kelepçe - Türkçe İngilizce Sözlük

kelepçe

"kelepçe" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 37 sonuç

Türkçe İngilizce
Yaygın Kullanım
kelepçe handcuffs i.
Why are you wearing those handcuffs?
O kelepçeleri neden takıyorsun?

More Sentences
kelepçe manacle i.
The police officer removed the manacle from the suspect's wrist.
Polis memuru, şüphelinin bileğindeki kelepçeyi çıkardı.

More Sentences
kelepçe clamp i.
Picking the lock on the clamps is surprisingly easy.
Kelepçelerin kilidini açmak şaşırtıcı derecede kolaydır.

More Sentences
Konuşma Dili
kelepçe cuffs i.
The police officers put the cuffs on Tom.
Polis memurları Tom'a kelepçe taktı.

More Sentences
Teknik
kelepçe clamp i.
I had to use clamps.
Kelepçe kullanmak zorunda kaldım.

More Sentences
Yaygın Kullanım
kelepçe handcuff i.
Genel
kelepçe cuff i.
kelepçe bracelet i.
kelepçe handcuff i.
kelepçe wristlet i.
kelepçe cleat i.
kelepçe darbies i.
kelepçe pipe clip i.
kelepçe strap i.
kelepçe band i.
kelepçe collar i.
kelepçe jubilee clip i.
kelepçe nippers i.
kelepçe clinch i.
kelepçe sleevehand [obsolete] i.
Hukuk
kelepçe handlock i.
kelepçe cuff i.
kelepçe handcuff i.
kelepçe manacle i.
Teknik
kelepçe clips i.
kelepçe clip i.
kelepçe dog i.
kelepçe yoke i.
kelepçe clamp sleeve i.
kelepçe bracket i.
kelepçe collar clamp i.
kelepçe shackle i.
Otomotiv
kelepçe hanger i.
kelepçe clamp i.
kelepçe locking clamp i.
Askeri
kelepçe handcuff i.
Argo
kelepçe bracelets i.

"kelepçe" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 88 sonuç

Türkçe İngilizce
Genel
kelepçe takmak handcuff f.
Handcuffing an artist is quite disrespectful.
Bir sanatçıya kelepçe takmak oldukça saygısızca.

More Sentences
ayak bileğindeki kelepçe ankle bracelet i.
kırık bir kelepçe a broken handcuff i.
kelepçe halkası clamping ring i.
kelepçe halkası clamp ring i.
çapa kelepçe crown shackle i.
elektronik kelepçe electronic bracelet i.
el veya ayaklar için metal zincir kelepçe chains i.
bir çift plastik halkadan oluşan kelepçe zip cuffs i.
plastik kayışlı kelepçe plastic handcuffs i.
plastik kayışlı kelepçe plasticuffs i.
plastik kayışlı kelepçe flexicuffs i.
plastik kayışlı kelepçe flex cuffs i.
plastik kayışlı kelepçe double cuffs i.
paspasın saçaklarını veya bezini tutmak için kullanılan kelepçe mop head i.
paspasın bezini bir arada tutan kelepçe mophead i.
babafingo çubuğunun alt ucunu sabit tutmak için kullanılan mafsallı demir kelepçe gate i.
kelepçe takmak manacle f.
kelepçe vurmak handcuff f.
Konuşma Dili
kelepçe pozisyonu al assume the position expr.
Deyim
altın kelepçe golden handcuffs i.
kelepçe takmak collar (someone) f.
Ticaret/Ekonomi
platin kelepçe platinum handcuff i.
Hukuk
ters kelepçe handcuffing behind the back i.
ters kelepçe rear-handcuffing i.
elektronik kelepçe ankle monitor i.
Teknik
tutucu kelepçe retaining clamp i.
kelepçe tespit somunu clamp retaining nut i.
kelepçe bileziği clamp segment i.
kelepçe segmanı tensioning segment i.
kelepçe papucu clamp shoe i.
kelepçe cıvatası pinch bolt i.
yaylı kelepçe spring clamp i.
kelepçe halkası tensioning ring i.
vidalı kelepçe screw clamp i.
çift kelepçe double clamp i.
yarım kelepçe halkası clampring half i.
kelepçe somunu tensioning nut i.
kılavuz kelepçe guide clamp i.
yarım kelepçe half clamp i.
kelepçe tabanı tensioning lug i.
kelepçe cıvatası tensioning bolt i.
kelepçe pimi tensioning din i.
kelepçe civatası clamp bolt i.
kelepçe cıvatası strap bolt i.
kelepçe kuplajlı flanş clamp coupling flange i.
kelepçe cıvatası damp bolt i.
kelepçe içi lastik yatak collar saddle i.
kelepçe halkası clamping ring i.
dövme kelepçe forged shackle i.
manivelalı kelepçe toggle clamp i.
kelepçe tipi bağlantılar shackle type connectors i.
hareketli kelepçe swivel coupler i.
v-kelepçe v-clamp i.
kelepçe braketi clamp bracket i.
plastik kelepçe bandı plastic cable tie i.
makine tahrik kayışının uçlarını birleştirmek için kullanılan ince deriden kayış veya bir dizi metal kelepçe lacing i.
merdane baskı makinesinde tipman tabakasını sabit tutan metal bir kelepçe bail i.
çubuk kelepçe bar clamp i.
tezgah üzerindeki işi sabit tutmaya yarayan kelepçe bench clamp i.
ferrule kelepçe ferrule i.
paslanmaz klemp kelepçe ferrule i.
bir mengene veya kelepçe ile bağlamak clamp f.
kelepçe bağlantılı ring-joint gasket s.
Elektrik
enjeksiyon kelepçe metodu injection clamp method i.
İnşaat
yastıklı kelepçe cushioned clamp i.
Otomotiv
kelepçe plakası clamp plate i.
plastik kelepçe bandı plastic clamp band i.
kelepçe plaka cıvatası clamp plate bolt i.
fren hortumu kelepçe cıvatası brake hose mounting bolt i.
vites değiştirme çubuğu kelepçe cıvatası shift rod clamp bolt i.
distribütör kelepçe cıvatası distributor clamp bolt i.
kelepçe pensesi clamp pliers i.
hortum kelepçe pensesi hose clamp pliers i.
tek kulak kelepçe wing hose clamp i.
v kelepçe v band clamp i.
kulaklı kelepçe ear pinch clamp i.
Denizcilik
zinciri çıpanın halkasına sabitlemeye yarayan kelepçe anchor shackle i.
zinciri çıpanın halkasına sabitlemeye yarayan kelepçe bending shackle i.
kelepçe çivileri clamp nails i.
Maden
kelepçe tipi bağlantı elemanları shackle type connector units i.
Hayvancılık
zapt etmek için atın ayağına takılan kelepçe trammel i.
ineğin boynuna takılan kelepçe headstock i.
Tütün
iğneli kelepçe clamp block i.
Tarih
iskoçya'da 16. ve 18. yüzyıl arasında binalarda, direklerde veya ağaçlarda kullanılan demir kelepçe jougs [scotland] i.
iskoçya'da 16. ve 18. yüzyıl arasında binalarda, direklerde veya ağaçlarda kullanılan demir kelepçe juggs [uk] i.
Askeri
kelepçe vurmak handcuff f.
Müzik
telli çalgıların sapına takılarak son perdenin ileri çekilmesini sağlayan kelepçe capo tasto i.