lap - Turc Anglais Dictionnaire

lap

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "lap" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 155 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
lap n. kucak
The kitten was lying on the little girl's lap.
Yavru kedi küçük kızın kucağında yatıyordu.

More Sentences
General
lap n. etap
The first lap of our journey will be towards the east.
Yolculuğumuzun ilk etabı doğuya doğru olacak.

More Sentences
lap n. kucak
They combined their strength and he took his father in his lap for the first time.
Güçlerini birleştirdiler ve babasını ilk kez kucağına aldı.

More Sentences
lap n. tur
The race will be 50 laps.
Yarış 50 tur sürecektir.

More Sentences
lap v. şapır şupur içmek
The little puppy was lapping the milk I poured into the pot.
Küçük köpek yavrusu tencereye döktüğüm sütü şapır şupur içiyordu.

More Sentences
lap v. hafif hafif çarpmak (dalga)
The waves were lapping the ships in the dock.
Dalgalar rıhtımdaki gemilere hafif hafif çarpıyordu.

More Sentences
lap v. yalayıp yutmak
The kitten lapped up the milk I poured into the saucer.
Yavru kedi tabağa döktüğüm sütü yalayıp yuttu.

More Sentences
Technical
lap n. kucak
When I first met him, he was sitting on his grandmother's lap.
Onunla ilk tanıştığımda büyükannesinin kucağında oturuyordu.

More Sentences
Automotive
lap n. kucak
It portrays the hunter Adonis sleeping in Venus' lap.
Venüs'ün kucağında uyuyan avcı Adonis'i tasvir ediyor.

More Sentences
lap n. tur
First, swim two laps as a warm-up.
İlk olarak, ısınma amacıyla iki tur yüzün.

More Sentences
lap v. tur bindirmek
Vettel lapped his opponent in the first half of the race.
Vettel yarışın ilk yarısında rakibine tur bindirdi.

More Sentences
Sport
lap n. tur
How many laps can you complete without slamming into the other drivers on this race track?
Bu yarış pistinde diğer sürücülere çarpmadan kaç tur tamamlayabilirsiniz?

More Sentences
General
lap n. ip
lap n. şapırtı
lap n. yal
lap n. etek
lap n. halat
lap n. dalga sesi
lap n. dizüstü etek
lap n. kat
lap n. diz üstü
lap n. bindirme
lap n. perdah çarkı
lap n. kıvrım
lap n. katmer
lap n. dönüm
lap n. çukurluk
lap n. çukurluk bölge
lap n. katlama
lap n. dolanma
lap n. sarma
lap n. sarılma
lap n. etrafını sarma
lap n. kuşatma
lap n. köpek maması (sulu)
lap n. sıvı hayvan yemi
lap n. sıvı hayvan maması
lap n. üstüne binen kısım
lap n. katlanma payı
lap n. kıvrılma yeri/payı
lap n. parlatma çarkı
lap n. cilalama çarkı
lap n. şapırdatarak yıkama
lap n. şapır şupur yıkama
lap n. yalayarak içme
lap n. yalayarak temizleme
lap n. şapırtı
lap n. sulu gıda
lap n. sulu yemek
lap n. içecek
lap n. etek ucunda bir şeyler taşımak için katlanabilen ön kısım
lap n. bakım verilen yer
lap n. özen gösterilen yer
lap n. ana kucağı gibi yer
lap n. ilmek
lap n. dönüş
lap n. içinde yetişilen koşullar
lap n. taşmak
lap n. çıkıntı yapmak
lap n. taşma yapmak
lap n. kısmen başka bir şeyin üzerine binmek
lap n. başka bir şeyle bitişik durumda olmak
lap n. yeni elde edilmiş kaynakları daha önceki bir açığı kapatmak için kullanmak
lap n. yolun bir yanından diğerine geçmek
lap n. bir ipin silindir etrafında tam tur dönüşü
lap v. üst üste gelmek
lap v. örtmek
lap v. kuşatmak
lap v. sarılmak
lap v. yarışı tamamlamak
lap v. oburca yemek
lap v. dolamak
lap v. şapırdatmak
lap v. kucaklamak
lap v. tur yapmak
lap v. sarmak
lap v. çevirmek
lap v. üstüne koymak
lap v. yalayarak içmek
lap v. bindirmek
lap v. üst üste bindirmek
lap v. katlamak
lap v. üzerine koymak
lap v. katlanmak
lap v. etrafını sarmak
lap v. şapırdatarak yıkamak
lap v. şapır şupur yıkamak
lap v. (sıvıyı veya yiyeceği) dille kaldırarak tüketmek
lap v. (su, dalga) yumuşak seslerle çarpmak
lap v. (su, dalga) yumuşak seslerle bir yere vurmak
lap v. bükülmek
lap v. çabucak içine almak
lap v. hemen içine çekmek
lap v. hemen kabul etmek
lap v. ufak dalgalar halinde akmak
lap v. ufak dalgalar halinde çarpmak
lap v. hafif şırıltı ile hareket etmek
lap v. hafif şırıltı ile nazikçe vurmak
Politics
lap n. iktidar
lap n. sorumluluk alanı
lap n. ilgi alanı
lap n. yetki alanı
lap n. himaye
lap n. idare
lap n. denetim
Technical
lap n. kaydırma
lap n. katlantı
lap n. kızgın bir metalin katlanması nedeniyle oluşan yüzey bozukluğu
lap n. kıvrık
lap n. kordon
lap n. şaşırtma
lap n. vatka
lap n. perdah ve tesviyede kullanılan sabit veya döner çark
lap n. perdah ve tesviyede kullanılan sabit veya döner disk
lap n. deri veya metalden yapılmış, perdah ve tesviyede kullanılan sabit veya döner levha
lap n. bir çatı padavrası sırasının alttaki sıranın üzerine binen kısmı
lap n. (sonsuz kayışın birbirine eklenen konik uçları) ek yerlerinin birbirinin üzerine binen kısmı
lap n. lokomotifin sürgülü vanasının orta konumdayken buharı veya egzoz deliğini açmak için sahip olduğu açıklık
lap n. (geminin dış kaplamasında) sac levhanın diğeri üzerine binen kısmı
lap n. bir nesnenin diğeri üzerine binen parçası
lap n. eğirilmek üzere bobine sarılmış ve taranmış haldeki elyaf tabakası (pamuk, yün veya keten)
lap n. ambalajlama ve nakliyat için uygun boyutlarda katlanmış ıslak kağıt hamuru tabakası
lap n. eriyik malzemenin bir kısmında oluşan bükülme sonucu çelik veya cam yüzeyde oluşan bozukluk
lap n. cila katmanlarındaki üst üste binmeler sonucu oluşan pürüz
lap v. katlanmak
lap v. katlamak
lap v. üzerine koymak
lap v. çark kullanarak cilalamak
lap v. üst üste koyarak uçlarını birleştirmek
lap v. kıvrım oluşturmak
lap v. (cam veya değerli taşları) özel yapılmış bir çarkla kesmek
lap v. (cam veya değerli taşları) özel yapılmış bir çarkla perdahlamak
Textile
lap n. sarma/sargı
lap n. sargı
lap n. vatka  
lap n. elbisede sallanan kısım
lap n. elbisede sarkık parça
lap n. pamuk, keten gibi ipliklerden oluşan devamlı şerit veya katman
lap n. hallaç makinesi için hazırlanmış bir tabaka pamuk ipliği
lap v. (iplikleri) katman haline getirmek
Automotive
lap n. ince zımpara
lap n. lepleme
lap v. parlatmak
Marine
lap n. buhar lebi
Gastronomy
lap n. hafif içki
lap n. hafif içecek
lap n. hafif yemek
Forestry
lap n. ağaç kesme sonrasında ormanda bırakılan ağacın üst dalları
Sport
lap v. bir devirlik mesafe ile geçmek (yarışta rakibini)
lap v. (yarışta) bir tur önde olmak
lap v. tur bindirmek
Card
lap n. bir oyunun bitmesi için gerekli puanın üzerinde kazanılan puan
Archaic
lap n. (17. yüzyıldaki adıyla) vulva
lap n. gevşek veya sarkık organ
lap n. sarkma kaynaklı vücutta görülen çıkıntı

Sens de "lap" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 2 résultat(s)

Turc Anglais
General
lap flop n.
lap plop n.

Sens de "lap" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 261 résultat(s)

Anglais Turc
Automotive
formation lap n. formasyon turu
The race starts immediately, and there is no formation lap.
Yarış hemen başlar ve formasyon turu yoktur.

More Sentences
General
lap pack parachute n. kucak paraşütü
lap dog n. kucağa alınan ufak köpek
lap covering n. kucak örtüsü
lap of luxury n. servet ve konfor
lap dog n. fino
lap of the gods n. insanın kontrolünün ve sorumluluğunun üzerinde
lap-dog n. fino
lap length n. bindirme boyu
lap dance n. kucak dansı
lap pool n. tur havuzu
lap pool n. sadece yüzme amaçlı kullanılan uzun ince havuz
victory lap n. zafer turu
lap tray n. kucak tepsisi
parade lap n. ısınma turu
pace lap n. ısınma turu
formation lap n. ısınma turu
warm-up lap n. ısınma turu
lap timer n. tur zamanlayıcı
victory lap n. zafer turu
lap of honour n. zafer turu
lap of honor n. zafer turu
mother lap n. ana kucağı
lap dancing n. kucak dansı
lap dog n. ufak ev köpeği
lap dog n. kucak köpeği
lap desk n. nesneleri diz üstüne koyabilme imkanı sağlayan yastıklı veya kısa ayaklı düz tahta
outside lap n. buhar deliği kordonu
outside lap n. emme aralığı kordonu
fall into one's lap v. anafordan gelmek
lap up v. çabucak içmek
sit on somebody's lap v. kucağına oturmak
take on one's lap v. kucağına almak
sit on (someone's) lap v. kucağına oturmak
lap over v. üst üste binmek
fall into someone's lap v. (fırsat vb) ayağına gelmek
drop into someone's lap v. (fırsat vb) ayağına gelmek
lap up v. (kedi vb) yalayarak içmek
drop into someone's lap v. şans ile başarmak
fall into someone's lap v. şans ile başarmak
(waves) lap up against the shore softly v. (dalgalar) kıyıya hafif hafif vurmak
lap timbers v. uç kısımları geçme yapacak şekilde birleştirmek
lap boards v. bir şeyi kısmen diğerinin üzerine koymak
lap jointed adj. bindirilmiş
lap straked adj. birbirine geçmiş
lap streaked adj. birbirine geçmiş
lap-jointed adj. üstüste geçen/örtüşen
lap-streak adj. üstüste geçen/örtüşen
lap-strake adj. üstüste geçen/örtüşen
lap-streaked adj. üstüste geçen/örtüşen
lap-straked adj. üstüste geçen/örtüşen
lap-jointed adj. bindirme ekli
in the lap of luxury adv. refah içinde
in the lap of luxury adv. lüks içinde
in the lap of luxury adv. yediği önünde yemediği ardında
Phrasals
lap against v. '-e hafif hafif çarpmak (su, dalga)
lap against v. -e hafif hafif vurmak (su, dalga)
lap against v. '-e sıçramak
lap against (something) v. (bir şeyi) yalamak (su, dalga)
lap against (something) v. (bir şeye) hafif hafif çarpmak (su, dalga)
lap against (something) v. (bir şeye) hafif hafif vurmak (su, dalga)
lap against v. '-i yalamak /su, dalga)
lap against (something) v. (bir şeye) sıçramak
Colloquial
lap dancer n. kucak dansı yapan kimse/kadın
lap dancer n. kucak dansçısı
Idioms
the last lap n. son aşama
the lap of luxury n. lüks içinde yaşam
the lap of luxury n. bir eli yağda bir eli balda yaşama
the last lap n. son etap
the lap of luxury n. yediği önünde yemediği ardında bir yaşam tarzı
the lap of luxury n. refah içinde yaşam
lap something up v. bir şeyi büyük bir zevkle kabul etmek
lap something up v. bir şeye eyvallah demek
lap something up v. bir şeye balıklama atlamak
be in the lap of luxury v. bir eli yağda bir eli balda olmak
live in the lap of luxury v. bir eli yağda bir eli balda olmak
lap up v. yalamak
be in the lap of the gods v. insanın elinde olmamak
be in the lap of the gods v. insanın gücü dışında olmak
live in the lap of luxury v. lüks içinde yaşamak
fall into one's lap v. (şans/fırsat/servet vb) ayağına gelmek
drop into one's lap v. (şans/fırsat/servet vb) ayağına gelmek
fall into one's lap v. (fırsat vb) ayağına gelmek
fall into someone's lap v. (fırsat vb) ayağına gelmek
land in someone's lap v. (fırsat vb) ayağına gelmek
drop in someone's lap v. (fırsat vb) ayağına gelmek
drop (something) in (someone's) lap v. bir işi birine yamamak/kitlemek/kakalamak
drop in someone's lap v. bombayı kucağına bırakmak
drop (something) in (someone's) lap v. bir işi birinin başına yıkmak/sırtına yüklemek
drop in someone's lap v. kucağına bırakmak (fırsat, yük)
drop (something) in (someone's) lap v. şans eseri önüne çıkmak/çıkarmak
drop/dump something in somebody’s ˈlap v. sorumluluğu başkasına yüklemek
drop/dump something in somebody’s ˈlap v. bir şeyi başka birinin üstüne atmak
drop (something) in (someone's) lap v. şans eseri gerçekleşmek
drop (something) in (someone's) lap v. kucağına düşmek
dump (something) in (someone's) lap v. (bir şeyi birinin) başına yıkmak
dump (something) in (someone's) lap v. (bir işi, sorumluluğu birinin) üstüne atmak
dump something in somebody's lap v. bir işi, sorumluluğu birinin kucağına atmak/bırakmak
dump something in somebody's lap v. bir işi, sorumluluğu birinin üstüne atmak
drop something in somebody's lap v. bir işi, sorumluluğu birinin kucağına atmak/bırakmak
dump something in somebody's lap v. bir şeyi birinin sırtına yüklemek
dump something in somebody's lap v. bir şeyi birinin başına yıkmak
dump (something) in (someone's) lap v. (bir işi, sorumluluğu birinin) kucağına atmak/bırakmak
drop something in somebody's lap v. bir işi, sorumluluğu birinin üstüne atmak
drop something in somebody's lap v. bir şeyi birinin başına yıkmak
drop something in somebody's lap v. bir şeyi birinin sırtına yüklemek
dump (something) in (someone's) lap v. (bir şeyi birinin) sırtına yüklemek
land in your lap v. kucağına atılmak
land in your lap v. üstüne yıkılmak
land in your lap v. üstüne kalmak
land in your lap v. sorumluluğuna bırakmak
land in your lap v. üstüne atılmak
land in your lap v. üstüne/sırtına yüklenmek
land in your lap v. kucağına düşmek
be in the lap of the gods v. allah'a/tanrıya kalmış olmak
drop/fall into somebody's lap v. armut piş ağzıma düş olmak
drop/fall into somebody's lap v. (fırsat/şans) ayağına gelmek
drop/fall into somebody's lap v. gökten zembille inmek
drop/fall into somebody's lap v. şans ile başarmak
fall into lap v. ayağına gelmek
fall into your lap v. armut piş ağzıma düş
fall into lap v. kucağına düşmek
drop into somebody's lap v. (fırsat, şans) birinin ayağına gelmek
drop into your lap v. armut piş ağzıma düş
drop into your lap v. ayağına gelmek
drop into your lap v. kucağına düşmek
drop into somebody's lap v. (fırsat, şans) birinin kucağına düşmek
fall into somebody's lap v. (fırsat, şans) birinin ayağına gelmek
fall into your lap v. ayağına gelmek
fall into lap v. armut piş ağzıma düş
fall into your lap v. kucağına düşmek
fall into somebody's lap v. (fırsat, şans) birinin kucağına düşmek
land in (one's) lap v. (fırsat, şans birinin) ayağına gelmek
land in (one's) lap v. (birinin) üstüne/kucağına atılmak
land in (one's) lap v. (birinin) kucağına düşmek
land in (one's) lap v. (şans eseri birinin) eline geçmek
land in (one's) lap v. (birine) kalmak
in the lap of the gods expr. Allah'a kalmış
fall into someone's lap expr. armut piş ağzıma düş
Speaking
can I sit in your lap? expr. kucağına oturabilir miyim?
Technical
fibre lap n. lif sarılması
lap winding n. bindirme sargı
positive lap n. pozitif lep
lap dissolve n. sahne geçişi
lap joint n. inşaat derzi
lap joint n. yapım eklemi
lap dissolve n. geçme
lap joint n. derz
lap hook n. vatka kancası
negative lap n. negatif lep
lap dissolve n. zincirleme
lap weld n. bindirme kaynak
lap dissolve n. erime
lap dissolve n. anşane
lap joint n. eklem
lap weld n. bindirmeli bağlantı
end lap joint n. uç uca yarım kertmeli ek
end lap n. uç uca bindirme
end lap weld n. uçuca bindirmeli kaynak
dovetail lap-joint n. bindirme kırlangıç kuyruğu geçme
lap-welded tube n. bindirme kaynaklı boru
lap welding n. bindirme kaynaklama
lap joint n. bindirme
lap joint n. bindirme ek
lap-welding n. bindirme kaynağı
valve lap n. supap tevzi aralığı
tensile shear strength of lap joints n. bindirmeli bağlantıların çekmede kesme dayanımı
tensile shear strength of lap joints n. bindirmeli bağlantıların çekmede kesme mukavemeti
lap joints n. bindirmeli bağlantı
tensile lap-shear strength of rigid-to rigid bonded assemblies n. iki sert malzemenin yapıştırılmasıyla oluşan sistemlerin ayrılma mukavemeti
cold lap n. soğuk katlantı
cold lap n. soğuk dil
lap blister n. katlanma kabarcığı
lap-welded joint n. bindirme kaynaklı bağlantı
lap welding n. bindirme kaynağı yapma
lap joint n. bindirmeli ek
lap-welded pipe n. bindirme kaynaklı boru
lap welding n. bindirme kaynaklaması
plain lap n. düz katlantı
lap joint n. bindirme bağlantı
lap robe n. diz örtüsü
lap joints n. bindirmeli bağlantılar
determination of tensile shear strength of lap joints n. bindirmeli bağlantıların çekmede kesme mukavemetinin tayini
single lap bonded joints n. tek tesirli yapıştırma bağlantıları
lap riveting n. levhaların uçlarını veya kenarlarını üst üste bindirerek yapılan perçinleme
lap-welded adj. bindirme kaynaklı
Electric
lap winding n. bindirme sargı
Mechanic
lap joint n. bindirmeli bağlantı
lap welding n. iki parçayı üst üste bindirerek yapılan kaynak
lap welding n. bindirmeli kaynak
lap-welding n. bindirme kaynağı
inside lap n. valfin egzoz çıkısındaki kıvrımı
Television
lap dissolve n. anşane
lap dissolve n. zincirleme
lap dissolve n. geçme
lap dissolve n. sahne geçişi
lap dissolve n. erime
Construction
lap streak n. bindirme tahtalı
lap siding n. kaplamalık tahta
lap siding n. yalı bindirmesi
lap dovetail n. sandık geçmesi
lap dovetail n. gizli kırlangıç kuyruğu
half-lap joint n. yarım kertmeli ek
half-lap scarf n. yarım bindirme geçme
lap streak adj. yalı bindirmeli
Woodworking
horizontal lap-joint method n. yatay bindirme metodu
Automotive
lap belt n. karın emniyet kemeri
lap-ended piston ring n. iki ucu birbiri üstüne binen piston segmanı
pace lap n. ısınma turu
victory lap n. zafer turu
lap joint ring n. bindirme kesimli (ağızlı) segman
lap joint n. bindirmeli birleştirme
lap welding n. bindirmeli kaynak
reconnaissance lap n. keşif turu
warm up lap n. ısınma turu
safety lap n. garantileme turu
lap time n. tur zamanı
radial box lap ring n. radyal bindirme kesimli (ağızlı) piston segmanı
parade lap n. gösteri turu
lap belt n. kucak kemeri
installation lap n. kurulum turu
Aeronautic
lap-pack parachute n. kucak paraşütü
lap robe n. seyahat battaniyesi
Marine
lap-straked adj. bindirme
lap-strake adj. bindirme kaplamalı
lap-strake adj. bindirme
lap-straked adj. bindirme kaplamalı
lap-streaked adj. bindirme
lap-streak adj. bindirme kaplamalı
lap-streaked adj. bindirme kaplamalı
lap-streak adj. bindirme
Medical
lap choly n. laparoskopik kolesistektomi
lap choly n. laparaskopik kolesistektomi ameliyatı
lap band n. mide kelepçesi
Optics
lap tool n. lap aleti
pitch lap n. cilalama lapı
Military
lap turn n. tarama dönüşü
lap course n. mayın tarama istikameti
lap track n. mayın tarama hattı
lap width n. deniz mayın harbinde bir gemi tarafından taranmış bölgenin taranacak kısım yüzdesine bölünmesiyle elde edilen oran
lap belt n. emniyet kemeri
riveted lap joint n. bindirme perçin bağlantısı
lap belt n. bel kemeri
lap course n. deniz mayın harbi sırasında döşenmesi istenen hat
Sport
qualification lap n. sıralama turu
lap of honor n. şeref turu
last lap n. son tur
lap swimming n. bir kulvarda yüzme
bell lap n. yarışta son tur
lap-chart n. (araba yarışında) her bir arabanın ne kadar tur yaptığını ve parkurun neresinde olduğunu gösteren şema
hot lap n. sıralama seanslarında yarış pilotlarının pist etrafında atabilecekleri en hızlı tur süresini kaydetmeye çalıştıkları tur
in lap n. motor sporlarında pilotların pite girdikleri tur
in lap n. giriş turu
out lap n. motor sporlarında pilotların pitten çıktığı tur
out lap n. çıkış turu
Cinema
lap splice n. binmeli yapıştırma
Slang
lap dance n. kucak dansı
victory lap [us] n. lisans derecesini tamamlamak için dört yılın ötesinde alınan bir veya daha fazla yıllık eğitim
take a victory lap v. okulu uzatmak
make a lap! expr. otur!
make a lap! expr. otur yerine!