invests - Türkçe İngilizce Sözlük

invests

"invests" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 31 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
invest f. yatırım yapmak
The company invested millions in the new highway.
Şirket yeni otoyol için milyonlarca dolar yatırım yaptı.

More Sentences
General
invest f. para yatırmak
He invested a lot of money in stocks.
Hisse senetlerine çok para yatırdı.

More Sentences
invest f. yatırım yapmak
Millions of euros have been invested by four European countries and the weapons systems built around it.
Dört Avrupa ülkesi tarafından milyonlarca Euro yatırım yapılmış ve silah sistemleri bunun üzerine inşa edilmiştir.

More Sentences
invest f. yatırmak
He invested all his money in gold and silver.
Tüm parasını altın ve gümüşe yatırdı.

More Sentences
Trade/Economic
invest f. para yatırmak
The company invested a lot of money in this project.
Şirket bu projeye çok fazla para yatırdı.

More Sentences
invest f. yatırmak
Thirdly, liberalisation will only work if more funds are invested in the infrastructure.
Üçüncü olarak serbestleşme ancak altyapıya daha fazla fon yatırılırsa işe yarayacaktır.

More Sentences
invest f. yatırım yapmak
Last year, we invested EUR 3.9 billion, which is the bank's highest level of assistance.
Geçtiğimiz yıl, bankanın en yüksek yardım seviyesi olan 3,9 milyar avro yatırım yaptık.

More Sentences
General
invest f. sarmak
invest f. birine yetki vermek
invest f. donatmak
invest f. birini makamına oturtmak
invest f. bağlamak
invest f. giydirmek
invest f. yetki vermek
invest f. bahşetmek
invest f. (güç, yetki) vermek
invest f. resmen kurmak
invest f. hassas döküm sürecinde refraktör malzemesine model yerleştirmek
invest f. geçilmemesi için gemi veya askerlerle kapamak
invest f. kuşatmak
invest f. nitelik kazandırmak
invest f. zenginleştirmek
invest f. parayı kenara atmak
invest f. geleceğe yatırım olarak görmek
invest f. kendini adamak
invest f. aşılamak
invest f. ait olmak
Colloquial
invest f. satın almak
Military
invest f. muhasara etmek
invest f. kuşatmak
Metallurgy
invest f. revetman kalıbı oluşturarak kayıp mum döküm işlemine hazırlanmak

"invests" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 49 sonuç

İngilizce Türkçe
General
invest in f. yatırım yapmak
Emissions have been effectively reduced by investing in modern technology.
Emisyonlar modern teknolojiye yatırım yapılarak etkin bir şekilde azaltılmıştır.

More Sentences
invest in f. para yatırmak
How much money do you plan to invest in government bonds?
Devlet tahvillerine ne kadar para yatırmayı planlıyorsun?

More Sentences
invest money f. para yatırmak
It is better to invest money in this than in increasing production.
Buna para yatırmak, üretimi artırmaktan daha iyidir.

More Sentences
invest in f. harcamak (bir proje için para/emek/zaman)
invest money f. para koymak
invest with f. belirli bir hava vermek
invest capital f. sermaye koymak
invest in f. satın almak
invest with f. havası vermek
invest with f. vermek (sorumluluk/yetki)
invest with f. (bir makama) getirmek
invest in future f. geleceğe yatırım yapmak
invest in share f. hisse almak
invest in share f. hisse satın almak
invest in f. bir şeye yatırım yapmak
invest with a prerogative f. imtiyaz bahşetmek
co-invest f. ortak yatırım yapmak
invest in f. kar amacıyla para yatırmak
invest in f. parayı yatırmak
invest in f. kullanım amacıyla almak
invest with power f. yetki vermek
invest capital f. sermaye bağlamak
invest capital f. kapital bağlamak
invest in stock f. ranta yatırmak
invest with power f. yetkili kılmak
invest money f. yatırım yapmak
invest heavily in f. (bir şeye) çokça yatırım yapmak
invest heavily in f. (bir şeye) yoğun biçimde yatırım yapmak
invest in a human being f. insana yatırım yapmak
invest oneself f. kendine yatırım yapmak
invest in a business f. (bir işe) yatırım yapmak
Phrasals
invest (one's) time in (something) f. (bir işe/şeye) zamanını harcamak
invest (someone) with (something) f. (birine) yetki vermek
invest (someone) with (something) f. (birine) bir şey atfetmek
invest (someone) with (something) f. (birinin) belli özelliklere sahip olduğuna inanmak
invest in (oneself, someone, or something) f. (kendine/birine/bir şeye) yatırım yapmak
invest in (someone, or something) f. (birine/bir şeye) yetki vermek
invest in (something) f. (bir şey) alarak ileriye yatırım yapmak
invest in (oneself) f. kendini (bir şeye) vermek/adamak
Idioms
invest someone's time in something f. bir işe/şeye zamanını harcamak
invest time in f. -e zaman harcamak
Trade/Economic
marginal propensity to invest i. marjinal yatırım eğilimi
average propensity to invest i. ortalama yatırım eğilimi
propensity to invest i. yatırım eğilimi
invest capital f. kapital bağlamak
invest capital f. sermaye yatırmak
to invest f. yatırım yapmak
Sport
invest in youth development f. altyapıya yatırım yapmak
Star Wars
invest wisely i. zekice yatırım yap