soften - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

soften

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"soften" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 30 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
soften f. yumuşamak
soften f. yumuşatmak
General
soften f. tatlılaştırmak
soften f. yatıştırmak
soften f. zayıflatmak
soften f. tatlılaşmak
soften f. kısmak
soften f. gevşemek
soften f. gönlünü almak
soften f. gevşetmek
soften f. sindirmek
soften f. tazelemek
soften f. yağlamak
soften f. nemlendirmek
soften f. onarmak
soften f. (saçı) açmak
soften f. (saçı) boyaya hazır hale getirmek
Trade/Economic
soften f. (talep, piyasa) zayıflamak
soften f. (talep, piyasa) azalmak
soften f. (fiyat) düşmek
Technical
soften f. avivaj yapmak
soften f. yumuşak yapmak
soften f. yumuşatmak
Chemistry
soften f. (suyun sertliğini) azaltmak
soften f. (suyu) yumuşatmak
Military
soften f. askeri gücünü zayıflatmak
soften f. askeri açıdan yıpratmak
soften f. gücünü kırmak
soften f. direncini kırmak
soften f. pes ettirmek

"soften" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 22 sonuç

İngilizce Türkçe
General
soften water f. suyu yumuşatmak
soften the ball on one's chest f. göğsünde yumuşatmak
soften up f. savunma gücünü azaltmak
soften up f. bombardıman ile savunmayı kırmak
soften up f. düşmanın gücünü zayıflatmak
soften one's position f. pozisyonunu düşürmek
Phrasals
soften someone up f. birini yumuşatmak
soften up f. yumuşatmak
soften up f. yumuşamak
soften up f. yıpratmak
Idioms
soften one's stance on someone f. birine karşı takındığı tavrı yumuşatmak
soften one's stance on someone f. birine karşı ipleri gevşetmek
soften the blow f. etkisini hafifletmek
soften the blow f. etkisini azaltmak
soften the blow f. durumu hafifletmek/yumuşatmak
soften the blow f. daha kabul edilebilir kılmak
soften (one's or someone's) stance (on something) f. (bir şeyle ilgili/bir konuda) yumuşamak
soften (one's or someone's) stance (on something) f. (bir şeyle ilgili/bir konuda) ipleri gevşetmek
soften (one's or someone's) stance (on something) f. (kendinin/birinin bir şeye karşı) tavrını yumuşatmak
soften stance f. yumuşamak
soften stance f. ipleri gevşetmek
Computer
soften edges f. kenarları yumuşatmak