Geçmiş

tarif

"tarif" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 25 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	tarif	description i.
General
2	Genel	tarif	portraiture i.
3	Genel	tarif	delineation i.
4	Genel	tarif	picture i.
5	Genel	tarif	account i.
6	Genel	tarif	description i.
7	Genel	tarif	specification i.
8	Genel	tarif	depict i.
9	Genel	tarif	denotation i.
10	Genel	tarif	explanation i.
11	Genel	tarif	characterization i.
12	Genel	tarif	definition i.
13	Genel	tarif	tariff i.
14	Genel	tarif	depiction i.
15	Genel	tarif	characterisation i.
16	Genel	tarif	delineature i.
17	Genel	tarif	presentment i.
18	Genel	tarif	rx kısalt.
Trade/Economic
19	Ticaret/Ekonomi	tarif	description i.
Law
20	Hukuk	tarif	definition i.
21	Hukuk	tarif	description i.
Construction
22	İnşaat	tarif	definition i.
Food Engineering
23	Gıda	tarif	recipe i.
Gastronomy
24	Mutfak	tarif	recipe i.
Chemistry
25	Kimya	tarif	definition i.

"tarif" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 148 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	tarif etmek	describe f.
General
2	Genel	kelimelerle tarif etme	word picture i.
3	Genel	tarif olunamazlık	inexpressibleness i.
4	Genel	tarif eden	explainer i.
5	Genel	tarif etme	depiction i.
6	Genel	tarif eden	enunciator i.
7	Genel	tarif edilemezlik	ineffableness i.
8	Genel	tarif name	specification i.
9	Genel	tam tarif	literal description i.
10	Genel	görsel tarif	visual depiction i.
11	Genel	gizli tarif	secret recipe i.
12	Genel	pizza tarif	pizza recipe i.
13	Genel	harita gibi belirleyici ve ayırt edici olan görünüş özelliği veya sözlü tarif	map i.
14	Genel	yetersiz tarif	misdescription i.
15	Genel	eksik tarif	misdescription i.
16	Genel	ince detaylarıyla tarif edilen iğrençlik	gore i.
17	Genel	öncül tarif	predelineation i.
18	Genel	önceki tarif	predelineation i.
19	Genel	tarif etmek	describe f.
20	Genel	tarif etmek	represent f.
21	Genel	kısaca tarif etmek	sketch f.
22	Genel	tarif etmek	depict f.
23	Genel	romantik ve çekici bir şekilde tarif etmek	glamorize f.
24	Genel	yolu tarif etmek	direct f.
25	Genel	tarif etmek	delineate f.
26	Genel	tarif etmek	be descriptive of f.
27	Genel	tarif etmek	define f.
28	Genel	kendini tarif etmek	describe oneself f.
29	Genel	tarif edilememek	defy description f.
30	Genel	romantik ve çekici bir şekilde tarif etmek	glamourize f.
31	Genel	romantik ve çekici bir şekilde tarif etmek	glamourise f.
32	Genel	romantik ve çekici bir şekilde tarif etmek	glamorise f.
33	Genel	yol tarif etmek	give directions f.
34	Genel	olay yerini detaylı tarif etmek	describe the scene in detail f.
35	Genel	hırsızı tarif etmek	describe the thief f.
36	Genel	gerçekçi şekilde tarif etmek	actualise f.
37	Genel	gerçekçi şekilde tarif etmek	actualize f.
38	Genel	otomobil sürücüsüne harita okuyarak yol tarif etmek	navigate f.
39	Genel	harita okur gibi tarif etmek	map f.
40	Genel	tarif etmek	give f.
41	Genel	tarif etmek	descrive f.
42	Genel	tarif edilmiş	depicted s.
43	Genel	tarif olunamaz	inexpressible s.
44	Genel	tarif edilemez	indefinable s.
45	Genel	tarif edilemez	undefinable s.
46	Genel	tarif edilebilir	enunciable s.
47	Genel	tarif edilemeyecek kadar korkunç	unspeakable s.
48	Genel	tarif edilmemiş	undefined s.
49	Genel	tarif edilen	depicted s.
50	Genel	tarif edilemez	nondescript s.
51	Genel	tarif edilemez bir biçimde	undescribable s.
52	Genel	tarif edilemez	undescribable s.
53	Genel	tarif edilmesi zor	elusive s.
54	Genel	tarif edilemez	non-descript s.
55	Genel	tarif edilebilir	describable s.
56	Genel	tarif edilemez	indescribable s.
57	Genel	tarif edilemez	untellable s.
58	Genel	tarif edilmemiş	undepicted s.
59	Genel	tarif edemeyen	undescriptive s.
60	Genel	tarif olunamaz	unexpressible s.
61	Genel	tarif edilmemiş	unpictured s.
62	Genel	tarif edilmemiş	undepicted s.
63	Genel	tarif edilen	depict [obsolete] s.
64	Genel	tarif edilemez	phraseless s.
65	Genel	tarif edilemez biçimde	unspeakably zf.
66	Genel	tarif edilemez bir biçimde	undescribably zf.
67	Genel	tarif ederek	descriptively zf.
Phrasals
68	Öbek Fiiller	olarak göstermek/tarif etmek/resmetmek	depict (one) as (something) f.
69	Öbek Fiiller	olarak göstermek/tarif etmek/resmetmek	depict someone as something f.
70	Öbek Fiiller	birine birisini tarif etmek	describe someone to someone f.
71	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi bir şey) olarak tarif etmek	portray (someone or something) as (something) f.
72	Öbek Fiiller	(birine/bir şeye) tarif etmek	represent to (someone or something) f.
73	Öbek Fiiller	(birine bir şeyi) tarif etmek	run (something) by (one) f.
74	Öbek Fiiller	işaret ederek (birinin/bir şeyin) yerini göstermek/tarif etmek	point toward (someone or something) f.
75	Öbek Fiiller	(birinin/bir şeyin) yerini göstermek/tarif etmek	point toward (someone or something) f.
76	Öbek Fiiller	olarak göstermek/tarif etmek/resmetmek	depict as f.
77	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi birine) tarif etmek	describe (someone or something) to (someone) f.
78	Öbek Fiiller	olarak tarif etmek	describe as f.
79	Öbek Fiiller	-e tarif etmek	describe to f.
80	Öbek Fiiller	olarak tarif etmek	portray as f.
Phrases
81	İfadeler	kelimeler seni ne kadar sevdiğimi tarif edemez	words can't describe how much I love you expr.
82	İfadeler	kelimeler seni ne kadar sevdiğimi tarif etmekte kifayetsiz kalır	words can't describe how much I love you expr.
83	İfadeler	yukarıda tarif edilen şartlar dışında hariç	aside from the circumstances described above expr.
84	İfadeler	yukarıda tarif edilen şartlar dışında	aside from the circumstances described above expr.
Proverb
85	Atasözü	arife tarif gerekmez	a nod is as good as a wink to a blind horse
86	Atasözü	arife tarif gerekmez	word to the wise
87	Atasözü	arife tarif gerekmez	word to the wise is enough
88	Atasözü	arife tarif gerekmez	a word to the wise is sufficient
89	Atasözü	arife tarif gerekmez	a nod is as good as a wink to a blind man
90	Atasözü	arife tarif ne gerek	a nod is as good as a wink to a blind man
91	Atasözü	arife tarif gerekmez	a nod is as good as a wink
92	Atasözü	arife tarif gerekmez	a nod is as good as a wink to a blind bat
93	Atasözü	arife tarif ne gerek	a nod is as good as a wink to a blind bat
94	Atasözü	arife tarif gerekmez	a nod's as good as a wink [uk]
95	Atasözü	arife tarif ne gerek	a nod's as good as a wink [uk]
Colloquial
96	Konuşma Dili	onun görünüşünü tarif et	describe what he looks like expr.
Idioms
97	Deyim	ayrıntılı tarif/tanım/hesap	a blow-by-blow account i.
98	Deyim	tarif edilmesi çok güç/imkansız olmak	beggar belief f.
99	Deyim	tarif edilemeyecek kadar güzel/olağanüstü/sıra dışı olmak	beggar belief f.
100	Deyim	tarifsiz/tarif edilemez olmak	beggar belief f.
101	Deyim	tarif edilmesi çok güç/imkansız olmak	beggar description f.
102	Deyim	tarif edilemeyecek kadar güzel/olağanüstü/sıra dışı olmak	beggar description f.
103	Deyim	tarifsiz/tarif edilemez olmak	beggar description f.
104	Deyim	kelimelerle tarif edilemez olmak	be beyond words f.
105	Deyim	inanılır/tarif edilebilir gibi olmamak	beggar belief f.
106	Deyim	inanılır/tarif edilebilir gibi olmamak	beggar description f.
107	Deyim	(kelimelerle) tarif edilemez	beyond words expr.
108	Deyim	arife tarif gerekmez	a word to the wise expr.
109	Deyim	arife tarif gerekmez	a word to the wise is enough expr.
110	Deyim	tarif edilemez şekilde	beyond description expr.
Speaking
111	Konuşma	olduğun yeri tarif et	describe where you are at expr.
112	Konuşma	olanları betimle/tarif et	describe what happened expr.
113	Konuşma	kendimi tarif edecek olursam	If I was to describe myself expr.
114	Konuşma	bana (bir şeyi) tarif edebilir misin?	can you tell me (something)? expr.
115	Konuşma	şimdi size odamı tarif edeceğim	now I'm going to describe my room to you expr.
116	Konuşma	şimdi size odamı tarif edeceğim	now I'm going to describe my room expr.
Trade/Economic
117	Ticaret/Ekonomi	ayrıntılı tarif/tanım/hesap	blow-by-blow description i.
118	Ticaret/Ekonomi	ayrıntılı tarif/tanım/hesap	blow-by-blow account i.
119	Ticaret/Ekonomi	eşdeğer tarif	equivalent tariff i.
120	Ticaret/Ekonomi	tarif etme	description i.
121	Ticaret/Ekonomi	tarif etme	definition i.
122	Ticaret/Ekonomi	tarif ölçeği	descriptive scale i.
123	Ticaret/Ekonomi	tarif edici etiket	descriptive label i.
Law
124	Hukuk	hukuki tarif	judicial definition i.
125	Hukuk	yanlış tarif	misdescription i.
Technical
126	Teknik	parametrik tarif	parametric description i.
127	Teknik	tanımlama ve tarif	identification and description i.
128	Teknik	tarif edilmiş sıcaklık katsayısı	defined temperature coefficient i.
129	Teknik	tarif etmek	define f.
Computer
130	Bilgisayar	elektronik veri tarif ve iletimi	electronic data description and transfer i.
131	Bilgisayar	tarif no	recipe id i.
132	Bilgisayar	tarif adı	recipe name i.
Construction
133	İnşaat	standarda göre tarif edilmiş beton	standardized prescribed concrete i.
134	İnşaat	tarif edilmiş beton	prescribed concrete i.
Traffic
135	Trafik	kişiye hem sesli hem de görsel olarak gideceği yeri tarif eden bir gps sistemi	turn-by-turn navigation i.
Religious
136	Dini	din adamları tarafından tarif edilen ve önerilen yaşam şekli, kuralları	canonical life i.
Military
137	Askeri	kuvvetlerin düşman birlikleriyle karşılaşması durumunda hangi sınırlamalar ve koşullar altında muharebeyi başlatıp sürdüreceklerini tarif eden bir askeri direktif	rule of engagement i.
138	Askeri	askeri kabiliyetleri belirli bir hedef doğrultusunda nasıl kullanılacağını tarif eden harekat planı	concept plan i.
139	Askeri	askeri kabiliyetleri belirli bir hedef doğrultusunda nasıl kullanılacağını tarif eden harekat planı	conplan i.
Chess
140	Satranç	satranç tahtasındaki kareleri a'dan başlayıp h'ye kadar tarif etmekte kullanılan standart yöntem	algebraic notation i.
Ottoman Turkish
141	Osmanlıca	harf-i tarif	definite article i.
Latin
142	Latince	arife tarif gerekmez	verbum sap expr.
143	Latince	arife tarif gerekmez	verbum sapienti sat est expr.
144	Latince	arife tarif gerekmez	verb. sat (sap.) (verbum sat sapienti est) expr.
145	Latince	arife tarif gerekmez	verbum sat (sap.) (verbum sat sapienti est) expr.
146	Latince	arife tarif gerekmez	verbum sat sapienti (est) (a word to the wise is sufficient) [dated] expr.
147	Latince	arife tarif gerekmez	verb. sap. (verbum sapienti sat est) kısalt.
Slang
148	Argo	tarif edilemez şekilde berbat/kötü	grody to the max [us] i.