birileri - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

birileri



"birileri" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 5 sonuç

Türkçe İngilizce
General
birileri people i.
birileri some people i.
birileri ones zm.
birileri anyone zm.
Chat Usage
birileri som1 kısalt.

"birileri" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 78 sonuç

Türkçe İngilizce
General
komiteden birileri some of the people on the committee i.
kuruldan birileri some of the people on the committee i.
kafi gelmemek (varolan şeyler/birileri) be short of f.
Phrasals
birileri/bir şeyler arasında sürekli el değiştirmek buffet someone or something (from someone or something) (to someone or something) f.
biri/birileri tarafından kabul edilmek get in f.
(birileri/bir şeyler) arasında bağlantı kurmak interface with (someone or something) f.
birileri/bir şeyler ile başka birileri bir şeyler arasında bağlantı kurmak interface someone or something with someone or something f.
(birileri arasında) paylaştırmak/bölüştürmek apportion something out (among some people) f.
birileri/bir şeyler arasından seçim yapmak choose among someone or something f.
birileri/bir şeyler arasında çalışmak work among someone or something f.
birileri/bir şeyler arasında işini yapmak work among someone or something f.
birileri arasında kabul görmek assimilate with some people f.
(birileri arasında) popüler olmak catch on with (one) f.
(birileri tarafından) tutmak catch on with (one) f.
(birileri tarafından) ilgi görmek catch on with (one) f.
(birileri arasında) rağbet görmek catch on with (one) f.
birileri/bir şeyler arasından seçmek choose from someone or something f.
birileri/bir şeyler arasından bir tercihte bulunmak choose from someone or something f.
(birileri/bir şeyler) arasından seçmek choose from (people or things) f.
(birileri/bir şeyler) arasından bir tercihte bulunmak choose from (people or things) f.
(birileri/bir şeyler) arasında yayılmak circulate among (someone or something) f.
(birileri/bir şeyler) arasında dolaştırmak circulate among (someone or something) f.
(birileri/bir şeyler) arasında gezdirmek circulate among (someone or something) f.
(birileri/bir şeyler) arasında dağıtmak circulate among (someone or something) f.
(birileri/bir şeyler) arasında dolaşmak circulate among (someone or something) f.
(birileri/bir şeyler) arasında dolaşmak circulate through (something) f.
(birileri/bir şeyler) arasında gezmek circulate through (something) f.
(birileri) arasında seçim yapmak decide among (someone and someone else) f.
(birileri/bir şeyler) arasında göz gezdirmek gaze around at (someone or something) f.
(birileri/bir şeyler) arasında göz gezdirmek gaze at (someone or something) f.
(birileri/bir şeyler) arasında göz gezdirmek gaze on (someone or something) f.
(birileri/bir şeyler) arasında ilişki kurmak link to (someone or something) f.
(birileri/bir şeyler) arasında bağlantı kurmak link to (someone or something) f.
(birileri/bir şeyler) arasında ilişki kurmak link together (with someone or something) f.
(birileri/bir şeyler) arasında bağlantı kurmak link together (with someone or something) f.
(birileri/bir şeyler) arasında yer almak/sayılmak rank among (someone or something) f.
(birileri/bir şeyler) arasında saymak rank among (someone or something) f.
(birileri/bir şeyler) arasında sayılmak rank with (someone or something) f.
(birileri/bir şeyler) arasında saymak rank with (someone or something) f.
(birileri/bir şeyler) arasında koşmak/koşturmak run between (someone or something) f.
(birileri/bir şeyler) arasında gidip gelmek run between (someone or something) f.
(birileri/bir grup) arasından seçmek select from (something) f.
Colloquial
mutlaka birileri bir şey görmüştür somebody must've seen something expr.
(birileri/bir şeyler) arasında en müstesna olanı a (certain type of person or thing) among (others) expr.
(birileri/bir şeyler) arasında en özel olanı a (certain type of person or thing) among (others) expr.
(birileri/bir şeyler) arasında en üstün özelliklere sahip olan kişi/şey a (certain type of person or thing) among (others) expr.
Idioms
(insanlar/birileri arasında) dargınlık bad blood (between people) [old-fashioned] i.
(insanlar/birileri arasında) düşmanlık bad blood (between people) [old-fashioned] i.
(insanlar/birileri arasında) kin bad blood (between people) [old-fashioned] i.
(insanlar/birileri arasında) öfke bad blood (between people) [old-fashioned] i.
(insanlar/birileri arasında) husumet bad blood (between people) [old-fashioned] i.
(insanlar/birileri arasında) kızgınlık bad blood (between people) [old-fashioned] i.
(birileri arasında) dargınlık bad blood (between a and b) [old-fashioned] i.
(birileri arasında) düşmanlık bad blood (between a and b) [old-fashioned] i.
(birileri arasında) kin bad blood (between a and b) [old-fashioned] i.
(birileri arasında) öfke bad blood (between a and b) [old-fashioned] i.
(birileri arasında) husumet bad blood (between a and b) [old-fashioned] i.
(birileri arasında) kızgınlık bad blood (between a and b) [old-fashioned] i.
birileri veya bir şey üzerinde hakimiyet kurmak get a grip on f.
birileri veya bir şey üzerinde hakimiyet kurmak have a grip on f.
'birileri ile safları sıklaştırmak close ranks with someone f.
(birileri) arasında bir hit olmak be a hit with (someone) f.
(birileri) arasında (büyük) bir hit olmak be/make a (big, large, great) hit with somebody f.
birileri arasında büyük bir hit olmak be a hit with somebody f.
birileri arasında büyük bir hit olmak make a hit with somebody f.
birileri arasında büyük bir hit olmak make a (big, great) hit with somebody f.
birileri arasında büyük bir hit olmak be a (big, great) hit with somebody f.
(birileri arasında/bir şeyde) karmaşa yaratmak raise hell with (someone or something) f.
birileri arasında karmaşa yaratmak raise hell with someone f.
(birileri arasında/bir şeyde) karmaşa yaratmak raise the devil with (someone or something) f.
(birileri/bir şeyler) arasından seçmek take (one's) pick of (someone or something) f.
(birileri/bir şeyler) arasından seçimini yapmak take (one's) pick of (someone or something) f.
(birileri/bir şeyler arasında)/(bir yerde) aniden çok başarılı olmak/yayılmak take (someone, something, or some place) by storm f.
(birileri veya bir şeyler) kaynama swimming with someone or something s.
Speaking
birileri bir şey yapmazsa if somebody doesn't do something expr.
burada tanıdığın birileri var mı? do you know anybody here? expr.
birileri sizi kolluyor somebody's looking out for you expr.
lütfen birileri gelsin please someone come expr.