Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
make do
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"make do"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 5 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
make do
f.
yetiştirmek
2
Genel
make do
f.
yetinmek
3
Genel
make do
f.
idare etmek
4
Genel
make do
f.
var olanla idare etmek
5
Genel
make do
f.
var olanla yetinmek
"make do"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 108 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
make-do
i.
temin edilemeyen bir şeyin ikamesi
2
Genel
make-do
i.
geçici çare
3
Genel
make somebody do a tiresome job
f.
pösteki saydırmak
4
Genel
make do with
f.
ile idare etmek
5
Genel
make do with
f.
ile yetinmek
6
Genel
make a vow to do something
f.
bir şey yapmaya ant içmek
7
Genel
make it do
f.
idare etmek
8
Genel
make do with something
f.
ile idare etmek
9
Genel
make it possible (for somebody) to do something
f.
zemin sunmak
10
Genel
make (someone) straighten up and do as he is supposed to do
f.
yola getirmek
11
Genel
make someone do something
f.
birisine bir şey yaptırmak
12
Genel
make so bold as to do something
f.
(bir şeyi yapmak için) cesaretini toplamak
13
Genel
make so bold as to do something
f.
(bir şeyi yapmaya) cesareti olmak
14
Genel
make ready to do
f.
yapmaya hazırlanmak
15
Genel
make-do
s.
ikame eden
16
Genel
make-do
s.
geçici olarak kullanılan
Phrases
17
İfadeler
smooth seas do not make good sailors
expr.
dalgasız denizde usta denizci yetişmez
Proverb
18
Atasözü
two wrongs do not make a right
iki yanlış bir doğru etmez
19
Atasözü
two wrongs do not make a right
iki yanlıştan bir doğru çıkmaz
20
Atasözü
clothes do not make the man
kıyafet seni adam etmez
21
Atasözü
clothes do not make the man
eşeğe altın semer vursan eşek yine eşektir
Colloquial
22
Konuşma Dili
make a to-do about something
f.
mesele yapmak
23
Konuşma Dili
make do and mend
f.
idare etmek
24
Konuşma Dili
make do and mend
f.
onarıp kullanmak
25
Konuşma Dili
make arrangements to do something
f.
bir şeyi yapmak için planlama yapmak
26
Konuşma Dili
make arrangements to do something
f.
bir şeyi yapmak için gerekli ayarlamaları yapmak
27
Konuşma Dili
(do) (you) want to make something of it?
expr.
ne yapacaksın?
28
Konuşma Dili
(do) (you) want to make something of it?
expr.
sanki bir şey yapacaksın/yapabileceksin
29
Konuşma Dili
(do) (you) want to make something of it?
expr.
kavga mı/kapışmak mı istiyorsun?
30
Konuşma Dili
(do) (you) want to make something of it?
expr.
gel kapışalım
31
Konuşma Dili
what do you make of (someone or something)?
expr.
(biri/bir şey) hakkından e düşünüyorsun?
32
Konuşma Dili
what do you make of (someone or something)?
expr.
(birini/bir şeyi) nasıl buldun?
33
Konuşma Dili
what do you make of (someone or something)?
expr.
(birini/bir şeyi) nasıl değerlendiriyorsun?
34
Konuşma Dili
what do you make of (someone or something)?
expr.
(biri/bir şey) hakkındaki düşüncen nedir?
35
Konuşma Dili
what do you make of (someone or something)?
expr.
(biri/bir şey) ne sence?
Idioms
36
Deyim
make every effort to do
f.
elinden geleni yapmak
37
Deyim
make every effort to do
f.
her çareye başvurmak
38
Deyim
make it one's business to do something
f.
kendine vazife edinmek
39
Deyim
make do with
f.
yasak savmak
40
Deyim
make it a point to (do something)
f.
(bir şeyi yaptığından) emin olmak
41
Deyim
make so bold (as to do something)
f.
haddini aşmayacaksa (bir şey yapmak)
42
Deyim
make so bold (as to do something)
f.
haddini aşmak gibi olmazsa (bir şey yapmak)
43
Deyim
make so bold (as to do something)
f.
haddi olmadan (bir şey yapmak)
44
Deyim
make a mental note of something/to do something
f.
bir şeyi/bir şey yapmayı unutmamaya çalışmak
45
Deyim
make a mental note of something/to do something
f.
bir şeyi/bir şey yapmayı aklına yazmak
46
Deyim
make an effort (to do something)
f.
(bir şey yapmaya) çabalamak
47
Deyim
make an effort (to do something)
f.
(bir şey yapmaya) gayret etmek
48
Deyim
make an effort (to do something)
f.
(bir şey yapmaya) uğraşmak
49
Deyim
make arrangements to do
f.
-i yapmak için planlama yapmak
50
Deyim
make arrangements to do
f.
i yapmak için gerekli ayarlamaları yapmak
51
Deyim
make arrangements to do
f.
'-i yapmak için bazı düzenlemeler yapmak
52
Deyim
make as if to (do something)
f.
(bir şey yapacakmış) gibi yapmak
53
Deyim
make as if to (do something)
f.
(bir şey yapar) gibi yapmak
54
Deyim
make as if to (do something)
f.
(bir şey yapma) süsü vermek
55
Deyim
make as if to (do something)
f.
(bir şey yapacak) gibi davranmak
56
Deyim
make as if to do
f.
yapacakmış gibi yapmak
57
Deyim
make as if to do
f.
yapar gibi yapmak
58
Deyim
make as if to do
f.
yapma süsü vermek
59
Deyim
make as if to do
f.
yapacak gibi davranmak
60
Deyim
make every effort (to do something)
f.
(bir şey yapmak için) elinden geleni yapmak
61
Deyim
make every effort (to do something)
f.
(bir şey yapmak için) her çareye başvurmak
62
Deyim
make every effort (to do something)
f.
(bir şey yapmak için) her yolu denemek
63
Deyim
make every effort (to do something)
f.
(bir şey yapmak için) çok büyük çaba sarf etmek
64
Deyim
make it a rule to (do something)
f.
(bir şey yapmayı) prensip edinmek
65
Deyim
make it a rule to (do something)
f.
(bir şey yapmayı) kural haline getirmek
66
Deyim
make it a rule to (do something)
f.
(bir şey yapmayı) kural edinmek
67
Deyim
make it a rule to (do something)
f.
(bir şey yapmayı) sürekli hale getirmek
68
Deyim
make like a (something) and (do something)
f.
hemen/derhal terk etmek
69
Deyim
make like a (something) and (do something)
f.
toz olmak
70
Deyim
make like a (something) and (do something)
f.
uzamak
71
Deyim
make like a (something) and (do something)
f.
basıp gitmek
72
Deyim
make like a (something) and (do something)
f.
sıvışmak
73
Deyim
make like a (something) and (do something)
f.
çekip gitmek
74
Deyim
make like a (something) and (do something)
f.
fıymak
75
Deyim
make like a (something) and (do something)
f.
tüymek
76
Deyim
make ready to (do something)
f.
(bir şey yapmaya) hazırlanmak
77
Deyim
make ready to (do something)
f.
(bir şey yapmak) için kolları sıvamak
78
Deyim
make every effort to do
expr.
her yolu denemek
79
Deyim
clothes do not make the man
expr.
kürk ile börk ile adam olunmaz
80
Deyim
wild horses (would not make you do something)
expr.
dünyada
81
Deyim
wild horses (would not make you do something)
expr.
dünya yansa
82
Deyim
wild horses (would not make you do something)
expr.
feriştahı gelse
Speaking
83
Konuşma
why do you always make a list before shopping?
expr.
alışveriş öncesi neden hep bir liste yapıyorsun?
84
Konuşma
do I make myself clear?
expr.
anlaşıldı mı?
85
Konuşma
do I make myself clear?
expr.
anlatabiliyor muyum
86
Konuşma
do I make myself perfectly clear?
expr.
anlatabiliyor muyum?
87
Konuşma
don't make me do this
expr.
bana bunu yaptırtma
88
Konuşma
what do you make of that?
expr.
bundan ne anlam çıkarıyorsun?
89
Konuşma
do you have to make so much noise?
expr.
bu kadar çok ses çıkartmak zorunda mısın?
90
Konuşma
do some research and make some calls
expr.
biraz araştırma ve birkaç arama yap
91
Konuşma
try to make do with this for now
expr.
bununla idare ediver şimdilik
92
Konuşma
try to make do with this
expr.
bununla idare ediver işte
93
Konuşma
don't make me do this
expr.
beni bunu yapmaya zorlama
94
Konuşma
what would make me happy has nothing to do with money
expr.
beni mutlu edecek şeyin parayla ilgisi yok
95
Konuşma
do you want to make something of it?
expr.
erkeksen al/yap gibi meydan okuma ifade eden bir söz
96
Konuşma
try to make do
expr.
idare ediver
97
Konuşma
try to make do
expr.
idare et (işte)
98
Konuşma
you make a better door than you do a window
expr.
önümü kapatıyorsun
99
Konuşma
you make a better door than you do a window
expr.
manzarayı kapatıyorsun
100
Konuşma
do I make myself clear?
expr.
kendimi açıkça ifade edebildim mi?
101
Konuşma
why do you have to make everything so difficult?
expr.
neden her şeyi bu kadar zorlaştırıyorsunuz ki?
102
Konuşma
why do you have to make everything so difficult?
expr.
neden her şeyi bu kadar zorlaştırıyorsun ki?
103
Konuşma
why do you have to make everything so difficult?
expr.
niye her şeyi bu kadar zorlaştırıyorsunuz ki?
104
Konuşma
don’t do something to make him suspicious
expr.
onu şüphelendirecek bir şey yapma
105
Konuşma
why do you have to make everything so difficult?
expr.
niye her şeyi bu kadar zorlaştırıyorsun ki?
106
Konuşma
how much money do you make?
expr.
ne kadar kazanıyorsun?
107
Konuşma
what do you make of all this?
expr.
sen ne diyorsun bu işe?
Law
108
Hukuk
do not make illegal copies of disc
expr.
bu diski yasadışı çoğaltmayın
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of make do
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy