Geçmiş

threat

"threat" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 13 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	threat i.	tehdit
General
2	Genel	threat i.	tehdit
3	Genel	threat i.	korku
4	Genel	threat i.	korkutma
5	Genel	threat i.	gözdağı
6	Genel	threat i.	adak
7	Genel	threat i.	tehlike
8	Genel	threat i.	tehlike işareti
9	Genel	threat f.	tehdit etmek
Law
10	Hukuk	threat i.	korkutma
11	Hukuk	threat i.	tehdit
Automotive
12	Otomotiv	threat s.	dış
Military
13	Askeri	threat i.	tehdit

"threat" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 164 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	significant threat i.	belli başlı tehdit
2	Genel	threat risk i.	tehdit unsuru
3	Genel	death threat i.	ölüm tehdidi
4	Genel	life threat i.	hayati risk
5	Genel	immediate threat i.	mevcut tehdit
6	Genel	immediate threat i.	mevcut tehlike
7	Genel	letter of threat i.	tehdit mektubu
8	Genel	threat letter i.	tehdit mektubu
9	Genel	immediate threat i.	bir anda ortaya çıkan tehdit
10	Genel	threat of war i.	savaş tehdidi
11	Genel	war threat i.	savaş tehdidi
12	Genel	physical threat i.	fiziksel tehdit
13	Genel	pose a threat to the environment i.	çevre için bir tehdit olmak
14	Genel	external threat i.	dış tehdit
15	Genel	life threat i.	yaşam tehdidi
16	Genel	a threat to the country i.	ülkeye tehdit
17	Genel	symbolic threat i.	sembolik tehdit
18	Genel	the final threat i.	son tehdit
19	Genel	bomb threat i.	bomba tehdidi
20	Genel	thinly-veiled threat i.	açık tehdit
21	Genel	threat-detection system i.	tehdit tespit sistemi
22	Genel	clear threat i.	açık tehdit
23	Genel	hybrid threat i.	hibrit tehdit
24	Genel	perceived threat i.	algılanan tehdit
25	Genel	triple threat i.	üç farklı alanda uzman kimse
26	Genel	triple threat i.	aynı alanda üç farklı beceriye sahip uzman
27	Genel	health threat i.	sağlık tehdidi
28	Genel	existential threat i.	varoluşsal tehlike
29	Genel	existential threat i.	varoluşsal tehdit
30	Genel	turn to a threat f.	tehdit eder hale gelmek
31	Genel	become a threat f.	tehdit eder hale gelmek
32	Genel	receive death threat f.	ölüm tehditi almak
33	Genel	receive death threat f.	ölüm tehdidi almak
34	Genel	make a death threat against f.	ölüm tehdinde bulunmak
35	Genel	obtain sexual intercourse by threat f.	silah tehdidiyle cinsel ilişkiye girmek
36	Genel	make a death threat against (someone) f.	ölüm tehdidinde bulunmak
37	Genel	become a threat f.	tehdit oluşturmak
38	Genel	be a threat f.	tehdit teşkil etmek
39	Genel	be a threat f.	tehdit oluşturmak
40	Genel	become a threat f.	tehdit teşkil etmek
41	Genel	perceive something as a threat f.	tehdit olarak görmek
42	Genel	see something as a threat f.	tehdit olarak görmek
43	Genel	regard something as a threat f.	tehdit olarak görmek
44	Genel	make threat f.	tehdit savurmak
45	Genel	consider something as a threat f.	tehdit olarak görmek
46	Genel	utter threat f.	tehdit savurmak
47	Genel	view something as a threat f.	tehdit olarak görmek
48	Genel	pose a threat f.	tehlikeli bir durum ortaya çıkarmak
49	Genel	be under threat f.	tehdit altında olmak
50	Genel	be under the threat of f.	-in tehlikesi altında kalmak
51	Genel	pose a threat to the environment f.	çevreyi tehdit etmek
52	Genel	make a threat f.	tehditte bulunmak
53	Genel	give one's testimony under the threat of being jailed f.	ifadesini hapse atılma tehdidiyle vermek
54	Genel	cease to be a threat f.	tehdit olmaktan çıkmak
55	Genel	live under the threat of bankruptcy f.	iflas tehdidi altında yaşamak
56	Genel	be under the threat of extinction f.	(soyu/soyları) tükenme tehdidi altında olmak
57	Genel	be under the threat of extinction f.	(soyları/soyu) yok olma tehdidi altında olmak
58	Genel	present a threat f.	tehdit oluşturmak
59	Genel	present a threat f.	tehdit etmek
60	Genel	present a threat f.	tehdit sunmak
61	Genel	pose a threat f.	tehdit teşkil etmek
62	Genel	triple-threat s.	üç farklı faaliyet alanında uzman olan
63	Genel	triple-threat s.	aynı etkinliğin üç farklı aşamasında uzman olan
Proverb
64	Atasözü	never make a threat you cannot carry out	asla yerine getiremeyeceğin bir tehdit savurma
Colloquial
65	Konuşma Dili	is that a threat or a promise? expr.	iyi bir şey mi söylüyorsun kötü bir şey mi söylüyorsun?
66	Konuşma Dili	is that a threat or a promise? expr.	bu bir tehdit mi yoksa bir vaat mi?
67	Konuşma Dili	is that a threat or a promise? expr.	tehdit mi yoksa vaat mi ediyorsun?
68	Konuşma Dili	don't make a threat you cannot carry out expr.	yerine getiremeyeceğin bir tehdit savurma
69	Konuşma Dili	don't make a threat you cannot carry out expr.	yapamayacağın bir şeyle tehdit etme
Idioms
70	Deyim	give something under (the) threat of something f.	bir şeyi bir şey tehdidi altında vermek
71	Deyim	give something under (the) threat of something f.	bir şeyi bir şey baskısı altında vermek
72	Deyim	give something under (the) threat of something f.	bir şeyi bir şey korkusuyla vermek
73	Deyim	give under threat of f.	tehdit altında vermek
74	Deyim	give under threat of f.	baskı altında vermek
75	Deyim	give under threat of f.	baskıyla/tehditle vermek
76	Deyim	give under threat of f.	bir şey korkusuyla vermek
Speaking
77	Konuşma	how could they possibly think he's a threat? expr.	onun bir tehdit olduğunu nasıl düşünürler?
Trade/Economic
78	Ticaret/Ekonomi	walkout threat i.	grev tehdidi
79	Ticaret/Ekonomi	threat effect i.	tehdit etkisi
80	Ticaret/Ekonomi	threat and opportunity i.	tehdit ve fırsat
Law
81	Hukuk	idle threat i.	boş tehdit
82	Hukuk	by threat i.	tehditle
83	Hukuk	offense of threat i.	tehdit suçu
84	Hukuk	familiarity threat i.	yakınlık tehdidi
Politics
85	Siyasal	asymmetric threat i.	asimetrik tehdit
86	Siyasal	global threat i.	global tehdit
87	Siyasal	air to air threat i.	havadan havaya tehdit
88	Siyasal	global threat i.	küresel tehdit
89	Siyasal	the threat of deportation i.	sınırdışı edilme tehdidi
90	Siyasal	the threat of deportation i.	sürgün tehdidi
91	Siyasal	threat environment i.	tehdit ortamı
92	Siyasal	threat perception i.	tehdit algılaması
93	Siyasal	terrorist threat i.	terör tehdidi
94	Siyasal	pose a threat f.	tehdit oluşturmak
Technical
95	Teknik	passive threat i.	edilgen pasif tehdit
96	Teknik	passive threat i.	edilgen tehdit
97	Teknik	threat agent i.	tehdit etkeni
98	Teknik	threat monitoring i.	tehdit gözetleme
99	Teknik	abandonment threat i.	terk tehdidi
100	Teknik	threat and risk assessment i.	tehdit ve risk değerlendirme
Computer
101	Bilgisayar	active threat i.	aktif tehdit
102	Bilgisayar	passive threat i.	edilgen tehdit
103	Bilgisayar	physical threat i.	fiziksel tehdit
104	Bilgisayar	active threat i.	etkin tehdit
105	Bilgisayar	passive threat i.	pasif tehdit
106	Bilgisayar	threat monitoring i.	tehdit gözetleme
107	Bilgisayar	unified threat management i.	toplu saldırı yönetimi
108	Bilgisayar	threat agent i.	tehdit etkeni
109	Bilgisayar	threat monitoring i.	tehdit gözleme
110	Bilgisayar	threat agent i.	tehdit etmeni
111	Bilgisayar	no threat found expr.	herhangi tehdit bulunamadı
112	Bilgisayar	no threat found expr.	tehdit bulunamadı
Informatics
113	Bilişim	active threat i.	aktif tehdit
114	Bilişim	physical threat i.	fiziksel tehdit
115	Bilişim	security threat i.	güvenlik tehdidi
116	Bilişim	passive threat i.	pasif tehdit
117	Bilişim	cyber threat i.	siber tehdit
118	Bilişim	threat analysis i.	tehdit analizi
119	Bilişim	threat agent i.	tehdit etkeni
120	Bilişim	threat monitoring i.	tehdit gözleme
Aeronautic
121	Havacılık	bomb threat i.	bomba tehdidi
122	Havacılık	security threat level state table i.	güvenlik tehdit seviyesi durum tablosu
123	Havacılık	threat evaluation i.	tehdit değerlendirmesi
Medical
124	Medikal	threat of premature birth i.	erken doğum tehdidi
Psychology
125	Psikoloji	ego threat i.	ego tehdidi
126	Psikoloji	threat-to-self-esteem model i.	öz-saygı tehdidi modeli
127	Psikoloji	stereotype threat i.	stereotip tehdidi
128	Psikoloji	threat gesture i.	tehdit mimiği
Chemistry
129	Kimya	chemical threat i.	kimyasal tehdit
Biology
130	Biyoloji	biological threat i.	biyolojik tehdit
131	Biyoloji	biological threat agent i.	biyolojik tehdit ajanı
Marine Biology
132	Deniz Biyolojisi	frontal threat display i.	cepheden korkutma
Astronomy
133	Gökbilim	cosmic threat i.	kozmik tehlike
134	Gökbilim	cosmic threat i.	uzaydan gelen tehlike
Environment
135	Çevre	threat reduction i.	tehdit azaltması
136	Çevre	existential threat i.	varoluşsal tehlike
137	Çevre	existential threat i.	yaşamı tehdit eden şeyler
Military
138	Askeri	terrorist threat level i.	terör tehdit seviyesi
139	Askeri	threat and vulnerability assessment i.	terörle mücadelede bir tesisin tehdit analizi ve hassasiyet analizinin eşleştirilmesi
140	Askeri	threat identification and assessment i.	tehdit belirleme ve değerlendirme
141	Askeri	threat warning i.	tehdit uyarısı
142	Askeri	special operations command research analysis and threat evaluation system i.	abd özel harekat komutanlığı-araştırma analiz ve tehdit değerlendirme sistemi
143	Askeri	threat condition bravo i.	artan terörist hareket tehdidi
144	Askeri	threat force i.	düşman kuvveti
145	Askeri	threat condition charlie i.	gerçekleşmesi kaçınılmaz terörist hareket
146	Askeri	threat condition alpha i.	genel terörist hareket tehdidi
147	Askeri	security threat analysis i.	güvenlik tehdit analizi
148	Askeri	damage threat i.	hasar tehdidi
149	Askeri	internal threat i.	iç tehdit
150	Askeri	intelligence threat analysis centre i.	istihbarat tehdit analiz merkezi
151	Askeri	internal threat document i.	iç tehdit dokümanı
152	Askeri	threat analysis i.	tehdit analizi
153	Askeri	threat analysis i.	tehdit değerlendirmesi
154	Askeri	threat radars i.	tehdit radarları
155	Askeri	threat-oriented munitions i.	tehdide yönelik mühimmat
156	Askeri	threat assessment i.	tehdit değerlendirmesi
157	Askeri	threat condition delta i.	terörist hareketin gerçekleşeceği bölgesi
158	Askeri	threat assessment i.	tehdit analizi
159	Askeri	threat committee i.	tehdit komitesi
160	Askeri	terrorist threat conditions i.	terörist tehdit durumları
161	Askeri	high threat area i.	yüksek tehdit alanı
Football
162	Futbol	triple threat i.	koşma, şut çekme ve ileri pas atmada yetenekli futbolcu
Slang
163	Argo	empty threat i.	boş tehdit
164	Argo	empty threat i.	içi boş tehdit