point blank - Türkçe İngilizce Sözlük

point blank

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

"point blank" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 5 sonuç

İngilizce Türkçe
Genel
point blank s. yakından
Tom was shot three times point blank.
Tom'a yakın mesafeden üç el ateş edilmiş.

More Sentences
point blank zf. açıkça
Refusing point blank to extradite terrorists to the USA is sending out the wrong signal.
Teröristleri ABD'ye iade etmeyi açıkça reddetmek yanlış bir sinyal göndermektir.

More Sentences
point blank i. aşikar
point blank s. dolaysız
point blank s. açık

"point blank" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 59 sonuç

İngilizce Türkçe
Genel
point-blank s. açık
I asked him point-blank.
Ona açık açık sordum.

More Sentences
point-blank zf. doğrudan doğruya
He told me point-blank that I was fired.
Doğrudan doğruya bana kovulduğumu söyledi.

More Sentences
point-blank zf. doğrudan
I asked him point-blank.
Doğrudan ona sordum.

More Sentences
point-blank s. kesin
point-blank s. yakın menzilli
point-blank s. dolaysız
point-blank s. yakın mesafeden yapılan
point-blank s. yatay olarak ateşlenen
point-blank s. çok yakın geçen
point-blank zf. açıkça
point-blank zf. dolaysız olarak
point-blank zf. yatay olarak
point-blank zf. çok yakından
point-blank zf. kesin olarak
at point-blank range zf. çok kısa mesafeden
point-blank zf. kısa mesafeden
point-blank zf. direkt
Konuşma Dili
point-blank s. dolaysız
point-blank s. direkt
point-blank s. dobra dobra
Deyim
ask (one) point-blank f. dobra dobra/kıvırtmadan istemek
tell (one) point-blank f. dobra dobra/kıvırtmadan söylemek
ask (one) point-blank f. lafını sakınmadan ve doğrudan sormak/istemek
ask (one) point-blank f. lafı dolandırmadan/doğrudan konuya girmek
ask (one) point-blank f. pat diye sormak
tell (one) point-blank f. lafını sakınmadan ve doğrudan söylemek
tell (one) point-blank f. lafı dolandırmadan/doğrudan konuya girmek
tell (one) point-blank f. pat diye söylemek
be shot at point-blank range f. çok kısa mesafeden vurulmak
tell (one) point-blank f. açıkça/direkt söylemek
tell (one) point-blank f. lafını esirgemeden söylemek
tell (one) point-blank f. açık sözlülükle söylemek
tell (one) point-blank f. olduğu gibi söylemek
ask (or tell) someone point-blank f. birine direkt sormak, söylemek
ask (or tell) someone point-blank f. birine dobra dobra sormak, söylemek
ask (or tell) someone point-blank f. birine lafı dolandırmadan sormak, söylemek
ask (or tell) someone point-blank f. birine pat diye sormak, söylemek
ask (or tell) someone point-blank f. birine doğrudan sormak, söylemek
ask (or tell) someone point-blank f. birine açıkça/direkt sormak, söylemek
ask someone point-blank f. birine direkt sormak
ask someone point-blank f. birine dobra dobra sormak
ask someone point-blank f. birine lafı dolandırmadan sormak
ask someone point-blank f. birine pat diye sormak
ask someone point-blank f. birine doğrudan sormak
ask someone point-blank f. birine açıkça/direkt sormak
ask someone point-blank f. birine olduğu gibi sormak
ask someone point-blank f. birine lafı kıvırtmadan sormak
Askeri
point-blank range i. ilk hız mesafesi
point-blank range i. sabit nişangah mesafesi
point-blank i. merminin/füzenin gideceği mesafe
point-blank i. mermi/füze menzili
point-blank i. mermi/füzenin düşmeye başladığı nokta
point-blank i. hedefe yapılan atış
point-blank i. hedef atışı
point-blank shot i. hedefe yapılan atış
point-blank shot i. hedef atışı
Eski Kullanım
point-blank zf. tamamıyla
point-blank zf. bütünüyle
point-blank zf. büsbütün olarak