almost

"almost" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 14 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Yaygın Kullanım
1	Yaygın Kullanım	almost zf.	hemen hemen
In the debate in Parliament today, almost everyone stood by the same values. Bugün Parlamento'daki tartışmada hemen hemen herkes aynı değerleri savundu. More Sentences
2	Yaygın Kullanım	almost zf.	az daha
Tom almost broke his leg. Tom az daha bacağını kırıyordu. More Sentences
3	Yaygın Kullanım	almost zf.	neredeyse
We have an almost balanced representation of Members here today for this debate on women's rights. Kadın hakları konusundaki bu tartışma için bugün burada neredeyse dengeli bir Üye temsiline sahibiz. More Sentences
4	Yaygın Kullanım	almost zf.	takriben
Genel
5	Genel	almost zf.	neredeyse
These could almost be termed ports of convenience. Bunlar neredeyse kolaylık limanları olarak adlandırılabilir. More Sentences
6	Genel	almost zf.	hemen
It must be clear to us that this draft constitution represents a considerable advance in almost every area. Bu anayasa taslağının hemen her alanda kayda değer bir ilerlemeyi temsil ettiği bizim için açık olmalıdır. More Sentences
7	Genel	almost zf.	adeta
Relaxing music is almost like a vitamin for our neurons. Rahatlatıcı müzik nöronlarımız için adeta bir vitamin gibidir. More Sentences
8	Genel	almost zf.	az kaldı
Tom almost won the race. Tom az kalsın yarışı kazanacaktı. More Sentences
9	Genel	almost zf.	yaklaşık olarak
The novel has sold almost 20,000 copies. Roman yaklaşık olarak 20,000 adet sattı. More Sentences
10	Genel	almost zf.	nerede ise
11	Genel	almost zf.	az kalsın
12	Genel	almost zf.	parmak kaldı
13	Genel	almost zf.	kıl payı
Konuşma Dili
14	Konuşma Dili	almost zf.	az kalsın

"almost" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 135 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Genel
1	Genel	almost forget f.	neredeyse unutmak
She almost forgot about where she was. Nerede olduğunu neredeyse unutuyordu. More Sentences
2	Genel	almost cry f.	neredeyse ağlamak
I was almost crying for Kylie Minogue. Kylie Minogue için neredeyse ağlıyordum. More Sentences
3	Genel	almost extinct s.	nesli tükenmek üzere
Because truth, peace and justice are almost extinct. Çünkü doğruluk, barış ve adaletin nesli tükenmek üzere. More Sentences
4	Genel	almost the same s.	hemen hemen aynı
Uranus is almost the same size as Neptune. Uranüs Neptün ile hemen hemen aynı büyüklüktedir. More Sentences
5	Genel	almost the same s.	nerdeyse aynı
Even their names are almost the same. İsimleri bile neredeyse aynı. More Sentences
6	Genel	almost every s.	neredeyse her
In today's world almost every technical and industrial innovation requires some form of computer-aided activity. Günümüz dünyasında neredeyse her teknik ve endüstriyel yenilik bir çeşit bilgisayar destekli faaliyet gerektiriyor. More Sentences
7	Genel	almost all zf.	hemen hepsi
I agree with almost all of these except the last one. Sonuncusu hariç hemen hemen hepsine katılıyorum. More Sentences
8	Genel	almost never zf.	nerdeyse hiç
Debt is almost never a good thing. Borç neredeyse hiçbir zaman iyi bir şey değildir. More Sentences
9	Genel	almost no zf.	hemen hiç
In the Philippines, almost no one speaks Spanish anymore. Filipinler'de artık hemen hemen hiç kimse İspanyolca konuşmuyor. More Sentences
10	Genel	almost all zf.	neredeyse tamamı
Consequently, almost all of the amendments tabled were incorporated into the text. Sonuç olarak, sunulan değişiklik önergelerinin neredeyse tamamı metne dahil edilmiştir. More Sentences
11	Genel	almost all zf.	neredeyse hepsi
I have given almost all of them comprehensive coverage in my report. Raporumda neredeyse hepsine kapsamlı bir şekilde yer verdim. More Sentences
12	Genel	almost always zf.	nerdeyse daima
Tom is almost always busy. Tom neredeyse daima meşguldür. More Sentences
13	Genel	almost always zf.	nerdeyse her zaman
Our experience in this area has almost always been negative. Bu alandaki deneyimlerimiz neredeyse her zaman olumsuz olmuştur. More Sentences
14	Genel	almost every day zf.	nerdeyse her gün
This season, almost every day is a league day. Bu sezon neredeyse her gün lig günü. More Sentences
15	Genel	almost always zf.	neredeyse hep
I'm almost always at home on Sundays. Pazar günleri neredeyse hep evdeyim. More Sentences
16	Genel	almost everywhere zf.	neredeyse her yer
You can have live sex almost everywhere. Neredeyse her yerde canlı seks yapabilirsiniz. More Sentences
17	Genel	almost everybody zm.	nerdeyse herkes
Almost everybody does that. Bunu neredeyse herkes yapar. More Sentences
18	Genel	almost nothing zm.	neredeyse hiçbir şey
The European Union is not doing enough about this; indeed, it is doing almost nothing. Avrupa Birliği bu konuda yeterince şey yapmıyor; hatta neredeyse hiçbir şey yapmıyor. More Sentences
Konuşma Dili
19	Konuşma Dili	almost everything i.	neredeyse her şey
In cases like this almost everything is important. Bu gibi durumlarda neredeyse her şey önemlidir. More Sentences
20	Konuşma Dili	almost completely zf.	neredeyse tamamen
These words have been almost completely disregarded. Bu sözler neredeyse tamamen göz ardı edilmiştir. More Sentences
Konuşma
21	Konuşma	we're almost there expr.	neredeyse geldik
We're almost there. Biz neredeyse geldik. More Sentences
22	Konuşma	dinner's almost ready expr.	yemek neredeyse hazır
Dinner's almost ready. Akşam yemeği neredeyse hazır. More Sentences
Bilişim
23	Bilişim	almost human s.	neredeyse insan
The dog was so clever that he seemed almost human. Köpek o kadar zekiydi ki neredeyse insan gibi görünüyordu. More Sentences
Modern Argo
24	Modern Argo	almost anything i.	neredeyse her şey
You can do almost anything with Drupal. Drupal ile neredeyse her şeyi yapabilirsiniz. More Sentences
Genel
25	Genel	squeeze almost to death f.	posasını çıkarmak
26	Genel	almost to collide with f.	burun buruna gelmek
27	Genel	be almost f.	ramak kalmak
28	Genel	be in debt with (almost) everybody f.	uçan kuşa borçlu olmak
29	Genel	become almost meaningless f.	anlamını yitirmek
30	Genel	(sales) be almost at a standstill f.	(satışlar) durma noktasına gelmek
31	Genel	almost periodical s.	hemen hemen periyodik
32	Genel	almost nonexisting s.	yok denecek kadar
33	Genel	almost extinct s.	yok olmaya yüz tutmuş
34	Genel	almost all s.	tamamına yakın
35	Genel	almost whole s.	neredeyse tamamı
36	Genel	almost whole s.	neredeyse bütünü
37	Genel	almost whole s.	tamamına yakın
38	Genel	almost entire s.	tamamına yakın
39	Genel	almost exact opposite s.	neredeyse tam tersi
40	Genel	almost exact opposite s.	neredeyse tam zıttı
41	Genel	almost every day zf.	hafta sekiz, gün dokuz
42	Genel	almost all zf.	tamamına yakını
43	Genel	in almost all cases zf.	nerdeyse her durumda
44	Genel	in almost all cases zf.	hemen hemen her durumda
45	Genel	almost always zf.	neredeyse her zaman
46	Genel	almost always zf.	hemen hemen her zaman
47	Genel	almost everywhere zf.	hemen hemen her yerde
48	Genel	for almost a century zf.	neredeyse bir yüzyıldır
49	Genel	for almost a century zf.	neredeyse bir asırdır
50	Genel	almost invariably zf.	hemen hemen her zaman
51	Genel	almost wholly zf.	neredeyse tamamen
52	Genel	almost immediately zf.	sıcağı sıcağına
53	Genel	almost immediately zf.	hiç vakit kaybetmeden
54	Genel	almost immediately zf.	anında
55	Genel	almost immediately zf.	hemen
56	Genel	almost 3 years ago zf.	neredeyse 3 yıl önce
57	Genel	almost none of zm.	nerdeyse hiçbiri
58	Genel	almost all zm.	nerdeyse herkes
İfadeler
59	İfadeler	by almost a third expr.	nerdeyse üçte bir oranında
60	İfadeler	almost one in five londoners expr.	londralıların neredeyse beşte biri
61	İfadeler	winter is almost upon us expr.	kış gelmek üzere
62	İfadeler	almost doesn't count expr.	neredeyse demekle olmaz
63	İfadeler	almost doesn't count expr.	yaptım sayılır yaptım demek değildir
Atasözü
64	Atasözü	the candle of someone who lies almost always burns just to midnight	yalancının mumu yatsıya kadar yanar
Konuşma Dili
65	Konuşma Dili	almost everything i.	hemen hemen her şey
66	Konuşma Dili	dinner's almost ready i.	akşam yemeği neredeyse hazır
67	Konuşma Dili	almost never expr.	neredeyse hiç
68	Konuşma Dili	last month it rained almost every day expr.	geçen ay neredeyse her gün yağmur yağdı
69	Konuşma Dili	dinner's almost ready expr.	akşam yemeği hazır sayılır
70	Konuşma Dili	almost every day expr.	neredeyse her gün
71	Konuşma Dili	the busy summer season is almost upon us again expr.	yoğun yaz sezonu gelmek üzere
72	Konuşma Dili	almost doesn't count expr.	neredeyse sayılmaz
73	Konuşma Dili	almost doesn't count expr.	neredeyse demek tamam demek değildir
74	Konuşma Dili	(almost) upon (one) expr.	kapıda
75	Konuşma Dili	(almost) upon (one) expr.	gelmek, başlamak üzere
76	Konuşma Dili	(almost) upon (one) expr.	olmak üzere
77	Konuşma Dili	tgiaf (thank god it's almost friday) expr.	çok şükür ki yarın cuma
78	Konuşma Dili	tgiaf (thank god it's almost friday) expr.	çok şükür neredeyse cuma oldu
79	Konuşma Dili	tgiaf (thank god it's almost friday) expr.	çok şükür cuma'ya az kaldı
Deyim
80	Deyim	be in debt with (almost) everybody f.	uçan kuşa borcu olmak
81	Deyim	almost jump out of one's skin f.	ödü kopmak
82	Deyim	almost jump out of one's skin f.	aklı başından gitmek
83	Deyim	almost lost it f.	aklını yitirecek gibi olmak
84	Deyim	almost jump out of one's skin f.	yüreği ağzına gelmek
85	Deyim	almost jump out of one's skin f.	ödü patlamak
86	Deyim	almost a certainty expr.	neredeyse kesin
87	Deyim	(almost) upon you expr.	(neredeyse) gelip çattı
88	Deyim	(almost) upon you expr.	(neredeyse) geldi
Konuşma
89	Konuşma	my heart almost stopped expr.	kalbim duracaktı
90	Konuşma	it is almost finished expr.	bitti gibi
91	Konuşma	it is almost finished expr.	bitmek üzere
92	Konuşma	it's almost time to go expr.	neredeyse gitme zamanı
93	Konuşma	i almost didn't recognize you expr.	az daha seni tanıyamayacaktım
94	Konuşma	I almost died expr.	neredeyse ölüyordum
95	Konuşma	I almost died expr.	ölümden döndüm
96	Konuşma	that was almost a month ago expr.	bu neredeyse bir ay önceydi
97	Konuşma	I almost forgot expr.	neredeyse unutuyordum
98	Konuşma	I'm almost there I'll be two minutes expr.	geldim sayılır iki dakika sonra oradayım
99	Konuşma	I'm almost done expr.	işim bitmek üzere
100	Konuşma	he was almost beaten to death expr.	neredeyse ölene kadar dayak yedi
101	Konuşma	my battery is almost dead expr.	şarjım bitiyor
102	Konuşma	I almost forgot expr.	az kalsın unutuyordum
103	Konuşma	I am almost ready expr.	neredeyse hazırım
104	Konuşma	you almost ran the light expr.	neredeyse kırmızıda geçiyordun
105	Konuşma	I almost didn't recognize you expr.	seni neredeyse tanıyamıyordum
106	Konuşma	I'm almost done expr.	bitirmek üzereyim
107	Konuşma	we're almost there expr.	çok az kaldı
108	Konuşma	they're almost identical expr.	neredeyse aynılar
109	Konuşma	you almost gave me a heart attack expr.	(karşıdaki kişiye) kalbime inecekti
110	Konuşma	they almost drowned expr.	az kalsın boğuluyorlardı
111	Konuşma	my battery is almost dead expr.	telefonumun şarjı bitmek üzere
Ticaret/Ekonomi
112	Ticaret/Ekonomi	almost uncirculated s.	çok az dolaşıma girmiş (para)
Teknik
113	Teknik	convergence almost surely i.	hemen hemen kesin yakınsama
114	Teknik	convergence almost certainly i.	oldukça kesin yakınsaklık
115	Teknik	almost surely s.	hemen hemen kesin
Bilgisayar
116	Bilgisayar	convergence almost certainly i.	oldukça kesin yakınsaklık
İstatistik
117	İstatistik	almost certain i.	hemen hemen kesin
118	İstatistik	almost stationary s.	hemen hemen durağan
119	İstatistik	almost certainly expr.	hemen hemen kesinlikle
120	İstatistik	almost surely expr.	hemen hemen kesinlikle
Modern Argo
121	Modern Argo	almost boyfriend i.	flört edilen fakat hakkında pek bilgi sahibi olunmayan erkek arkadaş
122	Modern Argo	almost girlfriend i.	flört edilen fakat tam kız arkadaşı olmayan kimse
123	Modern Argo	almost girlfriend i.	flört edilen fakat hakkında pek bilgi sahibi olunmayan kız arkadaş
124	Modern Argo	almost boyfriend i.	flört edilen fakat tam erkek arkadaşı olmayan kimse
125	Modern Argo	almost vegan i.	genellikle vegan beslenmesine rağmen bazı hayvansal ürünleri tüketen kimse
126	Modern Argo	almost vegan i.	neredeyse tamamen vegan beslenen kimse
127	Modern Argo	almost couple i.	çiftlerin yaptığı her şeyi birlikte yapan fakat cinsel ilişkisi olmayan çift
128	Modern Argo	almost porn i.	tam olarak porno sayılamayacak erotik video/görsel
129	Modern Argo	almost not worth thinking about s.	kafa yormaya değmez
130	Modern Argo	almost halfway there s.	yolun neredeyse yarısına gelmiş
131	Modern Argo	almost halfway there s.	neredeyse yolu yarılamış
132	Modern Argo	almost not worth thinking about s.	düşünmeye değmez
133	Modern Argo	almost there expr.	gelmek üzere
134	Modern Argo	almost there expr.	varmak üzere
135	Modern Argo	almost there expr.	bitmek üzere