nearly - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

nearly

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"nearly" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 26 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
nearly zf. hemen hemen
nearly zf. neredeyse
General
nearly zf. yaklaşık olarak
nearly zf. takriben
nearly zf. hemen
nearly zf. yakından
nearly zf. az kaldı
nearly zf. az kalsın
nearly zf. nerede ise
nearly zf. az daha
nearly zf. hemen hemen
nearly zf. adeta
nearly zf. aşağı yukarı
nearly zf. sanki
nearly zf. adeta
nearly zf. oldukça
nearly zf. hemen hemen aynı şey
nearly zf. yakinen
nearly zf. pek yakından
nearly zf. samimiyetle
nearly zf. yaklaşık
Technical
nearly expr. neredeyse
Archaic
nearly zf. cimrilikle
nearly zf. cimrice
nearly zf. civar bölgede
nearly zf. çok yakınlarda

"nearly" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 44 sonuç

İngilizce Türkçe
General
nearly half of society i. toplumun neredeyse yarısı
nearly half of the students i. öğrencilerin yarıya yakını
nearly half of the students i. öğrencilerin neredeyse yarısı
have nearly finished f. kolaylamak
nearly forget f. neredeyse unutmak
nearly extinct s. nesli tükenmek üzere
nearly-new s. daha önce başka birinin sahip olduğu fakat halen iyi durumda olan ürün
very nearly zf. fazlaca yakın
very nearly zf. parmak kaldı
for nearly a decade zf. neredeyse on yıldır
nearly everybody zm. nerdeyse herkes
Phrases
nearly always zf. hemen hemen her zaman
as nearly as I can tell expr. bildiğim kadarıyla
nearly all of (them) expr. neredeyse hepsi
as nearly as i can tell expr. yaklaşık olarak
Colloquial
not nearly zf. kadar değil
not nearly zf. değecek kadar değil
not nearly zf. çok daha az
Idioms
nearly jump out of one's skin f. aklı başından gitmek
nearly jump out of one's skin f. ödü kopmak
nearly jump out of one's skin f. ödü patlamak
nearly fall off one's chair f. (şaşkınlığından vb) neredeyse koltuktan düşmek
nearly jump out of one's skin f. yüreği ağzına gelmek
nearly fall out of (one's) chair f. (şaşkınlıktan, korkudan) neredeyse koltuktan/sandalyeden düşmek
nearly fall out of (one's) chair f. (şaşkınlıktan, korkudan) neredeyse oturduğu yerden düşmek
nearly jump out of your skin f. aklı başından gitmek
nearly jump out of your skin f. ödü patlamak
nearly jump out of your skin f. ödü kopmak
nearly jump out of your skin f. korkuyla yerinden sıçramak
nearly jump out of your skin f. yüreği ağzına gelmek
nearly jump out of your skin f. aklı gitmek
your eyes nearly pop out of your head f. gözleri fal taşı gibi açılmak
your eyes nearly pop out of your head f. gözleri yerinden/yuvalarından fırlamak
Speaking
I am nearly ready expr. neredeyse hazırım
we're nearly ready expr. neredeyse hazırız
I nearly forgot expr. neredeyse unutuyordum
he was nearly dead from cold expr. soğuktan ölmek üzereydi
it is was nearly night expr. neredeyse geceydi
Politics
nearly-universal membership i. evrensele yakın olan üyelik
Technical
nearly synchronised s. hemen hemen eşzamanlı
Computer
memory is nearly full expr. bellek oldukça dolu
Automotive
nearly fully i. yaklaşık dolu
Medical
nearly total expansion i. tama yakın ekspansiyon
Statistics
nearly best linear estimator i. en iyiye yakın doğrusal tahmin edici