Geçmiş

hemen

"hemen" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 154 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	hemen	at once zf.
2	Yaygın Kullanım	hemen	immediately zf.
3	Yaygın Kullanım	hemen	instantly zf.
General
4	Genel	hemen	instantaneous s.
5	Genel	hemen	immediate s.
6	Genel	hemen	tite [obsolete] s.
7	Genel	hemen	straight off zf.
8	Genel	hemen	the moment zf.
9	Genel	hemen	thereupon zf.
10	Genel	hemen	instantaneously zf.
11	Genel	hemen	out of hand zf.
12	Genel	hemen	first thing zf.
13	Genel	hemen	in a jiffy zf.
14	Genel	hemen	prompt zf.
15	Genel	hemen	once zf.
16	Genel	hemen	erelong zf.
17	Genel	hemen	directly zf.
18	Genel	hemen	straightaway zf.
19	Genel	hemen	forthwith zf.
20	Genel	hemen	in an instant zf.
21	Genel	hemen	direct zf.
22	Genel	hemen	this very moment zf.
23	Genel	hemen	on the spot zf.
24	Genel	hemen	anon zf.
25	Genel	hemen	instantly zf.
26	Genel	hemen	in two ticks zf.
27	Genel	hemen	pronto zf.
28	Genel	hemen	soon zf.
29	Genel	hemen	drop zf.
30	Genel	hemen	right off the bat zf.
31	Genel	hemen	incontinently zf.
32	Genel	hemen	in a snap zf.
33	Genel	hemen	right after zf.
34	Genel	hemen	like a shot zf.
35	Genel	hemen	promptly zf.
36	Genel	hemen	in two shakes zf.
37	Genel	hemen	nearly zf.
38	Genel	hemen	right away zf.
39	Genel	hemen	almost zf.
40	Genel	hemen	right now zf.
41	Genel	hemen	at a word zf.
42	Genel	hemen	on the very spot zf.
43	Genel	hemen	in short order zf.
44	Genel	hemen	in no time zf.
45	Genel	hemen	in a minute zf.
46	Genel	hemen	presently zf.
47	Genel	hemen	away zf.
48	Genel	hemen	in a twinkling zf.
49	Genel	hemen	straight zf.
50	Genel	hemen	forthright zf.
51	Genel	hemen	at no time zf.
52	Genel	hemen	then and there zf.
53	Genel	hemen	now zf.
54	Genel	hemen	outright zf.
55	Genel	hemen	right zf.
56	Genel	hemen	right off zf.
57	Genel	hemen	just zf.
58	Genel	hemen	straight away zf.
59	Genel	hemen	instanter zf.
60	Genel	hemen	on the nail zf.
61	Genel	hemen	as soon as possible zf.
62	Genel	hemen	on the spur of the moment zf.
63	Genel	hemen	on-the-spot zf.
64	Genel	hemen	soonish zf.
65	Genel	hemen	straightway zf.
66	Genel	hemen	so readily zf.
67	Genel	hemen	as immediate as possible zf.
68	Genel	hemen	on short notice zf.
69	Genel	hemen	at short notice zf.
70	Genel	hemen	tout de suite (french) zf.
71	Genel	hemen	almost immediately zf.
72	Genel	hemen	just zf.
73	Genel	hemen	i̇n no time zf.
74	Genel	hemen	thereright [dialect] zf.
75	Genel	hemen	titely [obsolete] zf.
76	Genel	hemen	anon right zf.
77	Genel	hemen	blive zf.
78	Genel	hemen	on the line zf.
79	Genel	hemen	instant zf.
80	Genel	hemen	downright zf.
81	Genel	hemen	incontinent zf.
82	Genel	hemen	directly zf.
83	Genel	hemen	in present [obsolete] ed.
84	Genel	hemen	instantly bağ.
Phrases
85	İfadeler	hemen	real quick expr.
86	İfadeler	hemen	on the instant expr.
87	İfadeler	hemen	without any delay expr.
88	İfadeler	hemen	from the off expr.
Colloquial
89	Konuşma Dili	hemen	a hot minute i.
90	Konuşma Dili	hemen	now-now zf.
91	Konuşma Dili	hemen	one-time [caribbean] zf.
92	Konuşma Dili	hemen	in (just) a minute zf.
93	Konuşma Dili	hemen	in the heat of the moment expr.
94	Konuşma Dili	hemen	in (just) a minute expr.
95	Konuşma Dili	hemen	on the point of expr.
96	Konuşma Dili	hemen	in a jiffy expr.
97	Konuşma Dili	hemen	on the heels of expr.
98	Konuşma Dili	hemen	in a couple of shakes expr.
99	Konuşma Dili	hemen	here and now expr.
100	Konuşma Dili	hemen	in just a moment expr.
101	Konuşma Dili	hemen	on the nail expr.
102	Konuşma Dili	hemen	in (just) a second expr.
103	Konuşma Dili	hemen	at the drop of a hat expr.
104	Konuşma Dili	hemen	right off the bat expr.
105	Konuşma Dili	hemen	off the bat expr.
106	Konuşma Dili	hemen	on the spot expr.
107	Konuşma Dili	hemen	right off expr.
108	Konuşma Dili	hemen	straight away expr.
109	Konuşma Dili	hemen	in a little bit expr.
110	Konuşma Dili	hemen	inym (in a new york minute) expr.
111	Konuşma Dili	hemen	in a second expr.
112	Konuşma Dili	hemen	soon as possible expr.
113	Konuşma Dili	hemen	this (very) minute expr.
114	Konuşma Dili	hemen	immy (immediately) kısalt.
Idioms
115	Deyim	hemen	hell for leather i.
116	Deyim	hemen	a new york minute i.
117	Deyim	hemen	this minute zf.
118	Deyim	hemen	this second zf.
119	Deyim	hemen	straight out of the chute zf.
120	Deyim	hemen	at a steady clip [us] zf.
121	Deyim	hemen	at a good clip [us] zf.
122	Deyim	hemen	at a fast clip [us] zf.
123	Deyim	hemen	not a moment to spare expr.
124	Deyim	hemen	in a heartbeat expr.
125	Deyim	hemen	right off the bat expr.
126	Deyim	hemen	in two shakes expr.
127	Deyim	hemen	straight off the bat expr.
128	Deyim	hemen	in a couple of shakes expr.
129	Deyim	hemen	without a moment to spare expr.
130	Deyim	hemen	in a hurry expr.
131	Deyim	hemen	without more ado expr.
132	Deyim	hemen	without further ado expr.
133	Deyim	hemen	in two shakes of a lamb's tail expr.
134	Deyim	hemen	tout suite expr.
135	Deyim	hemen	in the twinkle of an eye expr.
136	Deyim	hemen	at the high port expr.
137	Deyim	hemen	on the jump expr.
138	Deyim	hemen	(right) from the off expr.
139	Deyim	hemen	at one blow expr.
140	Deyim	hemen	brace of shakes expr.
141	Deyim	hemen	half a shake of a lamb's tail expr.
142	Deyim	hemen	head first expr.
143	Deyim	hemen	like a martin to its gourd [dated] [us] expr.
144	Deyim	hemen	like a martin to his gourd [dated] [us] expr.
145	Deyim	hemen	off the (starting) blocks expr.
Speaking
146	Konuşma	hemen	before you know it expr.
Law
147	Hukuk	hemen	forthwith expr.
Archaic
148	Eski Kullanım	hemen	incessantly zf.
British Slang
149	İngiliz Argosu	hemen	quick sticks expr.
150	İngiliz Argosu	hemen	balls to the wall expr.
151	İngiliz Argosu	hemen	pronto expr.
152	İngiliz Argosu	hemen	dreckly expr.
153	İngiliz Argosu	hemen	p.d.q./ pdq expr.
154	İngiliz Argosu	hemen	in a tick expr.

"hemen" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	hemen göze çarpmayan	subtle s.
2	Yaygın Kullanım	hemen hemen	almost zf.
3	Yaygın Kullanım	hemen hemen	about zf.
4	Yaygın Kullanım	hemen hemen	nearly zf.
General
5	Genel	sanatçıda sahneye çıkmadan hemen önce başlayan korku ve heyecan	stage fright i.
6	Genel	hemen yerleşim	immediate settlement i.
7	Genel	çevredeki objeleri görüp ne olduklarını hemen anlama yetisi	subitizing i.
8	Genel	hemen olan	instantness i.
9	Genel	içinde hemen hemen her şeyin satıldığı büyük mağaza	department store i.
10	Genel	kentin hemen dışındaki banliyöler	immediate suburbs i.
11	Genel	biriyle tanıştıktan hemen sonra gönderilen arkadaşlık isteği/talebi	post-acquaintance friend request i.
12	Genel	çevredeki objeleri görüp ne olduklarını hemen anlama yetisi	subitising i.
13	Genel	hemen harekete geçilmesi	prompt action i.
14	Genel	1940 ve 50'lerde, amerika'daki eyaletler arası otobanlarda motorcular için açılmış, genellikle odaların hemen önünde motorlar için özel bir alanı bulunan otel	motor court i.
15	Genel	abd'de şükran günü'nden sonraki ilk cuma günü kutlanan gün boyunca tüketicilerin hemen hemen tüm ürünleri son derece indirimli fiyatlarla aldıkları gün	black friday i.
16	Genel	evlenmeden hemen önce terkedilen gelin	jilted bride i.
17	Genel	hindistan'ın hemen hemen her yerinde kutlanan bir uçurtma festivali	makarsakranti i.
18	Genel	hindistan'ın hemen hemen her yerinde kutlanan bir uçurtma festivali	maghi i.
19	Genel	gizli haberleşme materyallerinin veya yasadışı malların tutulduğu ve sonrasında hemen elden çıkarıldığı önceden belirlenmiş yer	mail drop i.
20	Genel	gizli haberleşme materyallerinin veya yasadışı malların tutulup sonrasında hemen elden çıkarıldığı önceden belirlenmiş yer	maildrop i.
21	Genel	kayraktaşı veya padavralardan oluşan bir yolun hemen üstündeki kaplanmamış kısmı	margin of a course i.
22	Genel	hemen ayırt edilebilen koyun	marker i.
23	Genel	hemen cevap verebilme	responsiveness i.
24	Genel	kalçanın hemen altında biten aşırı kısa etek	microskirt i.
25	Genel	bir binicinin diğerinin hemen arkasından ve belirli bir tarafından giderek üçüncü bir binicinin sarsılmadan geçmesini engelleme taktiği	box i.
26	Genel	yarışı kazananın hemen arkasında bitiren kimse	bridesmaid i.
27	Genel	nükleer patlama merkezinin hemen altındaki yüzey konumu	hypocenter i.
28	Genel	belirli bir etkinliğin hemen sonrası	morrow i.
29	Genel	zihinsel süreçlerin meydana geldikten hemen sonra ilkel hafıza aracılığıyla gözlemlenmesi	retrospection i.
30	Genel	parayı hemen tüketen şey	lickpenny i.
31	Genel	ayakkabı tabanının hemen üzerine yağmur veya çamurdan koruma amaçlı eklenen parça	mudguard i.
32	Genel	ayakkabı tabanının hemen üzerine süs amaçlı eklenen materyal	mudguard i.
33	Genel	hemen cevaplanması zor soru	good question i.
34	Genel	hemen güç kaybetme	fatigability i.
35	Genel	hemen halsiz düşme	fatigableness i.
36	Genel	(protestan kiliselerinde) günah çıkarmadan hemen önce gelen kısa vaaz	invitement [obsolete] i.
37	Genel	hemen gaza gelip kolları sıvayan kimse	dabbler i.
38	Genel	hemen akabinde olma	follow-on i.
39	Genel	kişinin hemen civar bölgesi	presence i.
40	Genel	fırsattan hemen faydalanmaya bakmak	jump at f.
41	Genel	hemen (bir şeyi anlatmaya) başlamak	plunge into f.
42	Genel	hemen sinirlenmek	fly into a temper f.
43	Genel	hemen satın almak	snap up f.
44	Genel	hemen öfkelenmek	fly into a temper f.
45	Genel	hemen harekete geçirmek	galvanize f.
46	Genel	hemen kabul etmek	snap up f.
47	Genel	hemen gelmek	supervene f.
48	Genel	durumu hemen kavramak	take in the scene at a glance f.
49	Genel	-in hemen ardından gelmek	be hard on the heels of f.
50	Genel	-e hemen gitmek	make a beeline for f.
51	Genel	-e hemen gitmek	make a beeline to f.
52	Genel	hemen kabul etmek	jump at f.
53	Genel	hemen konuya girmek	straight to the point f.
54	Genel	hemen konuya girmek	get straight to the point f.
55	Genel	hemen geri bildirim vermek	give prompt feedback f.
56	Genel	kalkıştan hemen sonra yere çakılmak	crash right after takeoff f.
57	Genel	birinden hemen hoşlanmak	like someone right off f.
58	Genel	hemen/çabuk olup bir şeyler yapmak	hurry up and do something f.
59	Genel	(kapı) hemen merdivene açılmak	swing over stairs f.
60	Genel	hemen harekete geçirmek	galvanise f.
61	Genel	hemen hemen emin olmak	all but certain f.
62	Genel	hemen takip etmek	underfollow f.
63	Genel	hemen peşinden gitmek	underfollow f.
64	Genel	hemen içine çekmek	lap f.
65	Genel	hemen kabul etmek	lap f.
66	Genel	hemen ödemek	plank down f.
67	Genel	bir yazıyı başlangıç sayfasından hemen sonra gelmeyen bir sayfada devam ettirmek	break f.
68	Genel	hemen cevap vermek	obey f.
69	Genel	hemen gitmek	get f.
70	Genel	hemen çıkmak	get f.
71	Genel	hemen bitmek	fleet f.
72	Genel	(gün) hemen geçmek	fleet f.
73	Genel	hemen kullanıma uygun	ready for immediate use s.
74	Genel	hemen şiddete başvurabilen	violent s.
75	Genel	hemen ardından gelen	immediate s.
76	Genel	hemen hemen aynı	much the same s.
77	Genel	hemen hemen rüzgara karşı	close to the wind s.
78	Genel	su katılarak hemen hazırlanan (yiyecek/içecek)	instant s.
79	Genel	hemen hemen aynı	pretty much the same s.
80	Genel	hemen paraya çevrilebilir	liquid s.
81	Genel	hemen hemen periyodik	almost periodical s.
82	Genel	hemen meydana gelen	instantaneous s.
83	Genel	hemen yapılan	prompt s.
84	Genel	gıdıklanınca hemen ürperen (yer)	ticklish s.
85	Genel	hemen parlayan (kimse)	peppery s.
86	Genel	işlerini hemen yapan	prompt s.
87	Genel	çabuk kavrayıp hemen gerekeni yapan (durumu)	quick-witted s.
88	Genel	hemen parlayan	short-tempered s.
89	Genel	çabuk kavrayıp gerekeni hemen yapan	quick-witted s.
90	Genel	hemen olan	instant s.
91	Genel	hemen hemen aynı	almost the same s.
92	Genel	hemen teslim edilebilir	off-the-shelf s.
93	Genel	hemen samimi olup duygularını dokunarak vb. dışa vuran yılışık kimse	touchy-feely s.
94	Genel	hemen kullanılabilir	ready s.
95	Genel	hemen tüketilen	non-durable s.
96	Genel	hemen tüketilmezse bozulan tüketim maddeleriyle ilgili	non-durable s.
97	Genel	hemen yapılması gereken	necessitous s.
98	Genel	hemen hemen her	just about any s.
99	Genel	hemen göze çarpmayan	understated s.
100	Genel	hemen fark edilmeyen	undistinct s.
101	Genel	hemen heyecanlanmayan	unexcitable s.
102	Genel	hemen solan	evanescent s.
103	Genel	hemen hemen imkansız	nigh on impossible s.
104	Genel	hemen değişen	light s.
105	Genel	hemen cevap	responsive s.
106	Genel	kalçanın hemen üzerinde olan	hiplength s.
107	Genel	hemen fark edilen	observant s.
108	Genel	hemen algılanan	observant s.
109	Genel	hemen hemen	odd s.
110	Genel	hemen olmayan	imprompt s.
111	Genel	ölümden hemen önce söylenen	dying s.
112	Genel	hemen hemen çözülmüş	good s.
113	Genel	hemen coşan	combustible s.
114	Genel	takılıp hemen kullanılabilen	drop-in s.
115	Genel	bir tarihin veya olayın hemen öncesi	immediately preceding (something) s.
116	Genel	kenarının hemen iç tarafı olukla çevrili olan	contorniate s.
117	Genel	hemen göze çarpmayan	inward s.
118	Genel	kimyasal işlem gördüğü için hemen veya kolayca tutuşmayan	flame-retardant s.
119	Genel	etkisini hemen gösteren	presentaneous [obsolete] s.
120	Genel	neredeyse hemen sağlanan	short-term s.
121	Genel	hemen yanında biten	side by side s.
122	Genel	hemen hemen yan yana	at close quarters zf.
123	Genel	hemen şimdi	at once zf.
124	Genel	hemen oracıkta	on the spot zf.
125	Genel	hemen hemen	all but zf.
126	Genel	hemen sonra	next zf.
127	Genel	hemen ardından	with this zf.
128	Genel	hemen yakınında	at one's foot zf.
129	Genel	hemen istekle	at the drop of a hat zf.
130	Genel	hemen hemen hiç	hardly zf.
131	Genel	hemen hemen	near zf.
132	Genel	hemen hepsi	almost all zf.
133	Genel	hemen hiç	almost no zf.
134	Genel	hemen hemen	half zf.
135	Genel	hemen ertesi gün	very next day zf.
136	Genel	hemen şimdi	just now zf.
137	Genel	hemen şimdi	in a moment zf.
138	Genel	hemen hemen hiç	barely zf.
139	Genel	hemen hemen aynı	closely zf.
140	Genel	hemen hemen	quasi zf.
141	Genel	hemen hemen hiçbir zaman	scarcely ever zf.
142	Genel	hemen hemen	well nigh zf.
143	Genel	hemen hemen hiç	hardly ever zf.
144	Genel	hemen şimdi	right now zf.
145	Genel	hemen hemen	nigh zf.
146	Genel	hemen hemen	much zf.
147	Genel	hemen hemen	barely zf.
148	Genel	hemen hemen hiç	scarcely zf.
149	Genel	hemen oracıkta	there and then zf.
150	Genel	hemen şimdi	this moment zf.
151	Genel	hemen hemen	virtually zf.
152	Genel	hemen şimdi	but just now zf.
153	Genel	hemen hemen	hardly zf.
154	Genel	hemen hemen	scarcely zf.
155	Genel	hemen hemen	practically zf.
156	Genel	bir dakikada hemen	in a minute zf.
157	Genel	hemen hemen	just about zf.
158	Genel	hemen anında	readily zf.
159	Genel	hemen hiç	scarcely ever zf.
160	Genel	hemen hemen hiç	little or nothing zf.
161	Genel	hemen hiç	scarcely zf.
162	Genel	hemen hemen	nearly zf.
163	Genel	hemen hemen	well-nigh zf.
164	Genel	hemen hiç	hardly zf.
165	Genel	hemen ardından	right after zf.
166	Genel	hemen sonra	after a bit zf.
167	Genel	hemen hemen her durumda	in almost all cases zf.
168	Genel	hemen sonrasında	immediately after zf.
169	Genel	hemen akabinde	immediately after zf.
170	Genel	hemen akabinde	immediately afterwards zf.
171	Genel	hemen sonrasında	immediately afterwards zf.
172	Genel	hemen şimdi	for the present zf.
173	Genel	hemen hemen aynı zamanlarda	at about the same time zf.
174	Genel	-den hemen önce	shortly before zf.
175	Genel	hemen hemen her zaman	almost always zf.
176	Genel	hemen hemen her yerde	almost everywhere zf.
177	Genel	-den hemen sonra	immediately zf.
178	Genel	-den hemen sonra	soon after zf.
179	Genel	hemen derhal	promptly zf.
180	Genel	hemen derhal	without delay zf.
181	Genel	hemen derhal	readily zf.
182	Genel	hemen öncesinde	immediately before zf.
183	Genel	hemen hemen	at close quarters zf.
184	Genel	hemen hemen	pretty well zf.
185	Genel	hemen hemen	pretty much zf.
186	Genel	hemen hemen her zaman	almost invariably zf.
187	Genel	hemen sonrasında	post zf.
188	Genel	gece yarısından hemen önce	just before midnight zf.
189	Genel	hemen sinirlenerek	techily zf.
190	Genel	hemen şimdi	nowthe [obsolete] zf.
191	Genel	hemen hemen aynı şey	nearly zf.
192	Genel	hemen sonra	then zf.
193	Genel	hemen şimdi	already zf.
194	Genel	hemen hemen	amaist [scottish] zf.
195	Genel	bir önceki yorumdan hemen sonra	in the (very) next breath zf.
196	Genel	hemen göze çarpmayan bir şekilde	understatedly zf.
197	Genel	hemen hemen	fairly [us] zf.
198	Genel	hemen hemen	mostly [scotland] zf.
199	Genel	hemen hemen	gain zf.
200	Genel	hemen hemen	much zf.
201	Genel	hemen hemen	muchwhat zf.
202	Genel	hemen anında	glib zf.
203	Genel	hemen anında	glibly zf.
204	Genel	hemen hemen rüzgara karşı	on a wind zf.
205	Genel	bundan hemen sonra	on that zf.
206	Genel	(başkasının) hemen ardından	on the coattails zf.
207	Genel	hemen cevap vermek durumunda	on the spot zf.
208	Genel	(hanedan armalarında) enseyi göstermeyecek şekilde kulağın hemen arkasında	close zf.
209	Genel	hemen hemen	feckly zf.
210	Genel	hemen hemen	say zf.
211	Genel	hemen sonra	directly [uk] zf.
212	Genel	hemen hemen rüzgara karşı	sharp zf.
213	Genel	hemen hemen	next to ed.
214	Genel	hemen hemen	close to ed.
215	Genel	hemen hemen	as good as ed.
216	Genel	hemen yanındaki	next to ed.
217	Genel	hemen yanında	next to ed.
218	Genel	hemen hemen aynı	no better than ed.
219	Genel	hemen akabinde	right after (that) ed.
220	Genel	hemen sonrasında	just after (that) ed.
221	Genel	hemen sonrasında	right after (that) ed.
222	Genel	hemen akabinde	just after (that) ed.
223	Genel	biraz/hemen önce	shy of ed.
224	Genel	-den hemen önce	toward ed.
225	Genel	-den hemen önce	towards ed.
226	Genel	hemen hemen	umbe [dialect] ed.
227	Genel	hemen sonra	whereupon bağ.
228	Genel	hemen hemen	quasi- ök.
229	Genel	hemen hemen	sub- ök.
230	Genel	hemen hemen anlamına gelen ön ek	pen- ök.
231	Genel	hemen hemen anlamına gelen ön ek	pene- ök.
232	Genel	hemen karşısında	in the teeth expr.
Phrasals
233	Öbek Fiiller	hemen ödemek	tell down [scottish] f.
234	Öbek Fiiller	hemen göndermek/yollamak	bundle off f.
235	Öbek Fiiller	hemen bir şeyler hazırlayıvermek	toss something together f.
236	Öbek Fiiller	hemen dönmek	hurry back f.
237	Öbek Fiiller	hemen ödemek	pay down f.
238	Öbek Fiiller	hemen geri aramak	call right back f.
239	Öbek Fiiller	hemen yiyip bitirmek	get down f.
240	Öbek Fiiller	hemen gidip gelmek	scoot down f.
241	Öbek Fiiller	(birini) hemen soymak	shuck down [us/canada] f.
242	Öbek Fiiller	çabucak/hızlıca/hemen yapmak	toss off f.
243	Öbek Fiiller	(kötü bir şeyi/durumu) hemen atlatmak	rebound from (someone or something) f.
244	Öbek Fiiller	(kötü bir şeyin/durumun) hemen üstesinden gelmek	rebound from (someone or something) f.
245	Öbek Fiiller	(kötü bir durumdan) hemen çıkmak/sıyrılıp çıkmak	rebound from (someone or something) f.
246	Öbek Fiiller	(kötü bir şeyi/durumu) hemen toparlamak	rebound from (someone or something) f.
247	Öbek Fiiller	hemen başlamak	dive in f.
248	Öbek Fiiller	hemen başlamak	jump on f.
249	Öbek Fiiller	hemen dahil olmak	jump on f.
250	Öbek Fiiller	hemen/acilen dalmak	jump on f.
251	Öbek Fiiller	hemen yazmak	knock something out f.
252	Öbek Fiiller	hemen yazmak	knock something off f.
253	Öbek Fiiller	hemen (birine/bir şeye) gitmek	run over to (someone or something) f.
254	Öbek Fiiller	hemen (bir pozisyona, duruma) geçmek	snap into (something) f.
255	Öbek Fiiller	hemen (bir pozisyona, duruma) geçirmek	snap into (something) f.
256	Öbek Fiiller	(bir şeye) hemen geri dönmek	sweep back into (something) f.
257	Öbek Fiiller	hemen geriye dönmek	wheel around f.
258	Öbek Fiiller	hemen geriye döndürmek	wheel around f.
259	Öbek Fiiller	hemen kaldırmak	whisk away f.
260	Öbek Fiiller	hemen başka yere götürmek	whisk away f.
261	Öbek Fiiller	hemen/derhal başlamak	lay to f.
262	Öbek Fiiller	bir şeyi hızlıca/hemen (birine/bir şeye) götürmek	run down to (someone or something) f.
263	Öbek Fiiller	hızlıca/hemen (bir yere/şeye) gitmek	run down to (something) f.
264	Öbek Fiiller	hızlıca/hemen birine/bir şeye gitmek	run down to someone or something f.
265	Öbek Fiiller	hızlıca/hemen birine/bir şeye gelmek	run down to someone or something f.
266	Öbek Fiiller	hızlıca/hemen gitmek	run down to f.
267	Öbek Fiiller	bir şeyden hemen iyileşmek	snap out of something f.
268	Öbek Fiiller	hemen iyileşmek	snap out of f.
269	Öbek Fiiller	hemen başlamak	jump off f.
270	Öbek Fiiller	hemen bitirmek/tamamlamak	whip through f.
271	Öbek Fiiller	hemen bitirmek/tamamlamak	whip through something f.
272	Öbek Fiiller	hemen yola koyulmak	waltz off f.
273	Öbek Fiiller	hemen alıp götürmek	whisk off f.
274	Öbek Fiiller	(birine/bir şeye/bir yere) hemen geri dönmek	run back (to someone or something) f.
275	Öbek Fiiller	hemen çıkmak	zip along f.
276	Öbek Fiiller	(bir şeyi) hızla/hemen tüketmek	burn through (something) f.
277	Öbek Fiiller	(bir şeyi) hızla/hemen harcamak	burn through (something) f.
278	Öbek Fiiller	(bir şeyi) hemen harcayıp bitirmek	burn through (something) f.
279	Öbek Fiiller	(bir şeyi) hemen bitirmek	burn through (something) f.
280	Öbek Fiiller	belirli bir seviyenin hemen altında kalmak	bubble under f.
281	Öbek Fiiller	(biriyle) hemen anlaşmak	connect (up) with (someone) f.
282	Öbek Fiiller	hemen okuyuvermek	cruise through f.
283	Öbek Fiiller	hemen (birinin/bir şeyin) yanına gitmek	cut out for (someone or something) f.
284	Öbek Fiiller	hemen gitmek	dash down f.
285	Öbek Fiiller	bir şeyi hemen yapmak	dash something off f.
286	Öbek Fiiller	(bir şey için) hemen çıkmak	dash out (for something) f.
287	Öbek Fiiller	(bir şey için) hemen gidivermek	dash out (for something) f.
288	Öbek Fiiller	(birine/bir şeye) hemen karşılık vermek	fire back at (someone or something) f.
289	Öbek Fiiller	(birine/bir şeye) hemen karşı ateş açmak	fire back at (someone or something) f.
290	Öbek Fiiller	(birine/bir şeye) hemen karşılık vermek	fire back to (someone or something) f.
291	Öbek Fiiller	(birine/bir şeye) hemen karşı ateş açmak	fire back to (someone or something) f.
292	Öbek Fiiller	'-den hemen ayrılmak	fly out f.
293	Öbek Fiiller	(bir yerden) hemen ayrılmak	fly out of (some place) f.
294	Öbek Fiiller	(birine/bir şeye) hemen gitmek	fly to (someone or something) f.
295	Öbek Fiiller	hemen tüketmek	run through f.
296	Öbek Fiiller	(bir şeyi birinin) elinden hemen/zorla almak	grab (something) off (of) (one) f.
297	Öbek Fiiller	birini/bir şeyi (birinin/bir şeyin) elinden hemen/zorla almak	grab someone or something away (from someone or something) f.
298	Öbek Fiiller	(birinin/bir şeyin) elinden hemen/zorla almak	grab away from (someone or something) f.
299	Öbek Fiiller	(birine/bir şeye) hemen/çabucak dönmek	hurry back to (someone or something) f.
300	Öbek Fiiller	hızlıca/hemen (bir yere) inmek	hurry down (to some place) f.
301	Öbek Fiiller	(birinin/bir şeyin bir şeyden/yerden/durumdan) hızla/hemen çıkmasına neden olmak/çıkmasını sağlamak	jerk (someone or something) out of (something or some place) f.
302	Öbek Fiiller	(birinin/bir şeyin bir şeyi/yeri) hemen/derhal terk etmesine sebep olmak/terk etmesini sağlamak	jerk (someone or something) out of (something or some place) f.
303	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi bir şeyden/yerden/durumdan) hemen/hızlıca çıkarmak	jerk (someone or something) out of (something or some place) f.
304	Öbek Fiiller	hemen inmek	jump out f.
305	Öbek Fiiller	hemen harekete geçmemek	lay back f.
306	Öbek Fiiller	(bir şeye) hemen/derhal başlamak	light into (something) f.
307	Öbek Fiiller	hemen bir yere koşmak	make for somewhere f.
308	Öbek Fiiller	hemen (bir yere/bir şeye) gitmek/yönelmek	make out for (somewhere or something) f.
309	Öbek Fiiller	'-in hemen yanında/bitişiğinde/dibinde olmak	neighbor on f.
310	Öbek Fiiller	-e hemen/hızla geri dönmek	run back to f.
311	Öbek Fiiller	(bir şeyin) hepsini hemen/hızlıca bitirmek	run through (something) f.
312	Öbek Fiiller	(bir şeyin) hepsini hemen/hızlıca tüketmek	run through (something) f.
313	Öbek Fiiller	(bir şeyden/bir yerden) hemen çıkmasını sağlamak	rush out of (something or some place) f.
314	Öbek Fiiller	(bir şey) yapmak için hemen koşmak	rush to (something) f.
315	Öbek Fiiller	(bir şeyi) hemen bitirmek	sail through (something) f.
316	Öbek Fiiller	hemen (bir şeye/bir yere) geçmek/geçiş yapmak	scooch over to (something or some place) f.
317	Öbek Fiiller	hemen (bir şeye/bir yere) geçmek/geçiş yapmak	scoot down to (something or some place) f.
318	Öbek Fiiller	hemen (bir şeye/bir yere) geçmek/geçiş yapmak	scoot over to (something or some place) f.
319	Öbek Fiiller	(birinin/bir şeyin) hemen üzerine atlamak	spring at (someone or something) f.
320	Öbek Fiiller	(görevi) hemen yapmak	fire off f.
Phrases
321	İfadeler	hemen aşağıda	immediately below i.
322	İfadeler	hemen hemen	close to zf.
323	İfadeler	hemen hemen	close to zf.
324	İfadeler	hemen hemen	close on zf.
325	İfadeler	hemen hemen her zaman	nearly always zf.
326	İfadeler	hemen oracıkta	upon the place [obsolete] zf.
327	İfadeler	hemen dibinde	if it was a snake, it would've bit you expr.
328	İfadeler	bir güçlük karşısında kimi zorlanır kimi hemen ayağa kalkar	the same fire that melts the butter hardens the egg expr.
329	İfadeler	derhal/hemen olacak	no sooner said than done expr.
330	İfadeler	hemen/acil/aniden verilen karar	on the spot decision expr.
331	İfadeler	hemen hemen kesin	as good as expr.
332	İfadeler	hemen sokağın aşağısında	down the street expr.
333	İfadeler	hemen fark edeceğin bir şey	something you notice right away expr.
334	İfadeler	hemen hemen hiç	next to nothing expr.
335	İfadeler	hemen sokağın altında	down the street expr.
336	İfadeler	hemen önceki	next but one expr.
337	İfadeler	hemen sadede	straight to the point expr.
338	İfadeler	hemen herkes kadar	as much as the next person expr.
339	İfadeler	hemen herkes gibi	as much as the next person expr.
340	İfadeler	hemen hemen hiç	little to no expr.
341	İfadeler	hemen başlangıçta	right from the start expr.
342	İfadeler	iş mektubunun sonunda imzadan hemen önce yazılır	very truly yours, expr.
343	İfadeler	hemen hemen herkesin bildiği bir his	that feel when expr.
344	İfadeler	hemen hemen herkesin bildiği bir his	that feeling when expr.
345	İfadeler	hemen hemen doğru	not far off expr.
346	İfadeler	hemen/anında kullanılabilir	close to hand expr.
347	İfadeler	hemen arkasından	upon the heels of expr.
348	İfadeler	'-den hemen sonra	upon the heels of expr.
349	İfadeler	(birinin) hemen arkasından	in the train of (someone) [old-fashioned] expr.
350	İfadeler	(bir şeyin) hemen arkasından/ardından	in the wake of (something) expr.
351	İfadeler	(bir şeyden) hemen sonra	in the wake of (something) expr.
Proverb
352	Atasözü	zoru hemen yaparız; imkansız, biraz zaman alır	difficult is done at once; the impossible takes a little longer
353	Atasözü	yakın dostlardan alınan borçların hemen ödenmesi gerektiğini aksi halde dostlukların bozulabileceğini ifade eden bir atasözü	short reckonings make long friends
354	Atasözü	şanslı bir durumun hemen arkasından bir şanssızlık gelebilir	the lord giveth and the lord taketh away
Colloquial
355	Konuşma Dili	beyzbolda topu iç sahanın hemen dışına gönderen hafif vuruş	blooper i.
356	Konuşma Dili	hemen öğrenen	quick study i.
357	Konuşma Dili	hemen hemen her şey	almost everything i.
358	Konuşma Dili	hemen oracıkta	on the spot i.
359	Konuşma Dili	hemen inanan/ikna olan kimse	easy game i.
360	Konuşma Dili	hemen ardından tekrar oynatma	instant replay i.
361	Konuşma Dili	şafaktan hemen sonraki zaman	day-clean i.
362	Konuşma Dili	birini hemen hatırlamak	remember someone right away f.
363	Konuşma Dili	birinden hemen hoşlanmak	take an immediate liking to someone f.
364	Konuşma Dili	yeterince düşünmeden hemen harekete geçmek	go off half-cocked f.
365	Konuşma Dili	yorgunluktan dolayı hemen uyuyup kalmak	crash out f.
366	Konuşma Dili	hemen çıkıp gitmek	drag (one's) tail f.
367	Konuşma Dili	bir şeyi hemen çözmek	get something in one f.
368	Konuşma Dili	bir şeyi hemen anlamak	get something in one f.
369	Konuşma Dili	hemen asıp kesmek	do not pass go f.
370	Konuşma Dili	hemen defterini dürmek	do not pass go f.
371	Konuşma Dili	bir işe, göreve hemen başlamak	go to it f.
372	Konuşma Dili	bir işe, göreve hemen girişmek	go to it f.
373	Konuşma Dili	hemen gitmek	hump (along) f.
374	Konuşma Dili	hemen (bir yere) hareket etmek	hump it (to somewhere) f.
375	Konuşma Dili	hemen öldürmek	kill outright f.
376	Konuşma Dili	(bir şeyi) hemen vermek	make with the (something) f.
377	Konuşma Dili	(bir şeyi) hemen söylemek	make with the (something) f.
378	Konuşma Dili	(bir şeyi) hemen yapmak	make with the (something) f.
379	Konuşma Dili	(bir şeyi) hemen teslim etmek	make with the (something) f.
380	Konuşma Dili	(bir şeyi) hemen temin etmek	make with the (something) f.
381	Konuşma Dili	hemen hemen aynı olmak	be much of a muchness f.
382	Konuşma Dili	hemen/hızlıca gitmek	blow f.
383	Konuşma Dili	(bir yeri) hemen/hızla terk etmek	hotfoot it out of (some place) f.
384	Konuşma Dili	hemen çıkmak/gitmek	peg it f.
385	Konuşma Dili	hemen/direkt reddetmek	poopoo f.
386	Konuşma Dili	(bir şeyi) hemen bulabilmek	scare f.
387	Konuşma Dili	hemen razı gelen	easy s.
388	Konuşma Dili	hemen ardından gelen	next in line s.
389	Konuşma Dili	(hemen) oracıkta (anında) ölmüş/can vermiş	killed outright s.
390	Konuşma Dili	maçlarda devre veya oyunun bitiş düdüğünden hemen öncesi	at the buzzer [us] zf.
391	Konuşma Dili	hemen hemen	more or less zf.
392	Konuşma Dili	hemen hemen	rising zf.
393	Konuşma Dili	(genelde verilen siparişe cevaben) tabii, olur, hemen geliyor	right you are! [brit] expr.
394	Konuşma Dili	hemen dön	hurry back expr.
395	Konuşma Dili	hemen yan odada/evde	right next door expr.
396	Konuşma Dili	hemen akabinde/sonrasında	immediately after expr.
397	Konuşma Dili	hemen peşi sıra	hot on one's heels expr.
398	Konuşma Dili	hemen şimdi burada	right now right here expr.
399	Konuşma Dili	hemen akabinde	right after expr.
400	Konuşma Dili	hemen akabinde	immediately after expr.
401	Konuşma Dili	hemen hemen doğru	close to the mark expr.
402	Konuşma Dili	hemen döneceğim	brb expr.
403	Konuşma Dili	hemen akabinde	following expr.
404	Konuşma Dili	hemen şurada	right over there expr.
405	Konuşma Dili	hemen arkasından	on the heels of expr.
406	Konuşma Dili	hemen önünde	right in front of her expr.
407	Konuşma Dili	hemen hemen	just on expr.
408	Konuşma Dili	hemen akabinde	just after expr.
409	Konuşma Dili	hemen hemen her gün	hardly a day goes expr.
410	Konuşma Dili	hemen ardından	on the heels of expr.
411	Konuşma Dili	hemen hemen doğru	near to the mark expr.
412	Konuşma Dili	hemen peşi sıra	close on one's heels expr.
413	Konuşma Dili	hemen hemen aynı	(very) much of a muchness expr.
414	Konuşma Dili	hemen ve seve seve	at the drop of a hat expr.
415	Konuşma Dili	hemen önünde	right in front of him expr.
416	Konuşma Dili	hemen sonra	shortly after expr.
417	Konuşma Dili	(çok kısa bir süre sonra/hemen) bir dakika içinde	in just a minute expr.
418	Konuşma Dili	(sipariş vb) hemen geliyor	coming right up expr.
419	Konuşma Dili	hemen pişman oldum	I could have bitten my tongue off expr.
420	Konuşma Dili	hemen çık git	don't let the doorknob hit you where the dog should have bit you expr.
421	Konuşma Dili	hemen hemen	near enough [uk] expr.
422	Konuşma Dili	hemen yapıp bitir	get it over with expr.
423	Konuşma Dili	hemen yap	get it over with expr.
424	Konuşma Dili	hemen öğrenirsin/kaparsın	you'll get onto it expr.
425	Konuşma Dili	hemen hemen	at about expr.
426	Konuşma Dili	hemen hemen	at around expr.
427	Konuşma Dili	haydi hemen/derhal gidelim!	let her go, gallagher expr.
428	Konuşma Dili	hemen sana döneceğim	with you in a moment expr.
429	Konuşma Dili	hemen yanına geleceğim	with you in a moment expr.
430	Konuşma Dili	hemen/derhal yoldan çekil	move it expr.
431	Konuşma Dili	hemen/derhal kenara çekil	move it expr.
432	Konuşma Dili	hemen hemen	plus-minus expr.
433	Konuşma Dili	hemen hemen	plus or minus expr.
434	Konuşma Dili	'-den hemen sonra	the moment (that) expr.
435	Konuşma Dili	hemen geliyorum	with you in a minute expr.
436	Konuşma Dili	biraz beklersen/beklerseniz hemen geliyorum	with you in a minute expr.
437	Konuşma Dili	hemen geliyorum	with you in a moment expr.
438	Konuşma Dili	biraz beklersen/beklerseniz hemen geliyorum	with you in a moment expr.
439	Konuşma Dili	(biri) hemen teslim olmayacak	(one) won't give up without a fight expr.
440	Konuşma Dili	(biri) kolay/hemen pes etmeyecek	(one) won't give up without a fight expr.
441	Konuşma Dili	hemen hemen aynısı	as much expr.
442	Konuşma Dili	hemen geliyor/geliyorum	be right there expr.
443	Konuşma Dili	hemen bakma	don't look now expr.
444	Konuşma Dili	hemen dönüp bakma	don't look now expr.
445	Konuşma Dili	hemen kızma/eleştirme/kınama	hold your fire expr.
446	Konuşma Dili	(bir şeyi) hemen yapıyorum/yapacağım	I'll get right on (something) expr.
447	Konuşma Dili	(bir işle) hemen ilgileniyorum/ilgileneceğim	I'll get right on (something) expr.
448	Konuşma Dili	(bir şeyi) hemen halledeceğim/hallediyorum	I'll get right on (something) expr.
449	Konuşma Dili	bu kadar erken/hemen gidebileceğini/kaçabileceğini mi sandın?	leaving so soon? expr.
450	Konuşma Dili	hemen almak istiyorum	shut up and take my money expr.
451	Konuşma Dili	öyle mi, hemen katılıyorum (kinayeli)	where do I sign up? expr.
452	Konuşma Dili	hemen/kolayca vazgeçiyorsun	you give up too easy expr.
453	Konuşma Dili	hemen/kolayca vazgeçiyorsun	you give up easily expr.
454	Konuşma Dili	hemen yapıyorum	you got it expr.
455	Konuşma Dili	hemen yapıyorum	you've got it expr.
456	Konuşma Dili	ayrılın hemen!	break it up right now! exclam.
457	Konuşma Dili	hemen/derhal buraya gel!	get your tail here fast! exclam.
458	Konuşma Dili	hemen/derhal buraya gel!	get your tail here immediately! exclam.
459	Konuşma Dili	hemen/derhal buraya gel!	get your tail here now! exclam.
Idioms
460	Deyim	hemen hemen daima	nine times out of ten i.
461	Deyim	gece yarısından hemen sonraki saatler	the wee hours of the night i.
462	Deyim	gece yarısından hemen sonraki saatler	the small hours of the night i.
463	Deyim	hemen ele alınması gereken sorun	burning question i.
464	Deyim	hemen cevaplanması gereken soru	burning question i.
465	Deyim	hemen ele alınması gereken sorun	the burning question i.
466	Deyim	hemen hemen her şey	everything but the kitchen sink i.
467	Deyim	hemen cevaplanması gereken soru	the burning question i.
468	Deyim	hemen sıvışma	exit stage left i.
469	Deyim	yatma saatinden hemen önce çocukların çok aktif/huysuz olduğu zaman	the witching hour i.
470	Deyim	yatma saatinden hemen önce çocukların huzursuzlandığı/yerinde duramadığı zaman	the witching hour i.
471	Deyim	hemen ele alınması gereken konu/sorun/mesele	the burning question i.
472	Deyim	hemen sıvışma	exit stage right i.
473	Deyim	ne iş yaptığı hemen anlaşılmak	smell of the shop f.
474	Deyim	rahatça/kolayca/hemen ulaşılabilir olmak	be there for the taking f.
475	Deyim	hemen (bir yere) gitmek	beeline it for (some place) f.
476	Deyim	hemen (bir yere) yönelmek	beeline it for (some place) f.
477	Deyim	hemen (bir yere) yönlenmek	beeline it for (some place) f.
478	Deyim	bir şey söyleyip hemen akabinde tam tersini/zıddını söylemek	say something in the same breath f.
479	Deyim	hemen arkasında olmak	be at the heels of f.
480	Deyim	hemen arkasında olmak	be on the heels of f.
481	Deyim	hemen işten çıkarmak	give (someone) the can f.
482	Deyim	hemen koşması gerekmek (tuvalete)	not able to wait f.
483	Deyim	hemen kaynaşmak	get on like a house afire f.
484	Deyim	hemen sıkı fıkı olmak	get on like a house afire f.
485	Deyim	bir kararı hemen onaylamak	rubber-stamp a decision f.
486	Deyim	bilmeden/yeterince düşünmeden hemen bir sonuca/karara varmak	jump to a conclusion f.
487	Deyim	büyük bir şevkle/hemen kolları sıvamak	hit the ground running f.
488	Deyim	birbirlerini hemen anlamak	have a shorthand with (each other) f.
489	Deyim	bir şeyin hemen sonrasında gerçekleşmek	come on the heels of f.
490	Deyim	hemen peşinden gitmek	come on the heels of f.
491	Deyim	hemen ardından gitmek	come on the heels of f.
492	Deyim	hemen sarhoş olmak	can't hold their drink f.
493	Deyim	hemen yanında/bitişiğinde/yan yana/dibinde olmak	neighbor on something f.
494	Deyim	eline geçen parayı hemen harcayan birisi olmak	money burns a hole in someone's pocket f.
495	Deyim	hemen rafa kaldırmak	drop something like a potato f.
496	Deyim	hemen konuya girmek	cut to the quick of the matter f.
497	Deyim	hemen kavramak	pick up on something f.
498	Deyim	hemen rafa kaldırmak	drop something like a hot brick f.
499	Deyim	hemen sarhoş olmak	can't hold their liquor f.
500	Deyim	hemen/hiç düşünmeden yapmak	not think twice about something f.