nearly - Türkçe İngilizce Sözlük

nearly

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

"nearly" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 26 sonuç

İngilizce Türkçe
Yaygın Kullanım
nearly zf. hemen hemen
We were both nearly the same age.
İkimiz de hemen hemen aynı yaştaydık.

More Sentences
nearly zf. neredeyse
Nearly everyone has an occasional sleepless night.
Neredeyse herkes ara sıra uykusuz bir gece geçirir.

More Sentences
Genel
nearly zf. yaklaşık olarak
The world population is expanding at the rate of nearly 90 million people a year.
Dünya nüfusu bir yılda yaklaşık olarak 90 milyon kişi artıyor.

More Sentences
nearly zf. hemen
You can order various products and services from nearly anywhere in the world.
Dünyanın hemen her yerinden çeşitli ürün ve hizmetler sipariş edebilirsiniz.

More Sentences
nearly zf. az kaldı
We nearly had an accident when the car brakes jammed.
Arabanın frenleri tutmayınca az kalsın kaza yapıyorduk.

More Sentences
nearly zf. az daha
Tom nearly broke his arm trying to do a bicycle kick.
Tom röveşata denemesi yaparken az daha kolunu kırıyordu.

More Sentences
nearly zf. hemen hemen
Sodium is generally present in very small quantities in nearly every natural food.
Sodyum genellikle hemen hemen her doğal gıdada çok küçük miktarlarda bulunur.

More Sentences
nearly zf. adeta
Jules Verne's novels nearly gave the news from the future.
Jules Verne'in romanları adeta gelecekten haberler vermiştir.

More Sentences
nearly zf. yaklaşık
It took nearly two months to complete the project.
Projenin tamamlanması yaklaşık iki ay sürdü.

More Sentences
Teknik
nearly expr. neredeyse
Nearly every child has an interest in exploring the stars.
Neredeyse her çocuğun yıldızları keşfetmeye ilgisi vardır.

More Sentences
Genel
nearly zf. takriben
nearly zf. yakından
nearly zf. az kalsın
nearly zf. nerede ise
nearly zf. aşağı yukarı
nearly zf. sanki
nearly zf. adeta
nearly zf. oldukça
nearly zf. hemen hemen aynı şey
nearly zf. yakinen
nearly zf. pek yakından
nearly zf. samimiyetle
Eski Kullanım
nearly zf. cimrilikle
nearly zf. cimrice
nearly zf. civar bölgede
nearly zf. çok yakınlarda

"nearly" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 44 sonuç

İngilizce Türkçe
Genel
nearly forget f. neredeyse unutmak
I nearly forgot it.
Neredeyse unutuyordum.

More Sentences
nearly everybody zm. nerdeyse herkes
Everybody is drinking, and nearly everybody is smoking.
Herkes içiyor ve neredeyse herkes sigara içiyor.

More Sentences
İfadeler
nearly all of (them) expr. neredeyse hepsi
Or rather, I would like to advise against nearly all of them.
Daha doğrusu neredeyse hepsine karşı tavsiyede bulunmak istiyorum.

More Sentences
Konuşma Dili
not nearly zf. kadar değil
Not nearly as much as I like Prague, but that’s another story.
Prag'ı sevdiğim kadar değil, ama bu başka bir hikaye.

More Sentences
Genel
nearly half of society i. toplumun neredeyse yarısı
nearly half of the students i. öğrencilerin yarıya yakını
nearly half of the students i. öğrencilerin neredeyse yarısı
have nearly finished f. kolaylamak
nearly extinct s. nesli tükenmek üzere
nearly-new s. daha önce başka birinin sahip olduğu fakat halen iyi durumda olan ürün
very nearly zf. fazlaca yakın
very nearly zf. parmak kaldı
for nearly a decade zf. neredeyse on yıldır
İfadeler
nearly always zf. hemen hemen her zaman
as nearly as i can tell expr. yaklaşık olarak
as nearly as I can tell expr. bildiğim kadarıyla
Konuşma Dili
not nearly zf. değecek kadar değil
not nearly zf. çok daha az
Deyim
nearly jump out of one's skin f. aklı başından gitmek
nearly jump out of one's skin f. ödü kopmak
nearly fall off one's chair f. (şaşkınlığından vb) neredeyse koltuktan düşmek
nearly jump out of one's skin f. ödü patlamak
nearly jump out of one's skin f. yüreği ağzına gelmek
nearly fall out of (one's) chair f. (şaşkınlıktan, korkudan) neredeyse oturduğu yerden düşmek
nearly fall out of (one's) chair f. (şaşkınlıktan, korkudan) neredeyse koltuktan/sandalyeden düşmek
nearly jump out of your skin f. aklı gitmek
nearly jump out of your skin f. aklı başından gitmek
nearly jump out of your skin f. yüreği ağzına gelmek
nearly jump out of your skin f. korkuyla yerinden sıçramak
nearly jump out of your skin f. ödü kopmak
nearly jump out of your skin f. ödü patlamak
your eyes nearly pop out of your head f. gözleri yerinden/yuvalarından fırlamak
your eyes nearly pop out of your head f. gözleri fal taşı gibi açılmak
Konuşma
I nearly forgot expr. neredeyse unutuyordum
we're nearly ready expr. neredeyse hazırız
I am nearly ready expr. neredeyse hazırım
he was nearly dead from cold expr. soğuktan ölmek üzereydi
it is was nearly night expr. neredeyse geceydi
Siyasal
nearly-universal membership i. evrensele yakın olan üyelik
Teknik
nearly synchronised s. hemen hemen eşzamanlı
Bilgisayar
memory is nearly full expr. bellek oldukça dolu
Otomotiv
nearly fully i. yaklaşık dolu
Medikal
nearly total expansion i. tama yakın ekspansiyon
İstatistik
nearly best linear estimator i. en iyiye yakın doğrusal tahmin edici