local - Türkçe İngilizce Sözlük

local

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

"local" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 48 sonuç

İngilizce Türkçe
Yaygın Kullanım
local s. lokal
Local anesthesia will be enough.
Lokal anestezi yeterli olacaktır.

More Sentences
local s. yerel
This involves defining targeted local information which is as credible as possible.
Bu da mümkün olduğunca inandırıcı ve hedefe yönelik yerel bilgilerin tanımlanmasını gerektirir.

More Sentences
local s. yerli
We need more local and foreign investors to invest in our companies.
Şirketlerimize yatırım yapacak daha fazla yerli ve yabancı yatırımcıya ihtiyacımız var.

More Sentences
Genel
local i. sakin
We were lucky that the locals were extremely welcoming.
Bölge sakinleri son derece misafirperver olduğu için şanslıydık.

More Sentences
local s. şehir içi
Free local phone calls can be made from the rooms.
Odalardan ücretsiz şehir içi telefon görüşmeleri yapılabilir.

More Sentences
local s. yerli
We developed a completely local and national molecule.
Tamamen yerli ve milli bir molekül geliştirdik.

More Sentences
local s. yerel
I felt there was a danger of the agency taking a slightly imperialist tone towards the local delegation.
Ajansın yerel delegasyona karşı biraz emperyalist bir tavır takınma tehlikesi olduğunu hissettim.

More Sentences
local s. buralı
Tom married a local girl.
Tom buralı bir kızla evlendi.

More Sentences
local s. bölgedeki
Here's a list of local ballet schools.
İşte bölgedeki bale okullarının bir listesi.

More Sentences
Teknik
local s. bölgesel
They were members of the local governments.
Bölgesel yönetimlerin üyeleriydiler.

More Sentences
Bilgisayar
local s. yerel
It is exacerbated when humanitarian aid undermines local farmers and local economies.
İnsani yardım yerel çiftçileri ve yerel ekonomileri zayıflattığında daha da kötüleşir.

More Sentences
Telekom
local s. yerel
It is exacerbated when humanitarian aid undermines local farmers and local economies.
İnsani yardım yerel çiftçilere ve yerel ekonomilere zarar verdiğinde bu durum daha da kötüleşmektedir.

More Sentences
Medikal
local s. bölgesel
Of course there should be local hospitals.
Elbette bölgesel hastaneler olmalı.

More Sentences
local s. lokal
It can be preferred in local applications.
Lokal uygulamalarda tercih edilebilir.

More Sentences
Mutfak
local s. yerli
My recommendation is to look for a spot filled with locals and join in.
Benim tavsiyem yerlilerle dolu bir yer aramak ve katılmak.

More Sentences
Matematik
local s. yerel
It is frequently difficult for temporary residents to obtain local insurance cover at a reasonable price.
Geçici ikamet edenler için makul bir fiyata yerel sigorta teminatı almak genellikle zordur.

More Sentences
Genel
local i. banliyö treni
local i. yerel gazete
local i. yerel haber
local i. semt birahanesi
local i. bölgenin yerlisi
local i. bölgesel tren
local i. bar (bölgedeki)
local s. kısıtlı
local s. sınırlı
local s. mevzii
local s. dar
local s. mahalli
local s. vücudun belirli bir parçası veya özel bir alanına ait
local s. her istasyonda duran tren
local s. kısmi
local s. mevkii
local s. yöresel
Konuşma Dili
local i. bölgesel tren
local f. bölgesel trene binmek
Ticaret/Ekonomi
local i. opsiyon veya vadeli opsiyon borsasında kendi adına sözleşme alım satımı yapan tacir
local i. özel bir taşıyıcı tarafından verilen taşıyıcı damgası
local i. kullanıldığı şehirde önceden iptal edilmiş damga veya kaşe
local i. belirli bir bölgede posta ücreti ödemeye yarayan pul
local s. yöresel
Hukuk
local s. mahalli
Medya
local i. yerel radyo programı
local i. yerel televizyon programı
Bilgisayar
local i. (programlama) yerel kapsamlı tanımlayıcı
Televizyon
local i. tek istasyondan gönderilen program
Medikal
local i. lokal anestezik
local i. lokal anestezi
Askeri
local s. mahal

"local" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

İngilizce Türkçe
Genel
local elections i. yerel seçimler
The October local elections will also be able to provide an important indication of the situation in the region.
Ekim ayında yapılacak yerel seçimler de bölgedeki duruma ilişkin önemli bir gösterge teşkil edebilecektir.

More Sentences
local variable i. yerel değişken
Once the program comes to an end, the local variable gets erased from the memory.
Program sona erdiğinde, yerel değişken bellekten silinir.

More Sentences
local government i. yerel yönetim
Together with the general elections, local government elections were held.
Genel seçimler ile birlikte, yerel yönetim seçimleri yapıldı.

More Sentences
local anesthesia i. lokal anestezi
Local anesthesia is generally considered very safe.
Lokal anestezi genellikle çok güvenli kabul edilir.

More Sentences
local bank i. yerel banka
In many Member States, small local banks play an important role.
Birçok Üye Devlette küçük yerel bankalar önemli bir rol oynamaktadır.

More Sentences
local democracy i. yerel demokrasi
First of all, it shows the limitations of local democracy and, in particular, of land use planning policies.
Her şeyden önce yerel demokrasinin ve özellikle de arazi kullanımı planlama politikalarının sınırlarını göstermektedir.

More Sentences
local history i. yerel tarih
It offers local cuisine, free Wi-Fi and a local history museum.
Yerel yemekler, ücretsiz Wi-Fi ve yerel tarih müzesi sunmaktadır.

More Sentences
local planning i. yerel planlama
We must rely on local action and joint local planning.
Yerel eylemlere ve ortak yerel planlamaya güvenmeliyiz.

More Sentences
local time i. yerel saat
When you view the file information, the date is converted to local time.
Dosya bilgilerini görüntülediğinizde tarih yerel saate dönüştürülür.

More Sentences
local traffic i. yerel trafik
Our goal is to earn outstanding listings on top of your local traffic competitors.
Amacımız, yerel trafik rakiplerinizin üstünde olağanüstü listeler kazanmaktır.

More Sentences
local news i. yerel haberler
Download today and stay informed on world and local news!
Bugün indirin ve dünya ve yerel haberlerden haberdar olun!

More Sentences
local partner i. yerel ortak
It is ready to support NGOs which work with local partners for the elimination of child labour.
AB, çocuk işçiliğinin ortadan kaldırılması için yerel ortaklarla birlikte çalışan STK'ları desteklemeye hazırdır.

More Sentences
local press i. yerel basın
I'll leave that to the local press and the police to decide.
Bunun kararını yerel basına ve polise bırakıyorum.

More Sentences
local culture i. yerel kültür
Local cultures and different ways of living must not be destabilised.
Yerel kültürler ve farklı yaşam biçimleri istikrarsızlaştırılmamalıdır.

More Sentences
local community i. yerel topluluk
They provide substantial support for local communities.
Yerel topluluklar için önemli bir destek sağlıyorlar.

More Sentences
local community i. yerel toplum
This is a major concern of local communities and non-governmental organisations.
Bu, yerel toplumlar ve sivil toplum örgütleri için büyük bir endişe kaynağıdır.

More Sentences
local media i. yerel medya
Monitor local media and adjust your plans based on new information.
Yerel medyayı izleyin ve planlarınızı yeni bilgilere göre ayarlayın.

More Sentences
local paper i. yerel gazete
Read the local paper for upcoming events.
Yaklaşan etkinlikler için yerel gazeteyi okuyun.

More Sentences
local authority i. yerel yönetim
The second issue is that of the responsibilities of the local authorities.
İkinci konu ise yerel yönetimlerin sorumluluklarıdır.

More Sentences
local customs i. yerel gelenekler
These Muslims believe local customs should be more in line with global commemorations like those in Iraq or India.
Bu Müslümanlar, yerel geleneklerin Irak veya Hindistan'daki gibi küresel anma törenleriyle daha uyumlu olması gerektiğine inanıyor.

More Sentences
local level i. yerel düzey
The necessary infrastructure must be established in towns and at regional and local level.
Şehirlerde ve bölgesel ve yerel düzeyde gerekli altyapı oluşturulmalıdır.

More Sentences
local food i. yöresel yemek
How do you find the local food?
Yöresel yemekleri nasıl buluyorsunuz?

More Sentences
local food i. yerel yemek
The restaurant at the Airport Suites Hotel is specialized in local food.
Airport Suites Hotel'in restoranı yerel yemeklerde uzmanlaşmıştır.

More Sentences
local unit i. yerel birim
Each local unit is assigned one compliance officer.
Her yerel birime bir uyum görevlisi atanır.

More Sentences
local calls i. yerel aramalar
Unlimited local calls and Pisco lessons are offered.
Sınırsız yerel aramalar ve Pisco dersleri sunulmaktadır.

More Sentences
local resident i. yerel halk
It is still used by local residents today.
Bugün hala yerel halk tarafından kullanılmaktadır.

More Sentences
local people i. yerel halk
All the local people and all the local authorities there are asking for a multilateral nuclear environment programme.
Oradaki tüm yerel halk ve tüm yerel yetkililer çok taraflı bir nükleer çevre programı talep etmektedir.

More Sentences
local newspaper i. yerel gazete
Local newspapers are in a tough spot.
Yerel gazeteler zor durumda.

More Sentences
Ticaret/Ekonomi
local taxes i. yerel vergiler
Local taxes and other considerations can add to the price tag.
Yerel vergiler ve diğer hususlar fiyat etiketine eklenebilir.

More Sentences
local administration i. yerel yönetimler
The military at all levels put pressure on the local administration to help their preferred candidates.
Her düzeydeki ordu, kendi tercih ettikleri adaylara yardımcı olmaları için yerel yönetimlere baskı yapmaktadır.

More Sentences
local partnership i. yerel ortaklık
I have proposed local partnerships which are open to many different types of actor.
Ben pek çok farklı aktör türüne açık olan yerel ortaklıklar önerdim.

More Sentences
local government i. yerel yönetim
In this respect, it is desirable to deploy local governments and NGOs.
Bu bağlamda, yerel yönetimlerin ve STK'ların devreye sokulması arzu edilmektedir.

More Sentences
local authorities i. yerel yetkililer
It is alleged that local authorities have tried to force highlanders to renounce their deeply held beliefs.
Yerel yetkililerin dağlıları derin inançlarından vazgeçmeye zorladıkları iddia edilmektedir.

More Sentences
local manufacturer i. yerel üretici
We must leave raw materials so that local manufacturers can process them.
Yerel üreticilerin işleyebilmesi için hammadde bırakmalıyız.

More Sentences
local producer i. yerel üretici
When I was in Cape Town for the ACP, it was absurd that local producers were asking me to help them.
ACP için Cape Town'dayken yerel üreticilerin benden kendilerine yardım etmemi istemeleri çok saçmaydı.

More Sentences
local time i. yerel saat
The date change is linked to local time and occurs within a few milliseconds at midnight.
Tarih değişikliği yerel saatle bağlantılıdır ve gece yarısı birkaç milisaniye içinde gerçekleşir.

More Sentences
local branch i. yerel şube
The schools are often administered by the local branch of the church.
Okullar genellikle kilisenin yerel şubesi tarafından yönetilmektedir.

More Sentences
local consumer i. yerel tüketici
Cigarettes are produced on that island and the price is kept down for local consumers and tourists.
Sigaralar bu adada üretilmekte ve yerel tüketiciler ve turistler için fiyatlar düşük tutulmaktadır.

More Sentences
local shop i. yerel dükkan
Local shops do good business with tourists.
Yerel dükkanlar turistlerle iyi iş yapıyor.

More Sentences
local administrations i. yerel yönetimler
What is the role of local administrations in social inclusion?
Sosyal içermede yerel yönetimlerin rolü nedir?

More Sentences
local administration i. yerel yönetimler
The military at all levels put pressure on the local administration to help their preferred candidates.
Her düzeydeki ordu, tercih ettikleri adaylara yardım etmeleri için yerel yönetime baskı yapıyor.

More Sentences
Siyasal
local politics i. yerel politika
Tom is active in local politics.
Tom yerel politikada aktiftir.

More Sentences
local elections i. yerel seçimler
The October local elections will also be able to provide an important indication of the situation in the region.
Ekim ayında yapılacak yerel seçimler bölgedeki durum hakkında da önemli bir gösterge olacaktır.

More Sentences
local government i. yerel yönetim
Control by the central administration over local government remains strong.
Merkezi yönetimin yerel yönetim üzerindeki kontrolü güçlü olmaya devam etmektedir.

More Sentences
local politics i. yerel siyaset
Tom is active in local politics.
Tom yerel siyasette aktiftir.

More Sentences
local authorities i. yerel makamlar
We would instead emphasise the autonomy of local authorities and the Member States in this area.
Bunun yerine yerel makamların ve Üye Devletlerin bu alandaki özerkliğini vurgulamak isteriz.

More Sentences
local authority i. yerel otorite
Reform of the public sector needs to be stepped up at national and local authority level.
Kamu sektörü reformunun ulusal ve yerel otorite düzeyinde hızlandırılması gerekmektedir.

More Sentences
Genel
local officials and employees i. yerel yönetim çalışanları
local minimum i. yerel minimum
local guide i. yerel rehber
local time i. yerel ya da lokal saat
local administration i. mahalli idare
local wind i. yerel rüzgar
local anesthetic i. yerel uyuşturucu
local government i. amme idaresi
local finance i. yerel yönetim maliyesi
local oscillator board i. yerel osilatör panel
local service i. mahalli sefer
local emergency planning committee i. yerel acil durum planlama komitesi
local declaration i. yerel deklarasyon
local time i. yerel zaman
local value i. yer değeri
local department i. mahalli kısım
local call i. şehir içi konuşma
local maximum i. yerel maksimum
local noon i. yerel öğle
local health authority i. il sağlık müdürlüğü
network local area i. ağ yerel alanı
local base i. yerel taban
local time i. lokal saat
local post office i. mahalli postane
local maximum value i. yerel en büyük değer
local operation i. yerel işlem
local service i. bir yerel bölge içinde ve civarında işleyen ulaşım seferi
local government i. kamu yönetimi
local education authority i. yerel eğitim müdürlüğü
local area network i. yerel ağlar
local planning authority i. yerel imar ve iskan müdürlüğü
local loop unbundling i. yerel ağın paylaşıma açılması
local weather i. yerel hava
department of local government i. yerel idare bölümü
local transit i. yerel ulaşım
local executive personnel i. yerel yönetim personeli
local train i. banliyö treni
local freedoms i. yerel özgürlükler
local traffic i. şehir içi trafik
local call i. şehiriçi telefon konuşması
local taxation i. yerel vergilendirme
local mass media i. yerel kitle iletişim araçları
local dress i. yöresel kıyafet
local dress i. geleneksel kıyafet
local dress i. yerel kıyafet
local outfit i. yöresel kıyafet
local outfit i. yerel kıyafet
local administrations i. mahalli idareler
local administration body i. mahalli idare bölümü
local drink i. yerli içki
local community i. bölge halkı
local community i. yerel halk
local community i. yerel cemiyet
local company i. yerli şirket
local firm i. yerli firma
local public tender i. yerel kamu ihalesi
local agenda i. yerel gündem
local government unit i. yerel yönetim birimi
local reality i. yerel gerçeklik
central-local government i. merkez-yerel yönetim
central-local government relations i. merkez-yerel yönetim ilişkileri
local expenses i. yer masrafları
local imperfection i. bölgesel özür
local average i. yerel ortalama
local traffic i. bölgesel trafik
local bank i. mahalli banka
local customs i. mahalli adetler
local traffic i. mahalli trafik
local village i. yerel kilise
local milkbar i. (avustralya'da) mahalle bakkalı
turkish local time i. türkiye saati
local level i. yerel seviye
local sidereal time i. yerel yıldız zamanı
local climatic conditions i. yerel iklim şartları
local hour i. yerel saat
local time i. mahalli saat
local mean time i. mahalli vasati zaman
local hour i. mahalli saat
local apparent noon i. mahalli öğle vakti
local community i. çevre halkı
local people i. yöre sakinleri
local inhabitants i. bir bölgede yaşayan yerli nüfus
local inhabitants i. bir bölgenin yerlileri
local team i. yerel takım
local celebrity i. yerel şöhret
local celebrity i. yerel ünlü
local radio station i. yerel radyo istasyonu
local unit i. lokal birim
local time setting i. yerel saat ayarı
local weather forecast i. yerel hava durumu
local rules i. iç mevzuat
local rules i. yerel kurallar
local time zone i. yerel zaman dilimi
local needs i. mahalli ihtiyaçlar
local services i. mahalli hizmetler
local dishes i. yöresel yemekler
local ruler i. belli bir yerin yöneticisi
local part i. yerel kısım
local businessman i. yerel iş adamı
inner-city/local/urban transportation i. şehir içi ulaşım
local doctor i. yerel doktor
local hospitality i. yerel konukseverlik
local source i. yerel kaynak
local rag (uk) i. yerel gazete
local magazine i. yerel dergi
local palais i. halka açık yerel dans salonu
local artist i. mahalli sanatçı
local authority i. muhtar
local cuisine i. yöre mutfağı
local drink i. yerli içecek
local delicacy i. yerel lezzet
local musi̇c band i. yerel müzik grubu
lmt (local mean time) i. mahalli vasati saat
local colour i. yer veya zamanın ayırt edici özellikleri
local colour i. zamansal özellik
local color i. (yere veya zamana ait) atmosfer
local color i. dönemsel özellik
local colour i. yerel doku
local colour i. (yere veya zamana ait) atmosfer
local color i. yerel doku
local colour i. dönemsel özellik
local color i. yer veya zamanın ayırt edici özellikleri
local color i. zamansal özellik
local colour i. yer veya zamanın ayırt edici özellikleri
local colour i. örf ve adetlerin bir yöreye kazandırdığı nitelik
local bubble i. yerel kabarcık
eat local dishes f. yöresel yemekler yemek
local anesthetic s. lokal anastezik
local and foreign s. yerli ve yabancı
inspected by local authorities s. yerel makamlarca denetlenmiş
at…local time in turkey zf. türkiye saatiyle
in turkey at … local time zf. türkiye saatiyle
on a local scale zf. yerel ölçekte
for local calls zf. yerel aramalar için
on local basis zf. yerel bazda
in turkey at … local time zf. türkiye saati ile
at…local time in turkey zf. türkiye saati ile
ls (local sunset) kısalt. yerel gün batımı
lt (local time) [us] kısalt. yerel saat
lst (local standard time) kısalt. yerel standart zaman
loc (local) kısalt. yerel
loc (local) kısalt. yerli
İfadeler
according to the local time expr. yerel saate göre
Konuşma Dili
a local story i. yerel bir hikaye
contact your local police expr. yerel polisinizle temas kurun
Deyim
all politics is local expr. politika her zaman yereldir
all politics is local expr. siyasetin yolu halka inmekten geçer
Ticaret/Ekonomi
local corporation i. yerel şirket
local union i. yerel sendika
local government i. mahalli idare
local content law i. yerel katkı zorunluluğu
local processing i. lokal işlem
local notary public i. mahalli noter
local currency i. resmi para birimi
local partnership i. yabancı işletmelerin yerel şirketlerle kurdukları ortaklık
local guarantee i. garanti local
local corporation i. yerli şirket
local affairs i. belediyeyi ilgilendiren konular
local shopping i. yerel alım
local call i. yerel telefon konuşması
local stocks i. yerel menkul kıymetler
local agreement i. yerel sendika sözleşmesi
local authority i. yetkili yerel makam
local cheque i. mahalli çek
local call i. kent içi telefon konuşması
local supplement i. toplu sözleşme eki
local advertising i. yerel reklam
local tax i. mahalli vergi
local administration i. mahalli idareler
local competitive bidding i. yerel rekabete açık ihale
local shopping i. ülke içi alım
local agreement i. yerel anlaşma
obligatory local services i. zorunlu yerel hizmetler
local bank i. bölgesel banka
local police i. belediye zabıtası
local assessment i. belediyece saptanan vergi matrahı
local cheque i. lokal çek
local agent i. mahalli acenta
local finance i. mahalli finans
local ability to pay i. mahalli ödeme gücü
local political authority i. mahalli siyasal otorite
local trade i. mahalli ticaret
local property tax i. mahalli emlak vergisi
local administration i. mahalli idare
local budget i. mahalli bütçe
local legislation i. mahalli mevzuat
local currency i. mahalli para
local cheque i. şehiriçi çek
local improvement tax i. şerefiye vergisi
local administration i. yerel yönetim
local tax revenues i. yerel vergi gelirleri
loan in local currency i. ülke parası ile ikrazat
local governments revenues i. yerel yönetim gelirleri
local tax i. yerel vergi
local bill i. yerel senet
local bill i. yerel poliçe
local improvement i. yerel imar ve ıslahat
local authority bonds i. yerel yönetim tahvilleri
local improvement fund i. yerel ıslah fonu
local capital i. yerli sermaye
local industry i. yerel sanayi
principle of local administration i. yerinden yönetim ilkesi
efficient local government system i. etkin mahalli idare sistemi
local knowledge i. piyasa bilgisi
local rate i. aktarmasız nakliye ücreti
local rate i. lokal nakliye tarifesi
local manufacture i. yerli mal
local rate i. mahalli tarife
local union i. mahalli işçi sendikası
local taxation i. mahalli vergi
local budget i. yerel bütçe
local improvement fund i. lokal onarım fonu
local improvement fund i. lokal geliştirme fonu
local assessment i. mahalli takdir biçme
local agent i. yerel acente
local bill i. mahalli senet
local taxes i. mahalli vergiler
local agent i. mahalli acente
local expenses i. yerel masraflar
loan in local currency i. ülke parasıyla ikrazat
local expenses i. yer masrafları
local branch i. mahalli şube
local business i. mahalli ticaret
local rate i. mahalli kur
local customer i. yerel müşteri
local production i. yerli üretim
local wage rate i. yerel ücret baremi
local national i. mahalli uyruklu işçi
local partner i. yerli ortak
local products week i. yerli malı haftası
local supplier i. iç tedarikçi
local bank i. mahalli banka
local check i. mahalli çek
local remedy i. yerel çare
local solution i. yerel çare
local remedy i. yerel çözüm
local solution i. yerel çözüm
local union rep i. yerel sendika temsilcisi
local union representative i. yerel sendika temsilcisi
local opportunities i. yerli imkanlar
local resources i. yerli imkanlar
local content rate i. yerel katkı oranı
local content rate i. yerli katkı oranı
shares in management expenditures received from local governments i. mahalli idarelerden alınan yönetim giderlerine katılma payları
grants and aids from local governments i. mahalli idarelerden alınan bağış ve yardımlar
local borrowing i. yerel borçlanma
local means i. yerli imkan
local employment act i. mahalli istihdam kanunu
long-term local currency issuer default rating i. uzun dönem yerel para cinsinden kredi notu
long-term local currency issuer default rating i. yerel para cinsinden uzun vadeli kredi notu
local index i. yerel endeks
local authority i. mülki idare amirliği
local dealer i. yerel bayi
local dealer i. bölge bayi
local dealer i. bölge bayii
local planning i. yerel planlama
lec (local enterprise company) i. yerel girişim şirketi
local loan [uk] i. yerel yönetim yetkilisinin verdiği kredi
local procurement i. yerel tedarik
local procurement i. yerel veya yerli kaynaklardan personel, hizmet, malzeme veya ekipman alımı
quote in local currency f. yerel para üzerinden fiyat belirlemek
local-origin s. yerli menşeli
Hukuk
local administrative court i. yerel idari mahkeme
local administration i. mahalli idare
local usage i. mahalli teamül
local courts i. kaza mahkemeleri
local courts i. yerel mahkemeler
local chattel i. bir gayrimenkulün tamamlayıcı parçası olan menkul eşya
local action i. yerel bir mahkemenin bakmakla yükümlü olduğu dava
local improvement tax i. şerefiye vergisi
local judge i. yerel yargı
local expert-witness i. mahalli bilirkişi
local custom i. yerel örf ve adet
local actions i. belirli bir ilçede gerçekleştirilmesi gereken yasal eylemler
local [scotland] f. yerel vergi koymak
local [scotland] f. papazın aylık maaşının ödenmesine cemaatteki toprak sahiplerinin bireysel hisselerini tahsis etmek
follow and finalize all transactions with all public and private bodies, local administrations and other agencies both within the country and abroad expr. yurtiçi ve yurtdışındaki bilcümle resmi ve hususi daireler ile özel idareler ve sair merciler nezdindeki işlemlerimizi takip ve tedvire
Siyasal
local distribution company i. yerel dağıtım şirketi
local election i. yerel seçim
local administrative personnel i. yerel yönetim personeli
regional or local authorities i. bölgesel ya da yerel makamlar
european charter of local self government i. avrupa yerel yönetimler özerklik şartı
local government i. yerel hükümet
regional or local authorities i. bölgesel ya da yerel yönetimler
local administrations i. mahalli idareler
local council of the district i. kaza meclisi
regional and local authorities i. bölgesel ve yerel idareler
local administrations i. yerel yönetimler
source of local power i. yerel iktidar kaynağı
local government finance i. yerel hükümetin finansı
central/local relations i. merkez/yerel ilişkileri
local government reorganisation i. yerel hükümetin yeniden örgütlenmesi
local government i. mahalli idare
local planning authority i. belediye imar planlama müdürlüğü
local option i. bir bölge halkına tanınan yetki
local administration body i. yerel yönetim örgütü
local legislation i. mahalli mevzuat
local self-government i. vilayet özel idaresi
local authority i. mahallin en yüksek mülki makamı
local administration i. mahalli idare
local authority i. özel idare
local self-government i. mahalli idare
local legislation i. mahalli kanun
local industrial union i. mahalli işçi sendikası
local government i. özel idare
local administration body i. mahalli idare teşkilatı
local authorities i. yerel merciler
local police i. belediye zabıtası
local improvement i. belediyeyle ilgili imar ve ıslahat
local authorities i. belediye zabıtası
local statute i. mahalli kaideler
local prejudice i. yerel önyargı
local statute i. mahalli kurallar
local prejudice i. mahalli önyargı
local administrative authority i. mahalli idari merci
local customs i. mahalli gelenekler
local customs i. mahalli örf ve adetler
local integration i. yerel bütünleşme
local movement i. yerel hareket
general local elections i. mahalli idareler genel seçimi
general local elections i. genel yerel seçimler
local government units i. yerel yönetim birimleri
local election i. mahalli seçim
local elections i. mahalli seçimler
local authority finance i. yerel yönetim finansı
local authority finance i. mahalli idare finansı
local protectionism i. yerel korumacılık
local government i. yerel yönetim organı
local authority i. yerel yönetim organı
provincial local government i. il yerel yönetimi
local authority i. mülki idare amiri
local regulations i. yerel yönetmelikler
local council i. belediye meclisi
local council i. yerel meclis
local self-rule i. yerel özerklik
local autonomy i. yerel özerklik
local self-government i. yerel özerklik
selected pilot local governments i. seçilmiş pilot yerel yönetimler
strengthening local participatory mechanisms i. yerel katılım mekanizmalarının güçlendirilmesi
local services i. yerel hizmetler
local administrative unions i. mahalli idare birlikleri
european charter of local self-government i. mahalli idareler avrupa antlaşması
local officials i. yerel yetkililer
local governing bodies i. yerel yönetim organları
local administration i. yerel yönetim
congress of local and regional authorities of the council of europe i. avrupa konseyi yerel ve bölgesel yönetimler kongresi
congress of local and regional authorities of the council of europe i. avrupa konseyi yerel ve bölgesel yönetimler kongresi
local currency bond market (lcbm's) i. yerel para cinsinden tahvil piyasası
department of local government i. yerel yönetimin görevlerini yerine getirmek için kurulmuş kalıcı birim
local department i. yerel yönetimin görevlerini yerine getirmek için kurulmuş kalıcı birim
commissioner for local administration i. (britanya'da) polis teşkilatının, su işleri müdürlüğünün veya yerel makamların kötü yönetimlerine dair yapılan bireysel şikayetleri soruşturan yerel kamu denetçisi
dtlr (department of transport, local government, and the regions) kısalt. (britanya'da) ulaşım, yerel yönetim ve bölgelerden sorumlu olan eski bir bakanlık
Kurum/Kuruluş
directorate of local authorities i. mahalli idareler müdürlüğü
local health authority i. il sağlık müdürlüğü
united cities and local governments (uclg) i. birleşik kentler ve yerel hükümetler
united cities and local governments (uclg) i. birleşik kentler ve yerel yönetimler
general directorate of local administrations i. mahalli idareler genel müdürlüğü
world academy for local government and democracy i. dünya yerel yönetim ve demokrasi akademisi
international union for local authorities (iula) i. uluslararası yerel yönetimler birliği
foundation of local democracy i. yerel demokrasi vakfı
directorate general of local administrations i. mahalli idareler genel müdürlüğü
cosla (convention of scottish local authorities) kısalt. iskoç yerel yönetimler konvansiyonu
Turizm
local tour operator i. yerel tur operatörü
local information i. yöresel tanıtım
local call i. ülke içi telefon görüşmesi
local tourism activity i. mahalli turistik faaliyet
local currency i. mahalli para
local handicraft i. yerel el sanatı
Medya
local radio i. yerel radyo
local press i. yerel basın
local television i. yerel televizyon
local journalist i. yerel gazeteci
local television station i. yerel televizyon istasyonu
Reklam
local advertising i. yerel reklam
local advertising i. mahalli reklam
local release i. belli bir bölgede dağıtılan reklam filmi
Teknik
local wear i. lokal aşınma
local client i. yerel istemci
local winds i. lokal rüzgarlar
local system library i. yerel sistem kitaplığı
local labor i. yerel işçi
local station i. bölge istasyonu
local anaesthesia i. lokal anestezi
local planning i. yerel tasarı
local winds i. yerel yeller
local security authority i. yerel güvenlik yetkilisi
local action i. yerel etki
local buckling i. kamburlaşma
local piping i. yerel borulanma
local shear failure i. yerel kesme yenilmesi
local piping i. lokal payping
local acceleration i. lokal ivme
local logon i. yerel oturum açma
local part i. lokal parça
local station i. bölge yayacı
local carrier i. lokal taşıyıcı
local call i. şehir içi telefon görüşmesi
local wear i. yerel aşınma
local government i. mahalli yönetim
local host table file i. yerel ana makine çizelge dosyası
local deformation i. lokal bozulma
local labor i. mahalli işçi
local exchange i. lokal telefon santralı
local piping i. lokal borulama
local borrow i. yerel malzeme alım
local piping i. mevzi borulanma
local buckling i. lokal flambaj
local shear failure i. lokal kayma yenilmesi
local guest logon i. yerel konuk oturum açma
local road i. yerel yol
local acceleration i. yerel ivme
local time i. mahalli saat
thread local storage i. iş parçacığı yerel depolaması
local borrow i. mevzi ariyet
local cable i. yerel kablo
local area network i. bölgesel ağ
local planning i. lokal planlama
local resistance i. lokal direnç
local road i. lokal yol
local oscillator i. lokal osilatör
local area computer network i. yerel alan bilgisayar ağı
local buckling i. büğrüleşme
local oscillator valve i. lokal osilatör tüpü
local shear failure i. yerel kayma yenilmesi
local buckling i. yerel burkulma
local area network i. kısmi alan şebekesi
local action i. lokal tesir
local vent i. bölüm havalığı
baseband local area network i. tabanbant yerel alan ağı
local procedure call i. yerel işlem çağrısı
local switch i. yerel santral
local lighting i. bölgesel aydınlatma
local vent i. yerel havalandırma borusu
local control i. yerel mahalli kumanda
local extraction arms i. lokal hava emiş kolları
local circuit i. lokal devre
local slip i. lokal kayma
local precipitation i. lokal çökelme
local necking i. lokal belverme
local hardening i. yerel sertleşme
local corrosion i. yerel yenim
scanning local-acceleration microscopy i. taramalı yöresel hızlanma mikroskopisi
local action i. bölgesel etki
local current i. bölgesel akım
local solidification i. bölgesel katılaşma
local current density i. bölgesel akım yoğunluğu
local area networks i. lokal alan şebekeleri
high performance radio local area network i. yüksek performanslı radyo yerel alan şebekesi
local position invariance i. lokal konum değişmezliği
local thickness of metallic coating i. metalik kaplamanın yerel kalınlığı
direct local data exchange i. doğrudan lokal veri değişimi
local control center i. lokal kumanda merkezi
local fire-fighting unit i. sabit yangın söndürme tesisi