curiosity - Türkçe İngilizce Sözlük

curiosity

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

"curiosity" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 32 sonuç

İngilizce Türkçe
Yaygın Kullanım
curiosity i. merak
His curiosity drove him into this situation.
Merakı onu bu duruma sürükledi.

More Sentences
Genel
curiosity i. merak
Their curiosity only gets the better of them once the real procedure reaches completion.
Merakları ancak gerçek prosedür tamamlandığında alt edilir.

More Sentences
curiosity i. merak uyandıran şey
I found an old chest filled with curiosities.
Merak uyandıran şeylerle dolu eski bir sandık buldum.

More Sentences
Psikoloji
curiosity i. merak
I just ask out of personal curiosity.
Sadece kişisel merakımdan soruyorum.

More Sentences
Genel
curiosity i. tuhaf tip
curiosity i. tuhaf şey
curiosity i. ilginç şey
curiosity i. acibe
curiosity i. nadir şey
curiosity i. garabet
curiosity i. antika
curiosity i. tecessüs
curiosity i. ilgi
curiosity i. nadir bulunan ilginç eşyalar
curiosity i. garip
curiosity i. (seyahatlerde hediyelik eşya olarak alınan) ilginç süs eşyası
curiosity i. tuhaf özellik
curiosity i. tuhaf yön
Ticaret/Ekonomi
curiosity i. antika
Gökbilim
curiosity i. nasa tarafından atılmış bir keşif aracı
Eski Kullanım
curiosity i. kutsal konuları fazlaca deşmek
curiosity i. bilimsel veya sanatsal ilgi
curiosity i. değerlendirme ve beğenme isteği
curiosity i. dikkatli işçilik
curiosity i. yapıdaki incelik
curiosity i. mükemmele ulaşma çabası
curiosity i. aşırı nezaket
curiosity i. aşırı titizlik
curiosity i. ustalık
curiosity i. hüner
curiosity i. dikkat
curiosity i. titizlik

"curiosity" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 49 sonuç

İngilizce Türkçe
Genel
out of curiosity zf. meraktan
Just out of curiosity, what are you going to do?
Meraktan soruyorum, ne yapacaksın?

More Sentences
Gökbilim
curiosity (mars rover) i. curiosity (mars uzay aracı)
Curiosity has landed inside the Gale crater.
Curiosity, Gale kraterinin içine indi.

More Sentences
Genel
curiosity shop i. hediyelik eşya dükkanı
object of curiosity i. merak konusu
professional curiosity i. mesleki merak
idle curiosity i. boş merak
curiosity [obsolete] i. sıradışı konu
morbid curiosity i. marazi merak
morbid curiosity i. dehşetli şeylere duyulan merak
raise someone's curiosity f. birinin merakını uyandırmak
raise someone's curiosity f. birinin dikkatini çekmek
satisfy somebody's curiosity f. merakını gidermek
arouse somebody's curiosity f. meraklandırmak
arouse somebody's curiosity f. merakını uyandırmak
burst with curiosity f. meraktan çatlamak
satisfy one's curiosity f. merakını gidermek
satisfy one's curiosity f. merak gidermek
arouse curiosity f. ilgi uyandırmak
arouse curiosity f. merak uyandırmak
can't restrain one's curiosity f. merakını yenememek
arouse curiosity f. merak oluşturmak
arouse someone's curiosity f. birinin merakını uyandırmak
spark curiosity f. merak uyandırmak
out of curiosity zf. meraktan dolayı
out of curiosity zf. öğrenme merakından dolayı
İfadeler
just out of curiosity expr. merak ettiğimden (soruyorum)
just out of curiosity expr. merakımdan (soruyorum)
Atasözü
curiosity killed the cat kediyi merak öldürür
curiosity killed the cat fazla merak kediyi öldürür
curiosity killed the cat fazla merak iyi değildir
curiosity killed the cat merak insanı mezara sokar
curiosity killed the cat fazla merak zararlıdır
curiosity killed the cat insanın başına ne gelirse meraktan gelir
Konuşma Dili
be burning with curiosity f. meraktan çatlamak
be burning with curiosity f. meraktan çatlamak
Deyim
pique someone's curiosity f. merakını celbetmek
pique someone's curiosity f. merakını uyandırmak
die of curiosity f. merakından çatlamak
die of curiosity f. meraktan ölmek
pique someone's curiosity f. ilgisini çekmek
die from curiosity f. merakından çatlamak
die from curiosity f. meraktan ölmek
pique someone's curiosity f. ilgisini uyandırmak
(a feeling/curiosity/anger) get the better of someone f. (bir duygu/öfke vb) ele geçirmek
(a feeling/curiosity/anger) get the better of someone f. yenik düşmek (merakına/öfkesine vb)
(a feeling/curiosity/anger) get the better of someone f. (bir duygu/öfke vb) hakim olmak
(curiosity) get better of somebody f. merakına yenik düşmek
Konuşma
my curiosity got the better of me expr. merakıma yenik düştüm
Edebiyat
old curiosity shop i. antikacı dükkanı