Geçmiş

bulunmaz

"bulunmaz" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 4 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	bulunmaz	elusive s.
2	Genel	bulunmaz	rare s.
3	Genel	bulunmaz	unobtainable s.
4	Genel	bulunmaz	heaven-sent s.

"bulunmaz" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 42 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	bulunmaz fırsat	golden opportunity i.
2	Genel	bulunmaz yetenek	scarce skill i.
3	Genel	kolay bulunmaz fırsat	catch i.
4	Genel	eşi bulunmaz	unparalleled s.
5	Genel	eşi bulunmaz	unequaled s.
6	Genel	eşi bulunmaz	unequalled s.
7	Genel	eşi bulunmaz	unheard-of s.
8	Genel	eşi bulunmaz	unpeered s.
9	Genel	eşi bulunmaz	imparalleled [obsolete] s.
10	Genel	eşi bulunmaz	incompared [obsolete] s.
Phrases
11	İfadeler	eşi bulunmaz	without compare s.
12	İfadeler	bulunmaz hint kumaşı değilsin	you're not a special snowflake expr.
Proverb
13	Atasözü	zengine şekerden helva basarlar fakire pekmez bile bulunmaz	one law for the rich and another for the poor
14	Atasözü	zengine şekerden helva basarlar fakire pekmez bile bulunmaz	one law for the rich and another (law) for the poor
Idioms
15	Deyim	eşi bulunmaz şey	the only thing for i.
16	Deyim	eşi bulunmaz insan	the only person for i.
17	Deyim	bulunmaz fırsat	a golden opportunity i.
18	Deyim	bulunmaz hazine	a happy hunting ground i.
19	Deyim	bulunmaz hint kumaşı olmamak	not be the only pebble on the beach f.
20	Deyim	bulunmaz hint kumaşı olmak	be scarcer than hen's teeth f.
21	Deyim	bulunmaz hint kumaşı olmak	like gold dust f.
22	Deyim	bulunmaz hint kumaşı olmak	be as scarce as hen's teeth f.
23	Deyim	bulunmaz hint kumaşı olmak	like gold f.
24	Deyim	kendini bulunmaz hint kumaşı sanan	(special) snowflake s.
25	Deyim	eşi benzeri bulunmaz	in a class by oneself s.
26	Deyim	bulunmaz hint kumaşı	scarcer than hens' teeth s.
27	Deyim	bulunmaz hint kumaşı değil	not the only pebble on the beach expr.
28	Deyim	bulunmaz hint kumaşı değil	not the only fish in the sea expr.
29	Deyim	bulunmaz hint kumaşı gibi	as scarce as hen's teeth expr.
30	Deyim	eşi bulunmaz	a sharp old bird expr.
31	Deyim	kendini bulunmaz hint kumaşı sanmak	(s)he thinks (s)he is the be-all and end-all expr.
32	Deyim	kendini bulunmaz hint kumaşı sanmak	(s)he thinks (s)he is the bee's knees expr.
33	Deyim	kendini bulunmaz hint kumaşı sanmak	(s)he thinks (s)he is the cat's whiskers expr.
34	Deyim	(birinin) damarlarında bir damla bile kötülük/kıskançlık bulunmaz	doesn't have a (certain kind of) bone in (one's) body expr.
35	Deyim	eşi bulunmaz	beyond/without compare expr.
Speaking
36	Konuşma	bulunmaz adamdır	he is a grand fellow expr.
37	Konuşma	bahane bulunmaz	beyond exception expr.
Archaic
38	Eski Kullanım	eşi bulunmaz	uncompanioned s.
Slang
39	Argo	bulunmaz şey	unobtainium i.
40	Argo	bulunmaz hint kumaşı	unobtainium i.
41	Argo	bulunmaz şey	unobtanium i.
42	Argo	bulunmaz hint kumaşı	unobtanium i.