rahatça - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

rahatça



"rahatça" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 21 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
rahatça easily zf.
General
rahatça clear s.
rahatça contentedly zf.
rahatça cozily zf.
rahatça smoothly zf.
rahatça snugly zf.
rahatça comfortably zf.
rahatça easefully zf.
rahatça cosily zf.
rahatça untroubledly zf.
rahatça glib zf.
rahatça glibly zf.
rahatça cleanly zf.
Colloquial
rahatça at (one's) ease expr.
Idioms
rahatça in a canter zf.
rahatça at (one's) leisure expr.
rahatça at one's leisure expr.
rahatça with (one's) eyes shut expr.
rahatça with one hand (tied) behind your back expr.
rahatça with one hand tied behind back expr.
rahatça with your eyes shut (or closed) expr.

"rahatça" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 71 sonuç

Türkçe İngilizce
General
rahatça kımıldanacak yer leeway i.
rahatça hareket edilebilecek yer elbowroom i.
ıvır zıvırlarla keyifli ve rahatça oyalanma desipience i.
ayağın ayakkabıya rahatça oturması için ayakkabı sayasına yerleştirilen elastik parça gusset i.
rahatça soluma puff i.
bir yere rahatça girip çıkabilmek have the run of f.
rahatça oturmak niche f.
rahatça elde etmek manage f.
geniş alanda rahatça seyahat etmek roam f.
rahatça elde etmek romp f.
rahatça konuşamayan unarticulate s.
rahatça ve kolayca hareket eden glid s.
rahatça konuşabilen articulate s.
rahatça hareket eden flowing s.
rahatça akıp giderek flowingly zf.
Phrasals
bir yiyeceği bir içeceğin yardımıyla/yanında rahatça yemek rinse/wash something down with something f.
rahatça oturmak snug down f.
rahatça ve uzun uzadıya konuşmak yak it up f.
rahatça sığmak squash in f.
rahatça ittirip (bir yere/şeye) sokmak slide into (something) f.
rahatça (bir yere) girmek waltz into (some place) f.
rahatça (bir yere) girmek waltz in (some place) f.
rahatça içeri girmek waltz in f.
(bir şeyi) rahatça alıp götürmek waltz off (with something) f.
(bir şeyle) rahatça uzanmak curl up with (something) f.
rahatça arkana yaslanmak lay back f.
rahatça oturmak/durmak lay back f.
Colloquial
zor bir durumdan rahatça sıyrılmak anlamına gelen bir ifade thug life i.
rahatça/serbestçe yapmak let it rip f.
(bir şeyi) rahatça/serbestçe yapmak let (something) rip f.
rahatça/serbestçe yapmak let her rip f.
rahatça yürümek poddle f.
rahatça seyahat etmek poddle f.
Idioms
rahatça/kolayca/hemen ulaşılabilir olmak be there for the taking f.
fikirlerini rahatça dile getirememek be (not) backward in coming forward f.
(bir şeyin) rahatça/özgürce gelişmesini sağlamak give wing to (something) f.
özgürce/rahatça işlemesini sağlamak give wing to f.
hiçbir şey yapmadan rahatça yaşayabileceğini düşünmek think the world owes (one) a living f.
hiçbir şey yapmadan rahatça yaşayabileceğini düşünmek think the world owes you a living f.
(bir şeyi) rahatça geçmek blow past (something) f.
rahatça nefes almak/alabilmek able to breathe easy again f.
rahatça nefes almak/alabilmek able to breathe easily again f.
rahatça nefes almak/alabilmek able to breathe freely again f.
rahatça nefes almak/alabilmek able to breathe again f.
tekrar (rahatça) nefes almak breathe (easily/freely) again f.
rahatça nefes almak breathe easily f.
rahatça nefes almak breathe freely f.
(bir şeyi) kolayca/rahatça yapabilmek could (do something) in (one's) sleep f.
(bir şeyi) kolayca/rahatça yapabilmek could (do something) standing on (one's) head f.
(bir şeyi) kolayca/rahatça yapabilmek could (do something) with (one's) eyes closed f.
(bir şeyi) kolayca/rahatça yapabilmek could (do something) with (one's) eyes shut f.
(bir şeyi) kolayca/rahatça yapabilmek could (do something) with one arm tied behind (one's) back f.
(bir şeyi) kolayca/rahatça yapabilmek could (do something) with one hand tied behind (one's) back f.
bir şeyi kolayca/rahatça yapabilmek could do something with your eyes closed f.
bir şeyi kolayca/rahatça yapabilmek could do something with your eyes shut f.
elinde güzel bir kitapla rahatça uzanmak curl up with a (good) book f.
rahatça (bir şey yapmak/yapabilmek) feel free (to do something) f.
(bir yere) rahatça girip çıkabilmek have the run of (some place) f.
(birini) rahatça/serbestçe konuşturmak loosen (one's) tongue f.
rahatça/serbestçe konuşturmak loosen tongue f.
rahatça ulaşılabilir/edinilebilir/kullanılabilir for the taking expr.
rahatça ulaşılabilir/edinilebilir/kullanılabilir free for the taking expr.
hiçbir şey yapmadan rahatça yaşayabilirim (sanmak) (think) the world owes you a living expr.
Textile
(rahatça) giyilebilme wearability i.
düğmenin rahatça iliklenip açılabilmesine yarayan kısa parça shank i.
Marine
halatın rahatça hareket etmesini sağlayan bir dolama yöntemi french fake i.
Basketball
hücum gücü zayıf olan bir oyuncuyu savunurken diğer oyunculara rahatça yardım edebilecek bir pozisyonda bulunma floating i.
Archaic
rahatça hareket ettirmek glib f.
rahatça yaşanabilir bigly s.
Engineering
rahatça ve kesintisiz hareket eden free-running s.
Slang
rahatça konuşan kimse rapper i.