|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
General |
|
1 |
Genel |
seyrek örgü |
openwork i.
|
|
2 |
Genel |
seyrek yaş halkalı ağaç |
wide-ringed timber i.
|
|
3 |
Genel |
seyrek bitki örtüsü |
sparse vegetation i.
|
|
4 |
Genel |
seyrek kuyruklu at |
rattail i.
|
|
5 |
Genel |
seyrek kuyruklu at |
rat-tail i.
|
|
6 |
Genel |
seyrek nüfuslu bir ormanlık alanda seyahat eden veya yaşayan kimse |
bushwhacker [us/canada/australia] i.
|
|
7 |
Genel |
kalabalık şehirden seyrek nüfuslu bölgelere geçiş |
overspill [uk] i.
|
|
8 |
Genel |
seyrek şey |
skiff i.
|
|
9 |
Genel |
seyrek şey |
skift i.
|
|
10 |
Genel |
çok seyrek olmak |
be few and far between f.
|
|
11 |
Genel |
seyrek örgülü bir kumaş veya yapıyla kaplamak |
network f.
|
|
12 |
Genel |
seyrek (bir topluluk) |
thin s.
|
|
13 |
Genel |
seyrek (saç) |
thin s.
|
|
14 |
Genel |
seyrek dokunmuş |
loosely woven s.
|
|
15 |
Genel |
seyrek nüfuslu |
sparsely populated s.
|
|
16 |
Genel |
çok seyrek |
very loose s.
|
|
17 |
Genel |
seyrek saçlı |
hirtellous s.
|
|
18 |
Genel |
seyrek taneli |
open-grained s.
|
|
19 |
Genel |
seyrek eşyalı |
sparsely furnished s.
|
|
20 |
Genel |
aşırı seyrek |
ultrarare s.
|
|
21 |
Genel |
seyrek (dikilmiş) |
lax s.
|
|
22 |
Genel |
az ve seyrek nüfuslu |
desert s.
|
|
23 |
Genel |
seyrek dağılmış |
open s.
|
|
24 |
Genel |
(ülke veya bölgede ağaç, çiçek, hayvan) seyrek |
impoverished s.
|
|
25 |
Genel |
seyrek dağıtılmış |
dissipate [obsolete] s.
|
|
26 |
Genel |
seyrek görülür |
seldseen [obsolete] s.
|
|
27 |
Genel |
seyrek görülen |
sporadial s.
|
|
28 |
Genel |
aşırı seyrek |
supersubtle s.
|
|
29 |
Genel |
seyrek bir şekilde |
tenuously zf.
|
|
30 |
Genel |
seyrek olarak (yayılmış bitki örtüsü vb) |
sparsely zf.
|
|
31 |
Genel |
seyrek olarak |
seldom zf.
|
|
32 |
Genel |
seyrek olarak |
rarely zf.
|
|
33 |
Genel |
seyrek olarak |
infrequently zf.
|
|
34 |
Genel |
seyrek bir biçimde |
thinly zf.
|
|
35 |
Genel |
seyrek olarak |
unfrequently zf.
|
|
36 |
Genel |
seyrek olarak |
unoften zf.
|
|
37 |
Genel |
seyrek hacimden sık hacme |
down zf.
|
|
Phrases |
|
38 |
İfadeler |
seyrek olarak |
few and far between expr.
|
|
Colloquial |
|
39 |
Konuşma Dili |
seyrek görülen şey |
a sometime thing i.
|
|
40 |
Konuşma Dili |
daha seyrek |
less frequently zf.
|
|
|
Technical |
|
41 |
Teknik |
seyrek iksa |
open timbering i.
|
|
42 |
Teknik |
seyrek örnekleme |
subsampling i.
|
|
43 |
Teknik |
seyrek trafikli ağ |
thin route network i.
|
|
44 |
Teknik |
seyrek dokulu |
open-textured i.
|
|
45 |
Teknik |
seyrek dokunmuş |
loose woven s.
|
|
46 |
Teknik |
seyrek taneli |
open-grained s.
|
|
47 |
Teknik |
az seyrek |
sparsed zf.
|
|
Computer |
|
48 |
Bilgisayar |
seyrek nokta |
sparse dots i.
|
|
Informatics |
|
49 |
Bilişim |
seyrek trafikli ağ |
thin route network i.
|
|
50 |
Bilişim |
seyrek matris |
sparse matrix i.
|
|
51 |
Bilişim |
seyrek denklemler |
sparse equations i.
|
|
52 |
Bilişim |
seyrek veriler |
sparse data i.
|
|
Telecom |
|
53 |
Telekom |
seyrek veriler |
sparse data i.
|
|
54 |
Telekom |
seyrek kip |
sparse mode i.
|
|
55 |
Telekom |
seyrek güzergahlı ağ |
thin route network i.
|
|
Textile |
|
56 |
Tekstil |
seyrek dokunmuş bir kumaş türü |
folk weave i.
|
|
57 |
Tekstil |
seyrek dokunmuş |
loosely s.
|
|
58 |
Tekstil |
seyrek dokunmuş |
loose-weave s.
|
|
Architecture |
|
59 |
Mimarlık |
kiralık bir araziye kurulan seyrek taş temelli küçük, ahşap ev |
chattel house i.
|
|
Construction |
|
60 |
İnşaat |
seyrek iksa |
open timbering i.
|
|
Medical |
|
61 |
Medikal |
seyrek rahatsızlık |
rare disorder i.
|
|
62 |
Medikal |
seyrek görülen bir hastalık |
a rare disease i.
|
|
63 |
Medikal |
seyrek görülen hastalık |
orphan disease i.
|
|
64 |
Medikal |
seyrek görülen hastalıklar |
rare diseases i.
|
|
65 |
Medikal |
seyrek görülen hastalık |
rare disease i.
|
|
66 |
Medikal |
seyrek rastlanan |
rarely encountered s.
|
|
Pathology |
|
67 |
Patoloji |
adetin seyrek olması |
oligomenorrhea i.
|
|
68 |
Patoloji |
seyrek görülen |
sporadical s.
|
|
Food Engineering |
|
69 |
Gıda |
seyrek görülen |
sporadic s.
|
|
Gastronomy |
|
70 |
Mutfak |
üzüm posasının son tortularından yapılan düşük kaliteli seyrek şarap |
rape wine i.
|
|
Math |
|
71 |
Matematik |
seyrek gruplar |
sporadic groups i.
|
|
Physics |
|
72 |
Fizik |
seyrek atmosfer |
thin atmosphere i.
|
|
Marine Biology |
|
73 |
Deniz Biyolojisi |
seyrek deniz çayırı |
sparse seagrass i.
|
|
Astronomy |
|
74 |
Gökbilim |
uzayda yıldız gibi büyük madde yığınlarının dışında var olan gaz veya toz benzeri ince ve seyrek madde |
medium i.
|
|
Botanic |
|
75 |
Botanik |
kuzey amerika'daki kumlu plajlarda yetişen, seyrek çiçekli ve çok büyümeyen bir bitki |
toothcup (rotala ramosior) i.
|
|
76 |
Botanik |
amerika'da yetişen birleşik meyve yaprakları seyrek çiçekleri olan yaygın çok yıllık bir ot |
american nightshade (penthorum sedoides) i.
|
|
77 |
Botanik |
amerika'da yetişen birleşik meyve yaprakları seyrek çiçekleri olan yaygın çok yıllık bir ot |
ditch stonecrop i.
|
|
78 |
Botanik |
yüksükotu benzeri sarı çiçekleri olan, seyrek dallı, çok yıllık kuzey amerika bitkisi |
false foxglove (aureolaria virginica) i.
|
|
79 |
Botanik |
yüksükotu benzeri sarı çiçekleri olan, seyrek dallı, çok yıllık kuzey amerika bitkisi |
downy false foxglove i.
|
|
80 |
Botanik |
yüksükotu benzeri sarı çiçekleri olan, seyrek dallı, çok yıllık kuzey amerika bitkisi |
downy yellow false foxglove i.
|
|
81 |
Botanik |
yüksükotu benzeri sarı çiçekleri olan, seyrek dallı, çok yıllık kuzey amerika bitkisi |
downy oak leach i.
|
|
82 |
Botanik |
kaliforniya'ya özgü seyrek dallı bir bitki |
salvia spathacea i.
|
|
83 |
Botanik |
kaliforniya'ya özgü seyrek dallı bir bitki |
pitcher sage i.
|
|
84 |
Botanik |
seyrek bir şekilde yayılan |
effuse s.
|
|
Apiculture |
|
85 |
Arıcılık |
seyrek kuluçka |
scattered brood i.
|
|
Linguistics |
|
86 |
Dilbilim |
seyrek noktalama |
open punctuation i.
|
|
Geography |
|
87 |
Coğrafya |
ağırlıklı olarak çimle kaplı ama seyrek olarak ağaçların yetiştiği arazi |
tree steppe i.
|
|
88 |
Coğrafya |
kuzey kanada'da ağaçsız, çorak ve seyrek yerleşimli bir bölge |
barren grounds i.
|
|
89 |
Coğrafya |
kuzey kanada'da ağaçsız, çorak ve seyrek yerleşimli bir bölge |
barren lands i.
|
|
90 |
Coğrafya |
kuzey kanada'da seyrek yerleşimli bir tundra bölgesi |
the barren lands i.
|
|
91 |
Coğrafya |
kuzey kanada'da seyrek yerleşimli bir tundra bölgesi |
the barren grounds i.
|
|
92 |
Coğrafya |
güney afrika'da yüzölçümü bakımından en büyük ancak en seyrek nüfuslu bölge |
northern cape i.
|
|
93 |
Coğrafya |
ağaçsız ve seyrek bitki örtüsüne sahip yüksek ve engebeli bir arazi |
down i.
|
|
94 |
Coğrafya |
ağaçsız ve seyrek bitki örtüsüne sahip yüksek ve engebeli bir arazi |
downs i.
|
|
95 |
Coğrafya |
somerset'in kuzey ve orta bölümünü kapsayan seyrek nüfuslu sulak düzlük |
somerset levels and moors i.
|
|
Geology |
|
96 |
Jeoloji |
seyrek toprak öğeleri |
rare earth elements i.
|
|
Basketball |
|
97 |
Basketbol |
çok seyrek şut kaçıran oyuncu |
deadly shooter i.
|
|
Ornithology |
|
98 |
Kuşbilim |
kafası siyah ve tüyleri seyrek olan bir avustralya kuşu |
tobacco box (philemon corniculatus) i.
|
|
99 |
Kuşbilim |
kafası siyah ve tüyleri seyrek olan bir avustralya kuşu |
friarbird i.
|
|
100 |
Kuşbilim |
kafası siyah ve tüyleri seyrek olan bir avustralya kuşu |
four-o'clock i.
|
|
101 |
Kuşbilim |
kafası siyah ve tüyleri seyrek olan bir avustralya kuşu |
four-o'clock (philemon corniculatus) i.
|
|
102 |
Kuşbilim |
kafası siyah ve tüyleri seyrek olan bir avustralya kuşu |
friar bird i.
|
|
Slang |
|
103 |
Argo |
seyrek nüfuslu ve ücra kırsal bölge |
rhubarb i.
|
|
104 |
Argo |
çok seyrek |
(as) rare as rocking horse crap s.
|
|
105 |
Argo |
çok seyrek |
(as) rare as rocking horse manure s.
|
|
106 |
Argo |
çok seyrek |
(as) rare as rocking horse poo s.
|
|
107 |
Argo |
çok seyrek |
(as) rare as rocking horse shit s.
|
|