İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
General | ||
Genel | insinuation i. | üstü kapalı söyleme |
Genel | insinuation i. | ima |
Genel | insinuation i. | üstü kapalı söz |
Genel | insinuation i. | üstü kapalı (kötü) söz |
Genel | insinuation i. | dolaylı söz |
Genel | insinuation i. | kinaye |
Genel | insinuation i. | kurnazca fikir aşılama |
Genel | insinuation i. | ustaca fikir aşılama |
Genel | insinuation i. | imalı konuşma |
Law | ||
Hukuk | insinuation i. | (roma hukukunda) yasal işlemin kamuya açık şekilde kaydedilmesi |
Hukuk | insinuation i. | vasiyetin ilk kez yazılması |
Hukuk | insinuation i. | nazikçe iyilik, sevgi veya nüfuz kazanma |
Hukuk | insinuation i. | kurnazca iyilik, sevgi veya nüfuz kazanma |
Archaic | ||
Eski Kullanım | insinuation i. | yavaş giriş |
Eski Kullanım | insinuation i. | dolaylı giriş |
Eski Kullanım | insinuation i. | yavaşça girme |
Eski Kullanım | insinuation i. | dolaylı yolla girme |
İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | insinuation [obsolete] i. | sevecen konuşma | ||
Genel | insinuation [obsolete] i. | sevecen davranış | ||
Genel | insinuation [obsolete] i. | sevecen tavır | ||
Genel | insinuation [obsolete] i. | içten konuşma | ||
Genel | insinuation [obsolete] i. | içten davranış | ||
Genel | insinuation [obsolete] i. | içten tavır | ||
Genel | make insinuation f. | laf sokmak | ||
Genel | make insinuation f. | laf sokuşturmak | ||
Genel | make insinuation f. | dokundurmak |