Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
very well
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"very well"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 6 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
very well
zf.
çok iyi
2
Genel
very well
zf.
gül gibi
3
Genel
very well
zf.
iyi derecede
4
Genel
very well
zf.
iyi düzeyde
5
Genel
very well
ünl.
pekala
6
Genel
very well
ünl.
oldu
"very well"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 89 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
be very well received
f.
çok hoş karşılanmak
2
Genel
be very well received
f.
çok olumlu bulunmak
3
Genel
suit very well
f.
çok yakışmak
4
Genel
learn something very well
f.
çok iyi öğrenmek
5
Genel
know someone very well
f.
birini çok iyi tanımak
6
Genel
dance very well
f.
çok iyi dans etmek
7
Genel
know something very well
f.
bir şeyi çok iyi bilmek
8
Genel
play a musical instrument very well
f.
bir müzik aletini konuşturmak/çok iyi çalmak
9
Genel
very well then
ünl.
tamam
10
Genel
very well then
ünl.
iyi o halde
Phrases
11
İfadeler
all very well but
expr.
iyi ama
12
İfadeler
all very well but
expr.
iyi ancak
Colloquial
13
Konuşma Dili
be all very well
f.
iyi güzel olmak
14
Konuşma Dili
be all very well
f.
iyi hoş olmak
15
Konuşma Dili
can't very well (do something)
f.
gidip de (bir şeyi) yapamamak
16
Konuşma Dili
can't very well (do something)
f.
(bir şeyi yapmak) yersiz olmak
17
Konuşma Dili
can't very well (do something)
f.
(bir şeyi yapmak) pek de doğru/uygun olmamak
18
Konuşma Dili
can't very well (do something)
f.
(bir şeyi yapmak) mantıklı olmamak
19
Konuşma Dili
can't very well (do something)
f.
(bir şeyi yapmak) mümkün olmamak
20
Konuşma Dili
couldn’t very well (do something)
f.
gidip de (bir şeyi) yapamamak
21
Konuşma Dili
couldn’t very well (do something)
f.
(bir şeyi yapmak) yersiz olmak
22
Konuşma Dili
couldn’t very well (do something)
f.
(bir şeyi yapmak) pek de doğru/uygun olmamak
23
Konuşma Dili
couldn’t very well (do something)
f.
(bir şeyi yapmak) mantıklı olmamak
24
Konuşma Dili
couldn’t very well (do something)
f.
(bir şeyi yapmak) mümkün olmamak
25
Konuşma Dili
can’t/couldn’t very well do something
expr.
(bir şey yapmak) abes olmak
26
Konuşma Dili
can’t/couldn’t very well do something
expr.
yersiz olmak
27
Konuşma Dili
can’t/couldn’t very well do something
expr.
(bir şey yapmak) hiç de mantıklı olmamak
28
Konuşma Dili
all very well (for somebody) (to do something) but...
expr.
(birinin bir şey yapması) iyi hoş ama…
29
Konuşma Dili
all very well (for somebody) (to do something) but...
expr.
(birinin bir şey yapması) iyi güzel ama…
30
Konuşma Dili
all very well (for somebody) (to do something) but...
expr.
(birinin bir şey yapması) iyi güzel de…
31
Konuşma Dili
all very well (for somebody) (to do something) but...
expr.
(birinin bir şey yapması) iyi hoş da...
32
Konuşma Dili
all very well
expr.
aslında iyi (de/ama)
33
Konuşma Dili
all very well
expr.
aslında güzel (de/ama)
34
Konuşma Dili
all very well
expr.
aslında hoş (da/ama)
35
Konuşma Dili
all very well/fine but...
expr.
iyi hoş ama…
36
Konuşma Dili
all very well/fine but...
expr.
iyi güzel ama…
37
Konuşma Dili
all very well/fine but...
expr.
iyi güzel de…
38
Konuşma Dili
all very well/fine but...
expr.
iyi hoş da…
39
Konuşma Dili
all very well/fine but...
expr.
aslında iyi de/ama…
40
Konuşma Dili
all very well/fine but...
expr.
aslında güzel de/ama…
41
Konuşma Dili
all very well/fine but...
expr.
aslında hoş da/ama…
42
Konuşma Dili
all very well (for somebody) (to do something) but...
expr.
(birinin bir şey yapması) iyi hoş ama…
43
Konuşma Dili
all very well (for somebody) (to do something) but...
expr.
(birinin bir şey yapması) iyi güzel ama…
44
Konuşma Dili
all very well (for somebody) (to do something) but...
expr.
(birinin bir şey yapması) iyi güzel de…
45
Konuşma Dili
all very well (for somebody) (to do something) but...
expr.
(birinin bir şey yapması) iyi hoş da...
46
Konuşma Dili
all very well
expr.
aslında iyi (de/ama)
47
Konuşma Dili
all very well
expr.
aslında güzel (de/ama)
48
Konuşma Dili
all very well
expr.
aslında hoş (da/ama)
49
Konuşma Dili
all very well/fine but...
expr.
iyi hoş ama…
50
Konuşma Dili
all very well/fine but...
expr.
iyi güzel ama…
51
Konuşma Dili
all very well/fine but...
expr.
iyi güzel de…
52
Konuşma Dili
all very well/fine but...
expr.
iyi hoş da…
53
Konuşma Dili
all very well/fine but...
expr.
aslında iyi de/ama…
54
Konuşma Dili
all very well/fine but...
expr.
aslında güzel de/ama…
55
Konuşma Dili
all very well/fine but...
expr.
aslında hoş da/ama…
56
Konuşma Dili
can't/couldn't very well do something
expr.
bir şey yapılmasa iyi olur
57
Konuşma Dili
can't/couldn't very well do something
expr.
bir şeyin yapılması doğru olmaz
Idioms
58
Deyim
can't very well (do something)
f.
(yapması) uygun olmamak
59
Deyim
can't very well (do something)
f.
(yapması) mantıklı olmamak
60
Deyim
can't very well (do something)
f.
(yapması) doğru olmamak
61
Deyim
can't very well (do something)
f.
(yapması) münasip olmamak
62
Deyim
couldn’t very well do something
f.
(yapması) uygun olmamak
63
Deyim
couldn’t very well do something
f.
(yapması) mantıklı olmamak
64
Deyim
couldn’t very well do something
f.
(yapması) doğru olmamak
65
Deyim
couldn’t very well do something
f.
(yapması) münasip olmamak
66
Deyim
can't very well do something
f.
(yapması) uygun olmamak
67
Deyim
can't very well do something
f.
(yapması) mantıklı olmamak
68
Deyim
can't very well do something
f.
(yapması) doğru olmamak
69
Deyim
can't very well do something
f.
(yapması) münasip olmamak
Speaking
70
Konuşma
this dress suits you very well
expr.
bu elbise çok yakışmış sana
71
Konuşma
this dress suits you very well
expr.
bu elbise sana çok yakışmış
72
Konuşma
that's all very well but
expr.
hepsi iyi hoş ama
73
Konuşma
it's all very well but
expr.
hepsi iyi hoş ama
74
Konuşma
it's all very well but
expr.
her şey iyi güzel de
75
Konuşma
that's all very well and good but
expr.
hepsi iyi hoş ama
76
Konuşma
I hear you've done very well for yourself
expr.
iyi iş çıkardığınızı duydum
77
Konuşma
I don't speak english very well
expr.
ingilizceyi çok iyi konuşamıyorum
78
Konuşma
I don't speak english very well
expr.
ingilizceyi çok iyi bilmiyorum
79
Konuşma
it's all very well but
expr.
iyi hoş da
80
Konuşma
I don't know english very well
expr.
ingilizceyi çok iyi bilmiyorum
81
Konuşma
my english is not very well
expr.
ingilizcem çok iyi değil
82
Konuşma
they cook very well
expr.
onlar çok iyi yemek yapıyorlar
83
Konuşma
they cook very well
expr.
onlar çok iyi yemek yaparlar
84
Konuşma
the hat suits you very well
expr.
şapka çok yakışmış
85
Konuşma
I understand you very well
expr.
sizi çok iyi anlıyorum
86
Konuşma
you speak english very well
expr.
sen çok iyi ingilizce konuşuyorsun
87
Konuşma
you speak english very well
expr.
sen çok güzel ingilizce konuşuyorsun
88
Konuşma
I understand you very well
expr.
seni çok iyi anlıyorum
89
Konuşma
He keeps secrets very well
expr.
o iyi sır tutar
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of very well
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy