İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | meddle f. | karışmak | ||
He is a guy meddling with other people's affairs. O, başkalarının işlerine karışan birisidir. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | meddle f. | kurcalamak | ||
I used to hate the children meddling with my toys. Eskiden oyuncaklarımı kurcalayan çocuklardan nefret ederdim. More Sentences |
||||
Genel | meddle f. | karışmak (birisinin işine) | ||
Genel | meddle f. | burnunu sokmak | ||
Genel | meddle f. | dikkatsizce veya cahilce idare etmek | ||
Genel | meddle f. | oynamak |