tazelemek - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

tazelemek



"tazelemek" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 18 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
tazelemek freshen f.
General
tazelemek rub up f.
tazelemek replenish f.
tazelemek freshen up f.
tazelemek renovate f.
tazelemek renew f.
tazelemek recreate f.
tazelemek furbish f.
tazelemek revive f.
tazelemek brush up f.
tazelemek refresh f.
tazelemek regenerate f.
tazelemek recruit f.
tazelemek replete f.
tazelemek plenish f.
tazelemek fresh [obsolete] f.
tazelemek soften f.
tazelemek spunge f.

"tazelemek" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 64 sonuç

Türkçe İngilizce
General
hafıza tazelemek için gözden geçirme ru- up i.
nikah tazelemek remarry f.
nikah tazelemek get married again f.
güvenini tazelemek reassure f.
bilgiyi tazelemek brush up f.
tazelemek (bilgiyi) brush up f.
bilgiyi tazelemek brush up on f.
hakkında birinin bilgisini tazelemek refresh someone's memory of f.
cilasını tazelemek refurbish f.
abdest tazelemek renew one's ablution f.
hafızasını tazelemek jog one's memory f.
güven tazelemek restore trust f.
hafızasını tazelemek refresh one's memory f.
hafızasını tazelemek refresh memory f.
bilgilerini tazelemek refresh one's knowledge f.
kendini tazelemek refresh oneself f.
güç tazelemek restore strength f.
güç tazelemek regain power/strength f.
makyajını tazelemek touch up her make-up f.
içkisini tazelemek get a refill f.
(biten bir içeceği) tazelemek give a fresh refill f.
makyajını tazelemek reapply make-up f.
(fincana) çayı tazelemek pour another cup of tea f.
yeniden tazelemek regild f.
yeniden tazelemek refreshen f.
hafızayı tazelemek refresh the memory f.
(ateş) tazelemek beete f.
nikah tazelemek rewed f.
(bilgi, yetenek vb.) tazelemek refurbish f.
Phrasals
(bilgiyi) tazelemek catch up with f.
bilgisini tazelemek brush up f.
hafızasını tazelemek brush up f.
(birini/bir şeyi/kendini bir şeyle) tazelemek refresh (someone, something, or oneself) with (something) f.
birini bir şeyle tazelemek refresh someone with something f.
(birini/bir şeyi bir şeyle) tazelemek replenish (someone or something) with (something) f.
ile ilgili hafızasını tazelemek/canlandırmak rub up on f.
ile ilgili bilgisini tazelemek rub up on f.
bilgisini tazelemek brush something up f.
(bilgisini) tazelemek brush up (on something) f.
birini/bir şeyi tazelemek freshen someone or something up f.
bilgisini tazelemek rub up f.
ile tazelemek refresh with f.
ile tazelemek replenish with f.
Colloquial
makyajını tazelemek freshen up f.
Idioms
kendini tazelemek blow away the cobwebs f.
kan tazelemek get one's second wind f.
kan tazelemek get a second wind f.
kendini tazelemek blow the cobwebs away f.
makyajını tazelemek powder one's nose f.
kan tazelemek get a second breath f.
kendini tazelemek blow away the cobwebs f.
kendini tazelemek clear away the cobwebs f.
kan tazelemek get a second breath f.
kan tazelemek get one's second breath f.
kan tazelemek get a second wind f.
kan tazelemek get one's second wind f.
kan tazelemek get your second wind f.
hafızasını tazelemek jog memory f.
birinin hafızasını tazelemek jog somebody's memory f.
makyajını tazelemek powder your nose f.
Trade/Economic
stoğu tazelemek için satın alınan mallar fill-in i.
eldeki stoğu tazelemek için verilen mal siparişi fill-in i.
Computer
ekranları tazelemek refreshing displays f.
Slang
zulayı tazelemek re-up f.