lehine - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

lehine



"lehine" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 18 sonuç

Türkçe İngilizce
General
lehine in countenance zf.
lehine on behalf of ed.
lehine in support of ed.
lehine for the good of ed.
lehine for the benefit of ed.
lehine to ed.
lehine by ed.
lehine in favor of ed.
Phrases
lehine in someone's favour expr.
lehine in someone's favor expr.
lehine in favor of expr.
lehine in one's favour expr.
lehine in favour of expr.
Colloquial
lehine of benefit expr.
Idioms
lehine in favour of ed.
lehine on your side expr.
Trade/Economic
lehine in favor of expr.
Law
lehine in favour of expr.

"lehine" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 143 sonuç

Türkçe İngilizce
General
terör örgütü lehine slogan atan göstericiler protesters chanting pro-terrorist slogans i.
lehine olmak militate in favor of f.
biri lehine yürürlüğe girmek enure to the benefit of somebody f.
lehine çevirmek (birini) prejudice someone in favor of f.
durumu birinin lehine çevirmek tip the scales in someone's favor f.
lehine sonuçlanmak result in one's favor f.
lehine hüküm ifade etmek inure to the benefit of f.
lehine karar vermek decide in favor of f.
birinin lehine dönmek turn out to one's advantage f.
lehine kullanmak husband f.
lehine olmak go f.
(başka birinin lehine) terfiden vazgeçmek overslaugh f.
(başka birinin lehine) atanma hakkından vazgeçmek overslaugh f.
bir şey lehine etkilemek incline f.
(teklifin) lehine konuşmak support f.
lehine olan committed s.
bir kimse lehine in one's books expr.
Phrasals
birinin ya da bir şeyin lehine eylem yapmak clamor for someone or something f.
lehine olmak go for f.
birinin/bir şeyin lehine karar vermek award something to someone or something f.
lehine karar vermek find for f.
(birinin) lehine karar vermek find for (someone or something) f.
(birinin) lehine/avantajına (bir şey) olmak have (something) going for (one) f.
lehine/lehinde karar vermek rule for f.
(birinin/bir şeyin) lehine/lehinde karar vermek rule for (someone or something) f.
(biri/bir şey) lehine/yararına (bir şey) söylemek say (something) for (someone or something) f.
lehine şahitlik yapmak testify for f.
(birinin/bir şeyin) lehine şahitlik yapmak testify for (someone or something) f.
Phrases
bir şeyi birinin/bir şeyin lehine çevirmek slant something toward someone or something f.
bir şeyi birinin/bir şeyin lehine çevirmek slant something in favor of someone or something f.
kendi lehine in one's favour expr.
-in lehine in favor of expr.
(biri/bir şey) lehine in favor of (someone or something) expr.
Colloquial
bir şekilde, bir şeye karşı, bir şey lehine kullanılabilecek bilgi ammo i.
birinin lehine karar verilmek go in one's favour f.
Idioms
iki taraf arasında üçüncü tarafın lehine olacak şekilde yapılan her türlü çıkar anlaşması sweetheart contract i.
olayların bir tarafın lehine/avantajına değişmesi turn of the tide i.
olayların bir tarafın lehine/avantajına değişmesi turning of the tide i.
birinin lehine konuşmak put a good word in for someone f.
devlet lehine şahitlik etmek turn state's evidence f.
devlet lehine şahitlik etmek turn queen's evidence f.
devlet lehine şahitlik etmek turn king's evidence f.
hem lehine hem de aleyhine olmak cut both ways f.
hem lehine hem de aleyhine olmak cut two ways f.
lehine dönüşmek go in someone's favour f.
lehine değişmek go in someone's favor f.
lehine dönmek go in someone's favor f.
lehine dönüşmek go in someone's favor f.
lehine karar vermek rule for someone f.
lehine değişmek go in someone's favour f.
lehine karar vermek find for someone f.
lehine karar vermek rule in favor of someone f.
lehine dönmek go in someone's favour f.
sandığa sahte oy atmak suretiyle veya başka türlü bir numara ile seçimi lehine çevirmeye çalışmak stuff the ballot box f.
(birine karşı) avantajı kendi lehine çevirmek turn the tables on someone f.
durumu (başka birinin/bir şeyin) lehine çevirmek stack the cards in the favor of (someone or something) f.
durumu (başka birinin/bir şeyin) lehine olacak şekilde düzenlemek stack the cards in the favor of (someone or something) f.
durumu (başka birinin/bir şeyin) lehine çevirmek stack the deck in the favor of (someone or something) f.
durumu (başka birinin/bir şeyin) lehine olacak şekilde düzenlemek stack the deck in the favor of (someone or something) f.
durumu (başka birinin/bir şeyin) lehine çevirmek stack the odds in (someone's or something's) favor f.
durumu (başka birinin/bir şeyin) lehine olacak şekilde düzenlemek stack the odds in (someone's or something's) favor f.
hileyle (başka birinin/bir şeyin) lehine çevirmek stack the odds in (someone's or something's) favor f.
durumu (başka birinin/bir şeyin) lehine çevirmek stack the odds in the favor of (someone or something) f.
durumu (başka birinin/bir şeyin) lehine olacak şekilde düzenlemek stack the odds in the favor of (someone or something) f.
hileyle (başka birinin/bir şeyin) lehine çevirmek stack the odds in the favor of (someone or something) f.
kuralları kendi lehine ve başkasının aleyhine değiştirmek move the yardsticks f.
lehine bir şeyi olmak have something on your side f.
kuralları/parametreleri kendi tarafına/lehine döndürmek move the yardsticks f.
(birinin) lehine olmak be in (one's) favor f.
kendi lehine olacak şekilde çarpıtmak bend the truth f.
(birinin) lehine olmak/karar verilmek go in (one's) favor f.
lehine dönüşmek go in favor f.
lehine dönmek go in favor f.
lehine değişmek go in favor f.
birinin lehine olmak go somebody's way f.
birinin lehine hile yapmak load the dice in favour of someone f.
(birinin) lehine konuşmak put in a good word (for one) f.
birinin/bir şeyin lehine konuşmak put in a good word for someone/something f.
-in lehine karar vermek rule in favor of f.
(birinin/bir şeyin) lehine karar vermek rule in favor of (someone or something) f.
(bir şeyi birinin) lehine çevirmek turn (something) to (one's) advantage f.
bir şeyi lehine/avantajına çevirmek turn something to your advantage f.
zaman (birinin) lehine time is on one's side expr.
her şey (birinin/bir şeyin) lehine the cards are stacked in (someone's or something's) favor expr.
tüm şartlar (birinin) bir şeyin lehine the cards are stacked in (someone's or something's) favor expr.
her şey (birinin/bir şeyin) lehine the odds are stacked in favor of (someone or something) expr.
tüm şartlar (birinin) bir şeyin lehine the odds are stacked in favor of (someone or something) expr.
(birinin) lehine in (one's) favor expr.
birinin/bir şeyin lehine/lehinde in somebody's/something's favour expr.
durum (birinin/bir şeyin) lehine değil the cards are stacked against (someone or something) expr.
durum/ihtimaller (birinin/bir şeyin) lehine değil the cards/odds are stacked against somebody/something expr.
şartlar (birinin/bir şeyin) lehine the odds are stacked in (someone's or something's) favor expr.
Speaking
zaman senin lehine time is on your side expr.
Trade/Economic
terazi kefelerinden birinde alıcının lehine olacak şekilde ağırlık fazlalığı turn of the scale i.
başkası lehine oy kullanma proxy vote i.
bir başkası lehine oy kullanma proxy vote i.
gerçek alış verişle ilgili olmayarak bir kimse lehine düzenlenen kısa vadeli bono accommodation bill i.
lehine mal bırakılan kişi legatee i.
lehine temlik yapılan kişi assignee i.
lehine ipotek verilen kişi mortgagee i.
lehine istifa olunan resignee i.
maddi menfaati olmayan bir kimse lehine yapılan hayat sigortası gambling policy i.
ortaklar, iştirakler ve bağlı ortaklıklar lehine verilen garanti, taahhüt, kefalet, aval, ciro gibi yükümlülüklerin tutarı amount of obligations granted such as guarantees, commitments, bailments, endorsements in favour of the shareholders, participations and subsidiaries i.
ödemeler bilançosu kayıtlan açısından ülke üzerinde yabancılar lehine alacak hakkı doğuran işlemler debit i.
arz talep dengesini arzın gerisinde kalan talep lehine etkileyen kapasite overhang i.
Law
başkası lehine şart contract for benefit of third person i.
başkası lehine sözleşme contract for benefit of third person i.
büyük daire lehine yargı yetkisinden feragat relinquishment in favour of the grand chamber i.
bir kimsenin kendi lehine yaptığı beyan self serving declaration i.
devlet lehine tanıklık state's evidence i.
davacının davaya devam etmeyeceğini bildirmesi üzerine davalı lehine verilen karar judgment of nolle prosequi i.
davalı lehine yemin ile doğrulanan beyan affidavit of merits i.
davacının davaya devam etmeyeceğini bildirmesi üzerine davalı lehine verilen karar nol pros i.
gayrimenkul lehine yapılandırılan irtifak real servitude i.
karşı taraf lehine ittihaz olunmuş mahkeme kararına uymama civil contempt i.
malların lehine terk edildiği şahıs abandonee i.
lehine hüküm verilen taraf prevailing party i.
lehine vasiyet edilen legatee i.
lehine gayrimenkul vasiyet edilen devisee i.
lehine mal bırakılan kişi specific legatee i.
sanık lehine tanıklık eden kimse witness for the defence i.
sanık lehine temyiz appeal on behalf of accused i.
şüphenin ilgili lehine yorumlanması benefit of the doubt i.
taraflardan birinin lehine verilen kararda yapılan hata invited error i.
üçüncü kişi lehine kontrat third party beneficiary contract i.
taşınmaz lehine irtifak hakkı easement appurtenant i.
devlet lehine tanıklık queen's evidence i.
ihlal edilen veya tehdit edilen bir hakkın mahkemece hak arayan lehine sonuçlandırılmasını talep eden bir tür dava declarator i.
(ingiliz mahkemelerinde) kraliyet lehine tanıklık crown's evidence i.
davalı lehine şahitlik yapmak testify for the defense f.
davacı lehine şahitlik yapmak testify for the prosecution f.
lehine hüküm verilen prevailing s.
bir taraf lehine ex parte expr.
başka gayrimenkulün lehine for the benefit of another immovable expr.
malik lehine in favour of owner expr.
sanık lehine on behalf of accused expr.
sanık lehine in favour of accused expr.
Politics
demokrat parti adayları lehine gerçekleşen oy dalgası blue wave i.
bir şey lehine oy verenler yeas i.
seçim bölgelerinin sınırlarını belirli bir siyasi parti lehine değiştirme gerrymandering i.
gizlice iktidar partisi lehine çalışan muhalefet controlled opposition i.
Slang
oyunun dengesini kendi lehine değiştirmek break f.
Modern Slang
tüm avantajlar lehine olduğu halde işleri berbat etme agincourt i.