native - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

native

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"native" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 24 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
native s. yerli
General
native i. yerli kimse
native i. yerli hayvan
native i. yerli mal
native s. doğuştan
native s. doğuştan olan
native s. fıtri
native s. doğma büyüme
native s. basit
native s. doğal
native s. asıl
native s. yerel
native s. bağımsız
native s. yerli
native s. tabii
native s. ana (dil)
native s. bir yere özgü (bitki ya da hayvan)
native s. bölgesel
Trade/Economic
native s. mahalli
Technical
native s. yerli
Computer
native s. belirli bir bilgisayar türüyle kullanım için tasarlanan
native s. belirli bir uygulama programına dahil olan
Mining
native s. nabit
Medical
native s. natif

"native" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 233 sonuç

İngilizce Türkçe
General
native language i. anadili
legendary native country of turks i. ergenekon
native behaviour i. tabii davranış
native language i. doğal dil
native shore i. vatan
one's native soil i. anavatan
native country i. vatan
native country i. yurt
native land i. anayurt
native language and education i. doğal dil ve eğitim
native races i. yerli ırklar
native ability i. allah vergisi yetenek
native citizen i. doğuştan uyrukluk hakkı olan kimse
native forest i. yerli orman
native code compiler i. yerli kod derleyicisi
native land i. vatan
native land i. anavatan
native tongue i. anadili
native of this place i. buralı
native fluency i. ana dil seviyesinde olma
native fluency in english i. ana dil seviyesinde ingilizce
native of germany i. almanyalı
native culture i. yerel kültür
native race i. yerel ırk
native population i. yerli halk
native language i. ana dil
native plant i. bir ülkede yetişen bitki
native speaker i. ana dilini konuşan kişi
native material i. doğal gereç
native country i. anayurt
native plant i. yerli bitki
native country i. anavatan
native languages i. anadiller
native land i. memleket
native feather i. kızılderili tüyü
native american i. kızılderili
non-native speakers of english i. ana dili ingilizce olmayan insanlar
native speaker teachers of english i. ana dili ingilizce olan öğretmenler
native speaker of english i. ana dili ingilizce olan insan
native speakers of english i. ana dili ingilizce olan kişiler
native speaker of english i. ana dili ingilizce olan kimse
native speaker of english i. ana dili ingilizce olan kişi
non-native speaker teachers of english i. ana dili ingilizce olmayan öğretmenler
non-native speaker of english i. ana dili ingilizce olmayan kimse
non-native speakers of english i. ana dili ingilizce olmayan kişiler
native speakers of english i. ana dili ingilizce olan insanlar
non-native speaker of english i. ana dili ingilizce olmayan insan
non-native speaker of english i. ana dili ingilizce olmayan kişi
native american i. amerika yerlisi
native ability i. doğal yetenek
native food i. yerli yemek
native language i. ana dil
alaska native i. alaska yerlisi
alaskan native i. alaska yerlisi
native alaskan i. alaska'nın yerli halklarından olan kimse
native alaskan i. alaska yerlisi
native american healing i. kızılderili kabilelerinde uygulanan iyileştirici yöntem ve ritüeller
native canadian i. kanada'da doğmuş kimse
native canadian i. kanada'da doğmuş kızılderili veya ınuit kökenli kimse
native daughter i. belirli bir yerde doğmuş veya büyümüş olan kadın için o yerle bağlantılı olarak kullanılan ifade
native hawaiian i. hawaii adaları'ndaki yerli polinezya halkının üyesi veya soyundan olan kimse
native son i. belirli bir yerde doğmuş veya büyümüş olan erkek için o yerle bağlantılı olarak kullanılan ifade
non-native i. yerli olmayan kimse
native born s. doğma büyüme
native to s. -e özgü
native-born s. yerli
native-born s. doğma büyüme
non-native s. yerli olmayan
non-native s. bulunduğu yerin dili ana dili olmayan
non-native s. bulunduğu yerde doğmuş olmayan
non-native s. bulunduğun yerin vatandaşı olmayan
non-native s. bulunduğu yerde doğmamış olan
native american s. amerikan yerlileri, kültürleri veya dilleri ile ilgili olan
native to s. -ın yerlisi
Idioms
(someone's) native soil i. (birinin) anavatanı
(someone's) native soil i. (birinin) memleketi
go native f. bir yerin yerlisi gibi olmak
go native f. bir yerin yerlilerinin davranışlarını, yaklaşımını, özelliklerini benimsemek
go native f. başkalarının yaşam biçimini benimsemek
go native f. kendininkinden daha az gelişmiş bir ülkenin kültürünü benimsemek
go native f. yerli gibi yaşamak
go native f. yerlilerin yaşam tarzını benimsemek
go native f. yerli kültürünü benimsemek
go native f. daha ilkel bir toplumun yaşam tarzını benimsemek
go native f. kendi kültürünü, yaşam tarzını, geleneklerini bırakıp yaşadığı/göç ettiği yeni yerin yaşam tarzını, kültürünü, geleneklerini benimsemek
go native f. bir yerin yerlisi gibi yaşamaya ve davranmaya çalışmak
go native f. göç ettiği/taşındığı yerin yerlisi gibi yaşamaya ve davranmaya çalışmak
Speaking
don't go native on me expr. bana yerli gibi davranma
Trade/Economic
native citizen i. doğuştan yurttaş olanlar
native view f. kendi bilgisayarında görmek
Politics
native american party i. amerikan partisine benzer ilkelere sahip kısa ömürlü bir siyasi parti
native citizen i. doğumdan beri vatandaş olan kimse
native citizen i. doğuştan vatandaş
native american s. amerikan yerlilerinin haklarını koruyacak uygulamaları destekleyen (parti)
Advertising
native advertising i. bulunduğu platformun formatında içeriğin doğallığı bozulmadan verilen reklam
native ad i. bulunduğu platformun formatında içeriğin doğallığı bozulmadan verilen reklam
native advertising i. doğal reklam
native ad i. doğal reklam
Technical
native metal i. doğal arı metal
native arsenic i. doğal arsenik
native manganese i. doğal manganez
native alumina i. doğal alumina
native gold i. doğal altın
native silver i. doğal gümüş
native platinum i. doğal platin
native pyrite i. doğal pirit
native bismuth i. doğal bizmut
native tellurium i. doğal telluryum
native iron i. doğal demir
native antimony i. doğal antimuan
native metal i. doğal metal
native amalgam i. doğal amalgam
native mercury i. doğal cıva
native copper i. doğal bakır
native device i. gerekli aygıt
native asphalt i. tabii asfalt
native digits i. yerli basamaklar
native mode domain i. yerli kip etki alanı
Computer
native language i. anadil
native error i. ana hata
native truetype i. doğal truetype
native data i. özgün veri
native character set i. yerli karakter takımı
in native format expr. geçerli biçimde
save native picture formats only expr. sadece özgün resim biçimlerini kaydet
save native picture formats only expr. sadece doğal resim biçimlerinde kaydet
Informatics
native code i. makine kodu
native language i. sisteme özgül dil
native file format i. yerli dosya yapısı
native data type i. yerli veri türü
native compiler i. yerli derleyici
native code i. yerli kod
native code generator i. yerli kod üretici
Telecom
native android picker i. android seçim menüsü
raw native interface i. ham doğal arayüz
native ios picker i. ios seçim menüsü
native signal processing i. yerel işareti işleme
native client interface architecture i. yerel  istemci arayüz mimarisi
Television
native resolution i. gerçek çözünürlük
Traffic
native asphalt i. doğal asfalt
Mining
native paraffin i. ozokerit
native paraffin i. kumtaşlarındaki düzensiz damarlarda bulunan ve elektrik yalıtımında kullanılan bir hidrokarbon mumu
Food Engineering
native starch i. doğal nişasta
Chemistry
native sulfur i. kükürdün eski adı
native sulphur i. kükürdün eski adı
Biology
non-native species i. egzotik tür
Biochemistry
native formation i. doğal biçim
Marine Biology
native conformation i. doğal biçim
native stock i. yerli stok
native fishery i. yerli balıkçılık
non-native s. aşılanan
Zoology
native cat [aus] i. avustralya'ya özgü, dasyurus cinsine mensup kedi benzeri etçil bir hayvan
native cat (dasyurus viverrinus) i. avustralya ve tazmanya'da ağaçlarda yaşayan, kedi benzeri etobur keseli bir hayvan
native devil (sarcophilus harrisii) i. tasmanya canavarı
native dog (canis lupus dingo) i. dingo
native dog (canis lupus dingo) i. avustralya yabani köpeği
native rabbit (macrotis lagotis) i. biçim ve boyut olarak tavşana benzeyen, avustralya'ya özgü keseli bir hayvan
native sloth (phascolarctos cinereus) i. koala
native bear i. koala
Botanic
native pomegranate (capparis arborea) i. narı andıran meyvesi yenen küçük avustralya ağacı
native orange (capparis mitchellii) i. avustralya'da yetişen yabani portakal
native beech (flindersia australis) i. avustralya'ya özgü, odunu sert ve sağlam olan uzun bir kereste ağacı
native bread (laccocephalum mylittae) i. avustralya'ya özgü trüf benzeri büyük bir yeraltı mantarı
native cranberry (astroloma humifusum) i. kızıl çiçekleri ve kızılcık benzeri etli meyvelere olan bodur bir ağaççık
native fuchsia (fuchsia excorticata) i. üzerinde kestane çiçekleri olan, kışın yaprak döken, yeni zelanda'ya özgü bir ağaç
native holly (playlobium obtusangulum) i. üçgen ya da kalp şeklinde turuncu-sarı çiçekleri ve kıvrımlı yassı tohum zarfları olan, yaprak dökmeyen bir çalı
native oak i. iğneli dalları, sarımsı kıvrık yaprakları ve odunsu küçük meyveleri olan avustralya'ya özgü bir ağaç
native orange (citrus australis) i. avustralya halka limi
native orange (citrus australis) i. avustralya parmak limi
native peach i. tatlı veya reçel yapımında kullanılan avustralya'ya özgü kırmızı bir meyve
native peach (owenia acidula) i. nektarin büyüklüğünde asidik meyve veren bir avustralya ağacı
native pear (xylomelum pyriforme) i. kalın odunsu dış kabuğu ve armut şeklinde meyveleri olan bir ağaç
native pomegranate (capparis arborea) i. avustralya'ya özgü meyveleri nara benzeyen küçük bir ağaç
native pomegranate (capparis) i. avustralya'da yetişen, meyvesi yenen nar benzeri bir bitki
native pomegranate (capparis) i. avustralya narı
native hop i. bazen avrupa şerbetçiotu ile karıştırılan amerika yerlisi bir bitki
native cherry (exocarpus cupressiformis) i. sandal ağaçları familyasına ait yenebilir kırmızı meyveli bodur bir avustralya ağacı
native cherry i. sandal ağaçları familyasına ait bodur bir avustralya ağacının yenebilir kırmızı renkli meyvesi
native laurel (pittosporum undulatum) i. avustralya kartopu bitkisi
native laurel (pittosporum undulatum) i. kremsi beyaz çiçekli yaprakları dökülmeyen orta boy bir avustralya ağacı
native laurel (polyscias elegans) i. araliaceae familyasına ait bir avustralya kereste ağacı
native beech (callicoma serratifolia) i. cunoniaceae familyasına ait parlak sarı çiçekleri olan çalımsı bir ağaç
native beech i. nothofagus familyasına ait çeşitli uzun yeni zelanda ağaçlarına verilen ad
native quince i. çok acı kabuğu olan, okaliptüsle bağlantılı çalımsı küçük bir avustralya ağacı
native olive i. avustralya'ya özgü bir zeytin ağacı
native olive i. avustralya zeytini
native olive i. avustralya'ya özgü bir demir ağacı
native mulberry i. beyaz dut
native mulberry i. ak dut
native mulberry i. lifleri kumaş yapımında kullanılan bir avustralya bitkisi
native currant i. myoporum serratum ağacının yenebilir yemişi
native juniper i. bir avustralya ağacı
native myrtle i. bir avustralya ağacı
native willow i. uzun akasya
native box i. bir avustralya dikenli çalısı veya küçük ağacı
native box i. avustralya'ya özgü küçük bir çalı
native hibiscus i. eski dünya'nın tropikal kıyı bölgelerine özgü, ebegümecigiller familyasından olan hafif ve sert odunu kano yapımında ve lifleri halat ve kalafat yapımında kullanılan çalımsı bir ağaç
native fuchsia i. correa cinsi bitki
native guava i. avustralya'da yetişen bir kereste ağacı
Agriculture
native breed i. yerli ırk
native range i. tabii mera
native breeds i. yerli ırklar
native black poplar i. yerli karakavak
native black poplar seedling i. yerli karakavak fidanı
Breeding
native black cattle i. yerli kara sığır
Apiculture
native race i. yerli ırk
Forestry
native bush [nz] i. yerli orman
native tree i. yerli ağaç
Social Sciences
native australian i. avrupalılar gelmeden önce avustralya'da yaşamakta olan koyu tenli ırk
digital native i. dijital teknolojinin başlangıcı veya gelişimi sırasında doğmuş kimse
digital native s. dijital yerli
Linguistics
native language i. anadil
native speaker i. anadil konuşmacısı
native speaker i. anadil konuşuru
native language i. anadili
native speaker i. doğal konuşucu
native word i. yerli sözcük
History
native states i. hintliler tarafından yönetilip kısmen ingiliz otoritesine tabi olan yarı bağımsız eski hindistan eyaletleri
native tribes i. yerli kabileler
Geology
native steel i. yanan kömür seviyesinin azalarak demir cevherini kömürleştirmesiyle oluşan bir tür çelik
Theatre
native american i. amerikan yerlisi
Ornithology
native companion (grus rubicunda) i. avustralya'ya özgü, çıplak yeşilimsi başlı ve boynunda kırmızı şerit olan, gösterişli kur dansıyla bilinen büyük bir turna
native hen (tribonyx mortierii) i. avustralya'ya özgü uçamayan bir kuş
native hen (tribonyx ventralis) i. avustralya'ya özgü, yeşilimsi mavi gagası, parlak kırmızı bacakları ve dik kuyruğu olan büyük göçebe bir kuş
native pheasant (leipoa ocellata) i. mallee tavuğu
native pheasant (leipoa ocellata) i. avustralya'ya özgü tavuk benzeri bir kuş
native thrush (pachycephala olivacea) i. avustralya'ya özgü ötücü bir kuş
native turkey (choriotis australis) i. avustralya'ya özgü toy kuşu
black–tailed native hen (gallinula ventralis) i. kara kuyruklu yer tavuğu
black-tailed native hen i. avustralya'ya özgü, yeşilimsi mavi gagası, parlak kırmızı bacakları ve dik kuyruğu olan büyük göçebe bir kuş
Modern Slang
aho [native american] exclam. merhaba
aho [native american] exclam. teşekkürler
aho [native american] exclam. hepimiz birbirimizle bağlantılıyız