ready - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

ready

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"ready" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 35 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
ready s. hazır
General
ready i. peşin para
ready i. hazır para
ready f. hazırlamak
ready s. razı
ready s. hazırlıklı
ready s. peşin
ready s. amade
ready s. kullanıma hazır
ready s. gönüllü
ready s. klişeleşmiş
ready s. hızlı
ready s. istekli
ready s. hazır
ready s. kolay
ready s. hazırlop
ready s. anık
ready s. her günkü
ready s. apiko
ready s. alesta
ready s. eldeki
ready s. çabuk
ready s. mücehhez
ready s. nakit
ready s. yetenekli
ready s. becerikli
ready s. el altında
ready s. tamam
ready s. müsait
ready s. uygun
ready s. mevcut
ready s. hemen kullanılabilir
ready s. kullanıma hazır
Trade/Economic
ready s. likit
Telecom
ready s. hazır

"ready" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 462 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
get ready f. hazırlanmak
General
ready money i. nakit
a ready pen i. iyi yazı yazma yeteneği
camera ready copy i. baskıya hazır nüsha
ready cash i. peşin para
ready money i. hazır para
ready money i. peşin para
the ready i. nakit
the ready i. trinko para
ready cash i. kasa mevcudu
ready cash i. nakit
the ready i. peşin para
make-ready i. baskıya hazırlama
manufacture of ready-made clothes i. konfeksiyon
ready-made garment i. konfeksiyon
ready-made seller i. konfeksiyoncu
ready-to-wear i. hazır giyim eşyası
ready-made clothing sector i. hazır giyim sektörü
getting ready to do business i. iş yapmaya hazır hale gelme
ready-bed i. hazır yatak
a ready pen i. güzel yazı yazma yeteneği
ready-to-wear spectacles i. takmaya hazır gözlükler
getting ready for christmas i. yılbaşına hazırlık/hazırlanma
ready text i. hazır metin
ready to drink i. hazır içecek
ready-made i. satılmak için üretilmiş olup sanatsal özellikler de taşıyan gündelik nesne
make ready for f. bir şey için hazırlamak
get ready for f. hazır olmak
get ready to do business f. iş yapmaya hazır hale gelmek
get ready do f. kollarını sıvamak
make ready f. hazırlamak
get the substructure ready f. altyapı hazırlamak
make ready f. hazır hale getirmek
get the substructure ready f. altyapı oluşturmak
stand ready f. alesta durmak
get the substructure ready f. altyapı kurmak
get downry ready f. çeyizini hazırlamak
get ready for f. hazırlanmak
be ready to burst with anger f. hırsından çatlamak
get ready f. hazır hale gelmek
make ready f. hazır etmek
get ready to do something f. kolları sıvamak
appear ready f. hazır görünmek
look ready f. hazır görünmek
feel ready f. hazır hissetmek
stand ready f. hazır bulunmak
seem ready f. hazır görünmek
be ready for cooperation f. işbirliğine hazır olmak
make ready f. ihzar etmek
keep ready f. hazır bulundurmak
make ready f. hazır kılmak
make ready for f. bir şey için hazırlanmak
be ready f. hazır olmak
pay ready money f. peşin olarak ödemek
be ready for the storm f. fırtınaya hazır olmak
be ready for use f. kullanıma hazır olmak
be ready for use f. kullanıma amade olmak
be ready for change f. değişime hazır olmak
get ready for something f. bir şey için hazırlanmak
get ready for school f. okula hazırlanmak
make ready to do f. yapmaya hazırlanmak
get ready for something f. bir şeye hazırlanmak
be mentally ready f. kafa olarak hazır durumda olmak
be mentally ready f. kafa olarak hazır olmak
get ready for the concert f. konsere hazırlanmak
start to get ready f. hazırlanmaya başlamak
make ready f. baskı için hazır hale getirmek
get ready for the bed f. yatmaya hazırlanmak
rough and ready s. aşağı yukarı
got ready s. hazırlanmış
rough and ready s. işe yarar
ready for sale s. satışa hazır duruma getirilmiş
ready for sale s. satışa hazır
ready made s. hazır
rough and ready s. pratik
ready to cry s. ağlamaklı
ready for immediate use s. hemen kullanıma uygun
ready to start s. şevke hazır
ready to hand s. el altında
ready for use s. kullanıma hazır
ready-to-wear s. hazır (giyim eşyası)
ready-to-wear s. giymeye hazır
ready-to-use s. kullanıma hazır
ready-to-wear s. kullanıma hazır
ready-to-wear s. konfeksiyon
ready-made s. (giysi) hazır
ready-made s. konfeksiyon
ready to serve s. servise hazır
ready for cooperation s. işbirliğine hazır
mentally ready s. kafa olarak hazır
ready for frying s. kızartılmaya hazır
ready-to-drink s. içime hazır
ready for action s. harekete hazır
ready to sleep s. uyumaya hazır
camera-ready s. baskıya hazır
camera-ready s. fotoğraflanmaya hazır (yazı/çizim vs.)
ready-furnished s. eşyalı halde satılan ya da kiralanan (yer)
ready-made s. kullanışlı
ready-made s. amaca uygun
ready-made s. pratik
ready-made s. ihtiyacı karşılayan
ready-made s. basmakalıp
ready-made s. kalıplaşmış
ready-made s. klişeleşmiş
ready-made s. bilindik
ready-to-serve s. servise hazır
ready-witted s. çabuk kavrayan
ready-witted s. cin gibi
ready-witted s. uyanık
all ready s. hep birlikte hazır
at the ready zf. kullanılmaya hazır
at the ready zf. atışa hazır
at the ready zf. hazır durumda
Phrasals
be/get ready (to do something) f. bir şey yapmaya hazırlanmak
Phrases
birds fly not into our mouth ready roasted expr. armut piş ağzıma düş
ready and waiting expr. hazır ve nazır
in ready money expr. nakden
Colloquial
dinner's almost ready i. akşam yemeği neredeyse hazır
be more than ready (to do something) f. (bir şeyi yapmaya) hazır olmak
ready up f. hazır olmak
ready up f. tetikte olmak
ready up f. hazırlamak
ready up f. hazır hale getirmek
ready up f. hazır etmek
ready up f. (video oyunlarında) bir sonraki tura hazır olmak
ready up f. (video oyunlarında) bir sonraki tura hazır hale getirmek/hazırlamak
ready to drop s. bitap düşmüş
ready to drop s. düşecek kadar yorgun
rough-and-ready s. hazır
rough-and-ready s. hazır halde/durumda
rough and ready s. kaba saba
rough and ready s. eğitimsiz
rough and ready s. dinç
rough and ready s. enerjik
rough and ready s. istekli
rough and ready s. zinde
ready and willing s. hazır ve nazır
ready and willing s. hazır ve istekli
dinner's almost ready expr. akşam yemeği hazır sayılır
single and ready to mingle expr. bekarım ve ilişkiye açığım
ready for this? expr. buna hazır mısın?
ready-aim-fire expr. hazır nişan al ateş
ready-set-go! expr. hazır ol . . . başla!
whenever you're ready expr. hazır olduğunuzda
ready steady go! expr. hazır ol . . . başla!
cake is ready expr. kek hazır
ready-set-go expr. yerlerinize . . . hazır . . . başla!
dinner is ready expr. yemek hazır
ready for this? expr. (vereceğim haberi duymaya vb.) hazır mısın?
ready steady go expr. yerlerinize . . . hazır . . . başla!
(are you) ready to order? expr. ne yiyeceğinize karar verdiniz mi?
(are you) ready to order? expr. siparişinize karar verdiniz mi?
(are you) ready to order? expr. ne sipariş edeceğinize karar verdiniz mi?
(are you) ready to order? expr. hazırsanız siparişinizi alayım mı?
(are you) ready to order? expr. ne alırsınız?
I was born ready expr. çoktan hazırım
at the ready expr. el altında
at the ready expr. hazırda
ready when you are expr. ne zaman istersen
ready when you are expr. ne zaman hazır olursan
ready when you are expr. sen ne zaman hazır olursan
ready when you are expr. sen de hazır olduğunda
ready when you are expr. sen de hazırsan
ready, set, go expr. yerine, hazır, başla
ready, set, go expr. hazır ol, başla
ready, set, go expr. hazır, başla
ready, steady, go expr. yerine, hazır, başla
ready, steady, go expr. hazır ol, başla
ready, steady, go expr. hazır, başla
Idioms
be ready to drop f. çok yorulmak
be ready to roll f. harekete geçmeye/başlamaya hazır olmak
all dressed up with nowhere to go completely ready for something f. hazır şekilde ortada kalmak
make (oneself or something) ready (for someone or something) f. (kendini/birini birine/bir şeye) hazırlamak
make (oneself or something) ready (for someone or something) f. (kendini/birini biri/bir şey) için hazır hale getirmek
make (oneself or something) ready (for someone or something) f. (kendini/birini biri/bir şey) için hazır etmek
make ready to (do something) f. (bir şey yapmaya) hazırlanmak
make ready to (do something) f. (bir şey yapmak) için kolları sıvamak
rough and ready s. kaba ama iş görür
rough and ready s. yarım yamalak
rough and ready s. vasat ama işe yarar
not ready for prime time s. henüz tam olarak hazır değil
not ready for prime time s. henüz sahnelere/sahalara çıkmaya hazır değil
not ready for prime time s. henüz seyirci önüne çıkmaya hazır değil
not ready for prime time s. henüz piyasaya çıkmaya/sürülmeye hazır değil
ready for prime time s. tamamen hazır
ready for prime time s. sahnelere/sahalara çıkmaya hazır
ready for prime time s. seyirci önüne çıkmaya hazır
ready for prime time s. piyasaya çıkmaya/sürülmeye hazır
only too glad, ready (to do something) s. (bir şey yapmaya) dünden razı, hazır
ready for the knacker's yard s. bitmiş
ready for the knacker's yard s. iflas etmiş
ready for the knacker's yard s. batmış
ready for the knacker's yard s. çökmüş
ready for the knacker's yard s. yıkıma uğramış
ready for the knacker's yard s. yok olmuş
ready for the off s. başlamaya hazır
ready for the off s. çıkışa hazır
ready for the off s. yarışa hazır
ready for the off s. kalkışa hazır
ready to roll s. başlamaya hazır
ready to roll s. harekete geçmeye hazır
ready to roll s. gitmeye hazır
ready to roll s. yola çıkmaya hazır
ready to drop expr. çok yorgun
ready, willing, and able expr. hazır, istekli ve yapabilir (durumda)
when one is good and ready expr. hazır olduğunda
rough and ready expr. hazırlık yapmadan hızlıca
(a little/bit) rough and ready expr. kaba ama iş görür
at the ready expr. kullanıma hazır
fit/ready to drop expr. yorgunluktan düştü düşecek (olmak)
(a little/bit) rough and ready expr. vasat ama işe yarar
my body is ready expr. her şeyimle hazırım
my body is ready expr. tüm hücrelerimle hazırım
my body is ready expr. hazır ve nazırım
my body is ready expr. ben hazırım
Speaking
I am ready now expr. artık hazırım
I'm ready now expr. artık hazırım
I feel ready expr. ben kendimi hazır hissediyorum
are you ready for this? expr. buna hazır mısın?
are you ready to do it? expr. bunu yapmaya hazır mısın?
I'd better get ready expr. ben hazırlanayım en iyisi
I'm ready to go expr. ben gitmeye hazırım
are you ready? expr. hazır mısınız?
I got to get ready expr. hazırlanmam gerek
when it's ready (wir) expr. hazır olduğunda
is it ready yet? expr. hala daha hazır değil mi?
yes I am ready expr. evet hazırım
you said you were ready expr. hazırım demiştin
when you are good and ready expr. hazır olduğunda
when you ready come and get it expr. hazır oldugunda gel ve onu al
are you ready to have fun? expr. eğlenmeye hazır mısınız?
are you ready to have fun? expr. eğlenmeye hazır mısın?
I'm not ready yet expr. henüz hazır değilim
are you ready? expr. hazır mısın?
do you think you're ready? expr. hazır olduğunu düşünüyor musun?
when you are ready expr. hazır olduğunda
are you ready to talk? expr. konuşmaya hazır mısın?
when i'm ready expr. ne zaman hazır olursam
your table will be ready in a few minutes expr. masanız birkaç dakika içinde hazır olacak
are you ready to die? expr. ölmeye hazır mısın?
the lunch is ready expr. öğle yemeği hazır
I am almost ready expr. neredeyse hazırım
we're nearly ready expr. neredeyse hazırız
I am nearly ready expr. neredeyse hazırım
your table is ready expr. masanız hazır
anytime you are ready expr. sen hazır olduğunda
I'm ready now expr. şimdi hazırım
anytime you're ready expr. sen hazır olduğunda
I am ready now expr. şimdi hazırım
anytime you are ready expr. sen hazırsan
anytime you're ready expr. sen hazırsan
are you ready to order? expr. sipariş vermeye hazır mısınız?
dinner's almost ready expr. yemek neredeyse hazır
are you ready for this? expr. (vereceğim haberi duymaya vb.) hazır mısın?
the dinner is ready expr. yemek hazır
the meal is ready expr. yemek hazır
the goods are ready expr. ürünler hazır
your body isn't ready for this expr. vücudun buna hazır değil
the products are ready expr. ürünler hazır
the lunch is ready expr. yemek hazır
ready or not, here I come expr. önüm arkam sağım solum sobe
Chat Usage
are u ready? expr. hazır mısın?
Trade/Economic
key-ready i. anahtar teslim
key-ready i. anahtar teslimi
ready reckoner i. barem
ready sale i. çabuk veya hazır satış
assets ready convertible into cash i. derhal paraya çevrilebilen kıymetler
ready cash i. eldeki para
ready money i. hazır para
ready mixed concrete association i. hazır beton birliği
ready mixed concrete congress i. hazır beton kongresi
ready mixed concrete plant i. hazır beton fabrikası
ready mixed concrete plant i. hazır beton tesisi
ready reserve i. hazır ihtiyat
ready mixed concrete production i. hazır beton üretimi
ready mixed concrete manufacturers i. hazır beton üreticileri
ready mixed concrete industry i. hazır beton sanayii
ready wear i. hazır giyim
ready cash i. hazır para
ready asset i. hazır kıymet
ready mixed concrete manufacturing i. hazır beton imalatı
ready market i. hazır pazar
make-ready time i. hazırlama süresi
ready mixed concrete industry i. hazır beton endüstrisi
ready wear i. hazır giyim
ready mixed concrete industry i. hazır beton sektörü
ready mixed concrete manufacturers i. hazır beton imalatçıları
ready market i. hazır piyasa
ready reckoner i. hesaplayıcı
istanbul ready made garment and apparel exporters' association i. istanbul hazırgiyim ve konfeksiyon ihracatçıları birliği (ihkib)
ready money i. kasa mevcudu
ready sale i. kolay satış
ready sale i. kolay sürüm
ready money i. nakit para
ready money i. nakit
ready money i. peşin para
assets ready convertible into cash i. paraya çevrilmeye hazır kıymetler
ready money business i. peşin para işlemi
ready money business i. peşin işlem
ready money business i. peşin muamele
ready money business i. peşin alışveriş
make-ready time i. üretim hazırlık süresi
make-ready time i. üretime geçmek için gerekli zaman
pay ready money f. nakden ödemek
buy for ready money f. peşin satın almak
pay ready money f. peşin olarak ödemek
find a ready market f. pazar bulmak
buy for ready money f. peşin parayla satın almak
ready-mixed s. önceden karıştırılmış hazır durumda satılan (ürün)
ready for sea s. deniz seferine hazır
ready-made s. hazır durumdaki
ready for immediate use s. hemen kullanıma/tüketime uygun
ready-to-wear s. kullanıma hazır
ready for sale s. satışa hazır
ready to dispatch s. sevke hazır
ready-made s. yapılmış
all documents are ready expr. tüm evraklar hazır
all documents are ready expr. tüm belgeler hazır
Law
announce ready for trial f. davaya hazır olduğunu bildirmek
Institutes
turkish ready mixed concrete association i. türkiye hazır beton birliği
Industry
oven-ready s. daha fazla eğitime gerek olmaksızın çalışmaya hazır (yeni eleman)
Technical
ready mix supplier i. hazır karışım sağlayıcı
ready-mixed paint i. hazır boya
ready-made clothing i. hazır giyim
ready status word i. hazır durum bilgisi
ready-made clothes i. hazır elbise
ready mixed concrete i. karılmış hazır beton
ready wear i. konfeksiyon
ready-made i. konfeksiyon
ready-use top roller i. kullanılmaya hazır üst baskı silindiri
ready-to-spray i. püskürtmeye hazır
ready-cut s. hazır kesilmiş halde satılan (odun, cam vb.)
ready for operation s. çalışmaya hazır
ready for sewing s. dikime hazır
ready-made s. hazır
ready wear s. giymeye hazır
ready to start s. harekete hazır
ready for use s. işletmeye hazır
ready for service s. işletmeye hazır
ready for use s. kullanıma hazır
ready-assembled s. montaja hazır
ready-prepared s. önceden hazırlanmış
ready to erect s. montaja hazır
device not ready to operate expr. aygıt çalışmaya hazır değil
device not ready to operate expr. cihaz çalışmaya hazır değil
equipment operationally ready expr. cihaz işleme hazır
Computer
ready led i. hazır ışığı
touch-ready s. dokunmatik ekranlı bilgisayar ve cihazlarda çalışmaya uygun
ready to start s. başlamaya hazır
ready to finish s. bitirmeye hazır
localization-ready s. yerelleştirilebilir
receiver ready expr. alıcı hazır
device ready expr. aygıt hazır
disk not ready expr. disk hazır değil
not ready expr. hazır değil
x fonts ready for adding expr. x yazıtipleri eklenmeye hazır
dsr (data set ready) kısalt. modemden bilgisayara veya uçbirime gönderilen ve veri kabul edebileceğini gösteren rs-232 sinyali
Informatics
receiver ready expr. alışa hazır
receiver not ready expr. alışa hazır değil
Telecom
controlled not-ready signal i. denetimli hazır değil işareti
ready-for-data signal i. veri için hazır işareti
cable-ready s. ek bir aparata ihtiyaç duymadan kablolu yayınları direkt alabilen ve çözebilen
ready for receive s. almaya hazır
Textile
leather ready-to-wear i. deri konfeksiyon
men's ready-to-wear i. erkek hazır giyimi
ready to wear i. giymeye hazır
ready-made clothing i. hazır elbise
ready-to-wear retailing i. hazır giyim perakendeciliği
ready-made clothing i. hazır giyim
ready made clothing i. hazır giyim
ready to wear i. hazır giyim
ready made clothing i. konfeksiyon
ready to wear i. konfeksiyon
ready-made manufacturer i. konfeksiyon imalatçısı
ready tor sewing s. dikime hazır
ready-to-wear s. hazır giyim
ready-made s. hazır giyim
ready for use s. kullanıma hazır
rtw (ready-to-wear) kısalt. konfeksiyon
rtw (ready-to-wear) kısalt. hazır giyim
Construction
ready-made form i. hazır kalıp
ready-mix concrete mixer i. hazır beton mikseri
ready-mix i. hazır karışım
ready-mixed concrete i. hazır beton
ready to use wet mortar i. hazır yaş harç
ready mixed concrete i. hazır beton
ready-mixed concrete plant i. hazır beton tesisi
ready to use wet plaster i. hazır yaş sıva
ready-mixed mortar i. hazır harç
ready-mixed concrete i. karılmış hazır beton
ready-mixed s. önceden karıştırılmış hazır durumda olan (çimento)
ready-primed s. astar boyalı
ready-primed s. astarlanmış
ready-made mixed s. hazır karışımlı
move-in-ready s. taşınmaya hazır
move-in-ready s. masrafsız taşınmaya hazır
shovel-ready s. (inşaat projesi) başlamaya hazır
Furniture
rta (ready to assemble) kısalt. demonte
Automotive
i/m ready status i. muayene ve bakıma hazır olma durumu
Transportation
ready-to-load date i. yük biriminin mobilizasyon istasyonundan harekete hazır olduğu tarih
Aeronautic
ready for departure i. kalkış ve ayrılış için hazır
Marine
ready berth clause i. hazır rıhtım klozu
ready for sea i. harekete hazır
ready mixed concrete i. hazır karıştırılmış beton
ready berth clause i. hazır rıhtım maddesi
be ready to sail f. harekete hazır olmak
ready to sail s. yola hazır (gemi)
ready about expr. alesta tramola
Medical
ready to use media i. kullanıma hazır besiyeri
ready to use product i. kullanıma hazır ürün
ready-made drug i. müstahzar
Food Engineering
ready jelly mix i. hazır jöle karışımı
ready-to-eat products i. yemeğe hazır ürünler
ready-to-cook s. pişirmeye hazır
ready-to-eat s. tüketime hazır
Gastronomy
ready mix i. hazır karışım
ready-mix i. hazır karışım
ready dough i. hazır yufka
ready to serve food i. hazır yemek
cooked ready-to-eat meals i. pişmiş hazır yemekler
ready-cooked s. hazır pişmiş halde satılan (yemek)
oven-ready s. fırında pişirilmeye hazır (yiyecek)
Linguistics
ready-made utterances i. hazır sözceler
Military
ready position i. bir helikopter dolusu asker veya ekipmanın operasyon için alınmayı beklediği yer
ready reserve forces i. hazır ihtiyat kuvvetleri
ready status i. ateşe hazır olma hali
ready missile rate i. ateşe hazır füze oranı
ready missile rate i. ateşlenmeye hazır füze oranı
missile ready to fire i. ateşlemeye hazır füze
ready missile i. ateşlenmeye hazır füze
not operationally ready maintenance i. bakım nedeniyle harekata hazır olmama durumu
ready rack i. hazır cephane rafı
ready round i. hazır mermi
ready cap i. hazır cap
ready line i. hazırlık hattı
data terminal ready i. hazır veri terminali
meal-ready-to-eat (mre) i. hazır öğün
not operationally ready supply i. harekata hazır olmama durumu ikmal
operationally ready equipment i. harekata hazır teçhizat
combat ready aircraft i. harbe hazır uçak
army ready material programme i. kara kuvvetleri hazır malzeme programı
ready reserve strategic army forces i. kara kuvvetleri birinci derecede hazır ihtiyat stratejik kuvvetleri
individual ready reserve i. münferit birinci derecede hazır ihtiyat
combat ready i. savaşa hazır
ready-made snow blocks i. sertleştirilmiş kar blokları
ready to load date i. yüklemeye hazır tarih
operationally ready i. harekat birimi
operationally ready i. harekat gemisi
operationally ready i. harekat silah sistemi
operationally ready i. harekat personeli
ready for issue s. dağıtıma hazır
combat ready s. harbe hazır
operationally ready s. harekat için hazır
ready for take-off s. kalkış için hazır
limited combat ready s. kısmen harbe hazır
combat-ready s. savaşa hazır
combat-ready s. muharebeye hazır
Sport
ready about i. dönüşe hazır-ol komutu
athletic ready position i. sporcunun hazır duruşu
ready-athletic position i. sporcunun hazır duruşu
Volleyball
ready position i. bekleme duruşu
ready position i. hazırlık pozisyonu