odd - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

odd

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"odd" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 106 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
odd s. acayip
odd s. garip
odd s. tuhaf
General
odd i. kusur
odd i. fark
odd i. tek sayı
odd i. tek sayıda olan kimse
odd i. tek sayıda olan şey
odd i. tek sırada olan kimse
odd i. tek sırada olan şey
odd i. garip şey
odd i. tuhaf şey
odd i. acayip şey
odd s. yabansı
odd s. alelacayip
odd s. ara sıra meydana gelen
odd s. bambaşka
odd s. tek tük
odd s. teki olmayan
odd s. tek (sayı)
odd s. antika
odd s. şaşılası
odd s. ara sıra olabilen
odd s. seyrek
odd s. sıradışı
odd s. artan
odd s. tek
odd s. (sayı) tek
odd s. eşi yok
odd s. belirli sayıdan fazla olan
odd s. yaklaşık sayıdan fazla olan
odd s. belirli kapsamdan fazla olan
odd s. yaklaşık kapsamdan fazla olan
odd s. belirli dereceden fazla olan
odd s. yaklaşık dereceden fazla olan
odd s. kalan (sayı)
odd s. küçük (miktar)
odd s. az (miktar)
odd s. (diğerleri eşleştirildikten sonra) açıkta kalan
odd s. (diğerleri gruplandıktan sonra) açıkta kalan
odd s. uzak
odd s. uzakta
odd s. düzensiz
odd s. tam zamanlı olmayan
odd s. kolayca açıklanamaz
odd s. meraklı
odd s. ilginç
odd s. tesadüfi
odd s. rastlantısal
odd s. kazara
odd s. belirli birimlerden birinin kesrinin eklenmesiyle artan
odd s. tek sayıda birimin eklenmesi ile belirtilen (ölçü)
odd s. tek sayı içeren (dizi, seri)
odd s. düzensiz
odd s. önceden planlanmamış
odd s. normale ek olan
odd s. karışık
odd s. çeşitli
odd s. muhtelif
odd s. rastgele
odd s. tesadüf
odd s. tesadüfi
odd s. rastlantısal
odd s. kazara
odd s. şans eseri
odd s. zaman zaman gerçekleşen
odd s. ara sıra gerçekleşen
odd s. izole bir şekilde gerçekleşen
odd s. düzensizce gerçekleşen
odd s. düzensizce olan
odd s. ufak tefek işler yapan
odd s. çeşitli işler yapan
odd s. vasıfsız işler yapan
odd s. gündelik (giyim)
odd s. rahat (giyim)
odd s. garip davranan
odd s. eksantrik
odd s. akli dengesi bozuk
odd s. garip görünen
odd s. şaşırtıcı
odd s. gizemli
odd s. anlaşılmaz
odd s. hemen hemen
odd s. aşağı yukarı
odd s. yaklaşık
odd s. takriben
odd s. uyuşmayan (çift)
odd s. herhangi
Technical
odd s. tuhaf
Math
odd s. tek (sayı)
odd s. ikiye bölünemeyen (sayı)
odd s. bağımsız değişkenin işareti değiştiğinde muğlak değeri yerine işareti değişen (fonksiyon)
Sport
odd i. (golf) rakibin puanından fazla olan vuruş
odd i. oyuncunun puanına eklenen vuruş avantajı
odd i. oyuncunun puanından çıkarılan vuruş avantajı
odd i. oyuncunun puanına eklenen vuruş handikapı
odd i. oyuncunun puanından çıkarılan vuruş handikapı
Wagering
odd i. aynı kişi tarafından kazanılan altıdan fazla numaradan birincisi
Archaic
odd s. biraz
odd s. bazı
odd s. birkaç
odd zf. garip garip
odd zf. acayip şekilde
odd zf. tuhaf tuhaf
odd ünl. allahım!
odd ünl. tanrım!

"odd" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 288 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
odd number i. tek sayı
General
odd fish i. acayip tip
odd or even i. tek mi çift mi
odd fish i. tuhaf tip
odd fish i. tuhaf adam
odd sock i. tek çorap
odd fellow i. tuhaf tip
odd or even i. tek mi çift mi oyunu
odd fellow i. acayip tip
odd numbers i. tek sayılar
odd-job man i. ufak tefek işlerde becerikli olan kimse
odd money i. paranın üstü
odd-one-out i. tuhaf tip
odd-one-out i. gruptan dışlanan tip
odd-one-out i. garip tip
odd weeks i. tek haftalar
odd question i. tuhaf soru
odd question i. garip soru
odd colors i. garip renkler
odd day even day i. tek gün çift gün
the odd warning i. tuhaf uyarı
the odd warning i. garip uyarı
odd-toed ungulate i. tek toynaklı hayvan
odd-even rationing i. belli bir kaynağa erişimin herhangi bir günde nüfusun yarısına kısıtlanması şeklinde uygulanan tayınlama (trafiğe çıkışta tek/çift plaka uygulaması gibi)
even odd rationing i. belli bir kaynağa erişimin tek çift uygulaması
odd-even rationing i. belli bir kaynağa erişimin tek çift uygulaması
even odd rationing i. belli bir kaynağa erişimin herhangi bir günde nüfusun yarısına kısıtlanması şeklinde uygulanan tayınlama (trafiğe çıkışta tek/çift plaka uygulaması gibi)
the odd one out i. çok tuhaf olduğundan gruptan dışlanan tip
the odd one out i. dışlanan insan
the odd one out i. garip insan
the odd one out i. tuhaf tip
odd bod i. yerleşik bir ekiple göreve katılan geçici ekip üyesi
odd bod i. aynı kategorideki diğerlerinden farklı olan şey
odd bod i. gruptan farklı şey
odd fellow i. 18. yüzyılda ingiltere'de kurulan gizli bir yardımlaşma derneğinin üyesi
odd fish i. garip şey
odd fish i. tuhaf şey
odd fish i. acayip şey
odd job i. vasıfsız iş
odd job i. geçici iş
odd job i. gündelik iş
odd job i. önemsiz iş
odd job i. geçici iş
odd job i. geçici çalışma
odd jobs i. (başkaları için yapılan) çeşitli işler
odd jobs i. geçici işler
odd man out i. (yazı tura atarak) grup içinden birini seçme
odd man out i. (yazı tura atarak) grup içinden birini eleme
odd man out i. (bozuk paraları eşleştirerek) diğerlerinden ayrılan kimse
odd man out i. (bozuk paraları eşleştirerek) diğerlerinin içinden seçilen kimse
odd man out i. alışılmamış şey
odd man out i. tipik olmayan şey
odd man out i. grup içinden birinin bozuk paraların eşleştirilmesiyle seçildiği bir oyun
odd man out i. grup içinden birinin bozuk paraların eşleştirilmesiyle elendiği bir oyun
odd-job i. vasıfsız iş
odd-job i. geçici iş
odd-job i. gündelik iş
odd-job i. önemsiz iş
odd-job man i. ufak tefek işler yapan kimse
odd-job man i. geçici işlerde çalışan kimse
odd-jobman i. tamirat gibi geçici ve sıradan işleri yapan kimse
odd-jobman i. ufak tefek işler yapan kimse
odd-jobman i. geçici işlerde çalışan kimse
odd-man i. oylar eşit olduğunda belirleyici oyu kullanan kimse
odd-man i. oylar eşit olduğunda belirleyici oyu kullanabilen kimse
odd-man i. (yazı tura oyununda) parası diğer iki oyuncunun parasından farklı tarafta gelen bir oyuncu
odd-man i. diğerlerinden ayrı olan kimse
odd-man [uk] i. geçici işlerde çalışan kimse
odd-man [uk] i. ufak tefek işler yapan kimse
odd-man [uk] i. gündelik işlerde çalışan kimse
odd-man [uk] i. gündelik ücret karşılığında kimse
odd-man [uk] i. yevmiyeli çalışan
odd-man [uk] i. belirli bir sektör içinde iş değiştirip duran kimse
find (something) odd f. acayibine gitmek
seem odd f. acayip kaçmak
get odd jobs that pay f. ufak tefek ayak işlerine girmek
find odd f. yadırgamak
find something odd f. yadırgamak
get odd f. tuhaflaşmak
be found odd f. garip gelmek
be found odd f. garipsenmek
odd-one-out f. farklı olanı elemek
choose the odd one out f. sıra dışı/aykırı olanı seçmek
odd-job f. vasıfsız işlerde çalışmak
odd-job f. az beceri gerektiren işlerde çalışmak
odd numbered s. tek sayılı
odd-looking s. altı kaval üstü şişhane
odd-looking s. tuhaf görünümlü
odd [dialect] s. tek bir
odd [dialect] s. tekil
odd [dialect] s. biricik
odd [obsolete] s. seçkin
odd [obsolete] s. güzide
odd-job s. düzenli olmayan
odd-job s. vasıfsız
odd-sounding s. garip
odd-sounding s. tuhaf
odd-sounding s. garip görünen
odd-sounding s. tuhaf görünen
odd-sounding s. acayip
highly odd s. son derece saçma
at odd moments zf. boş vakitlerde
at odd moments zf. vakit buldukça
at odd moments zf. zaman buldukça
at odd times zf. zaman buldukça
at odd times zf. fırsat buldukça
at odd moments zf. fırsat buldukça
ioof (independent order of odd fellows) kısalt. 1819 yılında abd'de kurulmuş, siyasi olmayan bir kardeşlik örgütü
Phrases
find the odd word out i. aykırı sözcüğü bulun
find the odd word out expr. farklı sözcüğü bulun
choose the odd one out expr. sıra dışı/aykırı olanı seç
circle the odd one out expr. tuhaf olanı daire içine al
Colloquial
odd bird i. tuhaf tip
odd bird i. ilginç kimse
odd bird i. acayip tip
odd bird i. uçuk
odd bird i. eksantrik
odd bod i. tuhaf tip
odd bod i. alışılmışın dışında kişi
odd bod i. ilginç kimse
odd bod i. yabani
odd bod i. garip
odd bod i. acayip tip
odd bod i. uçuk
odd bod i. cins
odd-bod i. tuhaf tip
odd-bod i. alışılmışın dışında kişi
odd-bod i. ilginç kimse
odd-bod i. yabani
odd-bod i. garip
odd-bod i. acayip tip
odd-bod i. uçuk
odd-bod i. cins
odd-bod i. biçimsiz/alışılmışın dışında bir vücudu olan kimse
odd-bod i. kendine özgü bir beden/vücut
odd couple i. birbiriyle uyuşmayan çift
odd couple i. alakasız iki tip
odd couple i. uyumsuz çift
odd couple i. alışılmadık çift
(the) odd man out i. dışlanan tip
(the) odd man out i. gruba alınmayan kimse
(the) odd man out i. tuhaf tip/şey
(the) odd man out i. garip insan/şey
(the) odd man out i. diğerlerinin arasında sırıtan tip/şey
(the) odd one out i. tuhaf şey
(the) odd one out i. garip şey
(the) odd one out i. diğerlerinin arasında sırıtan tip/şey
find it odd f. tuhaf bulmak
odd bod s. tuhaf
odd bod s. yabani
odd bod s. garip
odd bod s. acayip
odd bod s. uçuk
odd bod s. soğuk
odd bod s. mesafeli
odd bod s. cins
odd in the head s. kafadan kontak
odd in the head s. terelelli
it struck me as odd expr. bana tuhaf geldi
odd in the head expr. deli
odd in the head expr. delirmiş
odd in the head expr. çılgın
it struck me as odd expr. garibime gitti
it struck me as odd expr. tuhafıma gitti
Idioms
an odd fish [uk] i. eksantrik kimse
an odd fish [uk] i. garip tip
an odd fish [uk] i. ilginç insan
an odd fish [uk] i. tuhaf tip
an odd fish [uk] i. eksantrik kimse
an odd fish [uk] i. garip tip
an odd fish [uk] i. ilginç insan
an odd fish [uk] i. tuhaf tip
odd bedfellows i. bir araya gelen iki farklı görüşteki/karakterdeki/tarzdaki insan veya grup
odd bedfellows i. uyumsuz ikili
odd bedfellows i. tuhaf ikili
odd-one-out f. tuhaf olanı elemek
odd and curious s. tuhaf ve ilginç
odd and curious s. garip ve merak uyandıran
(the) best of (an odd number) expr. ...yapan kazanır
(the) best of (an odd number) expr. ...ulaşan kazanır
(the) best of (an odd number) expr. ...olan kazanır
(the) best of (an odd number) expr. ...bulan kazanır
make odd bedfellows expr. iki farklı görüşteki insan veya grubun bir amaç için bir araya gelmesi
in odd corners expr. kıyıda bucakta
Speaking
what an odd business! expr. çok şey!
circle the odd one out expr. farklı olanı daire içine al
odd or even? expr. tek mi çift mi?
which one is odd? expr. hangisi tuhaf?
which one is odd? expr. hangisi garip?
cross the odd one out expr. tuhaf olanı çiz
Trade/Economic
odd lot i. alışılmış miktardan az
odd lot i. kırık lot
odd-term deposits i. kırık vadeli mevduatlar
odd lot orders i. küsurat emir
odd lot trader i. lot altı menkul değer taciri
odd lot i. lot altı
odd pricing i. tek rakamlı fiyatlandırma
odd lot i. teamülden az
odd lot dealer i. 1 lottan eksik hisse senedi alım satım işlemleri yapan komisyoncu
odd lot i. (borsada) 100'lük standart işlem biriminden daha az olan bonoların sayısı
Technical
odd numbers i. tek sayılar
odd-even nucleus i. tek-çiftli çekirdek
odd parity i. tek parite
odd-odd nucleus i. tek-tekli çekirdek
odd parity i. tek eşlem
odd harmonic i. tek sayılı harmonik
odd-even check i. tek-çift eşlik denetimi
odd-leg caliper i. ayak uçları aynı yöne dönük kumpas
odd-leg caliper i. kumpas ve pergelden oluşan çizim aleti
odd-leg caliper i. hermafrodit kumpas
Computer
footer odd i. altbilgi tek
different odd and even pages i. farklı tek ve çift sayfalar
odd page footer i. tek sayfa altbilgisi
odd parity check i. tek eşlik denetimi
odd pages i. tek sayfa
odd row stripes i. tek numaralı satır şeritleri
odd header i. tek üstbilgi
odd page i. tek sayfa
odd harmonic i. tek harmonik
odd page header i. tek sayfa üstbilgisi
odd harmonic i. tek katsıklık
odd page footer i. tek numaralı sayfa altbilgisi
odd parity i. tek eşlik
odd function i. tek işlev
odd footer i. tek altbilgi
odd page header i. tek numaralı sayfa üstbilgisi
odd pages i. tek numaralı sayfalar
odd page i. tek numaralı sayfa
odd/even s. tek/çift
different odd and even expr. farklı tek ve çift sayfa
in odd header expr. tek üstbilgide
in odd footer expr. tek altbilgide
header odd expr. üstbilgi tek
odd (optical disc drive) kısalt. optik disk sürücüsü
odd (optical disc drive) kısalt. optik disk
Informatics
odd parity i. tek eşlik
odd parity check i. tek eşlik denetimi
Telecom
fixed filter optical odd/drop multiplexer i. sabit süzgeçli optik ekleme/çıkarma çoklayıcı
Electric
odd harmonic i. tek harmonik
odd harmonic i. tek sayılı harmonik
Automotive
odd fire i. tek sayılı ateşleme
Medical
odd and hyperkinetic behaviors i. tuhaf ve hiperkinetik davranışlar
Psychology
oppositional defiant disorder (odd) i. inatlaşma bozukluğu
oppositional defiant disorder (odd) i. karşı gelme bozukluğu
oppositional defiant disorder (odd) i. karşıt olma bozukluğu
odd-even reliability i. tek-çift güvenilirliği
oppositional defiant disorder (odd) i. zıtlaşma bozukluğu
odd (oppositional defiant disorder) kısalt. karşı gelme bozukluğu
odd (oppositional defiant disorder) kısalt. kgb
Math
even and odd numbers i. çift ve tek sayılar
odd permutation i. tek devşirim
odd function i. tek fonksiyon
odd and even numbers i. tek ve çift sayılar
odd numbers i. tek sayılar
odd function i. tek işlev
odd permutation i. tek permütasyon
odd number i. tek sayı
odd-numbered s. tek sayılı
Physics
even-odd nuclei i. çift-tek çekirdekler
odd-odd nuclei i. tek-tek çekirdekler
odd-even nuclei i. tek-çift çekirdekler
Chemistry
odd nuclei i. tek çekirdekler
Astronomy
odd radio circle i. tuhaf radyo çemberi
Zoology
odd-toed s. tek parmaklı
Botanic
odd-pinnate leaf i. uç kısmında tek yaprakçığı olan tüylü yaprak
odd-pinnate s. uç kısmında tek yaprakçığı olan tüylü (yaprak)
Agriculture
odd-row monitor i. atların bitişik sıralar halinde yürüyerek bu sıraların arasının sürülmesi için tasarlanmış iki sıralı lister kültivatörü
Sport
odd-man rush i. (hokey) rakip takım savunmasının sayıca fazla olduğu hücum hamlesi
odd-man s. rakip takıma karşı sayıca avantajlı durumda olan
Music
odd meter i. aksak ölçü
Slang
odd fellow i. çok tuhaf olduğundan gruptan dışlanan tip
odd fish i. çok tuhaf olduğundan gruptan dışlanan tip
odd man out i. çok tuhaf olduğundan gruptan dışlanan tip
odd duck i. cins
odd fish i. dışlanan insan
odd fellow i. dışlanan insan
odd man out i. dışlanan insan
odd fellow i. garip insan
odd man out i. garip insan
odd fish i. garip insan
odd-ball i. gruptan ayrılan kişi
an odd-ball i. standardın dışında türünün tek örneği bir grubun dışında kalan acaip kimse
odd fellow i. tuhaf tip
odd man out i. tuhaf tip
odd fish i. tuhaf tip
an odd-ball i. ucube
get odd jobs that pay f. ayak işlerine girmek
odd duck expr. tuhaf