|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
General |
|
1 |
Genel |
belirli bir şey yaparak birini sürekli rahatsız etmek |
plague someone with f.
|
|
2 |
Genel |
birini utandırarak bir şey yapmaya mecbur etmek |
shame f.
|
|
3 |
Genel |
sevk etmek (bir kimseyi bir şey yapmaya) |
prompt to f.
|
|
4 |
Genel |
tenezzül etmek (kötü bir şey yapmaya) |
sink f.
|
|
5 |
Genel |
tatlılıkla ikna etmek (kötü bir şey yapmaya) |
entice f.
|
|
6 |
Genel |
birini bir şey ile durmadan tehdit etmek |
hold a thing over someone f.
|
|
7 |
Genel |
birinin bir şey yapması için ısrar etmek |
press someone to f.
|
|
8 |
Genel |
birini tatlı sözlerle kandırarak bir şey elde etmek |
coax something out of someone f.
|
|
9 |
Genel |
bir şey için sağ kolunu feda etmek |
give eyeteeth for f.
|
|
10 |
Genel |
dil dökerek birini bir şey yapmaya ikna etmek |
wheedle someone into f.
|
|
11 |
Genel |
sıkı bir pazarlık sonucu birçok şey elde etmek |
drive a hard bargain f.
|
|
12 |
Genel |
bir şey yapmaya dikkat etmek |
make a point of f.
|
|
13 |
Genel |
tartışarak birini bir şey yapmaya ikna etmek |
argue someone into something f.
|
|
14 |
Genel |
ikna etmek (tatlılıkla kötü bir şey yapmaya) |
entice f.
|
|
15 |
Genel |
(bir şey yapmaya) dikkat etmek |
make a point of f.
|
|
16 |
Genel |
birisinden bir şey rica etmek |
ask someone for a thing f.
|
|
17 |
Genel |
bir şey için kavga etmek |
struggle f.
|
|
18 |
Genel |
bir şey için kavga etmek |
fight for something f.
|
|
|
19 |
Genel |
birini bir şey yapmaya ikna etmek |
argue someone into doing something f.
|
|
20 |
Genel |
birini bir şey ile meşgul etmek |
busy someone with someone or something f.
|
|
21 |
Genel |
birini bir şey ile meşgul etmek |
engage someone in something f.
|
|
22 |
Genel |
birini bir şey ile meşgul etmek |
engross someone in something f.
|
|
23 |
Genel |
birisiyle bir şey için kavga etmek |
feud with someone over something f.
|
|
24 |
Genel |
birisiyle bir şey için kavga etmek |
feud with someone about something f.
|
|
25 |
Genel |
bir şey için gayret etmek |
strive for f.
|
|
26 |
Genel |
önemsiz bir şey için kavga etmek/tartışmak |
squabble f.
|
|
27 |
Genel |
önemsiz bir şey için kavga etmek/tartışmak |
brabble f.
|
|
28 |
Genel |
önemsiz bir şey için kavga etmek/tartışmak |
pettifog f.
|
|
29 |
Genel |
önemsiz bir şey için kavga etmek/tartışmak |
niggle f.
|
|
30 |
Genel |
önemsiz bir şey için kavga etmek/tartışmak |
bicker f.
|
|
31 |
Genel |
önemsiz bir şey için kavga etmek/tartışmak |
quibble f.
|
|
32 |
Genel |
birinden bir şey yapmasını istemek/rica etmek |
ask someone to do something f.
|
|
33 |
Genel |
birini bir şey yapmaya ikna etmek |
convince someone to do something f.
|
|
34 |
Genel |
birini bir şey yapmaya teşvik etmek/itmek |
prompt someone to do f.
|
|
35 |
Genel |
(bir şey elde etmek için) birisiyle arkadaş olmak |
buddy up f.
|
|
36 |
Genel |
(bir şey elde etmek için) birisiyle samimiyet kurmak |
buddy up f.
|
|
37 |
Genel |
(bir şey hakkında) durmaksızın şikayet etmek |
whittle [northern england] f.
|
|
38 |
Genel |
(bir şey yapmamaya) dikkat etmek |
be careful not to (do something) f.
|
|
|
39 |
Genel |
(bir şey) olduğunu beyan etmek |
hold f.
|
|
40 |
Genel |
(bir şey üzerinde) hak talep etmek |
hosey f.
|
|
41 |
Genel |
(bir şey için) yoğun çaba sarf etmek |
hustle f.
|
|
42 |
Genel |
bilgi edinmek veya yeni bir şey fark etmek için dikkatle elden geçirmek |
glean f.
|
|
43 |
Genel |
bir şey karşılığında elde etmek |
buy f.
|
|
44 |
Genel |
(birini) suçlu hissettirerek bir şey yapmaya ikna etmek |
guilt (into) f.
|
|
45 |
Genel |
(bir şey üzerinde) geçici hak talep etmek |
dibs f.
|
|
Phrasals |
|
46 |
Öbek Fiiller |
resmen (bir şey) olarak atamak/tayin etmek/göreve başlatmak |
install as (something) f.
|
|
47 |
Öbek Fiiller |
çevresine (bir şey) inşa etmek |
build around (someone or something) f.
|
|
48 |
Öbek Fiiller |
çevresine (bir şey) inşa etmek |
build around f.
|
|
49 |
Öbek Fiiller |
etrafına (bir şey) inşa etmek |
build around (someone or something) f.
|
|
50 |
Öbek Fiiller |
etrafına (bir şey) inşa etmek |
build around f.
|
|
51 |
Öbek Fiiller |
(bir şey hakkında) münakaşa etmek |
bicker over (something) f.
|
|
52 |
Öbek Fiiller |
(birini bir şey) yapmaya ikna etmek |
beguile (someone) into (doing something) f.
|
|
53 |
Öbek Fiiller |
(birini bir şey) yapmaya ikna etmek |
beguile someone into something f.
|
|
54 |
Öbek Fiiller |
(birini bir şey) yapmamaya ikna etmek |
beguile someone out of something f.
|
|
55 |
Öbek Fiiller |
(birini bir şey) nedeniyle ihmal etmek |
place behind (someone or something) f.
|
|
56 |
Öbek Fiiller |
(birini bir şey) nedeniyle göz ardı etmek |
place behind (someone or something) f.
|
|
57 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyle diğeri/iki şey) tereddüt etmek |
hover between (something) and (something else) f.
|
|
58 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyle diğeri/iki şey) tereddüt etmek |
hover between something (and something else) f.
|
|
59 |
Öbek Fiiller |
(bir yerin) etrafına/çevresine (bir yapı/şey) inşa etmek |
build around (someone or something) f.
|
|
60 |
Öbek Fiiller |
(bir şey) yapmakla (bir şey) elde etmek |
gain (something) by (doing something) f.
|
|
61 |
Öbek Fiiller |
(bir şey) yapmakla (bir şey) elde etmek |
gain something by doing something f.
|
|
62 |
Öbek Fiiller |
(bir şey yaparak) kendini/birini meşgul etmek |
occupy (someone or oneself) by (doing something) f.
|
|
63 |
Öbek Fiiller |
(bir şey yaparak) tatmin/hoşnut etmek |
satisfy (someone, something, or oneself) by (doing something) f.
|
|
64 |
Öbek Fiiller |
birine bir şey yaptığını itiraf etmek |
confess something to someone f.
|
|
65 |
Öbek Fiiller |
birine bir şey yaptığını itiraf etmek |
confess to someone f.
|
|
66 |
Öbek Fiiller |
bir şey yaptığını kabullenmek/itiraf etmek |
confess to something f.
|
|
67 |
Öbek Fiiller |
(bir şey yaparak) devam etmek |
continue by (doing something) f.
|
|
68 |
Öbek Fiiller |
bir şey yaparak devam etmek |
continue by doing something f.
|
|
69 |
Öbek Fiiller |
(biri veya bir şey) hakkında sohbet etmek |
converse about (someone or something) f.
|
|
70 |
Öbek Fiiller |
(bir şey) uğrunda mücadele etmek |
campaign against (someone or something) f.
|
|
71 |
Öbek Fiiller |
(bir şey hakkında) sohbet etmek |
chat about (someone or something) f.
|
|
72 |
Öbek Fiiller |
(bir şey hakkında) sohbet etmek |
chat about someone or something f.
|
|
73 |
Öbek Fiiller |
(bir şey konusunda) zahmet etmek/zahmete girmek |
bother with someone or something f.
|
|
74 |
Öbek Fiiller |
(birini bir şey için) ikaz etmek |
forewarn (someone) about (something) f.
|
|
75 |
Öbek Fiiller |
(birini bir şey için) ikaz etmek |
forewarn someone about something f.
|
|
76 |
Öbek Fiiller |
(birini bir şey için) ikaz etmek |
forewarn someone of something f.
|
|
77 |
Öbek Fiiller |
(biri veya bir şey hakkında) şikayet etmek/söylenmek |
groan about (someone or something) f.
|
|
78 |
Öbek Fiiller |
(biri veya bir şey hakkında) alay etmek |
quip about (someone or something) f.
|
|
|
79 |
Öbek Fiiller |
(biri veya bir şey hakkında) fiskos etmek |
whisper about someone or something f.
|
|
80 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi bir şey olarak) kabul etmek |
accept (something) as (something) f.
|
|
81 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi bir şey karşılığında) kabul etmek |
accept (something) as (something) f.
|
|
82 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi bir şey olarak) tasdik etmek |
accept (something) as (something) f.
|
|
83 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi bir şey olarak) doğruluğunu kabul etmek |
accept (something) as (something) f.
|
|
84 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi bir şey karşılığında) kabul etmek |
accept something as something f.
|
|
85 |
Öbek Fiiller |
(bir şeye bir şey) ilave etmek |
add something into something f.
|
|
86 |
Öbek Fiiller |
(bir şeye bir şey) ilave etmek |
add (something) in f.
|
|
87 |
Öbek Fiiller |
(birine bir şey olarak) hitap etmek/seslenmek |
address (one) as (something) f.
|
|
88 |
Öbek Fiiller |
(birine bir şey olarak) hitap etmek/seslenmek |
address someone as f.
|
|
89 |
Öbek Fiiller |
(birine bir şey) sağlamak/tedarik etmek |
administer (something) to (one) f.
|
|
90 |
Öbek Fiiller |
(birine bir şey) temin etmek |
administer (something) to (one) f.
|
|
91 |
Öbek Fiiller |
(birine bir şey) zerk etmek |
administer (something) to (one) f.
|
|
92 |
Öbek Fiiller |
(birini bir şey olarak) kabul etmek |
admit something into something f.
|
|
93 |
Öbek Fiiller |
bir şey için teşvik etmek/körüklemek |
agitate for something f.
|
|
94 |
Öbek Fiiller |
bir şey için teşvik etmek/körüklemek |
agitate for f.
|
|
95 |
Öbek Fiiller |
birine bir şey enjekte etmek |
inject someone with something f.
|
|
96 |
Öbek Fiiller |
bir şey ile baş etmek |
cope with something f.
|
|
97 |
Öbek Fiiller |
bir şey hakkında laklak etmek |
prattle away about something f.
|
|
98 |
Öbek Fiiller |
bir şey ile idare etmek/idareli olmak |
scrape along on something f.
|
|
99 |
Öbek Fiiller |
birine bir şey enjekte etmek |
inject something into someone f.
|
|
100 |
Öbek Fiiller |
birisine bir şey için teşekkür etmek |
thank someone for something f.
|
|
101 |
Öbek Fiiller |
bir şey ile idare etmek/idareli olmak |
scrape along with something f.
|
|
102 |
Öbek Fiiller |
birisini bir şey için takdir etmek |
commend someone for something f.
|
|
103 |
Öbek Fiiller |
birini bir şey olarak görmek/düşünmek/kabul etmek |
see someone as something f.
|
|
104 |
Öbek Fiiller |
bir şey hakkında laklak etmek |
prattle about something f.
|
|
105 |
Öbek Fiiller |
birinden bir şey talep etmek |
demand something of someone f.
|
|
106 |
Öbek Fiiller |
birini bir şey yapmaya ikna etmek |
sway someone to something f.
|
|
107 |
Öbek Fiiller |
bir şey üzerinde çalışmaya devam etmek |
progress with something f.
|
|
108 |
Öbek Fiiller |
birinin bir şey yapmasını istemek/talep etmek |
call on f.
|
|
109 |
Öbek Fiiller |
birine bir şey yapması için elle işaret etmek |
motion for someone to do something f.
|
|
110 |
Öbek Fiiller |
bir şey istediğini ima etmek |
hint for something f.
|
|
111 |
Öbek Fiiller |
birini bir şey yapması konusunda ikna etmek/oyuna getirmek |
fool someone into something f.
|
|
112 |
Öbek Fiiller |
bir şey üzerinde çok çaba sarf etmek/çalışmak |
labor over something f.
|
|
113 |
Öbek Fiiller |
birisini bir şey ile teselli etmek |
console someone with something f.
|
|
114 |
Öbek Fiiller |
Birini dışarıya bir şey (yemek vb.) için davet etmek |
ask someone out to something f.
|
|
115 |
Öbek Fiiller |
birini bir şey olarak tavsiye etmek |
recommend someone as something f.
|
|
116 |
Öbek Fiiller |
birine bir şey ima etmek |
hint something to someone f.
|
|
117 |
Öbek Fiiller |
başkalarına bilgilerinin ya da statülerinin daha yüksek olmalarından ötürü (fikirlerine katılmasanız bile) sizinle ilgili karar almalarına ya da size bir şey yaptırmalarına müsaade etmek |
defer to someone f.
|
|
118 |
Öbek Fiiller |
birinden bir şey yapmasını istemek/rica etmek |
request someone to do something f.
|
|
119 |
Öbek Fiiller |
bir şey için biriyle yarışmak/mücadele etmek |
race someone for something f.
|
|
120 |
Öbek Fiiller |
birinden bir şey talep etmek |
demand something from someone or something f.
|
|
121 |
Öbek Fiiller |
birini bir şey ile meşgul etmek |
occupy someone with something f.
|
|
122 |
Öbek Fiiller |
(birini) (bir şey hakkında) ikna etmek |
sell someone on something f.
|
|
123 |
Öbek Fiiller |
birini bir şey olmakla itham etmek |
denounce someone as something f.
|
|
124 |
Öbek Fiiller |
(birini bir şey) olarak tasvir etmek |
depict (one) as (something) f.
|
|
125 |
Öbek Fiiller |
birini bir şey olarak tasvir etmek |
depict someone as something f.
|
|
126 |
Öbek Fiiller |
(birini ya da bir şeyi biri ya da bir şey) için terk etmek |
desert (someone or something) for (someone or something) f.
|
|
127 |
Öbek Fiiller |
(birini ya da bir şeyi biri ya da bir şey) için terk etmek |
desert (someone or something) to (someone or something) f.
|
|
128 |
Öbek Fiiller |
birini/bir şeyi başka biri veya bir şey olarak hayal etmek |
envisage someone or something as someone or something f.
|
|
129 |
Öbek Fiiller |
ir şeyi başka bir şey kullanarak yeniden kurmak/inşa etmek |
reconstruct something from something f.
|
|
130 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi (iki veya daha fazla şey/kişi) arasında pay etmek |
split between (two or more people or things) f.
|
|
131 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi, başka biri/bir şey) gibi/olarak kabul etmek |
treat (someone or something) as (someone or something else) f.
|
|
132 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir canlıyı bir şey yapmaya) ikna etmek |
entice (someone or something) into (something) f.
|
|
133 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir canlıyı bir şey yapmaya) teşvik etmek |
entice (someone or something) into (something) f.
|
|
134 |
Öbek Fiiller |
birinden bir şey talep etmek |
exact something from someone f.
|
|
135 |
Öbek Fiiller |
biri veya bir şey hakkında bir dolu laf etmek |
expatiate on someone or something f.
|
|
136 |
Öbek Fiiller |
(birinden/bir şeyden bir şey) istemek/talep etmek |
expect (something) from (someone or something) f.
|
|
137 |
Öbek Fiiller |
(birinden/bir şeyden bir şey) rica etmek |
expect (something) from (someone or something) f.
|
|
138 |
Öbek Fiiller |
(bir şey için bir şey) sarf etmek |
expend (something) for (something) f.
|
|
139 |
Öbek Fiiller |
(bir şeye bir şey) sarf etmek |
expend (something) in (something) f.
|
|
140 |
Öbek Fiiller |
(birine/bir şeye bir şey) sarf etmek |
expend (something) on (someone or something) f.
|
|
141 |
Öbek Fiiller |
(birisi/bir şey için bir şey) sarf etmek |
expend (something) on (someone or something) f.
|
|
142 |
Öbek Fiiller |
birine/bir şeye bir şey sarf etmek |
expend something on someone or something f.
|
|
143 |
Öbek Fiiller |
birine/bir şeye bir şey ihraç etmek |
export something to someone or something f.
|
|
144 |
Öbek Fiiller |
bir şey üzerinden bir şeyi tahmin etmek |
extrapolate something from something f.
|
|
145 |
Öbek Fiiller |
(bir şey) tecrübe etmek |
fall on (someone or something) f.
|
|
146 |
Öbek Fiiller |
(biri/bir şey) hakkında üzüntüsünü dile getirmek/ifade etmek |
weep for (someone or something) f.
|
|
147 |
Öbek Fiiller |
birini bir şey olarak hayal etmek |
feature someone as something f.
|
|
148 |
Öbek Fiiller |
biri/bir şey hakkında kavga etmek |
fight about someone or something f.
|
|
149 |
Öbek Fiiller |
biri/bir şey hakkında münakaşa etmek |
fight about someone or something f.
|
|
150 |
Öbek Fiiller |
(birini bir şey hakkında) ikaz etmek |
forewarn (someone) of (something) f.
|
|
151 |
Öbek Fiiller |
bir deneyimden (bir şey) elde etmek |
gain from (something) f.
|
|
152 |
Öbek Fiiller |
bir davranış sonucunda (bir şey) elde etmek/kazanmak |
gain from (something) f.
|
|
153 |
Öbek Fiiller |
bir deneyimden başka bir şey elde etmek |
gain something from something f.
|
|
154 |
Öbek Fiiller |
(birinden bir şey) temin etmek |
procure (something) from (someone) f.
|
|
155 |
Öbek Fiiller |
(birinden/bir şeyden bir şey) istemek/talep etmek |
require (something) from (someone or something) f.
|
|
156 |
Öbek Fiiller |
birinden bir şey istemek/talep etmek |
require something from someone f.
|
|
157 |
Öbek Fiiller |
(birinden/bir şeyden) resmi istekle bir şey talep etmek |
requisition from (someone or something) f.
|
|
158 |
Öbek Fiiller |
bir şeyde bir şey fark etmek |
detect something in something f.
|
|
159 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi bir şey) için rahatsız etmek |
devil (someone or something) for (something) f.
|
|
160 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir hayvanı bir şey) için rahatsız etmek |
devil (someone or an animal) for something f.
|
|
161 |
Öbek Fiiller |
birinden/bir şeyden bir şey tespit etmek |
discern something from someone or something f.
|
|
162 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi biri/bir şey) için telafi etmek |
get (something) for (someone or something) f.
|
|
163 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi biri/bir şey) için elde etmek |
get (something) for (someone or something) f.
|
|
164 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi bir şey) için telafi etmek |
get (something) for (someone or something) f.
|
|
165 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi bir şey) için elde etmek |
get (something) for (someone or something) f.
|
|
166 |
Öbek Fiiller |
bir şey yapmaya razı etmek |
coax (someone or something) to (do something) f.
|
|
167 |
Öbek Fiiller |
bir şey yapmaya ikna etmek |
coax (someone or something) to (do something) f.
|
|
168 |
Öbek Fiiller |
(bir kişiyi ya da bir hayvanı bir şey) yapmaya ikna etmek ya da zorlamak |
coax (someone or something) to (do something) f.
|
|
169 |
Öbek Fiiller |
(bir şey) tecrübe etmek |
fall upon (something) f.
|
|
170 |
Öbek Fiiller |
(bir şey) üzerinde çalışmaya devam etmek |
stay at (something or some place) f.
|
|
171 |
Öbek Fiiller |
(bir yer veya şey) için mücadele etmek |
battle for f.
|
|
172 |
Öbek Fiiller |
(bir şey) yapmaya gayret etmek |
endeavor to (do something) f.
|
|
173 |
Öbek Fiiller |
(bir şey yapmasını) tembih etmek |
enjoin to (do something) f.
|
|
174 |
Öbek Fiiller |
(bir şey yapmasını) tembih etmek |
enjoin someone to do something f.
|
|
175 |
Öbek Fiiller |
(bir şey yapmasını) tembih etmek |
exhort (one) to (do something) f.
|
|
176 |
Öbek Fiiller |
(bir şey yapmaması konusunda) ikaz etmek |
exhort (one) to (do something) f.
|
|
177 |
Öbek Fiiller |
(bir şey yapmasını) tavsiye etmek |
exhort (one) to (do something) f.
|
|
178 |
Öbek Fiiller |
(bir şey yapması konusunda) teşvik etmek |
exhort (one) to (do something) f.
|
|
179 |
Öbek Fiiller |
(birinin yararına olacak bir şey) teklif etmek |
offer for (one) to (do something) f.
|
|
180 |
Öbek Fiiller |
(biriyle bir şey) için pazarlık etmek |
haggle with (one) over (something) f.
|
|
181 |
Öbek Fiiller |
(birini bir şey yapmaya) ikna etmek |
nudge (someone) into (doing) (something) f.
|
|
182 |
Öbek Fiiller |
(birini bir şey yapmaya) razı etmek |
nudge (someone) into (doing) (something) f.
|
|
183 |
Öbek Fiiller |
(birini bir şey yapması için) tatlılıkla ikna etmek |
nudge (someone) into (doing) (something) f.
|
|
184 |
Öbek Fiiller |
birine bir şey için sitem etmek |
reproach someone for something f.
|
|
185 |
Öbek Fiiller |
birine bir şey için sitem etmek |
reprove someone for something f.
|
|
186 |
Öbek Fiiller |
(bir şey yaparak birini) memnun etmek |
satisfy (someone, something, or oneself) by (doing something) f.
|
|
187 |
Öbek Fiiller |
(bir şey yaparak birini) mutlu etmek |
satisfy (someone, something, or oneself) by (doing something) f.
|
|
188 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi bir şey yapmaya) teşvik etmek |
stimulate (someone or something) into (doing) (something) f.
|
|
189 |
Öbek Fiiller |
(birini bir şey) için evine davet etmek/çağırmak |
have (someone) over (for something) f.
|
|
190 |
Öbek Fiiller |
birini bir şeyden dolayı/bir şey için onore etmek |
honor someone for something f.
|
|
191 |
Öbek Fiiller |
bir şey yaptırmak için taciz etmek |
badger into f.
|
|
192 |
Öbek Fiiller |
bir şey yaptırmak için birini taciz etmek |
badger someone into something f.
|
|
193 |
Öbek Fiiller |
(biri/bir şey) için pazarlık etmek |
bargain for (someone or something) f.
|
|
194 |
Öbek Fiiller |
bir şey için pazarlık etmek |
bargain for f.
|
|
195 |
Öbek Fiiller |
bir şey için pazarlık etmek |
bargain over f.
|
|
196 |
Öbek Fiiller |
(biriyle birisi/bir şey) için pazarlık etmek |
bargain for (someone or something) with (someone) f.
|
|
197 |
Öbek Fiiller |
(biriyle birisi/bir şey) üzerine pazarlık etmek |
bargain over (someone or something) with (someone) f.
|
|
198 |
Öbek Fiiller |
(biri/bir şey) için mücadele etmek |
campaign for (someone or something) f.
|
|
199 |
Öbek Fiiller |
(bir şey olsun diye) beddua etmek |
curse with (something) f.
|
|
200 |
Öbek Fiiller |
birine/bir şeye bir şey olsun diye beddua etmek |
curse someone or something with something f.
|
|
201 |
Öbek Fiiller |
(birine veya bir şeye kendi/biri/bir şey) hakkında özel bir bilgiyi açık etmek/ele vermek |
expose (someone, something, or oneself) to (someone or something) f.
|
|
202 |
Öbek Fiiller |
birini bir şey olarak kategorize etmek |
list someone as something f.
|
|
203 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi bir şey) olarak tasvir etmek |
portray (someone or something) as (something) f.
|
|
204 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi bir şey) olarak tarif etmek |
portray (someone or something) as (something) f.
|
|
205 |
Öbek Fiiller |
birini biri/bir şey olarak tasvir etmek |
portray someone as someone or something f.
|
|
206 |
Öbek Fiiller |
(birini) bir şey yapmaya sevk etmek |
provoke (one) to f.
|
|
207 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi biri/bir şey) olarak kabul etmek |
recognize (someone or something) as (someone or something) f.
|
|
208 |
Öbek Fiiller |
birini biri/bir şey olarak kabul etmek |
recognize someone as someone or something f.
|
|
209 |
Öbek Fiiller |
birini biri/bir şey olarak beyan etmek |
recognize someone as someone or something f.
|
|
210 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi bir şey olarak kabul etmek |
recognize something as something f.
|
|
211 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi bir şey olarak beyan etmek |
recognize something as something f.
|
|
212 |
Öbek Fiiller |
birinin/bir şeyin bir şey olduğunu fark etmek |
recognize someone or something for something f.
|
|
213 |
Öbek Fiiller |
birinin/bir şeyin bir şey olduğunu tespit etmek |
recognize someone or something for something f.
|
|
214 |
Öbek Fiiller |
birini/bir şeyi bir şey için takdir etmek |
recognize someone or something for something f.
|
|
215 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi bir şey) olarak tespit etmek |
spot (someone or something) as (something) f.
|
|
216 |
Öbek Fiiller |
birini bir şey olarak tespit etmek |
spot someone as something f.
|
|
217 |
Öbek Fiiller |
birine bir şey ikram etmek |
stake someone to something f.
|
|
218 |
Öbek Fiiller |
birini bir şey yapmaya sevk etmek |
stir someone into something f.
|
|
219 |
Öbek Fiiller |
birini bir şey yapmaya sevk etmek |
stir someone to something f.
|
|
220 |
Öbek Fiiller |
(birini bir şey) yapmaya mecbur etmek |
terrorize (one) into (something) f.
|
|
221 |
Öbek Fiiller |
bir anda bir şey elde etmek |
vault into f.
|
|
222 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi) bir şey hakkında ikaz etmek |
warn of (someone or something) f.
|
|
223 |
Öbek Fiiller |
birini bir şey hakkında ikaz etmek |
warn someone of something f.
|
|
224 |
Öbek Fiiller |
bir şey hakkında ikaz etmek |
warn of f.
|
|
225 |
Öbek Fiiller |
biri/bir şey için boşa sarf etmek |
waste something on someone or something f.
|
|
226 |
Öbek Fiiller |
biri/bir şey için israf etmek |
waste something on someone or something f.
|
|
227 |
Öbek Fiiller |
biri/bir şey için heba etmek |
waste something on someone or something f.
|
|
228 |
Öbek Fiiller |
biri/bir şey için çarçur etmek |
waste something on someone or something f.
|
|
229 |
Öbek Fiiller |
(birini bir şey) yapmaya ikna/razı etmek |
wring (something) out of (someone) f.
|
|
230 |
Öbek Fiiller |
(kendini/bir şeyi bir şey) için tahsis etmek |
commit (oneself or something) for (something) f.
|
|
231 |
Öbek Fiiller |
birini/bir şeyi bir şey için tahsis etmek |
commit someone or something for something f.
|
|
232 |
Öbek Fiiller |
(biri/bir şey) hakkında (birine kendini) ifade etmek |
express (oneself) to (someone) on (someone or something) f.
|
|
233 |
Öbek Fiiller |
bir şey hakkında birine (kendini) ifade etmek |
express (oneself) to someone on something f.
|
|
234 |
Öbek Fiiller |
(bir yere bir şey) ithal etmek |
import (something) into (some place) f.
|
|
235 |
Öbek Fiiller |
(bir ülkeye bir şey) ithal etmek |
import (something) into (some place) f.
|
|
236 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi) ebeveyni/güvenebileceği biri veya bir şey olarak kabul etmek |
imprint (something) on (someone or something) f.
|
|
237 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi) ebeveyni/güvenebileceği biri veya bir şey olarak kabul etmek |
imprint (something) onto (someone or something) f.
|
|
238 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi bir şey) içerisinde eritip yok etmek |
submerge (something) in (something) f.
|
|
239 |
Öbek Fiiller |
hızla (bir şey) elde etmek |
sweep into (something) f.
|
|
240 |
Öbek Fiiller |
(biri/bir şey) için aracılık etmek |
intercede for (someone or something) f.
|
|
241 |
Öbek Fiiller |
(birini biri/bir şey) karşısında müdafaa etmek |
intercede (for someone) (with someone or something) f.
|
|
242 |
Öbek Fiiller |
(birine/bir şeye bir şey) enjekte etmek |
inject (something) into (someone or something) f.
|
|
243 |
Öbek Fiiller |
(birine/bir şeye) bir şey takdim etmek |
offer something up (to someone or something) f.
|
|
244 |
Öbek Fiiller |
bir şey takdim etmek |
offer up f.
|
|
245 |
Öbek Fiiller |
bir şey ikram etmek |
offer up f.
|
|
246 |
Öbek Fiiller |
'-e (bir şey) teklif etmek |
pitch (something) to f.
|
|
247 |
Öbek Fiiller |
birine bir şey teklif etmek |
propose something to someone f.
|
|
248 |
Öbek Fiiller |
birinden bir şey talep etmek |
require something of someone f.
|
|
249 |
Öbek Fiiller |
(birinin/bir şeyin) üstüne bir şey döküp/sıçratıp sırılsıklam etmek |
splash all over (someone or something) f.
|
|
250 |
Öbek Fiiller |
yeni bir şey elde etmek/bir şeyi değiştirmek için iki veya daha fazla farklı şeyi birleştirmek |
splice together f.
|
|
251 |
Öbek Fiiller |
yeni bir şey elde etmek/bir şeyi değiştirmek için iki veya daha fazla farklı şeyi birbirine eklemek |
splice together f.
|
|
252 |
Öbek Fiiller |
yeni bir şey elde etmek/bir şeyi değiştirmek için iki veya daha fazla farklı şeyi bir araya getirmek |
splice together f.
|
|
253 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi biri/bir şey için israf etmek |
squander something on someone or something f.
|
|
254 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi biri/bir şey için çarçur etmek |
squander something on someone or something f.
|
|
255 |
Öbek Fiiller |
(birini) sıkıştırıp (bir şey) elde etmek |
squeeze (something) from (someone) f.
|
|
256 |
Öbek Fiiller |
(birine bir şey) teklif etmek |
suggest (something) to (one) f.
|
|
257 |
Öbek Fiiller |
(birine bir şey) tavsiye etmek |
suggest (something) to (one) f.
|
|
258 |
Öbek Fiiller |
birine bir şey tavsiye etmek |
suggest something to someone f.
|
|
259 |
Öbek Fiiller |
(biri/bir şey) için bir şey tavsiye etmek |
suggest for (someone or something) f.
|
|
260 |
Öbek Fiiller |
(birine/bir şeye) iyi gelmesi için bir şey tavsiye etmek |
suggest for (someone or something) f.
|
|
261 |
Öbek Fiiller |
(bir şey) için bir şey tavsiye etmek |
suggest for (something) f.
|
|
262 |
Öbek Fiiller |
(birini) bir şey için tavsiye etmek |
suggest for (something) f.
|
|
263 |
Öbek Fiiller |
(birine bir şey) musallat etmek |
visit (something) on (one) f.
|
|
264 |
Öbek Fiiller |
(birine bir şey) musallat etmek |
visit (something) upon (one) f.
|
|
265 |
Öbek Fiiller |
(birine bir şey) musallat etmek |
visit (something) upon (one) f.
|
|
266 |
Öbek Fiiller |
(bir şey) için yoğun çaba sarf etmek |
work toward (something) f.
|
|
267 |
Öbek Fiiller |
bir şey için pazarlık etmek |
jew (one) down f.
|
|
268 |
Öbek Fiiller |
yüksek miktarda bir şey elde etmek |
log up f.
|
|
269 |
Öbek Fiiller |
bir şey kat etmek |
log up f.
|
|
270 |
Öbek Fiiller |
(birini) bir şey ilan etmek |
name (one) as f.
|
|
271 |
Öbek Fiiller |
(birini) bir şey olarak ilan etmek |
name (one) as f.
|
|
272 |
Öbek Fiiller |
'-den (bir şey) rica etmek |
ask (something) of f.
|
|
273 |
Öbek Fiiller |
'-den (bir şey) talep etmek |
ask (something) of f.
|
|
274 |
Öbek Fiiller |
birinden/bir şeyden bir şey rica etmek |
ask something of someone or something f.
|
|
275 |
Öbek Fiiller |
birinden/bir şeyden bir şey talep etmek |
ask something of someone or something f.
|
|
276 |
Öbek Fiiller |
birinin başının etini yiyerek bir şey elde etmek |
worry something out of someone f.
|
|
277 |
Öbek Fiiller |
birini taciz ederek bir şey elde etmek/almak |
worry something out of someone f.
|
|
278 |
Öbek Fiiller |
(birinden/bir şeyden) zorla (bir şey) elde etmek |
wrench (something) out of (someone or something) f.
|
|
279 |
Öbek Fiiller |
(bir şey) üzerinde çalışmaya devam etmek |
bang away at (something) f.
|
|
280 |
Öbek Fiiller |
birini/bir şeyi başka bir şey, bir yer, bir alan içerisinde düşünmek/hayal etmek |
picture someone in something f.
|
|
281 |
Öbek Fiiller |
(biri/bir şey) varmadan sevk etmek |
send ahead for (someone or something) f.
|
|
282 |
Öbek Fiiller |
(bir şey/yer) boyunca hızla hareket etmek |
swarm through (something or some place) f.
|
|
283 |
Öbek Fiiller |
bir şey boyunca hızla hareket etmek |
swarm through something f.
|
|
284 |
Öbek Fiiller |
(bir şey) için (bir şey) sarf etmek |
put (something) toward (something) f.
|
|
285 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi) elde etmek için (bir şey) yapmak/harcamak |
put (something) toward (something) f.
|
|
286 |
Öbek Fiiller |
(biriyle) önemsiz bir şey için tartışmak/kavga etmek |
quibble with (someone) f.
|
|
287 |
Öbek Fiiller |
(bir şey) boyunca park etmek |
pull up along (something) f.
|
|
288 |
Öbek Fiiller |
(biri/bir şey) için (biriyle/bir hayvanla) mücadele etmek |
fight with (someone or an animal) over (someone or something) f.
|
|
289 |
Öbek Fiiller |
(biri/bir şey) için (biriyle/bir hayvanla) kavga etmek |
fight with (someone or an animal) over (someone or something) f.
|
|
290 |
Öbek Fiiller |
(birine) uygun (bir şey) temin etmek |
accommodate (one) with (something) f.
|
|
291 |
Öbek Fiiller |
(birinin) ihtiyacına yönelik (bir şey) sağlamak/tahsis etmek |
accommodate (one) with (something) f.
|
|
292 |
Öbek Fiiller |
birine uygun bir şey temin etmek |
accommodate someone with something f.
|
|
293 |
Öbek Fiiller |
birinin ihtiyacına yönelik bir şey sağlamak/tahsis etmek |
accommodate someone with something f.
|
|
294 |
Öbek Fiiller |
(bir şey) doğrultusunda hareket etmek |
act upon (something) f.
|
|
295 |
Öbek Fiiller |
(bir şey) doğrultusunda hareket etmek |
act on (something) f.
|
|
296 |
Öbek Fiiller |
(bir şey) seviyesinde hareket etmek |
act up to (something) f.
|
|
297 |
Öbek Fiiller |
(bir şey) kadar etmek |
add up to (something) f.
|
|
298 |
Öbek Fiiller |
birini bir şey olarak kabul etmek |
adopt someone as something f.
|
|
299 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi bir şey olarak kabul etmek |
adopt something as something f.
|
|
300 |
Öbek Fiiller |
bir şey için bir şeyi düşünerek hareket etmek |
allow something for something f.
|
|
301 |
Öbek Fiiller |
bir şey kadar etmek |
amount to something f.
|
|
302 |
Öbek Fiiller |
birini bir şey olarak kabul etmek |
adopt someone as something f.
|
|
303 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi bir şey olarak kabul etmek |
adopt something as something f.
|
|
304 |
Öbek Fiiller |
bir şey için bir şeyi düşünerek hareket etmek |
allow something for something f.
|
|
305 |
Öbek Fiiller |
bir şey kadar etmek |
amount to something f.
|
|
306 |
Öbek Fiiller |
bir şey üzerinde bir şey sarf etmek |
apply something to something f.
|
|
307 |
Öbek Fiiller |
bir şey üzerinde güç uygulamak, çaba sarf etmek |
apply something to something f.
|
|
308 |
Öbek Fiiller |
(bir şey için birine/bir şeye) müracaat etmek |
apply (to someone or something) (for something) f.
|
|
309 |
Öbek Fiiller |
bir şey için bir şey tahsis etmek |
appropriate something for something f.
|
|
310 |
Öbek Fiiller |
bir şey için belirli bir miktar para ayırmak/tahsis etmek |
appropriate something for something f.
|
|
311 |
Öbek Fiiller |
(biriyle biri/bir şey üzerine) münakaşa etmek |
argue (with someone) (over someone or something) f.
|
|
312 |
Öbek Fiiller |
(biriyle biri/bir şey üzerine) münakaşa etmek |
argue (with someone) (about someone or something) f.
|
|
313 |
Öbek Fiiller |
(bir şey) hakkında münakaşa etmek |
argue about (something) f.
|
|
314 |
Öbek Fiiller |
(bir şey) için tartışmak/münakaşa etmek |
argue about (something) f.
|
|
315 |
Öbek Fiiller |
(biriyle bir şey) hakkında münakaşa etmek |
argue with (someone) about (something) f.
|
|
316 |
Öbek Fiiller |
ile (bir şey) organize etmek |
arrange (something) with f.
|
|
317 |
Öbek Fiiller |
ile (bir şey) tertip etmek |
arrange (something) with f.
|
|
318 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyin) dahil olduğu bir şey düzenlemek/organize etmek |
arrange (something) with f.
|
|
319 |
Öbek Fiiller |
-li bir şey hazırlamak/planlamak/organize etmek |
arrange with f.
|
|
320 |
Öbek Fiiller |
ile bir şey hazırlamak/planlamak/organize etmek |
arrange with f.
|
|
321 |
Öbek Fiiller |
birinden bir şey istemek/rica etmek |
ask someone for something f.
|
|
322 |
Öbek Fiiller |
(birine bir şey) için (bir şey) hediye etmek/vermek |
award (one) (something) for (something) f.
|
|
323 |
Öbek Fiiller |
(birine/bir şeye bir şey) hediye etmek/vermek |
award (someone or something) (something) f.
|
|
324 |
Öbek Fiiller |
(birine bir şey) hediye etmek/vermek |
award (something) to (one) f.
|
|
325 |
Öbek Fiiller |
(biriyle biri/bir şey) üzerine mücadele etmek |
battle (with someone) (over someone or something) f.
|
|
326 |
Öbek Fiiller |
(biriyle biri/bir şey) üzerine kavga etmek |
battle (with someone) (over someone or something) f.
|
|
327 |
Öbek Fiiller |
bir şey için mücadele etmek/vermek |
battle for something f.
|
|
328 |
Öbek Fiiller |
bir şey elde etmek için çekişmek |
battle out f.
|
|
329 |
Öbek Fiiller |
birine bir şey ihsan etmek |
bestow something on someone f.
|
|
330 |
Öbek Fiiller |
birine bir şey sunmak/takdim etmek |
bestow something on someone f.
|
|
331 |
Öbek Fiiller |
birine bir şey hediye etmek |
bestow something on someone f.
|
|
332 |
Öbek Fiiller |
(biriyle biri/bir şey hakkında) kavga etmek |
bicker (with someone) (about someone or something) f.
|
|
333 |
Öbek Fiiller |
(biriyle biri/bir şey hakkında) münakaşa etmek |
bicker (with someone) (about someone or something) f.
|
|
334 |
Öbek Fiiller |
(biriyle biri/bir şey hakkında) kavga etmek |
bicker (with someone or something) (over someone or something) f.
|
|
335 |
Öbek Fiiller |
(biriyle biri/bir şey hakkında) münakaşa etmek |
bicker (with someone or something) (over someone or something) f.
|
|
336 |
Öbek Fiiller |
(bir şey) hakkında kavga etmek |
bicker about (something) f.
|
|
337 |
Öbek Fiiller |
(bir şey) hakkında münakaşa etmek |
bicker about (something) f.
|
|
338 |
Öbek Fiiller |
(birini bir şey) için tehdit etmek |
blackmail (someone) into (something) f.
|
|
339 |
Öbek Fiiller |
(birini/kendini bir şey yapmaya) teşvik etmek |
bring (someone or oneself) to (do something) f.
|
|
340 |
Öbek Fiiller |
birini bir şey yapmaya teşvik etmek |
bring someone to do something f.
|
|
341 |
Öbek Fiiller |
bir şey koordine etmek |
bring something all together f.
|
|
342 |
Öbek Fiiller |
(bir şey) için gayret etmek |
buck for (something) f.
|
|
343 |
Öbek Fiiller |
(bir şey elde etmek için) biriyle samimiyet kurmak |
buddy up to (someone) f.
|
|
344 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyin) üstüne (bir şey) inşa etmek |
build (something) over (something) f.
|
|
345 |
Öbek Fiiller |
(bir şey) üzerine inşa etmek |
build upon (something) f.
|
|
346 |
Öbek Fiiller |
(bir şey) üzerine inşa etmek |
build on (something) f.
|
|
347 |
Öbek Fiiller |
bir şeye ek bir şey inşa etmek |
build something on something f.
|
|
348 |
Öbek Fiiller |
bir yapıya ek bir şey inşa etmek |
build something on something f.
|
|
349 |
Öbek Fiiller |
bir yapıya ilave bir şey inşa etmek/yapmak |
build something on something f.
|
|
350 |
Öbek Fiiller |
bir şeye ek bir şey inşa etmek |
build something onto something f.
|
|
351 |
Öbek Fiiller |
bir yapıya ek bir şey inşa etmek |
build something onto something f.
|
|
352 |
Öbek Fiiller |
bir yapıya ilave bir şey inşa etmek/yapmak |
build something onto something f.
|
|
353 |
Öbek Fiiller |
birini bir şey yapmamaya razı etmek |
cajole someone out of something f.
|
|
354 |
Öbek Fiiller |
(birini bir şey) yapmaya ikna etmek |
cajole (one) into (something) f.
|
|
355 |
Öbek Fiiller |
(birini bir şey) yapmaya razı etmek |
cajole (one) into (something) f.
|
|
356 |
Öbek Fiiller |
birini bir şey yapmamaya razı etmek |
cajole (one) out of (something) f.
|
|
357 |
Öbek Fiiller |
(birini bir şeye/bir şey yapmaya) çağırmak/davet etmek |
call (one) on (something) f.
|
|
358 |
Öbek Fiiller |
(birini bir şey yapmaya) davet etmek |
call upon someone (to do something) f.
|
|
359 |
Öbek Fiiller |
(birini bir şey yapmaya) davet etmek |
call on someone (to do something) f.
|
|
360 |
Öbek Fiiller |
(biri/bir şey hakkında) birilerini aramak/birilerine telefon etmek |
call around (about someone or something) f.
|
|
361 |
Öbek Fiiller |
(biri/bir şey hakkında) birçok kişiye telefon etmek |
call around (about someone or something) f.
|
|
362 |
Öbek Fiiller |
birini/bir şey talep etmek |
call for someone or something f.
|
|
363 |
Öbek Fiiller |
(birini) bir şey yapmaya çağırmak/davet etmek |
call on (someone) f.
|
|
364 |
Öbek Fiiller |
(birini bir şey yapmaya) çağırmak/davet etmek |
call upon (someone) f.
|
|
365 |
Öbek Fiiller |
(birinden bir şey yapmasını) istemek/rica etmek |
call upon (someone) f.
|
|
366 |
Öbek Fiiller |
(biri/bir şey) olmadan devam etmek |
carry on without (someone or something) f.
|
|
367 |
Öbek Fiiller |
(biri/bir şey) karşısında pes etmek |
cave in (to someone or something) f.
|
|
368 |
Öbek Fiiller |
birini (bir şey için) tenkit etmek |
censure someone (for something) f.
|
|
369 |
Öbek Fiiller |
(birini bir şey için) tenkit etmek |
censure (one) for (something) f.
|
|
370 |
Öbek Fiiller |
(bir şey için bir şey) tahsis etmek |
channel (something) in (something) f.
|
|
371 |
Öbek Fiiller |
(bir şey için bir şey) tahsis etmek |
channel (something) into (something) f.
|
|
372 |
Öbek Fiiller |
(biri/bir şey) hakkında sohbet etmek |
chatter about (someone or something) f.
|
|
373 |
Öbek Fiiller |
(biri/bir şey) hakkında muhabbet etmek |
chatter about (someone or something) f.
|
|
374 |
Öbek Fiiller |
(biri/bir şey) iyi mi diye bakmak/kontrol etmek |
check in on (someone or something) f.
|
|
375 |
Öbek Fiiller |
(biri/bir şey) iyi mi diye bakmak/kontrol etmek |
check on (someone or something) f.
|
|
376 |
Öbek Fiiller |
(biri/bir şey) iyi mi diye bakmak/kontrol etmek |
check up on (someone or something) f.
|
|
377 |
Öbek Fiiller |
(kötü bir şey) empoze etmek |
bring down f.
|
|
378 |
Öbek Fiiller |
(bir şey) aracılığıyla devran etmek/akıp gitmek |
circulate through (something) f.
|
|
379 |
Öbek Fiiller |
(kendisi/biri) için (bir şey) istemek/talep etmek |
claim (something) for (oneself or something) f.
|
|
380 |
Öbek Fiiller |
(biri/bir şey) için hak iddia etmek |
claim something for someone or something f.
|
|
381 |
Öbek Fiiller |
(biriyle biri/bir şey üzerine) kavga etmek |
clash (with someone) (over someone or something) f.
|
|
382 |
Öbek Fiiller |
birini bir şey yapmaya ikna etmek |
coax someone to do something f.
|
|
383 |
Öbek Fiiller |
birini bir şey yapmaya razı etmek |
coax someone to do something f.
|
|
384 |
Öbek Fiiller |
birine bir şey yapması için ısrar etmek |
coax someone to do something f.
|
|
385 |
Öbek Fiiller |
(bir şey) akıl etmek |
come up with (something) f.
|
|
386 |
Öbek Fiiller |
(bir şey) hasıl etmek |
come up with (something) f.
|
|
387 |
Öbek Fiiller |
(birini bir şey yapmaya) mecbur etmek |
compel (someone) to (do something) f.
|
|
388 |
Öbek Fiiller |
(biri/bir şey) için rekabet etmek |
compete for (someone or something) f.
|
|
389 |
Öbek Fiiller |
(biri/bir şey) için mücadele etmek |
compete for (someone or something) f.
|
|
390 |
Öbek Fiiller |
(biri/bir şey) hakkında şikayet etmek |
complain about (someone or something) f.
|
|
391 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi) bir şey olarak tasavvur/hayal etmek |
conceive of (someone or something) f.
|
|
392 |
Öbek Fiiller |
(bir şey yapmaya) tenezzül etmek |
condescend to (do something) f.
|
|
393 |
Öbek Fiiller |
biriyle (bir şey için) mücadele etmek |
contend with someone (for something) f.
|
|
394 |
Öbek Fiiller |
biriyle (bir şey için) mücadele etmek |
contend (with someone) for something f.
|
|
395 |
Öbek Fiiller |
(biriyle/bir şeyle bir şey) için mücadele etmek |
contend with (someone or something) for (something) f.
|
|
396 |
Öbek Fiiller |
biriyle (biri/bir şey) hakkında sohbet etmek |
converse with someone (about someone or something) f.
|
|
397 |
Öbek Fiiller |
biriyle (biri/bir şey) hakkında sohbet etmek |
converse (with someone) about someone or something f.
|
|
398 |
Öbek Fiiller |
(biriyle/bir şeyle biri/bir şey) hakkında sohbet etmek |
converse about (someone or something) with (someone or something) f.
|
|
399 |
Öbek Fiiller |
(biriyle/bir şeyle biri/bir şey) hakkında sohbet etmek |
converse with (someone or something) about (someone or something) f.
|
|
400 |
Öbek Fiiller |
birini (bir şey için) dahil etmek |
count someone in (for something) f.
|
|
401 |
Öbek Fiiller |
birini (bir şey için) dahil etmek |
count someone in (on something) f.
|
|
402 |
Öbek Fiiller |
(bir şey) içerisinde hızlıca akmak/hareket etmek |
course through (something) f.
|
|
403 |
Öbek Fiiller |
(birine/bir şeye/bir varlığa bir şey) enjekte etmek |
inject (something) into (someone, something, or some creature) f.
|
|
404 |
Öbek Fiiller |
(birine/bir şeye/bir varlığa bir şey) enjekte etmek |
inject (someone, something, or some creature) with (something) f.
|
|
405 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi biri/bir şey) karşısında müdafaa etmek |
defend (someone or something) against (someone or something) f.
|
|
406 |
Öbek Fiiller |
(bir şey yaparak birini) memnun etmek |
delight (someone) by (doing something) f.
|
|
407 |
Öbek Fiiller |
(bir şey yaparak birini) mutlu etmek |
delight (someone) by (doing something) f.
|
|
408 |
Öbek Fiiller |
(bir şey yaparak birini) hoşnut etmek |
delight (someone) by (doing something) f.
|
|
409 |
Öbek Fiiller |
(bir şey yaparak birinin) gönlünü almak/etmek |
delight (someone) by (doing something) f.
|
|
410 |
Öbek Fiiller |
(birinden bir şey) talep etmek |
demand (something) from (one) f.
|
|
411 |
Öbek Fiiller |
(birinden/bir şeyden bir şey) talep etmek |
demand (something) of (someone or something) f.
|
|
412 |
Öbek Fiiller |
(birini bir şey) için ihbar etmek |
denounce (one) for (something) f.
|
|
413 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyden bir şey) elde etmek |
derive (something) from (something) f.
|
|
414 |
Öbek Fiiller |
biri için bir şey dizayn etmek |
design something for someone f.
|
|
415 |
Öbek Fiiller |
bir şey için bir şey dizayn etmek |
design something for something f.
|
|
416 |
Öbek Fiiller |
(biri/bir şey) için (bir şey) dizayn etmek |
design (something) for (someone or something) f.
|
|
417 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi bir şey) olarak tayin etmek |
designate (someone or something) as (something) f.
|
|
418 |
Öbek Fiiller |
(bir şey) için (birinden) nefret etmek |
despise (one) for (something) f.
|
|
419 |
Öbek Fiiller |
-de (bir şey) fark etmek |
detect in f.
|
|
420 |
Öbek Fiiller |
biriyle (bir şey için) pazarlık etmek |
dicker with someone (for something) f.
|
|
421 |
Öbek Fiiller |
biriyle (bir şey için) pazarlık etmek |
dicker with someone (over something) f.
|
|
422 |
Öbek Fiiller |
(biriyle bir şey için) pazarlık etmek |
dicker with (one) for (something) f.
|
|
423 |
Öbek Fiiller |
(biriyle bir şey) üzerine pazarlık etmek |
dicker with (one) over (something) f.
|
|
424 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi bir şey olarak göz ardı etmek |
dismiss something as something f.
|
|
425 |
Öbek Fiiller |
(bir yerden birini/bir şey) sevk etmek |
dispatch (someone or something) from (some place) f.
|
|
426 |
Öbek Fiiller |
(bir şey yapmak) için (bir şeyi) tahliye etmek |
drain (something) off to (do something) f.
|
|
427 |
Öbek Fiiller |
bir şey yapmayı hayal etmek |
dream of doing something f.
|
|
428 |
Öbek Fiiller |
bir şey icat etmek |
dream something up f.
|
|
429 |
Öbek Fiiller |
(bir şey) için motive etmek |
drive someone on (to something) f.
|
|
430 |
Öbek Fiiller |
(biri/bir şey) için tahsis etmek |
earmark for (someone or something) f.
|
|
431 |
Öbek Fiiller |
biri/bir şey için bir şey tahsis etmek |
earmark something for someone or something f.
|
|
432 |
Öbek Fiiller |
birini biri/bir şey konusunda mahcup etmek |
embarrass someone about someone or something f.
|
|
433 |
Öbek Fiiller |
(birini bir şey yapması) için teşvik etmek |
encourage (one) to (do something) f.
|
|
434 |
Öbek Fiiller |
sonunda (bir şey) elde etmek |
end up with (something) f.
|
|
435 |
Öbek Fiiller |
(birinden bir şey yapmasını) rica etmek |
entreat (one) to (do something) f.
|
|
436 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi biri/bir şey) olarak tasavvur etmek |
envision (someone or something) as (someone or something else) f.
|
|
437 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi biri/bir şey) olarak hayal etmek |
envision (someone or something) as (someone or something else) f.
|
|
438 |
Öbek Fiiller |
birine biri/bir şey yüzünden gıpta etmek |
envy someone for someone or something f.
|
|
439 |
Öbek Fiiller |
(birine bir şey) yüzünden gıpta etmek |
envy (one) for (something) f.
|
|
440 |
Öbek Fiiller |
birini/bir şeyi biri/bir şey olarak kabul etmek |
establish someone or something as someone or something f.
|
|
441 |
Öbek Fiiller |
(kendini/birini/bir şeyi bir şey) olarak kabul etmek |
establish (oneself, someone, or something) as (something) f.
|
|
442 |
Öbek Fiiller |
-den bir şey talep etmek |
exact from f.
|
|
443 |
Öbek Fiiller |
birini/bir şeyi bir şey bulmak amacıyla incelemek/muayene etmek |
examine someone or something for something f.
|
|
444 |
Öbek Fiiller |
(birini bir şey) bulmak amacıyla incelemek/muayene etmek |
examine (one) for (something) f.
|
|
445 |
Öbek Fiiller |
(birine bir şey hakkında) iki çift laf etmek |
exchange words (with somebody) (about something) [uk] f.
|
|
446 |
Öbek Fiiller |
(birine bir şey hakkında) laf etmek |
exchange words (with somebody) (about something) [uk] f.
|
|
447 |
Öbek Fiiller |
(birine bir şey hakkında) iki çift laf etmek |
have words (with somebody) (about something) [uk] f.
|
|
448 |
Öbek Fiiller |
(birine bir şey hakkında) laf etmek |
have words (with somebody) (about something) [uk] f.
|
|
449 |
Öbek Fiiller |
biriyle bir şey takas etmek |
exchange something with someone f.
|
|
450 |
Öbek Fiiller |
biri veya bir şey hakkında bir dolu laf etmek |
expatiate on f.
|
|
451 |
Öbek Fiiller |
(biriyle bir şey) hakkında kavga etmek |
fall out with (someone) about (something) f.
|
|
452 |
Öbek Fiiller |
(biriyle bir şey) hakkında kavga etmek |
fall out with (someone) over (something) f.
|
|
453 |
Öbek Fiiller |
(birini/kendini bir şey) olarak tasavvur etmek |
fancy (someone or oneself) as (something) f.
|
|
454 |
Öbek Fiiller |
birini biri/bir şey olarak tasavvur etmek |
fancy someone as someone or something f.
|
|
455 |
Öbek Fiiller |
(biri/bir şey) için endişe etmek |
fear for (someone or something) f.
|
|
456 |
Öbek Fiiller |
birini bir şey giyerken düşünmek/hayal etmek |
feature someone in something f.
|
|
457 |
Öbek Fiiller |
(biri/bir şey) hakkında sürekli kavga etmek |
feud about (someone or something) f.
|
|
458 |
Öbek Fiiller |
(biri/bir şey) hakkında sürekli kavga etmek |
feud over (someone or something) f.
|
|
459 |
Öbek Fiiller |
(biriyle biri/bir şey) hakkında sürekli kavga etmek |
feud with (someone) about (someone or something) f.
|
|
460 |
Öbek Fiiller |
(biriyle biri/bir şey) hakkında sürekli kavga etmek |
feud with (someone) over (someone or something) f.
|
|
461 |
Öbek Fiiller |
(biri/bir şey) için mücadele etmek |
fight for (someone or something) f.
|
|
462 |
Öbek Fiiller |
(biri/bir şey) için tartışmak/kavga etmek |
fight over (someone or something) f.
|
|
463 |
Öbek Fiiller |
birine/bir şeye (bir şey) sağlamak/temin etmek |
fit someone or something out (with something) f.
|
|
464 |
Öbek Fiiller |
birine/bir şeye (bir şey) sağlamak/temin etmek |
fit someone or something out f.
|
|
465 |
Öbek Fiiller |
birine (bir şey) tedarik etmek |
fix someone up (with something) f.
|
|
466 |
Öbek Fiiller |
birine (bir şey) temin etmek |
fix someone up (with something) f.
|
|
467 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyle bir şey) arasında tereddüt etmek |
fluctuate between (something) and (something) f.
|
|
468 |
Öbek Fiiller |
(birini/kendini bir şey) konusunda ikna etmek/kandırmak |
fool (one or oneself) into (something) f.
|
|
469 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir hayvanı bir şey karşısında bir şeyle) takviye etmek |
fortify (someone or an animal) (against something) (with something) f.
|
|
470 |
Öbek Fiiller |
parasını (biri/bir şey) üzerinde/için çarçur etmek |
fritter something away (on someone or something) f.
|
|
471 |
Öbek Fiiller |
bir şey için bir şey temin etmek |
furnish something for something f.
|
|
472 |
Öbek Fiiller |
bir şey için bir şey tedarik etmek |
furnish something for something f.
|
|
473 |
Öbek Fiiller |
(biri/bir şey) için (bir şey) temin etmek |
furnish (something) for (someone or something) f.
|
|
474 |
Öbek Fiiller |
(biri/bir şey) için (bir şey) tedarik etmek |
furnish (something) for (someone or something) f.
|
|
475 |
Öbek Fiiller |
bir şeyden bir şey elde etmek |
get something out of something f.
|
|
476 |
Öbek Fiiller |
(biri/bir şey olmadan) devam etmek |
get on (without someone or something) f.
|
|
477 |
Öbek Fiiller |
(biri/bir şey olmadan) idare etmek |
get on (without someone or something) f.
|
|
478 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyden bir şey) elde etmek |
get (something) out of (something) f.
|
|
479 |
Öbek Fiiller |
(biri/bir şey olmadan) devam etmek |
get along without (someone or something) f.
|
|
480 |
Öbek Fiiller |
(biri/bir şey olmadan) idare etmek |
get along without (someone or something) f.
|
|
481 |
Öbek Fiiller |
(bir şey) ima etmek |
get at (something) f.
|
|
482 |
Öbek Fiiller |
(bir şey yapmaya) kaldığı yerden devam etmek |
get back to (doing) (something) f.
|
|
483 |
Öbek Fiiller |
(biri/bir şey olmadan) devam etmek |
get by (without someone or something) f.
|
|
484 |
Öbek Fiiller |
(biri/bir şey olmadan) idare etmek |
get by (without someone or something) f.
|
|
485 |
Öbek Fiiller |
birine bir şey vermek (enjekte etmek, yedirmek) |
get something into someone f.
|
|
486 |
Öbek Fiiller |
birine bir şey vermek (enjekte etmek, yedirmek) |
get something in someone f.
|
|
487 |
Öbek Fiiller |
(biri/bir şey) olmadan idare etmek |
get on (without someone or something) f.
|
|
488 |
Öbek Fiiller |
(belirli bir zamanda) bir şey ayarlamak/organize etmek |
get something together (for a particular time) f.
|
|
489 |
Öbek Fiiller |
(biri/bir şey) hakkında (birine) şikayet etmek |
give out (to one) about (someone or something) [ireland] f.
|
|
490 |
Öbek Fiiller |
(bir şey) için mücadele etmek |
go for (something) f.
|
|
491 |
Öbek Fiiller |
(bir şey yapmakta) ısrar etmek |
go on (doing something) f.
|
|
492 |
Öbek Fiiller |
(bir şey yapmakta) inat etmek |
go on (doing something) f.
|
|
493 |
Öbek Fiiller |
(bir şey yapmaya) devam etmek |
go on (doing something) f.
|
|
494 |
Öbek Fiiller |
(bir şey) doğrultusunda ilerlemek/hareket etmek |
go with (something) f.
|
|
495 |
Öbek Fiiller |
(biriyle bir şey için) kavga etmek |
grapple (with someone) (for something) f.
|
|
496 |
Öbek Fiiller |
(bir şey için) kavga etmek |
grapple for (something) f.
|
|
497 |
Öbek Fiiller |
(biri/bir şey) hakkında şikayet etmek |
grouse about (someone or something) f.
|
|
498 |
Öbek Fiiller |
biri/bir şey karşısında secde etmek |
grovel before someone or something f.
|
|
499 |
Öbek Fiiller |
(biri/bir şey) hakkında şikayet etmek |
grumble about (someone or something) f.
|
|
500 |
Öbek Fiiller |
birine/bir şeye (bir şey/yer) boyunca eşlik etmek |
guide someone or something across (something) f.
|
|