ne olduğunu anlamadan
93	Deyim	before you can say jack robinson expr.	göz açıp kapatana kadar
94	Deyim	before you can say jack robinson expr.	göz açıp kapayıncaya kadar
95	Deyim	before you know it expr.	göz açıp kapayıncaya kadar
96	Deyim	listen before you talk expr.	iki dinle bir söyle
97	Deyim	before you could say jack robinson expr.	kaşla göz arasında
98	Deyim	before you can say jack robinson expr.	kaşla göz arasında
99	Deyim	don't cry before you are hurt expr.	ortada fol yok yumurta yokken telaş yapma
100	Deyim	before you can say jack robinson expr.	palas pandıras
101	Deyim	don't whistle before you are out of the woods expr.	paçayı kurtarmadan o kadar sevinme
102	Deyim	before you can say (something) expr.	(bir şey) demeye kalmadan
103	Deyim	before you can say (something) expr.	daha (bir şey) demeden
104	Deyim	walk before you can run expr.	koşmaya çalışmadan önce yürümeyi öğren
Speaking
105	Konuşma	why do you always make a list before shopping? expr.	alışveriş öncesi neden hep bir liste yapıyorsun?
106	Konuşma	try before you buy expr.	almadan önce deneyin
107	Konuşma	look i told you before expr.	bak sana daha önce de söylemiştim
108	Konuşma	have you ever been here before? expr.	burada daha önce bulundunuz mu?
109	Konuşma	you never said that before expr.	bunlardan daha önce hiç bahsetmedin
110	Konuşma	have you ever been here before? expr.	buraya daha önce geldiniz mi?
111	Konuşma	would see somebody in hell before you would do something expr.	bunu yapacağıma ölürüm/cehenneme giderim daha iyi!
112	Konuşma	before you begin expr.	başlamadan önce
113	Konuşma	have you ever had anything like that happen to you before? expr.	daha önce böyle bir şey yaşadın mı?
114	Konuşma	have you been to Istanbul before? expr.	daha önce de geldin mi istanbul'a?
115	Konuşma	have you been to Istanbul before? expr.	daha önce istanbul'a de geldin mi?
116	Konuşma	before you know it expr.	derhal
117	Konuşma	have you ever been to turkey before? expr.	daha önce türkiye'de bulundun mu?
118	Konuşma	before we go any further there's something that I want to tell you expr.	daha ileri gitmeden önce sana söylemek istediğim bir şey var
119	Konuşma	have you ever been here before? expr.	daha önce burada bulundun mu?
120	Konuşma	have you ever been here before? expr.	daha önce burada bulundunuz mu?
121	Konuşma	have you married before? expr.	daha önce evlenmiş miydin?
122	Konuşma	have you ever flown before? expr.	daha önce uçtun mu?
123	Konuşma	I want you to think very hard before you answer expr.	cevap vermeden önce iyi düşünmeni istiyorum
124	Konuşma	before you know it expr.	çok kısa bir süre içinde
125	Konuşma	have you ever been to turkey before? expr.	daha önce türkiye'ye geldin mi?
126	Konuşma	have you ever seen anything like this before? expr.	daha önce böyle bir şey görmüş müydün?
127	Konuşma	you should take off your shoes before you enter the house expr.	evinize girmeden önce ayakkabılarınızı çıkarmanız gerekir
128	Konuşma	don't try to walk before you crawl expr.	emeklemeden koşmaya çalışma
129	Konuşma	knock before you enter expr.	girmeden önce kapıyı çal
130	Konuşma	before you can say jack robinson expr.	göz açıp kapayıncaya kadar
131	Konuşma	before you go expr.	gitmeden önce
132	Konuşma	you have to go before a judge expr.	hakimin karşısına çıkman gerekiyor
133	Konuşma	before you know it expr.	hemen
134	Konuşma	before you can say knife expr.	hızla
135	Konuşma	before you can say jack robinson expr.	göz açıp kapatıncaya kadar
136	Konuşma	have you ever been to turkey before? expr.	hiç türkiye'de bulundun mu?
137	Konuşma	have you ever been to turkey before? expr.	hiç tükiye'ye geldin mi?
138	Konuşma	don't tell me you never done it before expr.	hiç yapmadığınızı söylemeyin bana
139	Konuşma	knock before you enter expr.	girmeden önce kapıyı çalın
140	Konuşma	may you be in heaven a full half hour before the devil knows you're dead expr.	irlanda'da ölenin arkasından şeytan son bir şans bulup ruhunu çağırmadan cennette huzur içinde uyu anlamında söylenen bir ifade
141	Konuşma	look before you leap expr.	iyi düşün sonra giriş
142	Konuşma	let passengers get off the bus before you get on expr.	inenlere öncelik tanıyın
143	Konuşma	you might have heard me tell this one before expr.	önceden anlattığımda duymuşsun herhalde
144	Konuşma	think before you speak expr.	konuşmadan önce düşün
145	Konuşma	if you told (me) (that) before expr.	önceden söyleseydin
146	Konuşma	have you ever been there before? expr.	oraya daha önce gittin mi?
147	Konuşma	top ten things to do before you die expr.	ölmeden önce yapacağınız on şey
148	Konuşma	why didn't you say something before? expr.	neden daha önce bir şey söylemedin?
149	Konuşma	before you can say jack robinson expr.	kaşla göz arasında
150	Konuşma	knock before you enter expr.	kapıyı izinsiz açma
151	Konuşma	have you ever been there before? expr.	orada daha önce bulundun mu?
152	Konuşma	haven't I seen you somewhere before? expr.	sizi daha önce bir yerde gördüm mü?
153	Konuşma	haven't I seen you somewhere before? expr.	sizi daha önce bir yerde gördüm mü?
154	Konuşma	have you two met before? expr.	siz tanışıyor musunuz
155	Konuşma	before meeting you expr.	seni tanımadan önce
156	Konuşma	I must see you before expr.	seni daha önce görmüş olmalıyım
157	Konuşma	it's just a matter of time before they find you expr.	seni burada bulmaları an meselesi
158	Konuşma	before you know it expr.	sen farkına bile varmadan
159	Konuşma	I'll be back before you know I'm gone expr.	sen daha gittiğimi anlamadan dönerim
160	Konuşma	before you gave me the money expr.	parayı sen bana vermeden önce
161	Konuşma	I wrote to you before expr.	size daha önce yazmıştım
162	Konuşma	haven't I seen you somewhere before? expr.	seni daha önce bir yerde gördüm mü?
163	Konuşma	haven't I seen you somewhere before? expr.	sizinle daha önce bir yerde görüştük mü/tanıştık mı?
164	Konuşma	haven't I seen you before? expr.	seni daha önce hiç görmüş müydüm?
165	Konuşma	have you two met before? expr.	siz tanışıyor muydunuz?
166	Konuşma	have you ever been to turkey before? expr.	tükiye'ye geldin mi hiç? daha önce türkiye'ye geldin mi?
167	Konuşma	wear hair restraints before you touch the foods expr.	yemeklere dokunmadan önce saç bonesi takınız
168	Konuşma	come by tomorrow before you hit the pavement expr.	yarın yola çıkmadan önce bana uğra
169	Konuşma	before I forget (let me tell you) expr.	unutmadan söyleyeyim
Politics
170	Siyasal	if some day you are compelled to defend your independence and your republic, you must not tarry to weigh the possibilities and circumstances of the situation before taking up your duty i.	bir gün, istiklal ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkan ve şeraitini düşünmeyeceksin!
Computer
171	Bilgisayar	what you see before you get it expr.	ekranda ne varsa onu elde edersin
172	Bilgisayar	what-you-see before-you get-it expr.	ekranda ne varsa onu elde edersin
173	Bilgisayar	you must give your team a name before you can buy players expr.	oyuncuları almadan önce takımınıza bir isim vermeniz gerekiyor
Printing
174	Baskı Teknikleri	what are you going to do before you leave? expr.	ayrılmadan önce ne yapacaksın?
175	Baskı Teknikleri	what are you going to do before you leave? expr.	ayrılmadan önce ne yapacaksınız?
Cinema
176	Sinema	1001 movies you must see before you die i.	ölmeden önce görmeniz gereken 1001 film
Slang
177	Argo	wrap it before you tap it expr.	(prezervatif) tak da öyle yap
178	Argo	wrap it before you tap it expr.	(prezervatif) takmadan yapma
179	Argo	check yourself before you wreck yourself expr.	ağzından çıkana dikkat et
180	Argo	check yourself before you wreck yourself expr.	ağzından çıkanı kulağın duysun
181	Argo	check yourself before you wreck yourself expr.	hareketlerine dikkat et
182	Argo	check yourself before you wreck yourself expr.	ne dediğine dikkat et