lap - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

lap

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"lap" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 155 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
lap i. kucak
General
lap i. ip
lap i. şapırtı
lap i. yal
lap i. etek
lap i. etap
lap i. kucak
lap i. halat
lap i. dalga sesi
lap i. dizüstü etek
lap i. kat
lap i. diz üstü
lap i. bindirme
lap i. tur
lap i. perdah çarkı
lap i. kıvrım
lap i. katmer
lap i. dönüm
lap i. çukurluk
lap i. çukurluk bölge
lap i. katlama
lap i. dolanma
lap i. sarma
lap i. sarılma
lap i. etrafını sarma
lap i. kuşatma
lap i. köpek maması (sulu)
lap i. sıvı hayvan yemi
lap i. sıvı hayvan maması
lap i. üstüne binen kısım
lap i. katlanma payı
lap i. kıvrılma yeri/payı
lap i. parlatma çarkı
lap i. cilalama çarkı
lap i. şapırdatarak yıkama
lap i. şapır şupur yıkama
lap i. yalayarak içme
lap i. yalayarak temizleme
lap i. şapırtı
lap i. sulu gıda
lap i. sulu yemek
lap i. içecek
lap i. etek ucunda bir şeyler taşımak için katlanabilen ön kısım
lap i. bakım verilen yer
lap i. özen gösterilen yer
lap i. ana kucağı gibi yer
lap i. ilmek
lap i. dönüş
lap i. içinde yetişilen koşullar
lap i. taşmak
lap i. çıkıntı yapmak
lap i. taşma yapmak
lap i. kısmen başka bir şeyin üzerine binmek
lap i. başka bir şeyle bitişik durumda olmak
lap i. yeni elde edilmiş kaynakları daha önceki bir açığı kapatmak için kullanmak
lap i. yolun bir yanından diğerine geçmek
lap i. bir ipin silindir etrafında tam tur dönüşü
lap f. üst üste gelmek
lap f. örtmek
lap f. şapır şupur içmek
lap f. kuşatmak
lap f. sarılmak
lap f. yarışı tamamlamak
lap f. oburca yemek
lap f. dolamak
lap f. şapırdatmak
lap f. hafif hafif çarpmak (dalga)
lap f. kucaklamak
lap f. tur yapmak
lap f. sarmak
lap f. çevirmek
lap f. üstüne koymak
lap f. yalayarak içmek
lap f. yalayıp yutmak
lap f. bindirmek
lap f. üst üste bindirmek
lap f. katlamak
lap f. üzerine koymak
lap f. katlanmak
lap f. etrafını sarmak
lap f. şapırdatarak yıkamak
lap f. şapır şupur yıkamak
lap f. (sıvıyı veya yiyeceği) dille kaldırarak tüketmek
lap f. (su, dalga) yumuşak seslerle çarpmak
lap f. (su, dalga) yumuşak seslerle bir yere vurmak
lap f. bükülmek
lap f. çabucak içine almak
lap f. hemen içine çekmek
lap f. hemen kabul etmek
lap f. ufak dalgalar halinde akmak
lap f. ufak dalgalar halinde çarpmak
lap f. hafif şırıltı ile hareket etmek
lap f. hafif şırıltı ile nazikçe vurmak
Politics
lap i. iktidar
lap i. sorumluluk alanı
lap i. ilgi alanı
lap i. yetki alanı
lap i. himaye
lap i. idare
lap i. denetim
Technical
lap i. kaydırma
lap i. katlantı
lap i. kızgın bir metalin katlanması nedeniyle oluşan yüzey bozukluğu
lap i. kıvrık
lap i. kucak
lap i. kordon
lap i. şaşırtma
lap i. vatka
lap i. perdah ve tesviyede kullanılan sabit veya döner çark
lap i. perdah ve tesviyede kullanılan sabit veya döner disk
lap i. deri veya metalden yapılmış, perdah ve tesviyede kullanılan sabit veya döner levha
lap i. bir çatı padavrası sırasının alttaki sıranın üzerine binen kısmı
lap i. (sonsuz kayışın birbirine eklenen konik uçları) ek yerlerinin birbirinin üzerine binen kısmı
lap i. lokomotifin sürgülü vanasının orta konumdayken buharı veya egzoz deliğini açmak için sahip olduğu açıklık
lap i. (geminin dış kaplamasında) sac levhanın diğeri üzerine binen kısmı
lap i. bir nesnenin diğeri üzerine binen parçası
lap i. eğirilmek üzere bobine sarılmış ve taranmış haldeki elyaf tabakası (pamuk, yün veya keten)
lap i. ambalajlama ve nakliyat için uygun boyutlarda katlanmış ıslak kağıt hamuru tabakası
lap i. eriyik malzemenin bir kısmında oluşan bükülme sonucu çelik veya cam yüzeyde oluşan bozukluk
lap i. cila katmanlarındaki üst üste binmeler sonucu oluşan pürüz
lap f. katlanmak
lap f. katlamak
lap f. üzerine koymak
lap f. çark kullanarak cilalamak
lap f. üst üste koyarak uçlarını birleştirmek
lap f. kıvrım oluşturmak
lap f. (cam veya değerli taşları) özel yapılmış bir çarkla kesmek
lap f. (cam veya değerli taşları) özel yapılmış bir çarkla perdahlamak
Textile
lap i. sarma/sargı
lap i. sargı
lap i. vatka  
lap i. elbisede sallanan kısım
lap i. elbisede sarkık parça
lap i. pamuk, keten gibi ipliklerden oluşan devamlı şerit veya katman
lap i. hallaç makinesi için hazırlanmış bir tabaka pamuk ipliği
lap f. (iplikleri) katman haline getirmek
Automotive
lap i. ince zımpara
lap i. kucak
lap i. lepleme
lap i. tur
lap f. parlatmak
lap f. tur bindirmek
Marine
lap i. buhar lebi
Gastronomy
lap i. hafif içki
lap i. hafif içecek
lap i. hafif yemek
Forestry
lap i. ağaç kesme sonrasında ormanda bırakılan ağacın üst dalları
Sport
lap i. tur
lap f. bir devirlik mesafe ile geçmek (yarışta rakibini)
lap f. (yarışta) bir tur önde olmak
lap f. tur bindirmek
Card
lap i. bir oyunun bitmesi için gerekli puanın üzerinde kazanılan puan
Archaic
lap i. (17. yüzyıldaki adıyla) vulva
lap i. gevşek veya sarkık organ
lap i. sarkma kaynaklı vücutta görülen çıkıntı

"lap" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 2 sonuç

Türkçe İngilizce
General
lap flop i.
lap plop i.

"lap" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 255 sonuç

İngilizce Türkçe
General
lap pack parachute i. kucak paraşütü
lap dog i. kucağa alınan ufak köpek
lap dog i. fino
lap covering i. kucak örtüsü
lap of luxury i. servet ve konfor
lap of the gods i. insanın kontrolünün ve sorumluluğunun üzerinde
lap-dog i. fino
lap length i. bindirme boyu
lap dance i. kucak dansı
lap pool i. sadece yüzme amaçlı kullanılan uzun ince havuz
lap pool i. tur havuzu
victory lap i. zafer turu
lap tray i. kucak tepsisi
parade lap i. ısınma turu
pace lap i. ısınma turu
formation lap i. ısınma turu
warm-up lap i. ısınma turu
lap timer i. tur zamanlayıcı
victory lap i. zafer turu
lap of honour i. zafer turu
lap of honor i. zafer turu
mother lap i. ana kucağı
lap dancing i. kucak dansı
lap dog i. ufak ev köpeği
lap dog i. kucak köpeği
lap desk i. nesneleri diz üstüne koyabilme imkanı sağlayan yastıklı veya kısa ayaklı düz tahta
outside lap i. emme aralığı kordonu
outside lap i. buhar deliği kordonu
lap up f. çabucak içmek
fall into one's lap f. anafordan gelmek
sit on somebody's lap f. kucağına oturmak
take on one's lap f. kucağına almak
sit on (someone's) lap f. kucağına oturmak
lap over f. üst üste binmek
drop into someone's lap f. (fırsat vb) ayağına gelmek
fall into someone's lap f. şans ile başarmak
drop into someone's lap f. şans ile başarmak
fall into someone's lap f. (fırsat vb) ayağına gelmek
lap up f. (kedi vb) yalayarak içmek
(waves) lap up against the shore softly f. (dalgalar) kıyıya hafif hafif vurmak
lap boards f. bir şeyi kısmen diğerinin üzerine koymak
lap timbers f. uç kısımları geçme yapacak şekilde birleştirmek
lap jointed s. bindirilmiş
lap straked s. birbirine geçmiş
lap streaked s. birbirine geçmiş
lap-streak s. üstüste geçen/örtüşen
lap-jointed s. üstüste geçen/örtüşen
lap-strake s. üstüste geçen/örtüşen
lap-streaked s. üstüste geçen/örtüşen
lap-straked s. üstüste geçen/örtüşen
lap-jointed s. bindirme ekli
in the lap of luxury zf. refah içinde
in the lap of luxury zf. lüks içinde
in the lap of luxury zf. yediği önünde yemediği ardında
Phrasals
lap against f. -e hafif hafif vurmak (su, dalga)
lap against f. '-e hafif hafif çarpmak (su, dalga)
lap against f. '-e sıçramak
lap against f. '-i yalamak /su, dalga)
lap against (something) f. (bir şeye) hafif hafif vurmak (su, dalga)
lap against (something) f. (bir şeye) hafif hafif çarpmak (su, dalga)
lap against (something) f. (bir şeye) sıçramak
lap against (something) f. (bir şeyi) yalamak (su, dalga)
Colloquial
lap dancer i. kucak dansçısı
lap dancer i. kucak dansı yapan kimse/kadın
Idioms
the lap of luxury i. lüks içinde yaşam
the lap of luxury i. refah içinde yaşam
the lap of luxury i. yediği önünde yemediği ardında bir yaşam tarzı
the lap of luxury i. bir eli yağda bir eli balda yaşama
the last lap i. son etap
the last lap i. son aşama
be in the lap of luxury f. bir eli yağda bir eli balda olmak
lap something up f. bir şeye eyvallah demek
lap something up f. bir şeye balıklama atlamak
lap something up f. bir şeyi büyük bir zevkle kabul etmek
live in the lap of luxury f. bir eli yağda bir eli balda olmak
be in the lap of the gods f. insanın gücü dışında olmak
be in the lap of the gods f. insanın elinde olmamak
live in the lap of luxury f. lüks içinde yaşamak
fall into someone's lap f. (fırsat vb) ayağına gelmek
fall into one's lap f. (fırsat vb) ayağına gelmek
fall into one's lap f. (şans/fırsat/servet vb) ayağına gelmek
drop into one's lap f. (şans/fırsat/servet vb) ayağına gelmek
land in someone's lap f. (fırsat vb) ayağına gelmek
lap up f. yalamak
drop in someone's lap f. (fırsat vb) ayağına gelmek
drop (something) in (someone's) lap f. kucağına düşmek
drop (something) in (someone's) lap f. şans eseri gerçekleşmek
drop (something) in (someone's) lap f. şans eseri önüne çıkmak/çıkarmak
drop (something) in (someone's) lap f. bir işi birinin başına yıkmak/sırtına yüklemek
drop (something) in (someone's) lap f. bir işi birine yamamak/kitlemek/kakalamak
drop in someone's lap f. kucağına bırakmak (fırsat, yük)
drop in someone's lap f. bombayı kucağına bırakmak
drop/dump something in somebody’s ˈlap f. bir şeyi başka birinin üstüne atmak
drop/dump something in somebody’s ˈlap f. sorumluluğu başkasına yüklemek
dump (something) in (someone's) lap f. (bir şeyi birinin) başına yıkmak
dump (something) in (someone's) lap f. (bir işi, sorumluluğu birinin) kucağına atmak/bırakmak
dump (something) in (someone's) lap f. (bir şeyi birinin) sırtına yüklemek
dump (something) in (someone's) lap f. (bir işi, sorumluluğu birinin) üstüne atmak
dump something in somebody's lap f. bir şeyi birinin başına yıkmak
dump something in somebody's lap f. bir işi, sorumluluğu birinin kucağına atmak/bırakmak
dump something in somebody's lap f. bir şeyi birinin sırtına yüklemek
dump something in somebody's lap f. bir işi, sorumluluğu birinin üstüne atmak
drop something in somebody's lap f. bir şeyi birinin başına yıkmak
drop something in somebody's lap f. bir işi, sorumluluğu birinin kucağına atmak/bırakmak
drop something in somebody's lap f. bir şeyi birinin sırtına yüklemek
drop something in somebody's lap f. bir işi, sorumluluğu birinin üstüne atmak
land in your lap f. kucağına düşmek
land in your lap f. üstüne kalmak
land in your lap f. üstüne yıkılmak
land in your lap f. kucağına atılmak
land in your lap f. üstüne atılmak
land in your lap f. üstüne/sırtına yüklenmek
land in your lap f. sorumluluğuna bırakmak
be in the lap of the gods f. allah'a/tanrıya kalmış olmak
drop/fall into somebody's lap f. (fırsat/şans) ayağına gelmek
drop/fall into somebody's lap f. şans ile başarmak
drop/fall into somebody's lap f. armut piş ağzıma düş olmak
drop/fall into somebody's lap f. gökten zembille inmek
drop into somebody's lap f. (fırsat, şans) birinin kucağına düşmek
drop into somebody's lap f. (fırsat, şans) birinin ayağına gelmek
fall into somebody's lap f. (fırsat, şans) birinin kucağına düşmek
fall into somebody's lap f. (fırsat, şans) birinin ayağına gelmek
fall into lap f. ayağına gelmek
fall into lap f. kucağına düşmek
fall into lap f. armut piş ağzıma düş
fall into your lap f. ayağına gelmek
fall into your lap f. kucağına düşmek
fall into your lap f. armut piş ağzıma düş
drop into your lap f. ayağına gelmek
drop into your lap f. kucağına düşmek
drop into your lap f. armut piş ağzıma düş
land in (one's) lap f. (fırsat, şans birinin) ayağına gelmek
land in (one's) lap f. (birinin) kucağına düşmek
land in (one's) lap f. (birine) kalmak
land in (one's) lap f. (şans eseri birinin) eline geçmek
land in (one's) lap f. (birinin) üstüne/kucağına atılmak
fall into someone's lap expr. armut piş ağzıma düş
in the lap of the gods expr. Allah'a kalmış
Speaking
can I sit in your lap? expr. kucağına oturabilir miyim?
Technical
lap dissolve i. anşane
dovetail lap-joint i. bindirme kırlangıç kuyruğu geçme
lap weld i. bindirmeli bağlantı
tensile shear strength of lap joints i. bindirmeli bağlantıların çekmede kesme mukavemeti
determination of tensile shear strength of lap joints i. bindirmeli bağlantıların çekmede kesme mukavemetinin tayini
lap-welded pipe i. bindirme kaynaklı boru
lap joints i. bindirmeli bağlantı
lap weld i. bindirme kaynak
lap joints i. bindirmeli bağlantılar
lap joint i. bindirme bağlantı
tensile shear strength of lap joints i. bindirmeli bağlantıların çekmede kesme dayanımı
lap-welded tube i. bindirme kaynaklı boru
lap welding i. bindirme kaynağı yapma
lap-welded joint i. bindirme kaynaklı bağlantı
lap-welding i. bindirme kaynağı
lap joint i. bindirme ek
lap welding i. bindirme kaynaklaması
lap joint i. bindirmeli ek
lap welding i. bindirme kaynaklama
lap winding i. bindirme sargı
lap joint i. bindirme
lap joint i. derz
plain lap i. düz katlantı
lap robe i. diz örtüsü
lap joint i. eklem
lap dissolve i. erime
lap dissolve i. geçme
lap joint i. inşaat derzi
tensile lap-shear strength of rigid-to rigid bonded assemblies i. iki sert malzemenin yapıştırılmasıyla oluşan sistemlerin ayrılma mukavemeti
lap blister i. katlanma kabarcığı
fibre lap i. lif sarılması
negative lap i. negatif lep
positive lap i. pozitif lep
lap dissolve i. sahne geçişi
cold lap i. soğuk katlantı
cold lap i. soğuk dil
valve lap i. supap tevzi aralığı
single lap bonded joints i. tek tesirli yapıştırma bağlantıları
end lap i. uç uca bindirme
end lap joint i. uç uca yarım kertmeli ek
lap hook i. vatka kancası
end lap weld i. uçuca bindirmeli kaynak
lap joint i. yapım eklemi
lap dissolve i. zincirleme
lap riveting i. levhaların uçlarını veya kenarlarını üst üste bindirerek yapılan perçinleme
lap-welded s. bindirme kaynaklı
Electric
lap winding i. bindirme sargı
Mechanic
lap welding i. bindirmeli kaynak
lap joint i. bindirmeli bağlantı
lap-welding i. bindirme kaynağı
lap welding i. iki parçayı üst üste bindirerek yapılan kaynak
inside lap i. valfin egzoz çıkısındaki kıvrımı
Television
lap dissolve i. anşane
lap dissolve i. erime
lap dissolve i. geçme
lap dissolve i. sahne geçişi
lap dissolve i. zincirleme
Construction
lap streak i. bindirme tahtalı
lap dovetail i. gizli kırlangıç kuyruğu
lap siding i. kaplamalık tahta
lap dovetail i. sandık geçmesi
half-lap joint i. yarım kertmeli ek
half-lap scarf i. yarım bindirme geçme
lap siding i. yalı bindirmesi
lap streak s. yalı bindirmeli
Woodworking
horizontal lap-joint method i. yatay bindirme metodu
Automotive
lap joint ring i. bindirme kesimli (ağızlı) segman
lap joint i. bindirmeli birleştirme
lap welding i. bindirmeli kaynak
formation lap i. formasyon turu
safety lap i. garantileme turu
parade lap i. gösteri turu
warm up lap i. ısınma turu
lap-ended piston ring i. iki ucu birbiri üstüne binen piston segmanı
pace lap i. ısınma turu
lap belt i. karın emniyet kemeri
reconnaissance lap i. keşif turu
lap belt i. kucak kemeri
installation lap i. kurulum turu
radial box lap ring i. radyal bindirme kesimli (ağızlı) piston segmanı
lap time i. tur zamanı
victory lap i. zafer turu
Aeronautic
lap-pack parachute i. kucak paraşütü
Marine
lap-strake s. bindirme kaplamalı
lap-strake s. bindirme
lap-straked s. bindirme kaplamalı
lap-straked s. bindirme
lap-streak s. bindirme kaplamalı
lap-streak s. bindirme
lap-streaked s. bindirme kaplamalı
lap-streaked s. bindirme
Medical
lap choly i. laparoskopik kolesistektomi
lap choly i. laparaskopik kolesistektomi ameliyatı
lap band i. mide kelepçesi
Optics
pitch lap i. cilalama lapı
lap tool i. lap aleti
Military
lap belt i. bel kemeri
riveted lap joint i. bindirme perçin bağlantısı
lap width i. deniz mayın harbinde bir gemi tarafından taranmış bölgenin taranacak kısım yüzdesine bölünmesiyle elde edilen oran
lap belt i. emniyet kemeri
lap track i. mayın tarama hattı
lap course i. mayın tarama istikameti
lap turn i. tarama dönüşü
lap course i. deniz mayın harbi sırasında döşenmesi istenen hat
Sport
lap swimming i. bir kulvarda yüzme
qualification lap i. sıralama turu
last lap i. son tur
lap of honor i. şeref turu
bell lap i. yarışta son tur
lap-chart i. (araba yarışında) her bir arabanın ne kadar tur yaptığını ve parkurun neresinde olduğunu gösteren şema
Cinema
lap splice i. binmeli yapıştırma
Slang
lap dance i. kucak dansı
victory lap [us] i. lisans derecesini tamamlamak için dört yılın ötesinde alınan bir veya daha fazla yıllık eğitim
take a victory lap f. okulu uzatmak
make a lap! expr. otur!
make a lap! expr. otur yerine!