qualifies - Türkçe İngilizce Sözlük

qualifies

"qualifies" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 41 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
qualify f. nitelendirmek
I should like to qualify these principles by making a few comments on some of the individual issues.
Bazı münferit konulara ilişkin birkaç yorum yaparak bu ilkeleri nitelendirmek istiyorum.

More Sentences
General
qualify f. nitelendirmek
I should like to qualify these principles by making a few comments on some of the individual issues.
Bazı münferit konulara ilişkin birkaç yorum yaparak bu ilkeleri nitelendirmek istiyorum.

More Sentences
qualify f. hak kazanmak
The candidate countries, for their part, are making a huge, unprecedented effort to qualify for Union membership.
Aday ülkeler ise Birlik üyeliğine hak kazanmak için büyük ve benzeri görülmemiş bir çaba sarf etmektedir.

More Sentences
qualify f. kalifiye olmak
It will take him at least two years to be qualified for that post.
Bu görev için kalifiye olması en az iki yılını alacaktır.

More Sentences
qualify f. yeterli kılmak
His skill qualifies him for the job.
Onun yeteneği iş için onu yeterli kılıyor.

More Sentences
qualify f. yeterli olmak
They said I wasn't qualified for the job.
İş için yeterli olmadığımı söylediler.

More Sentences
Common Usage
qualify f. vasıflandırmak
General
qualify f. hafifletmek
qualify f. sınırlandırmak
qualify f. değerlendirmek
qualify f. tanımlamak
qualify f. hak kazandırmak
qualify f. ehliyet kazanmak
qualify f. hakkını vermek
qualify f. yeterli hale getirmek
qualify f. kısmak
qualify f. sınırlamak
qualify f. kısıtlamak
qualify f. seçmelerde kazanmak
qualify f. karakterize etmek
qualify f. finale çıkmak
qualify f. değiştirmek
qualify f. nitelemek
qualify f. yetki vermek
qualify f. kalifiye etmek
qualify f. yeterlik kazanmak
qualify f. şart koymak
qualify f. ehliyet vermek
qualify f. yeteneğini göstermek
qualify f. nitelendirilmek
qualify f. (ifadeyi vb.) sulandırmak
Law
qualify f. bağlı kılmak
qualify f. değiştirmek
qualify f. ehliyet vermek
qualify f. ehil kılmak
qualify f. kısıtlamak
qualify f. kayıtlamak
qualify f. sınırlamak
qualify f. şarta tabi tutmak
Technical
qualify f. belirlemek
qualify f. ölçmek

"qualifies" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 48 sonuç

İngilizce Türkçe
Phrasals
qualify as f. olarak nitelendirilmek
I do not qualify as an average person.
Ben ortalama bir insan olarak nitelendirilmiyorum.

More Sentences
qualify for f. için uygun olmak
The first is the definition of precisely which disasters will qualify for the provision of compensation.
Birincisi, tam olarak hangi afetlerin tazminat sağlanması için uygun olacağının tanımlanmasıdır.

More Sentences
General
qualify as news f. haber değeri taşımak
qualify for the next round f. bir üst tura geçmek
qualify for the next round f. bir üst tura yükselmek
qualify for the second round f. ikinci tura yükselmek
qualify for the second round f. ikinci tura çıkmak
qualify for a pension f. emekliliğe hak kazanmak
Phrasals
qualify someone for something f. bir kimseye ... hakkı vermek/sağlamak
qualify someone for something f. bir kimseyi bir şey için yeterli hale getirmek
qualify someone for something f. bir kimsenin bir şey için gereken şeyleri karşılamasını sağlamak
qualify someone as something f. olarak vasıflandırmak
qualify as f. olarak vasıf kazanmak
qualify as f. olarak yetişmek
qualify as f. olmaya hak kazanmak
qualify as f. olarak vasıf kazandırmak
qualify as f. olarak yetiştirmek
qualify as f. olmaya hak kazandırmak
qualify for f. için hak kazanmak
qualify for f. gerekliliklerini yerine getirip hak sahibi olmak
qualify for f. için gerekli niteliklere sahip olmak
qualify for f. için yeterli hale gelmek
qualify for f. için hak kazandırmak
qualify for f. gerekliliklerini yerine getirip hak sahibi yapmak
qualify for f. için gerekli nitelikleri kazandırmak
qualify for f. için yeterli hale getirmek
qualify as something f. bir şey olarak vasıf kazanmak
qualify as something f. bir şey olmaya hak kazanmak
qualify as something f. bir şey olarak yetişmek
qualify for something f. bir şey için hak kazanmak
qualify for something f. bir şeyin gerekliliklerini yerine getirip hak sahibi olmak
qualify for something f. bir şey için gerekli niteliklere sahip olmak
qualify for something f. bir şey için yeterli olmak
qualify for f. için elverişli olmak
qualify for f. için uygun şartlara/niteliklere sahip olmak
qualify for f. için yeterli olmak
qualify for f. için uygun hale getirmek
qualify for f. için elverişli hale getirmek
qualify for f. için uygun şartları/nitelikleri kazandırmak
qualify for f. için yeterli hale getirmek
Colloquial
dnq (did not qualify) expr. başarılı olmadı
dnq (did not qualify) expr. hak kazanamadı
dnq (did not qualify) expr. diskalifiye oldu
Trade/Economic
qualify for recognition/derecognition i. tanınması kabul edilen/edilmeyen
Sport
qualify for final f. finale yükselmek
qualify for final f. finale çıkmak
Football
qualify out of the group f. gruptan çıkmak
qualify for the second round f. ikinci tura yükselmek