|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
Common Usage |
|
1 |
Yaygın Kullanım |
yağ un ve yumurta karışımı hamur |
batter i.
|
|
2 |
Yaygın Kullanım |
un |
flour i.
|
|
3 |
Yaygın Kullanım |
davud'un yıldızı |
star of david i.
|
|
General |
|
4 |
Genel |
güney ispanya'da, costa del sol'un doğusu |
costa de almeria i.
|
|
5 |
Genel |
aziz paulus'un öğrencisi (incil) |
timothy i.
|
|
6 |
Genel |
ağustos'un ortası |
mid august i.
|
|
7 |
Genel |
nuh'un üçüncü oğlu |
japheth i.
|
|
8 |
Genel |
anakrion'un üslubuyla |
anacreontic i.
|
|
9 |
Genel |
sisifus'un çilesi |
the burden of sisyphus i.
|
|
10 |
Genel |
ekmeklik un |
breadstuff i.
|
|
11 |
Genel |
un fabrikası |
flour plant i.
|
|
12 |
Genel |
kral arthur'un efsanevi kılıcı |
excalibur i.
|
|
13 |
Genel |
un lapası |
hasty pudding i.
|
|
14 |
Genel |
un değirmeni |
flour mill i.
|
|
15 |
Genel |
kepekli un |
middlings i.
|
|
16 |
Genel |
un eleği (mutfakta kullanılan) |
sifter i.
|
|
17 |
Genel |
un ufak olmuş |
broken into pieces i.
|
|
18 |
Genel |
davut'un babası |
jesse i.
|
|
19 |
Genel |
un endüstrisi |
flour industry i.
|
|
20 |
Genel |
kepekli un |
wholemeal flour i.
|
|
21 |
Genel |
kral arthur'un efsanevi yuvarlak masa şövalyesi |
lancelot i.
|
|
22 |
Genel |
un çorbası |
gruel i.
|
|
23 |
Genel |
un |
flour i.
|
|
24 |
Genel |
un kurdu |
flour beetle i.
|
|
25 |
Genel |
maslow’un ihtiyaçlar teorisi |
theory of hierarchy of needs i.
|
|
26 |
Genel |
elenmemiş kaba un |
meal i.
|
|
27 |
Genel |
nuh'un gemisi |
noah's ark i.
|
|
28 |
Genel |
temmuz'un ortası |
mid july i.
|
|
29 |
Genel |
un |
farina i.
|
|
30 |
Genel |
tunus'un kuzey kıyıları |
coral coast i.
|
|
31 |
Genel |
un değirmeni |
rolling mill i.
|
|
32 |
Genel |
un çuvalı |
flour sack i.
|
|
33 |
Genel |
newyork'un bir semti |
soho i.
|
|
34 |
Genel |
çok amaçlı un |
all purpose flour i.
|
|
35 |
Genel |
has un |
fine flour i.
|
|
36 |
Genel |
kepekli un |
whole-wheat flour i.
|
|
37 |
Genel |
kaba un |
middlings i.
|
|
38 |
Genel |
pound'un yüzde biri |
penny i.
|
|
39 |
Genel |
ağartılmamış un |
unbleached flour i.
|
|
40 |
Genel |
un değirmeni |
flourmill i.
|
|
41 |
Genel |
davud'un kalkanı |
star of david i.
|
|
42 |
Genel |
davud'un yıldızı |
magen david i.
|
|
43 |
Genel |
davud'un kalkanı |
magen david i.
|
|
44 |
Genel |
davud'un yıldızı |
shield of david i.
|
|
45 |
Genel |
davud'un kalkanı |
shield of david i.
|
|
46 |
Genel |
focus'un çoğulu |
foci i.
|
|
47 |
Genel |
kral arthur'un yuvarlak masa şövalyelerinden biri |
percival i.
|
|
48 |
Genel |
kral arthur'un yuvarlak masa şövalyelerinden biri |
perceval i.
|
|
49 |
Genel |
emanuel swedenborg'un felsefesine dayanan bir dini hareket |
swedenborgian i.
|
|
50 |
Genel |
new york'un manhattan bölgesinin kuzeydoğu bölümünde bulunan zenci nüfusun çoğunlukta olduğu bir bölge |
harlem i.
|
|
51 |
Genel |
10'un katları |
multiples of 10 i.
|
|
52 |
Genel |
hanok'un kitabı |
book of enoch i.
|
|
53 |
Genel |
tom wolfe'un 1970leri tanımlamak için kullandığı bir terim |
"me" decade i.
|
|
54 |
Genel |
ünlü caz sanatçısı louis armstrong'un lakabı |
satch i.
|
|
55 |
Genel |
ünlü caz sanatçısı louis armstrong'un lakabı |
satchmo i.
|
|
56 |
Genel |
talmud'un çalışmasında uzmanlaşmış kimse |
talmudist i.
|
|
57 |
Genel |
kral tantalus'un sonsuz açlık ve susuzluğa mahkum edilmesi gibi ağır ceza |
tantalism i.
|
|
58 |
Genel |
kamerun'un fransız sömürgesi (eski) |
cameroun [french] i.
|
|
59 |
Genel |
4. yüzyılın sonlarında platon’un öğrettiler verdiği atina’nın yanındaki koru veya bahçe |
academy i.
|
|
60 |
Genel |
albertus magnus'un teolojik fikirlerini öğrenen kişi |
albertist i.
|
|
61 |
Genel |
albertus magnus'un kuramlarını destekleyen kişi |
albertist i.
|
|
62 |
Genel |
günümüzde oregon'un corvallis yakınlarında yaşayan kalapoo halkı |
chepenafa i.
|
|
63 |
Genel |
günümüzde oregon'un corvallis yakınlarında yaşayan kalapoo halkından olan kimse |
chepenafa i.
|
|
64 |
Genel |
christian dior'un yarattığı, kadın kıyafetlerinde uzun eteklerin hüküm sürdüğü bir moda |
new look i.
|
|
65 |
Genel |
un öğütülürken elekten geçen malzeme |
throughs i.
|
|
66 |
Genel |
değirmenciye yaptığı işin karşılığı olarak verilen un |
toddick [dialect] i.
|
|
67 |
Genel |
dionysos'un kulağı |
ear of dionysius i.
|
|
68 |
Genel |
2000'den 2009'un sonuna kadar süren on yıllık dönem |
aughts i.
|
|
69 |
Genel |
aziz petrus'un hapishaneden mucizevi kurtuluşunun anıldığı tarih |
august 1 i.
|
|
70 |
Genel |
new york'un esas yerlileri sayılan hollandalıların soyundan kimse |
knickerbocker i.
|
|
71 |
Genel |
konstantinopolis piskoposu makedonius'un kutsal ruhu reddeden öğretileri |
macedonianism i.
|
|
72 |
Genel |
kuzeybatı washington'un flattery burnu civarında yaşayan, nutkaların bir alt kolu olan amerikan yerlilerine mensup kimse |
makah i.
|
|
73 |
Genel |
kuzeybatı washington'un flattery burnu civarında yaşayan, nutkaların bir alt kolu olan amerikan yerlileri |
makah i.
|
|
74 |
Genel |
ekvador'un sahil kesiminde yaşayan yerli bir halk |
manta i.
|
|
75 |
Genel |
ekvador'un sahil kesiminde yaşayan yerli bir halka mensup kimse |
manta i.
|
|
76 |
Genel |
un, tuz ve şeker |
white i.
|
|
77 |
Genel |
un gibi olma |
mealiness i.
|
|
78 |
Genel |
tek seferde öğütülen un miktarı |
melder [uk] i.
|
|
79 |
Genel |
yeni öğütülmüş un |
melder [uk] i.
|
|
80 |
Genel |
un öğütücü |
melder [uk] i.
|
|
81 |
Genel |
ağustos'un ortası |
mid-august i.
|
|
82 |
Genel |
un değirmeni ile bitişik ev |
millhouse i.
|
|
83 |
Genel |
tunus'un para birimi |
millieme i.
|
|
84 |
Genel |
bir pound'un 1000'de 1'ine eşit olan mısır para birimi |
millieme i.
|
|
85 |
Genel |
bir pound'un 1000'de 1'ine eşit olan sudan para birimi |
millieme i.
|
|
86 |
Genel |
tunus'un para birimi |
millime i.
|
|
87 |
Genel |
(un, tuz) eleme |
bolting i.
|
|
88 |
Genel |
kuzeybatı arizona'da, büyük kanyon'un güneyinde yaşayan bir amerikan yerli kabilesine mensup kimse |
hualapai i.
|
|
89 |
Genel |
kuzeybatı arizona'da, büyük kanyon'un güneyinde yaşayan bir amerikan yerli kabilesi |
hualapai i.
|
|
90 |
Genel |
kuzeybatı arizona'da, büyük kanyon'un güneyinde yaşayan bir amerikan yerli kabilesi |
hualpai i.
|
|
91 |
Genel |
M.Ö. 4. yüzyılda sirakuza'da hükümdar olan dionysios'un sarayında yaşamış ve dünyaca ünlü damokles'in kılıcı deyiminin zamanımıza kadar gelmesine sebep olmuş kişi |
damocles i.
|
|
92 |
Genel |
un sandığı |
girnal [scotland] i.
|
|
93 |
Genel |
un varili |
girnal [scotland] i.
|
|
94 |
Genel |
un sandığı |
girnel [scotland] i.
|
|
95 |
Genel |
un varili |
girnel [scotland] i.
|
|
96 |
Genel |
kepekli un |
gurgeons [obsolete] i.
|
|
97 |
Genel |
tahılın öğütülerek un haline getirildiği oluklu silindir |
roll i.
|
|
98 |
Genel |
(kral arthur'un yuvarlak masa modeline dayanan) şövalye birlikleri |
round table i.
|
|
99 |
Genel |
(kral arthur'un yuvarlak masa efsanesi ile ilişkilendirilen) ingiliz yapıları |
round table i.
|
|
100 |
Genel |
(kral arthur'un yuvarlak masa efsanesi ile ilişkilendirilen) doğal ingiliz oluşumları |
round table i.
|
|
101 |
Genel |
iii. napolyon'un bıyığı |
imperial beard i.
|
|
102 |
Genel |
(önceden saint petersburg'un inşa edildiği yerde yaşayan) batı fin halkı üyesi |
inger i.
|
|
103 |
Genel |
vermont'un bennington kasabasında üretilen seramik eşya |
bennington i.
|
|
104 |
Genel |
vermont'un bennington kasabasında üretilen seramik eşya |
bennington ware i.
|
|
105 |
Genel |
vermont'un bennington kasabasında üretilen seramik eşya |
bennington pottery i.
|
|
106 |
Genel |
taneli un |
padar [obsolete] i.
|
|
107 |
Genel |
(kutu, tepsi, süs yapımında kullanılan) kağıt, un ve su karışımı |
paper i.
|
|
108 |
Genel |
(kutu, tepsi, süs yapımında kullanılan) kağıt, un ve su karışımı |
paper mache i.
|
|
109 |
Genel |
ince taneli un |
pollen [obsolete] i.
|
|
110 |
Genel |
has un |
pollen [obsolete] i.
|
|
111 |
Genel |
napolyon'un 1806'da britanya'ya uyguladığı abluka politikası |
continental system i.
|
|
112 |
Genel |
eros'un yayı |
cupid’s bow i.
|
|
113 |
Genel |
(st. petersburg'un kurulduğu ingriya bölgesine özgü) batı fin topluluğu üyesi |
ingrian i.
|
|
114 |
Genel |
don kişot'un yaveri |
panza i.
|
|
115 |
Genel |
paracelsus'un okült felsefesinde elementlerinden biri ateş olan varlık |
salamander i.
|
|
116 |
Genel |
un değirmeni |
cornmill [uk] i.
|
|
117 |
Genel |
un fabrikası |
cornmill [uk] i.
|
|
118 |
Genel |
un |
floor [scotland] i.
|
|
119 |
Genel |
metal un kabı |
flour bin i.
|
|
120 |
Genel |
teneke un kutusu |
flour box i.
|
|
121 |
Genel |
un kutusu |
flour dredge i.
|
|
122 |
Genel |
un eleği |
flour sifter i.
|
|
123 |
Genel |
oregon'un yerlisi |
oregonian i.
|
|
124 |
Genel |
new york'un batısında yaşayan irokua halkı |
seneca i.
|
|
125 |
Genel |
new york'un batısında yaşayan irokua halkına mensup kimse |
seneca i.
|
|
126 |
Genel |
un lapası |
sepawn [dialect] [us] i.
|
|
127 |
Genel |
un lapası |
sepon i.
|
|
128 |
Genel |
firavun'un yılanı |
serpent i.
|
|
129 |
Genel |
bereket tanrısı priapos'un eskiden bahçelerde korkuluk olarak kullanılmış heykeli |
priapus i.
|
|
130 |
Genel |
firavun'un yılanı |
snake i.
|
|
131 |
Genel |
devon ve cornwall'un kalay madeni çıkarılan bölümü |
the stannaries i.
|
|
132 |
Genel |
(yunan mitolojisinde) tanrı odysseus'un karısı |
penelope i.
|
|
133 |
Genel |
un ufak etmek |
crumble st finely f.
|
|
134 |
Genel |
yağ katarak kıvamına getirmek (un) |
shorten f.
|
|
135 |
Genel |
un haline getirmek |
flour f.
|
|
136 |
Genel |
un ufak etmek |
smash to smithereens f.
|
|
137 |
Genel |
un ufak olmak |
crumble f.
|
|
138 |
Genel |
un ufak olmak |
be broken into pieces f.
|
|
139 |
Genel |
un ufak etmek |
pulverize f.
|
|
140 |
Genel |
ipe un sermek |
give someone a song and dance f.
|
|
141 |
Genel |
un elemek |
sift flour f.
|
|
142 |
Genel |
un ufak etmek |
pulverise f.
|
|
143 |
Genel |
un ufak etmek |
to-brest f.
|
|
144 |
Genel |
tahılı öğütüp un haline getirmek |
grind the grain into flour f.
|
|
145 |
Genel |
un haline gelmek |
meal f.
|
|
146 |
Genel |
un ufak olmak |
corrade f.
|
|
147 |
Genel |
(shakespeare'in coriolanus eseri) birine coriolanus'un aufidius'a davrandığı gibi davranmak |
fiddious f.
|
|
148 |
Genel |
socinus'un öğretilerine uygun hale getirmek |
socinianize f.
|
|
149 |
Genel |
socinus'un öğretilerini aşılamak |
socinianize f.
|
|
150 |
Genel |
socinus'un öğretilerine uygun hale getirmek |
socinianise f.
|
|
151 |
Genel |
socinus'un öğretilerini aşılamak |
socinianise f.
|
|
152 |
Genel |
un gibi |
mealy s.
|
|
153 |
Genel |
un gibi |
floury s.
|
|
154 |
Genel |
karl gauss'un matematik teorileriyle ilgili |
gaussian s.
|
|
155 |
Genel |
un veren |
farinose s.
|
|
156 |
Genel |
süt, yumurta, un, pane harcı vb ile kaplanmış |
batter-coated s.
|
|
157 |
Genel |
süt, yumurta, un, pane harcı vb ile kaplanmış |
battered s.
|
|
158 |
Genel |
un ufak olan |
crumby s.
|
|
159 |
Genel |
tolstoy'un tarzına yakın |
tolstoyesque s.
|
|
160 |
Genel |
nostradamus'un eserleriyle ilgili |
nostradamic s.
|
|
161 |
Genel |
nostradamus'un eserlerine benzer |
nostradamic s.
|
|
162 |
Genel |
elenmemiş (un/buğday) |
unbolted s.
|
|
163 |
Genel |
un veren |
mealy s.
|
|
164 |
Genel |
ağustos'un ortasında meydana gelen |
mid-august s.
|
|
165 |
Genel |
un ufak olmuş |
riven s.
|
|
166 |
Genel |
(kutu, tepsi, süs yapımında kullanılan) kağıt, un ve su karışımı |
paper-mache s.
|
|
167 |
Genel |
un ile kaplı |
floury s.
|
|
168 |
Genel |
un ile panelenmiş |
floury s.
|
|
169 |
Genel |
apollon'un rahibelerine ait veya ilgili |
pythonic s.
|
|
170 |
Genel |
apollon'un rahibelerine ait veya ilgili |
pythonical s.
|
|
171 |
Genel |
tartaros'un altında yaşayan |
subtartarean s.
|
|
172 |
Genel |
tartaros'un altını oluşturan |
subtartarean s.
|
|
173 |
Genel |
ağustos'un ortasında |
mid-august zf.
|
|
174 |
Genel |
morityus'un temel para birimi |
mur kısalt.
|
|
Phrasals |
|
175 |
Öbek Fiiller |
un ufak olmak |
crumble away f.
|
|
176 |
Öbek Fiiller |
un ufak olmak |
crumble up f.
|
|
177 |
Öbek Fiiller |
un ufak etmek |
crumble something up f.
|
|
178 |
Öbek Fiiller |
un ufak etmek |
crumble up f.
|
|
179 |
Öbek Fiiller |
un ufak etmek |
crush out of f.
|
|
180 |
Öbek Fiiller |
un ufak etmek |
crush to f.
|
|
181 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi un ufak etmek |
grind something up f.
|
|
Phrases |
|
182 |
İfadeler |
geçti bor'un pazarı sür eşeğini niğde'ye |
after meat, mustard expr.
|
|
183 |
İfadeler |
istanbul'un birçok yerinde |
in much of istanbul expr.
|
|
184 |
İfadeler |
2. dünya savaşı'nda perçinleri saymakla görevli james kilroy'un perçinlerin yanlarına koyduğu işaretler silinmesin diye kilroy buradaydı yazısı ve duvarın üstünden bakan bir adam çizmesi üzerine ortaya çıkmış bir söz |
kilroy was here expr.
|
|
185 |
İfadeler |
çin devlet başkanı mao zedong'un 1956 yılında çin hükümetinin eleştirilebilmesinin yolunu açmak için kullandığı bir ifade |
let a hundred flowers bloom expr.
|
|
Proverb |
|
186 |
Atasözü |
geçti bor'un pazarı sür eşeğini niğde'ye |
too little too late
|
|
Colloquial |
|
187 |
Konuşma Dili |
super bowl'un oynandığı pazar günü öğleden sonra animal planet'te yayınlanan bir tv programı |
puppy bowl i.
|
|
188 |
Konuşma Dili |
koreli müzik grubu exo'nun üyeleri olan baekhyun ve chanyeol'un birlikte olduktan sonra aldıklari isim |
chanbaek i.
|
|
189 |
Konuşma Dili |
donald trump'un orijinal soyadı |
drumpf i.
|
|
190 |
Konuşma Dili |
eski abd başkanı george w.bush'un bir lakabı (ikinci isminin (w.) kendisi tarafından telaffuz edilme şekline istinaden türetilmiş bir lakap) |
dubya i.
|
|
191 |
Konuşma Dili |
koreli müzik grubu got7’ın üyeleri olan choi youngjae ve lim jaebeom’un birlikte olduktan sonra aldıkları isim |
2jae i.
|
|
192 |
Konuşma Dili |
connecticut'un takma adı |
land of steady habits i.
|
|
193 |
Konuşma Dili |
tartışmalı eserlerinden dolayı heredot'un lakabı |
father of lies i.
|
|
194 |
Konuşma Dili |
un ufak etmek |
pound up f.
|
|
195 |
Konuşma Dili |
bir şeyi un ufak etmek |
pound something up f.
|
|
196 |
Konuşma Dili |
15 dakikalığına ünlü (andy warhol'un "bir gün herkes 15 dakikalığına ünlü olacak" sözüne istinaden kullanılan bir ifade) |
famous for 15 minutes s.
|
|
197 |
Konuşma Dili |
15 dakikalığına ünlü (andy warhol'un "bir gün herkes 15 dakikalığına ünlü olacak" sözüne istinaden kullanılan bir ifade) |
famous for fifteen minutes s.
|
|
198 |
Konuşma Dili |
15 dakikalığına ünlülük (andy warhol'un "bir gün herkes 15 dakikalığına ünlü olacak" sözüne istinaden kullanılan bir ifade) |
15 minutes of fame expr.
|
|
199 |
Konuşma Dili |
(bilgisayar) mouse'un/farenin sol tuşu |
lmb (left mouse button) expr.
|
|
Idioms |
|
200 |
Deyim |
1929'da new orleans'ta grev yapan işçilere bölgedeki bir restoranın yapıp verdiği sandviç (poor boy'un kısaltılmışı) |
po' boy i.
|
|
201 |
Deyim |
homeros'un tanımıyla, ölümden sonra kutsal/huzurlu ruhların yaşadığı mutlu diyar |
the elysian fields i.
|
|
202 |
Deyim |
nixon'un çin'e gitmesi gibi bir şey |
nixon in china i.
|
|
203 |
Deyim |
nixon'un çin'e gitmesi gibi bir şey |
nixon to china i.
|
|
204 |
Deyim |
un ufak etmek |
blast to smithereens f.
|
|
205 |
Deyim |
un ufak edilmek |
be blasted to smithereens f.
|
|
206 |
Deyim |
agop'un kazı gibi yutmak |
eat voraciously f.
|
|
207 |
Deyim |
ipe un sermek |
swing the lead f.
|
|
208 |
Deyim |
ipe un sermek |
dodge the column f.
|
|
209 |
Deyim |
un ufak etmek |
hack (something) to smithereens f.
|
|
210 |
Deyim |
(bir şeyi) un ufak etmek |
hack (something) to pieces f.
|
|
211 |
Deyim |
87 yıl önce (abraham lincoln'un yaptığı konuşmaya ithafen) |
four score and seven years ago zf.
|
|
212 |
Deyim |
morpheus'un kollarında/kucağında |
in the arms of morpheus expr.
|
|
213 |
Deyim |
Nixon'un resmi Çin ziyaretinden sonra kullanılan tabir |
only Nixon could go to China expr.
|
|
214 |
Deyim |
geçti Bor'un pazarı |
(one's) ship has sailed expr.
|
|
215 |
Deyim |
kevin bacon'un oynamadığı/bağlantısı olmayan oyuncu kalmamıştır |
six degrees of kevin bacon expr.
|
|
216 |
Deyim |
nixon'un çin'e gitmesi gibi bir şey |
nixon goes to china expr.
|
|
Speaking |
|
217 |
Konuşma |
istanbul'un en çok nesini seversin? |
what do you love most about istanbul? expr.
|
|
218 |
Konuşma |
istanbul'un en çok nesini seviyorsun? |
what do you love most about istanbul? expr.
|
|
Trade/Economic |
|
219 |
Ticaret/Ekonomi |
abd ve kanada’da pound'un yüzde birine denk gelen para birimi |
new penny i.
|
|
220 |
Ticaret/Ekonomi |
tunus'un para birimi |
tunisian dirham i.
|
|
221 |
Ticaret/Ekonomi |
tunus'un para birimi |
dirham i.
|
|
222 |
Ticaret/Ekonomi |
tunus'un para birimi |
dinar i.
|
|
223 |
Ticaret/Ekonomi |
tunus'un para birimi |
tunisian monetary unit i.
|
|
224 |
Ticaret/Ekonomi |
aziz ambrose'un at üzerindeki figürünü taşıyan sikke |
ambrosin i.
|
|
225 |
Ticaret/Ekonomi |
aziz ambrose'un at üzerindeki figürünü taşıyan sikke |
ambrosino i.
|
|
226 |
Ticaret/Ekonomi |
malthus'un bolluk teorisi |
theory of gluts i.
|
|
227 |
Ticaret/Ekonomi |
stagflasyon (stagnation'un ilk ve inflation'un son hecelerinin birleştirilmesiyle oluşturulan bir kavram) |
stagflation i.
|
|
228 |
Ticaret/Ekonomi |
laos'un para birimi |
kip i.
|
|
229 |
Ticaret/Ekonomi |
kuzey kore'nin para birimi olan won'un yüzde biri |
jun i.
|
|
230 |
Ticaret/Ekonomi |
morityus'un temel para birimi |
mauritian rupee i.
|
|
231 |
Ticaret/Ekonomi |
pound'un üçte ikisine eşdeğer bir eski iskoç para birimi |
merk i.
|
|
232 |
Ticaret/Ekonomi |
cezayir, bahreyn, ırak, ürdün, kuveyt, libya ve tunus'un temel para birimi |
dinar i.
|
|
233 |
Ticaret/Ekonomi |
tunus'un para birimi |
din (dinar) kısalt.
|
|
234 |
Ticaret/Ekonomi |
tunus'un para birimi |
din. (dinar) kısalt.
|
|
Law |
|
235 |
Hukuk |
(antik roma hukuku) medeni hukukla değil praetor'un fermanıyla korunan |
bonitary s.
|
|
236 |
Hukuk |
(antik roma hukuku) medeni hukukla değil praetor'un fermanıyla korunan |
bonitarian s.
|
|
Politics |
|
237 |
Siyasal |
1996'da rusya ve belarus'un kurduğu siyasi ve ekonomik birlik |
community of sovereign republics i.
|
|
238 |
Siyasal |
başkan nixon'un politikalarını sessizce destekleyen abd vatandaşları |
silent majority i.
|
|
239 |
Siyasal |
bill clinton'un 1992'de seçim kampanyasını kazanmasını sağlayan, ekonomiye dikkat çekmek amaçlı sloganı |
it's the economy, stupid expr.
|
|
Institutes |
|
240 |
Kurum/Kuruluş |
türkiye un sanayicileri federasyonu (tufaf) |
turkish flour industrialists' federation (tfif) i.
|
|
241 |
Kurum/Kuruluş |
1981'de mitch kapor'un kurduğu yazılım şirketi |
lotus i.
|
|
Industry |
|
242 |
Sanayi |
bir ispanyol'un kontrolü altındaki büyük alan |
encomienda i.
|
|
243 |
Sanayi |
gabon'un üç harfli kodu |
gab i.
|
|
Insurance |
|
244 |
Sigortacılık |
lloyds'un standart kurtarma sözleşme formu |
lloyd's open form i.
|
|
245 |
Sigortacılık |
lloyds'un standart kurtarma sözleşme formu |
lloyd's form i.
|
|
Tourism |
|
246 |
Turizm |
kayak veya snowboard'un öğretildiği hafif eğimli kayak pisti |
nursery slope i.
|
|
Technical |
|
247 |
Teknik |
asimov'un üç yasası |
asimov's three laws i.
|
|
248 |
Teknik |
dalton'un kısmi basınç yasası |
dalton's law of partial pressure i.
|
|
249 |
Teknik |
dalton'un kısımsal basınçlar yasası |
dalton's law of partial pressure i.
|
|
250 |
Teknik |
ford’un pasif güvenlik sistemi |
pats i.
|
|
251 |
Teknik |
hamurun makineye yapışmasını önlemek için hamuru un ile kaplayan makine |
flour duster i.
|
|
252 |
Teknik |
loyd'un saptadığı uzunluk ve boy |
lloyd's length i.
|
|
253 |
Teknik |
lloyd'un saptadığı boyutlar |
lloyd's dimensions i.
|
|
254 |
Teknik |
newton'un benzeşim kanunu |
newton's similarity law i.
|
|
255 |
Teknik |
newton'un benzeşim sayısı |
newton's similarity i.
|
|
256 |
Teknik |
prevost'un ısı dönüştürme yasası |
prevost's law of heal exchange i.
|
|
257 |
Teknik |
peugeot’un common-rail teknolojisiyle ürettiği dizel motor |
hdi i.
|
|
258 |
Teknik |
radon'un radyoaktif izotopu |
actinon i.
|
|
259 |
Teknik |
un |
farina i.
|
|
260 |
Teknik |
van't hoff'un eşsıcaklık eğrisi |
van't hoff's isotherm i.
|
|
261 |
Teknik |
van't hoff'un eşoylum eğrisi |
van't hoff's isochore i.
|
|
262 |
Teknik |
un kaplama makinesi |
flour duster i.
|
|
263 |
Teknik |
heron'un buhar türbini |
eolipile i.
|
|
264 |
Teknik |
1/ohm'un binde biri |
millimho i.
|
|
265 |
Teknik |
un değirmeninin üst taşında yer alan demirden destek mekanizması |
rind i.
|
|
266 |
Teknik |
un eleme makinesi |
dresser i.
|
|
267 |
Teknik |
un eleği |
flour bolt i.
|
|
268 |
Teknik |
(öğütme sürecinde oluşan) un tozu |
stive i.
|
|
269 |
Teknik |
un ufak etmek |
reduce f.
|
|
Computer |
|
270 |
Bilgisayar |
microsoft'un finans yazılımı |
microsoft money i.
|
|
271 |
Bilgisayar |
barbados'un internet alan adı |
bb i.
|
|
272 |
Bilgisayar |
microsoft'un yürüttüğü, microsoft ürünlerini kullanarak pek çok alanda yeterlilik sertifikası veren bir dizi program |
mcp ( microsoft certified professional) i.
|
|
273 |
Bilgisayar |
microsoft'un sms'inin kod adı |
hermes i.
|
|
274 |
Bilgisayar |
facebook'un kısaltması |
fb kısalt.
|
|
275 |
Bilgisayar |
adobe'un 2002'de çıkardığı veri akışı ortamı sunucusu |
fms (flash media server) kısalt.
|
|
Informatics |
|
276 |
Bilişim |
dos'un ayırdığı her bellek bloğunun önüne yerleştirdiği kimlikleyici |
mcb (memory control block) kısalt.
|
|
Telecom |
|
277 |
Telekom |
british telecom'un görsel veri hizmeti |
prestel i.
|
|
Electric |
|
278 |
Elektrik |
ohm'un milyonda biri |
microhm i.
|
|
279 |
Elektrik |
c.a. de coulomb'un keşiflerine ait veya ilgili |
coulombian s.
|
|
Architecture |
|
280 |
Mimarlık |
zeus'un süt annesi amalthea'nın boynuzlarını taşıyan dekor |
horn i.
|
|
Automotive |
|
281 |
Otomotiv |
ford'un 1908 ile 1927 yılları arasında ürettiği t model otomobil |
ford model t i.
|
|
282 |
Otomotiv |
ford'un 1908 ile 1927 yılları arasında ürettiği t model otomobil |
flivver i.
|
|
283 |
Otomotiv |
ford'un 1908 ile 1927 yılları arasında ürettiği t model otomobil |
tin lizzie i.
|
|
284 |
Otomotiv |
yakup'un merdiveni |
jacob's ladder i.
|
|
285 |
Otomotiv |
ford'un seri üretim hattında ürettiği ilk otomobil |
model t i.
|
|
286 |
Otomotiv |
ford'un ürettiği t model otomobilde kullanılan bir ateşleme bobini |
model t coil i.
|
|
Traffic |
|
287 |
Trafik |
un numarası |
un number i.
|
|
Aeronautic |
|
288 |
Havacılık |
new york'un doğusundaki long island'da büyük bir havalimanı |
kennedy international airport i.
|
|
289 |
Havacılık |
new york'un doğusundaki long island'da büyük bir havalimanı |
kennedy i.
|
|
290 |
Havacılık |
new york'un doğusundaki long island'da büyük bir havalimanı |
kennedy interrnational i.
|
|
Mining |
|
291 |
Maden |
un eleği gövdesi |
hutch i.
|
|
292 |
Maden |
cornwall'un luxulyan köyünde bulunan bir granit türü |
luxullianite i.
|
|
Medical |
|
293 |
Medikal |
kendiliğinden kabaran un |
self-raising flour i.
|
|
294 |
Medikal |
multipl skleroz’un klinik seyri |
clinical progress of multiple sclerosis i.
|
|
295 |
Medikal |
Perineum'un ucuna batırılabilen tekne şeklinde leğen |
bidet i.
|
|
296 |
Medikal |
roux’un y anastomozu |
roux-en-y anastomosis i.
|
|
297 |
Medikal |
un |
un i.
|
|
298 |
Medikal |
volt’un binde biri |
millivolt i.
|
|
299 |
Medikal |
böcek ilacı parathion'un solunması veya yutulmasıyla gerçekleşen zehirlenme |
parathion poisoning i.
|
|
300 |
Medikal |
sternum'un altı |
substernal s.
|
|
Psychology |
|
301 |
Psikoloji |
masters ve Johnson'un dört evreli cinsel tepki modeli |
masters and Johnson's four-phase model i.
|
|
302 |
Psikoloji |
maslow'un insan motivasyonu teorisi |
maslow's theory of human motivation i.
|
|
303 |
Psikoloji |
jung'un teorilerini savunan kimse |
jungian i.
|
|
304 |
Psikoloji |
sigmund freud'un psikolojik teorileri |
freudian psychology i.
|
|
305 |
Psikoloji |
jung'un psikolojik teorilerini savunan |
jungian s.
|
|
Pathology |
|
306 |
Patoloji |
parvovirüs b19'un yol açtığı çocuk hastalığı |
erythema infectiosum i.
|
|
307 |
Patoloji |
parvovirüs b19'un yol açtığı çocuk hastalığı |
fifth disease i.
|
|
308 |
Patoloji |
parvovirüs b19'un yol açtığı çocuk hastalığı |
slapped-cheek disease i.
|
|
Pharmaceutics |
|
309 |
Eczacılık |
toz halindeki bir ilacı kaplayan pirinç kağıdı tableti veya kuru un macunu |
wafer i.
|
|
Parasitology |
|
310 |
Parazitbilim |
un ve tahıllarda üreyerek hayvanları hasta eden bir akar cinsi |
aleurobius i.
|
|
311 |
Parazitbilim |
un kurdu paraziti |
hymenolepis nana i.
|
|
312 |
Parazitbilim |
ergin un kurdu |
meal beetle i.
|
|
313 |
Parazitbilim |
un akarı |
flour mite i.
|
|
314 |
Parazitbilim |
larvası un değirmenleri için tehlike oluşturan bir güve |
flour moth (ephestia kuehniella) i.
|
|
Food Engineering |
|
315 |
Gıda |
alöron kullanılarak yapılan bir un türü |
aleuronat i.
|
|
316 |
Gıda |
bonkalite un |
red dog i.
|
|
317 |
Gıda |
katışıksız un |
plain flour i.
|
|
318 |
Gıda |
katkısız un |
plain flour i.
|
|
319 |
Gıda |
patent un |
patent flour i.
|
|
320 |
Gıda |
saf un |
plain flour i.
|
|
321 |
Gıda |
tam un |
whole meal i.
|
|
322 |
Gıda |
un işleme maddesi |
flour treatment agent i.
|
|
323 |
Gıda |
un eleme |
flour dressing i.
|
|
324 |
Gıda |
maltı kurutmakta kullanılan un |
malt floor i.
|
|
325 |
Gıda |
eleme ile ayrılan kalın un topakları |
boxings i.
|
|
326 |
Gıda |
tahılı arka arkaya öğüterek un yapma işlemi |
high milling i.
|
|
327 |
Gıda |
tek bir öğütme ardından eleme yöntemi ile un elde etme işlemi |
low milling i.
|
|
328 |
Gıda |
un eleği |
riddle i.
|
|
329 |
Gıda |
nispeten daha az rafine edilmiş un |
clears i.
|
|
330 |
Gıda |
un formunda konsantre balık proteini |
fish flour i.
|
|
331 |
Gıda |
un formunda konsantre balık proteini |
fish protein concentrate i.
|
|
332 |
Gıda |
eleme sırasında ayıklanan kaba un |
parings i.
|
|
333 |
Gıda |
un anlamı veren ön ek |
aleuro- ök.
|
|
Gastronomy |
|
334 |
Mutfak |
eşit miktarda un ve tereyağ karışımı |
kneaded butter i.
|
|
335 |
Mutfak |
kepekli un |
whole wheat flour i.
|
|
336 |
Mutfak |
nişastalı un kurabiyesi |
meltaway cookies i.
|
|
337 |
Mutfak |
paçal un |
blended flour i.
|
|
338 |
Mutfak |
serpmek (un, tuz vb) |
dust i.
|
|
339 |
Mutfak |
un çorbası |
flour soup i.
|
|
340 |
Mutfak |
un eleği |
sifter i.
|
|
341 |
Mutfak |
un sıyırıcı |
pastry cutter i.
|
|
342 |
Mutfak |
un kurabiyesi |
turkish shortbread i.
|
|
343 |
Mutfak |
un sıyırıcı |
dough scraper i.
|
|
344 |
Mutfak |
un helvası |
flour halva i.
|
|
345 |
Mutfak |
un |
all purpose flour i.
|
|
346 |
Mutfak |
beyaz un, mısır unu ve pekmezden yapılmış mayalı ekmek |
anadama bread i.
|
|
347 |
Mutfak |
fırında yiyecek pişirirken kullanılan yağ ve un karışımından oluşan sprey |
baking spray i.
|
|
348 |
Mutfak |
mercimek ve arpa karışımından elde edilen bir un karışımı |
ervalenta i.
|
|
349 |
Mutfak |
mercimek ve arpa karışımından elde edilen bir un karışımı |
revalenta i.
|
|
350 |
Mutfak |
haşlanarak ve kavrularak hazırlanan, çeşnili hamursuz ekmekle veya un, soğan ve iç yağı ile doldurulmuş sığır veya tavuk bağırsağı |
kishke i.
|
|
351 |
Mutfak |
beyaz un |
white flour i.
|
|
352 |
Mutfak |
kepeği de dahil tüm buğday tanesinin öğütülmesiyle elde edilen un |
whole meal flour i.
|
|
353 |
Mutfak |
kepeği de dahil tüm buğday tanesinin öğütülmesiyle elde edilen un |
graham i.
|
|
354 |
Mutfak |
kurutulmuş mısırdan yapılan bir çeşit un |
masa harina i.
|
|
355 |
Mutfak |
beyaz un ile kepekli un arası kaliteye sahip kahverengi bir un |
wheatmeal i.
|
|
356 |
Mutfak |
manyok kökünden elde edilen talaşa benzer bir tür un |
woodmeal i.
|
|
357 |
Mutfak |
un eleme makinesi |
bolt i.
|
|
358 |
Mutfak |
un eleme makinesi |
bolter i.
|
|
359 |
Mutfak |
öğütülmüş matzadan yapılan un |
matzah meal i.
|
|
360 |
Mutfak |
öğütülmüş matzadan yapılan un |
matzo meal i.
|
|
361 |
Mutfak |
öğütülmüş matzadan yapılan un |
matzoh meal i.
|
|
362 |
Mutfak |
(un) kepeklilik |
branfulness [obsolete] i.
|
|
363 |
Mutfak |
kavrulmuş un |
browning i.
|
|
364 |
Mutfak |
un, yumurta ve sütle yapılıp biftekle servis edilen pişmiş bir puding |
yorkshire pudding [uk] i.
|
|
365 |
Mutfak |
tereyağı, un ve şekerle yapılan sade bir kurabiye |
butter cookie i.
|
|
366 |
Mutfak |
özellikle fırın tabanında pişirildikten sonra üstüne un serpilen ortası yarık, büyük ve beyaz bir danimarka ekmeği |
danish loaf [uk] i.
|
|
367 |
Mutfak |
erimiş tereyağı, un, sebze veya balık suyu ve limon suyuyla hazırlanan bir sos |
drawn butter i.
|
|
368 |
Mutfak |
şeker, un serpmek için kullanılan kapağı delikli kap |
dredging box i.
|
|
369 |
Mutfak |
kavrulmuş mısırdan yapılan ince un |
pinole i.
|
|
370 |
Mutfak |
çeşitli bitki tohumlarından yapılan ince un |
pinole i.
|
|
371 |
Mutfak |
un ve suyla yapılan lapa |
crowdie [scotland] i.
|
|
372 |
Mutfak |
un veya ekmek kırıntıları ile su veya et suyundan hazırlanan bir püre |
panada i.
|
|
373 |
Mutfak |
un veya ekmek kırıntıları ile su veya et suyundan hazırlanan bir püre |
panade i.
|
|
374 |
Mutfak |
(kuru biftek, un, şeker ve iç yağından yapılan) pemmikana benzer acil durum yemeği |
pemican i.
|
|
375 |
Mutfak |
(kuru biftek, un, şeker ve iç yağından yapılan) pemmikana benzer acil durum yemeği |
pemmican i.
|
|
376 |
Mutfak |
tereyağı ve yağda çevrilmiş un ile yoğunlaştırılmış bir et suyu |
sauce espagnole i.
|
|
377 |
Mutfak |
tuzlu ve biberli un |
seasoned flour i.
|
|
378 |
Mutfak |
kendinden kabaran un |
self-rising flour i.
|
|
379 |
Mutfak |
hazır un, tuz ve kabartma tozu karışımı |
self-rising flour i.
|
|
380 |
Mutfak |
(hamur işinde üst malzeme olarak kullanılan) şeker, tereyağı ve un karışımı |
crumb i.
|
|
381 |
Mutfak |
un çorbası |
skilligalee i.
|
|
382 |
Mutfak |
un çorbası |
skilly [uk] i.
|
|
383 |
Mutfak |
soya fasulyesinden elde edilen un |
soy flour i.
|
|
384 |
Mutfak |
doğranmış içyağı, un, ekmek kırıntısı, kuru üzüm ve baharatlar ile hazırlanan bir yemek |
suet pudding i.
|
|
385 |
Mutfak |
(un) elemek |
temse [dialect] f.
|
|
386 |
Mutfak |
un serpmek |
dust f.
|
|
387 |
Mutfak |
(süt, yumurta, un, pane harcı vs. karışımına) bulanmış |
batter-coated s.
|
|
388 |
Mutfak |
yağ, yumurta ve un karışımında kızartılmış |
batter-fried s.
|
|
389 |
Mutfak |
un veya galeta unu ile kaplanıp kızgın yağda veya tereyağında kızartılmış (et) |
milanese s.
|
|
390 |
Mutfak |
düşük glutenli (buğday, un) |
weak s.
|
|
391 |
Mutfak |
düşük kalite gluten içeren (buğday, un) |
weak s.
|
|
Math |
|
392 |
Matematik |
10'un katları |
orders of magnitude i.
|
|
393 |
Matematik |
bir sayıyı 10'un kuvveti olan en yakın sayıya tamamlayan fark |
arithmetical complement of a number i.
|
|
394 |
Matematik |
isaac newton'un cebire verdiği isim |
universal arithmetic i.
|
|
Statistics |
|
395 |
İstatistik |
anderson'un sınıflama istatistiği |
anderson's classification statistics i.
|
|
396 |
İstatistik |
andrew'un fourier türü çizişi |
andrews' fourier type plot i.
|
|
397 |
İstatistik |
blok'un üç bileşenli modeli |
bock's three component model i.
|
|
398 |
İstatistik |
buffon'un iğnesi |
buffon's needle i.
|
|
399 |
İstatistik |
john'un döngüsel tamamlanmamış blok tasarımı |
john's cyclic incomplete block design i.
|
|
400 |
İstatistik |
mallow'un cp istatistiği |
mallow's cp statistic i.
|
|
401 |
İstatistik |
mood'un w sınaması |
mood's w test i.
|
|
402 |
İstatistik |
pearson'un ki-kareli sınaması |
pearson chi-squared test i.
|
|
403 |
İstatistik |
poisson'un büyük sayılar yasası |
poisson's law of large numbers i.
|
|
404 |
İstatistik |
watson'un u istatistiği |
watson's u statistics i.
|
|
405 |
İstatistik |
watson'un un2 sınaması |
watson's un2 test i.
|
|
406 |
İstatistik |
wold'un aralıkların markov süreci |
wold's markov process of intervals i.
|
|
Physics |
|
407 |
Fizik |
abohm'un zıttı |
absiemens i.
|
|
408 |
Fizik |
newton'un hareket yasalarının uygulanamayacağı birtakım hızlandırıcı kuvvetlerin mevcut olduğu koşul |
noninertial frame i.
|
|
409 |
Fizik |
newton'un devinim yasaları |
newton's laws of motion i.
|
|
410 |
Fizik |
newton'un ikinci yasası |
newton's second law i.
|
|
411 |
Fizik |
newton'un mercek denklemi |
newton's lens equation i.
|
|
412 |
Fizik |
newton'un beşiği |
newton's cradle i.
|
|
413 |
Fizik |
newton'un yerçekimi yasası |
newton's law of universal gravitation i.
|
|
414 |
Fizik |
newton'un yerçekimi kanunu |
newton's law of universal gravitation i.
|
|
415 |
Fizik |
newton'un birinci yasası |
newton's first law i.
|
|
416 |
Fizik |
newton'un soğuma yasası |
newton's laws of cooling i.
|
|
417 |
Fizik |
newton'un yerçekimi yasası |
newton's law of gravity i.
|
|
418 |
Fizik |
newton'un evrensel kütleçekim yasası |
newton's law of universal gravitation i.
|
|
419 |
Fizik |
newton'un yerçekimi kanunu |
newton's law of gravity i.
|
|
420 |
Fizik |
newton'un ağdalılık yasası |
newton's laws of viscosity i.
|
|
421 |
Fizik |
newton'un evrensel kütleçekim yasası |
newton's law of gravity i.
|
|
422 |
Fizik |
newton'un üçüncü yasası |
newton's third law i.
|
|
423 |
Fizik |
gauss'un milyonda birine eşdeğer bir manyetik alan birimi |
microgauss i.
|
|
424 |
Fizik |
galaksinin merkezi etrafındaki yıldızların nispeten sabit yörünge hızlarını açıklamak için geliştirilen, newton'un hareket yasalarının bir varyasyonu |
modified newtonian dynamics i.
|
|
425 |
Fizik |
galaksinin merkezi etrafındaki yıldızların nispeten sabit yörünge hızlarını açıklamak için geliştirilen, newton'un hareket yasalarının bir varyasyonu |
modified-newtonian-dynamics i.
|
|
426 |
Fizik |
ohm'un akustik yasası |
ohm’s law i.
|
|
427 |
Fizik |
ohm'un akustik yasası |
ohm's law i.
|
|
428 |
Fizik |
galaksinin merkezi etrafındaki yıldızların nispeten sabit yörünge hızlarını açıklamak için geliştirilen, newton'un hareket yasalarının bir varyasyonu |
mond (modified newtonian dynamics) kısalt.
|
|
Chemistry |
|
429 |
Kimya |
aynştayniyum'un kimyasal simgesi |
es i.
|
|
430 |
Kimya |
flor'un simgesi |
f i.
|
|
431 |
Kimya |
rutherfordyum'un simgesi |
rf i.
|
|
432 |
Kimya |
firavun'un yılanı |
pharaoh's serpent i.
|
|
433 |
Kimya |
firavun'un yılanı |
pharaoh's serpents i.
|
|
434 |
Kimya |
firavun'un yılanı |
pharaoh's serpents' eggs i.
|
|
Biology |
|
435 |
Biyoloji |
linnaeus'un bitki isimlendirme sistemini ifade eden |
linnaean s.
|
|
436 |
Biyoloji |
linnaeus'un bitki isimlendirme sistemine ait |
linnaean s.
|
|
437 |
Biyoloji |
linnaeus'un bitki isimlendirme sistemini ifade eden |
linnean s.
|
|
438 |
Biyoloji |
linnaeus'un bitki isimlendirme sistemine ait |
linnean s.
|
|
Marine Biology |
|
439 |
Deniz Biyolojisi |
nuh'un gemisi kabuğu |
noah's ark (arca noae) i.
|
|
440 |
Deniz Biyolojisi |
büyük okyanus'un batısına özgü, eti değerli bir somon balığı |
masu (oncorhynchus masou) i.
|
|
Astronomy |
|
441 |
Gökbilim |
pluton'un uydularından biri |
nix i.
|
|
442 |
Gökbilim |
batlamyus'un astronomi ve matematik üzerine yunanca yazdığı bir eseri |
almagest i.
|
|
443 |
Gökbilim |
batlamyus'un öne sürdüğü dünyanın evrenin merkezi olduğu görüşü |
ptolemaism i.
|
|
Zoology |
|
444 |
Zooloji |
un kurdu |
mealworm i.
|
|
445 |
Zooloji |
un kurdu paraziti enfeksiyonu |
dwarf tapeworm infection i.
|
|
446 |
Zooloji |
zoon'un çoğulu |
zoa i.
|
|
447 |
Zooloji |
cervus'un alt cinsi olarak kabul edilen bir geyik türü |
rusa i.
|
|
Botanic |
|
448 |
Botanik |
un üretmek üzere öğütülen tef (tahılının) tohumları |
teff i.
|
|
449 |
Botanik |
kaliforniya, oregon ve washington'un sıcak kuru yayla alanlarında yaygın yetişen uzun ömürlü bir bitki |
american columbo (frasera caroliniensis) i.
|
|
450 |
Botanik |
kaliforniya, oregon ve washington'un sıcak kuru yayla alanlarında yaygın yetişen uzun ömürlü bir bitki |
pyramid plant i.
|
|
451 |
Botanik |
kaliforniya, oregon ve washington'un sıcak kuru yayla alanlarında yaygın yetişen uzun ömürlü bir bitki |
deer's-ears i.
|
|
452 |
Botanik |
kaliforniya, oregon ve washington'un sıcak kuru yayla alanlarında yaygın yetişen uzun ömürlü bir bitki |
deer's-ear i.
|
|
453 |
Botanik |
kaliforniya, oregon ve washington'un sıcak kuru yayla alanlarında yaygın yetişen uzun ömürlü bir bitki |
columbo i.
|
|
454 |
Botanik |
kaliforniya, oregon ve washington'un sıcak kuru yayla alanlarında yaygın yetişen uzun ömürlü bir bitki |
american gentian i.
|
|
455 |
Botanik |
kaliforniya'nın merkezi ve washington'un kuzeyinde yetişen beyaz kokulu çiçekli büyük bir orkide |
coastal rein orchid (habenaria greenei) i.
|
|
Agriculture |
|
456 |
Tarım |
un fabrikası |
flour mill i.
|
|
457 |
Tarım |
un değirmeni |
flour mill i.
|
|
458 |
Tarım |
un eleme makinesi |
flour sifting machine i.
|
|
459 |
Tarım |
un üretmek için öğütülen buğday taneleri |
wheat i.
|
|
460 |
Tarım |
un değirmeninde kullanılan döner tırmık |
hopper boy i.
|
|
461 |
Tarım |
(un öğütmede kullanılan) buğday kırma aleti |
stock i.
|
|
462 |
Tarım |
öğütme sırasında tahıl tanelerini un ve kepek olarak ayırmak |
break f.
|
|
Breeding |
|
463 |
Hayvancılık |
atları, sığırları ve kümes hayvanlarını beslemede kullanılan suyla karıştırılmış kepek, kaba un veya malt |
mash i.
|
|
Social Sciences |
|
464 |
Sosyal Bilimler |
oregon'un yerlisi olan bir sahaptin halkı |
tyigh i.
|
|
465 |
Sosyal Bilimler |
oregon'un yerlisi olan sahaptin halkının bir mensubu |
tyigh i.
|
|
466 |
Sosyal Bilimler |
malthus'un nüfus kapanı modeli |
malthusian trap i.
|
|
467 |
Sosyal Bilimler |
eski asur'un kültürü, tarihi ve arkeolojik kalıntılarının incelenmesi |
assyriology i.
|
|
468 |
Sosyal Bilimler |
(önceden saint petersburg'un inşa edildiği yerde yaşayan) batı fin halkı üyesi |
ingerman i.
|
|
469 |
Sosyal Bilimler |
amazon'un üst bölgesinde yaşayan bir zaparo halkı |
iquitos i.
|
|
470 |
Sosyal Bilimler |
washington'un doğusunda yaşayan bir saliş halkı |
columbia i.
|
|
471 |
Sosyal Bilimler |
kamerun'un sahil kesiminde yaşayıp bantuca konuşan bir halk |
duala i.
|
|
472 |
Sosyal Bilimler |
duns scotus'un yazılarının kopyası |
dunce [obsolete] i.
|
|
473 |
Sosyal Bilimler |
büyük iskender'in ölümünden augustus'un tahta çıkışına kadar süren klasik dönem sonrası yunan tarihi ve kültürüyle ilgili |
hellenistic s.
|
|
Education |
|
474 |
Eğitim |
çağlar boyu istanbul'un anıtsal yapıları |
monumental structures of istanbul through the ages i.
|
|
475 |
Eğitim |
şair homeros'un çalışılması |
homerology i.
|
|
476 |
Eğitim |
şair homeros'un incelenmesi |
homerology i.
|
|
477 |
Eğitim |
homeros'un şiirlerinin tarz ve zamanlarının incelenmesi |
homerology i.
|
|
Literature |
|
478 |
Edebiyat |
shakespeare'in hamlet'inde polonius'un oğlu ve ophelia'nın kardeşi |
laertes i.
|
|
479 |
Edebiyat |
homeros'un truvası |
homer's troy i.
|
|
480 |
Edebiyat |
vladimir nabokov'un romanı |
lolita i.
|
|
481 |
Edebiyat |
yüzüklerin efendisi serisinde sauron'un en şeytani hizmetkarları |
ring-wraiths i.
|
|
482 |
Edebiyat |
yüzüklerin efendisi serisinde sauron'un en şeytani hizmetkarları |
black riders i.
|
|
483 |
Edebiyat |
yüzüklerin efendisi serisinde sauron'un en şeytani hizmetkarları |
nazgûl ringwraiths i.
|
|
484 |
Edebiyat |
yüzüklerin efendisi serisinde sauron'un en şeytani hizmetkarları |
dark riders i.
|
|
485 |
Edebiyat |
yüzüklerin efendisi serisinde sauron'un en şeytani hizmetkarları |
the nine riders i.
|
|
486 |
Edebiyat |
anakrion'un üslubuyla yazılmış şiir |
anacreontic i.
|
|
487 |
Edebiyat |
avon'un ozanı |
bard of avon i.
|
|
488 |
Edebiyat |
(britanya mitolojisinde) kral arthur'un maiyetindeki şövalyelerden biri |
knight of the round table i.
|
|
489 |
Edebiyat |
james joyce'un öğrencisi |
joycean i.
|
|
490 |
Edebiyat |
james joyce'un hayranı |
joycean i.
|
|
491 |
Edebiyat |
james joyce'un eserlerinin hayranı |
joycean i.
|
|
492 |
Edebiyat |
dublin'de her yıl james joyce'un anıldığı bir kutlama |
bloomsday i.
|
|
493 |
Edebiyat |
(faust romanında) faust'un ruhunu sattığı şeytan |
mephistopheles i.
|
|
494 |
Edebiyat |
(faust romanında) faust'un ruhunu sattığı şeytan |
mephisto i.
|
|
495 |
Edebiyat |
john milton'un hayatı veya eserleri üzerine uzmanlaşmış kimse |
miltonian i.
|
|
496 |
Edebiyat |
a. conan doyle'un kaleme aldığı hayali bir dedektif |
holmes i.
|
|
497 |
Edebiyat |
don kişot'un atı |
rosinante i.
|
|
498 |
Edebiyat |
kral arthur'un şövalyeleri |
roundtable i.
|
|
499 |
Edebiyat |
kral arthur'un yuvarlak masası |
roundtable i.
|
|
500 |
Edebiyat |
robert louis setevenson'un "the strange case of dr. jekyll and mr. hyde" romanında, gençliğinde bazı pis işlere karışmış saygıdeğer bir doktor olan ve iyilikle kötülük arasında gidip gelen karakter |
jekyll i.
|
|