İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | incise f. | oymak | ||
The artist used a sharp tool to incise intricate patterns on the wood. Sanatçı, ahşap üzerine karmaşık desenler oymak için keskin bir alet kullandı. More Sentences |
||||
Genel | incise f. | yarmak | ||
Genel | incise f. | kazımak | ||
Genel | incise f. | nüfuz etmek | ||
Genel | incise f. | hakketmek | ||
Genel | incise f. | deşmek | ||
Genel | incise f. | kesmek | ||
Technical | ||||
Teknik | incise i. | oyma | ||
Geography | ||||
Coğrafya | incise f. | aşağı doğru erozyonla dar ve derin bir vadi oluşturmak | ||
Coğrafya | incise f. | daha derin bir kanal açarak alçalmak | ||
Coğrafya | incise f. | derin ve dar bir kesik olarak kesişmek |