| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| Common Usage | ||||
| Yaygın Kullanım | discern f. | fark etmek | ||
|
What we have to do is discern the trend and react accordingly. Yapmamız gereken, eğilimi fark etmek ve buna göre tepki vermektir. More Sentences |
||||
| General | ||||
| Genel | discern f. | anlamak | ||
|
Only then can we really discern what works and what does not. Ancak o zaman neyin işe yarayıp neyin yaramadığını gerçekten anlayabiliriz. More Sentences |
||||
| Genel | discern f. | ayırt etmek | ||
|
Only then can we really discern what works and what does not. Ancak o zaman neyin işe yarayıp neyin yaramadığını gerçekten ayırt edebiliriz. More Sentences |
||||
| Genel | discern f. | fark etmek | ||
|
What we have to do is discern the trend and react accordingly. Yapmamız gereken şey eğilimi fark etmek ve buna göre tepki vermektir. More Sentences |
||||
| Genel | discern f. | ayırt etmek | ||
|
I would agree with this, but nevertheless, confidence has to be discerning. Buna katılıyorum, ancak yine de güvenin ayırt edici olması gerekiyor. More Sentences |
||||
| Technical | ||||
| Teknik | discern f. | fark etmek | ||
|
There are, however, areas in which it is harder to discern this achievement. Ancak bu başarıyı fark etmenin daha zor olduğu alanlar da var. More Sentences |
||||
| General | ||||
| Genel | discern f. | farkına varmak | ||
| Genel | discern f. | sezinlemek | ||
| Genel | discern f. | kavramak | ||
| Genel | discern f. | seçmek | ||
| Genel | discern f. | ayırmak | ||
| Genel | discern f. | sezmek | ||
| Genel | discern f. | görmek | ||
| Genel | discern f. | temyiz etmek | ||
| Genel | discern f. | tefrik etmek | ||
| Genel | discern f. | algılamak | ||
| Genel | discern f. | farkı görmek | ||
| Genel | discern f. | farkı anlamak | ||
