hükümlü - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

hükümlü



"hükümlü" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 19 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
hükümlü convict i.
General
hükümlü prisoner i.
hükümlü culprit i.
hükümlü sentenced s.
hükümlü condemned s.
hükümlü sanctioned s.
Colloquial
hükümlü vic (convict) i.
hükümlü pinned s.
Law
hükümlü con i.
hükümlü sentenced person i.
hükümlü convict i.
hükümlü pris (prisoner) i.
hükümlü condemned s.
hükümlü convicted s.
Archaic
hükümlü convict s.
Slang
hükümlü lagger i.
hükümlü yard bird i.
hükümlü lag i.
hükümlü yardbird i.

"hükümlü" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 51 sonuç

Türkçe İngilizce
General
eski hükümlü ex-convict i.
hükümlü katil convicted killer i.
hükümlü birini idam etme aracı instrument of execution i.
hükümlü birini cezalandırma aracı instrument of punishment i.
(güneydoğu abd'nin bazı bölgelerinde) işçilik yapan hükümlü peon i.
hükümlü işçi çalıştırma peonage i.
güneydoğu abd'nin bazı bölümlerinde uygulanan müteahhitlere hükümlü işçi kiralama sistemi peonage i.
zorla hükümlü işçi çalıştırma programı peonage i.
ilk kez hapis yatan hükümlü star [uk] i.
peşin hükümlü judgemental s.
peşin hükümlü biased s.
peşin hükümlü preconceived s.
peşin hükümlü olmayan unprejudiced s.
peşin hükümlü biassed s.
peşin hükümlü prejudiced s.
hükümlü olmayan unconvicted s.
peşin hükümlü prejudical s.
peşin hükümlü prejudicate [obsolete] s.
peşin hükümlü prejudicative [obsolete] s.
peşin hükümlü prejudicial s.
peşin hükümlü prepossessed s.
peşin hükümlü skewed s.
peşin hükümlü olmayarak nonjudgementally zf.
peşin hükümlü olmayarak non-judgementally zf.
peşin hükümlü olmayarak nonjudgmentally zf.
Colloquial
(19. yüzyılda) eski hükümlü old hand [australia] i.
Idioms
(birine) karşı peşin hükümlü olmak have a derry on (one) [australia/new zealand] f.
birine karşı peşin hükümlü olmak have a derry on someone [australia/new zealand] f.
Speaking
peşin hükümlü olma! don't judge too quickly expr.
Law
güvenilir olduğu düşünüldüğünden özel ayrıcalıklar tanınan hükümlü trusty i.
güvenilir olduğu düşünüldüğünden özel ayrıcalıklar tanınan hükümlü trustee i.
eski hükümlü ex-convict i.
eski hükümlü ex-con i.
hükümlü mahpus convicted prisoner i.
hükümlü mahpus sentenced prisoner i.
mükerrer hükümlü recidivist i.
mükerrer hükümlü repeater i.
mükerrer hükümlü habitual criminal i.
peşin hükümlü kimse witness i.
eski hükümlü former condemned s.
eski hükümlü former convicted s.
kesin hükümlü effectual s.
Politics
cezaevinde yatan hükümlü sayısını azaltmaya yönelik hükümet politikası decarceration i.
History
hükümlü işçilere nezaret eden kimse cove [australia] i.
Military
askeri hükümlü garrison prisoner i.
Archaic
hükümlü işçi çalıştırma peonism i.
peşin hükümlü prejudicant s.
Slang
eski hükümlü lag i.
eski hükümlü lagger i.
ceza evinde ruhsal tedaviye ihtiyaç duyan hükümlü cat-j i.
ceza evinde ruhsal tedaviye ihtiyaç duyan hükümlü j-cat i.