faaliyette - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

faaliyette



"faaliyette" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 2 sonuç

Türkçe İngilizce
General
faaliyette in-service s.
faaliyette on the go zf.

"faaliyette" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 56 sonuç

Türkçe İngilizce
General
tarımsal faaliyette bulunanlar persons doing agricultural activity i.
bir faaliyette kullanılan gereçler paraphernalia i.
belirli bir faaliyette daha önce eğitimi veya deneyimi olmayan kimse newcomer i.
verimsiz faaliyette bulunma moonraking i.
faaliyette ortaya konan enerji ve kararlılık drive i.
faaliyette ani artış flare-up i.
faaliyette bulunmak function f.
faaliyette bulunmak be engaged in f.
faaliyette olmamak remain inactive f.
faaliyette olmak be active f.
ticari faaliyette bulunmak carry out trade activities f.
ticari faaliyette bulunmak be engaged in commercial activity f.
ticari faaliyette bulunmak have a commercial activity f.
ticari faaliyette bulunmak be in commercial activity f.
faaliyette bulunmak engage in an activity f.
faaliyette bulunmak be involved in an activity f.
faaliyette olmak be in activity f.
tam faaliyette in a full swing s.
faaliyette bulunan operating s.
bir alanda/faaliyette yeni initiate s.
belirli alanda, faaliyette, araştırma alanında, vb. uzmanlaşmayan nonspecialist s.
tam faaliyette in full blast zf.
ani ve şiddetli bir faaliyette olacak şekilde off zf.
ani ve gürültülü bir faaliyette olacak şekilde off zf.
faaliyette bulunmak anlamı veren son ek -ise snk.
faaliyette bulunmak anlamı veren son ek -ize snk.
faaliyette bulunmak anlamı veren son ek -ise snk.
Idioms
(eylemde/faaliyette) pay piece of the action i.
(eylemde/faaliyette) pay slice of the action i.
(eylemde/faaliyette) pay bit of the action i.
eylemde/faaliyette bir pay a piece of the action i.
eylemde/faaliyette bir pay a slice of the action [uk] i.
eylemde/faaliyette bir pay a piece/slice of the action i.
ülke içinde düşman adına faaliyette bulunan grup üyesi fifth columnist i.
hiçbir illegal faaliyette yer almamış olmak be (as) clean as a whistle f.
belli bir faaliyette başarılı olmak cook on the front burner f.
içinde olmaya/faaliyette bulunmaya devam etmek keep one's hand in something f.
hiçbir illegal faaliyette yer almamış olma (one's) hands are clean expr.
hiçbir illegal faaliyette yer almamış olma someone's hands are clean expr.
hiçbir illegal faaliyette yer almamış olma someone has clean hands expr.
Trade/Economic
bir işletmenin aynı faaliyette bulunan işletmelerle birleşmesi horizontal growing i.
çok uluslu bir şirketin şubesine ait bilançoların dönüştürülmesinde söz konusu olan şubenin faaliyette bulunduğu ülkenin ulusal parası functional currency i.
ekonomik faaliyette bulunan ve tüzel kişiliğe sahip olan birim incorporation i.
faaliyette bulunmayan şirket nonoperating company i.
faaliyette olan şirket operating company i.
sendikayı işyerinden uzaklaştırmak için legal-illegal faaliyette bulunma union busting i.
ticari faaliyette canlanma recovery i.
ticari faaliyette azalma contraction i.
faaliyette bulunmak operate in f.
Law
diğer eyaletlerde faaliyette bulunma doing business in another states i.
kocasından bağımsız ticari faaliyette bulunan kadın feme sole trader i.
hile kastiyle sahte faaliyette bulunmak simulate f.
Politics
ülke içinde düşman adına faaliyette bulunan grup fifth column i.
Military
ülke içinde düşman adına faaliyette bulunan grup trojan horse i.
bir askeri üste faaliyette bulunan fakat o üssün emir komuta zincirine dahil olmayan bir anlamda kiracı konumdaki komutanlık tenant command i.
uçak gemilerinden faaliyette bulunacak şekilde yapılmış araç skyhawk i.