concomitant - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

concomitant

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"concomitant" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 18 sonuç

İngilizce Türkçe
General
concomitant i. bir olaya eşlik eden başka olaylar
concomitant i. doğal sonuç
concomitant i. beraberinde gelen şey
concomitant s. yardım eden
concomitant s. eşlik eden
concomitant s. beraberindeki
concomitant s. birbirine bağlı
concomitant s. beraberinde gelen
concomitant s. birlikte olan
concomitant s. karşılıklı
concomitant s. mütekabiliyet esasına dayanan/dayalı
Medical
concomitant s. aynı zamanda bulunan
concomitant s. bir arada bulunan
concomitant s. eşlik eden
concomitant s. konkomitant
Archaic
concomitant i. ortak
concomitant i. refakatçi
concomitant i. arkadaş

"concomitant" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 8 sonuç

İngilizce Türkçe
Medical
concomitant treatment i. beraberinde alınan tedavi
concomitant medication dat i. beraberinde kullanılan ilaç
concomitant medications i. birlikte kullanılan ilaçlar
concomitant energy intake i. eşlik eden enerji alımı
concomitant bacterial sepsis i. eşlik eden bakteriyel sepsis
concomitant chemoradiation i. eş zamanlı kemoradyoterapi
hyperglycemia with concomitant prolongation of the neuromuscular block i. nöromüsküler blok uzamasıyla birlikte gelişen hiperglisemi
Statistics
concomitant variable i. eşlik değişkeni