Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Geçmiş
olumsuz anlamda
"olumsuz anlamda"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Phrases
1
İfadeler
olumsuz anlamda
in a less than flattering manner
expr.
"olumsuz anlamda"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 35 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
(olumsuz anlamda) halk/güruh yönetimi
mob rule
i.
2
Genel
(olumsuz anlamda) değiştirmek
spoil
f.
3
Genel
olumsuz anlamda etkilemek
impair
f.
4
Genel
olumsuz anlamda etkilemek
affect in a negative way
f.
5
Genel
olumsuz anlamda etkilemek
affect negatively
f.
6
Genel
olumsuz anlamda cık cık cık diye ses çıkarmak
click one's tongue
f.
7
Genel
(olumsuz anlamda) tamamen değişmek
transmogrify
f.
8
Genel
aşırı duygusal (olumsuz anlamda)
treacly
s.
9
Genel
(olumsuz anlamda) asil
hightoned
s.
10
Genel
(olumsuz anlamda) asil
high-toned
s.
11
Genel
(olumsuz anlamda) fazla ayrıntılı
lengthy
s.
12
Genel
(olumsuz anlamda) herkesin bildiği gibi
notoriously
zf.
Colloquial
13
Konuşma Dili
felaket/müthiş (bir şey veya kişi) (olumlu ve olumsuz anlamda)
a hell of a someone or something
zf.
14
Konuşma Dili
felaket/müthiş (bir şey veya kişi) (olumlu ve olumsuz anlamda)
a helluva someone or something
zf.
Idioms
15
Deyim
amel defteri kabarık (olumsuz anlamda)
lost soul
i.
16
Deyim
(olumsuz anlamda) şansı dönmek
(one's) venus turns out a whelp [outdated]
f.
17
Deyim
olumsuz anlamda etkilemek
take its toll
f.
18
Deyim
olumsuz anlamda etkilemek
take (quite) a toll (on someone or something)
f.
19
Deyim
olumsuz anlamda etkilemek
take a toll
f.
20
Deyim
(olumsuz anlamda) çok komik olmak
be a laugh a minute
f.
21
Deyim
(olumsuz anlamda) hakkettiğini bulmak
serve someone right
f.
22
Deyim
(olumsuz anlamda) biriyle işbirliği yapmak
be in bed with somebody
f.
23
Deyim
harika olur (olumlu veya olumsuz anlamda)
be the living end
f.
24
Deyim
kafasını olumsuz anlamda sallamak
shake (one's) head no
f.
25
Deyim
kafasını olumsuz anlamda iki yana sallamak/çevirmek
shake (one's) head no
f.
26
Deyim
normal olmak (olumsuz anlamda)
be par for the course
f.
27
Deyim
beklendiği gibi olmak (olumsuz anlamda)
be par for the course
f.
28
Deyim
her zamanki gibi olmak (olumsuz anlamda)
be par for the course
f.
29
Deyim
normal olmak (olumsuz anlamda)
be (about) par for the course
f.
30
Deyim
beklendiği gibi olmak (olumsuz anlamda)
be (about) par for the course
f.
31
Deyim
her zamanki gibi olmak (olumsuz anlamda)
be (about) par for the course
f.
32
Deyim
her şey tıkırında (olumsuz anlamda)
life is just a bowl of cherries
expr.
Medical
33
Medikal
tedavisi yapılan hastalığın iyileşme sürecini olumsuz anlamda etkileyen eşzamanlı hastalık
comorbidity
i.
Psychology
34
Psikoloji
sosyal durumlarda olumsuz anlamda eleştirilme endişesi
social phobia
i.
Slang
35
Argo
genç kız gibi giyinmiş yaşlı kadın (olumsuz anlamda)
mutton dressed as lamb
i.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of olumsuz anlamda
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy