neredeyse hiç

"neredeyse hiç" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 16 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Genel
1	Genel	neredeyse hiç	hardly zf.
We hardly spoke since graduation. Mezuniyetten beri neredeyse hiç konuşmadık. More Sentences
2	Genel	neredeyse hiç	hardly ever zf.
I hardly ever pay to fix my boat, my engine, or my nets. Teknemi, motorumu veya ağlarımı tamir etmek için neredeyse hiç para ödemiyorum. More Sentences
İfadeler
3	İfadeler	neredeyse hiç	hardly any expr.
The Commission's statement makes hardly any reference to the transport sector. Komisyonun açıklamasında ulaştırma sektörüne neredeyse hiç değinilmemektedir. More Sentences
Konuşma Dili
4	Konuşma Dili	neredeyse hiç	virtually no expr.
There is virtually no gain for the environment in this scheme. Bu planın çevre için neredeyse hiçbir getirisi yok. More Sentences
Genel
5	Genel	neredeyse hiç	not zf.
İfadeler
6	İfadeler	neredeyse hiç	next to nothing expr.
7	İfadeler	neredeyse hiç	little to no expr.
8	İfadeler	neredeyse hiç	rarely ever expr.
Konuşma Dili
9	Konuşma Dili	neredeyse hiç	once in a blue moon expr.
10	Konuşma Dili	neredeyse hiç	almost never expr.
11	Konuşma Dili	neredeyse hiç	nowhere near expr.
Deyim
12	Deyim	neredeyse hiç	a blind bit of (something) s.
13	Deyim	neredeyse hiç	nowhere near expr.
14	Deyim	neredeyse hiç	not anywhere near expr.
Argo
15	Argo	neredeyse hiç	a fat lot zf.
16	Argo	neredeyse hiç	fat lot zf.

"neredeyse hiç" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 24 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Genel
1	Genel	neredeyse hiç değişmemiş	virtually unchanged s.
Even the location of the camps has remained virtually unchanged. Kampların yerleri bile neredeyse hiç değişmedi. More Sentences
2	Genel	neredeyse hiç anlamamak	hardly understand f.
3	Genel	neredeyse hiç hava geçirmeyecek kadar sıkı	windtight s.
4	Genel	neredeyse hiç değişmeyen	conservative s.
İfadeler
5	İfadeler	neredeyse hiç biri	hardly any of (them) expr.
6	İfadeler	neredeyse hiç fark olmama	there's not much to choose between (two people or things) expr.
7	İfadeler	neredeyse hiç fark olmama	there's little to choose between (two people or things) expr.
Konuşma Dili
8	Konuşma Dili	henüz neredeyse hiç bir şey bitmemiş	far from over expr.
Deyim
9	Deyim	neredeyse hiç/pek şansı olmama	buckley's hope [australia] i.
10	Deyim	neredeyse hiç/pek şansı olmama	buckley's and none [australia] i.
11	Deyim	neredeyse hiç/pek şansı olmama	buckley's [australia] i.
12	Deyim	neredeyse hiç/pek şansı olmama	buckley's and nunn i.
13	Deyim	neredeyse hiç/pek şansı olmama	buckley's and nunn's i.
14	Deyim	neredeyse hiç/pek şansı olmama	buckley's i.
15	Deyim	neredeyse hiç şansı/umudu olmamak	have buckley's (chance) [australia/new zealand] f.
16	Deyim	neredeyse hiç şansı/umudu olmamak	have buckley's f.
17	Deyim	bir şeyi neredeyse hiç anlamamak	make little of something f.
18	Deyim	neredeyse hiç (bir şeyi) olmamak	not have two to rub together f.
19	Deyim	neredeyse hiç önemi olmayan	of little consequence s.
20	Deyim	(birinin/bir şeyin) hiç/neredeyse hiç şansı yok	the odds are against (someone or something) expr.
21	Deyim	(birinin/bir şeyin) bir şey yapmada hiç/neredeyse hiç şansı yok	the odds are against something/somebody doing something expr.
22	Deyim	(birinin/bir şeyin) hiç/neredeyse hiç şansı yok	the odds are stacked against (someone or something) expr.
Konuşma
23	Konuşma	neredeyse hiç tartışmayız	we hardly ever argue expr.
Argo
24	Argo	(bir şeyi) neredeyse hiç yapmamak	couldn't (do something) to save (one's) life f.