yansıyan - Türkçe İngilizce Sözlük

yansıyan

"yansıyan" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 11 sonuç

Türkçe İngilizce
General
yansıyan reflected s.
We saw the sea reflected in the mirror of the restaurant.
Restoranın aynasında yansıyan denizi gördük.

More Sentences
yansıyan reflex s.
yansıyan reflective s.
yansıyan reechoing s.
yansıyan reflectent s.
yansıyan refract [obsolete] s.
yansıyan repercussive s.
yansıyan rolling s.
Technical
yansıyan reflecting s.
Math
yansıyan reflexive s.
Physics
yansıyan anacamptic s.

"yansıyan" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 89 sonuç

Türkçe İngilizce
Linguistics
yansıyan (kelime) onomatopoetic s.
There are interesting examples in the Hopi language concerning onomatopoetic expressions.
Hopi dilinde yansımadan türemiş ifadelerle ilgili ilginç örnekler vardır.

More Sentences
General
bilince yansıyan olay phenomenon i.
yansıyan görüntü reflection i.
yansıyan görüntü reflexion i.
yansıyan şey reflection i.
yansıyan ışık reflected light i.
yansıyan görüntü reflected image i.
yansıyan suret reflected image i.
yansıyan ışık reflex i.
aynadan yansıyan güneş ışınlarıyla uzun mesafeli gözlemler yapmak için jeodezik ölçümde kullanılan bir alet heliotrope i.
esere yansıyan ustalık feel (for) i.
esere yansıyan yetenek feel (for) i.
kamp ateşinden yansıyan ışık firelight i.
gürültülü bir şekilde yansıyan reboant s.
yansıyan ışık reflex s.
yüzüne yansıyan etched s.
aynadaki gibi yansıyan mirrored s.
istenen belgenin kart deliğinden yansıyan ışık ile tanımlandığı (belge kurtarma sistemi) peekaboo s.
istenen belgenin kart deliğinden yansıyan ışık ile tanımlandığı (belge kurtarma sistemi) peek–a–boo s.
alev ışığı yansıyan firelit s.
gerçek dışı görüntüsü yansıyan phantasmagoric s.
yansıyan bir şekilde reflexively zf.
Colloquial
parlak yüzeyden başka bir yüzeye yansıyan ufak ışın jack-a-dandy [new zealand] i.
Trade/Economic
müşteri hesabına yansıyan ilave masraf surcharge i.
pay senedi değerine yansıyan kontrol maliyetleri agency cost i.
Law
tutanaklara yansıyan hatalar errors and omissions in the minutes i.
Technical
radyo dalgasının iyonosferden yansıyan kısmı skywave i.
topraktan yansıyan yer dalgası ground-reflected wave i.
vericinin yansıyan dalganın yere ilk ulaştığı noktaya olan uzaklığı skin distance i.
yansıyan dalga reflected wave i.
yansıyan stiker reflecting sticker i.
yansıyan amblem reflecting emblem i.
lazerle işaretlenmiş veya belirlenmiş bir hedeften yansıyan enerjiye kilitlenen ve hedefin yönünü tanımlayan bir cihaz laser spot tracker (lst) i.
(lazer kaynağı ve yansıyan radyasyon arasında) frekans değişikliği ölçüm tekniği doppler laser i.
kristal açılarını ölçen optik alette belirli bir kristal yüzünden yansıyan ışık demeti signal i.
tek noktaya yansıyan stigmatic s.
(yansıyan yüzey) düzensiz smooth s.
Electric
yansıyan dalga reflected wave i.
Television
çanak antenden yansıyan elektromanyetik dalgaları toplayan parça feedhorn i.
Aeronautic
radyo dalgasının iyonosferden yansıyan kısmı sky wave i.
Marine
yansıyan dalgalar reflected waves i.
Medical
yansıyan ağrı referred pain i.
yansıyan ağrı reflective pain i.
Pathology
retinaya yansıyan görüntülerin iki gözde iki farklı boyutta olduğu görme bozukluğu aniseikonia i.
retinaya yansıyan görüntülerin iki gözde iki farklı boyutta olduğu görme bozukluğu anisoconia i.
retinaya yansıyan görüntülerin iki gözde iki farklı boyutta olduğu görme bozukluğuna ait aniseikonic s.
retinaya yansıyan görüntülerin iki gözde iki farklı boyutta olduğu görme bozukluğunun özelliklerini gösteren aniseikonic s.
Optics
yansıyan ışınların tek noktada toplanmasıyla oluşan eğri ya da yüzey catacaustic i.
içbükey yüzeyde yansıyan ışınların yakınsayarak kesiştiği yerde oluşan yüzey caustic surface i.
yansıyan görüntü reflected vision i.
gece karanlığında yansıyan ışınların polarizasyonundaki değişikliklerden kaynaklanan ve yön bulma açılarında hatalar ortaya çıkaran etki night effect i.
yansıyan ışık reverberation i.
yansıyan renk reverberation i.
yansıtıcı bir yüzeye eğik şekilde çarpıp açı yaparak yansıyan ışık huzmesi glance i.
yansıyan zayıf ışığın geçici parlaması gleam i.
yansıyan zayıf ışığın zamanla artması gleam i.
yansıyan zayıf ışığın hareketli olması gleam i.
yansıyan ışık rengi overtone i.
yansıyan ışınların tek noktada toplanmasıyla oluşmuş olan (eğri, yüzey vb.) catacaustic s.
aynadan yansıyan reverse s.
aynadan yansıyan görüntü ile ilgili reverse s.
Math
yansıyan bağıntı reflexive relation i.
Physics
yansıyan ses dalgalarını inceleyen akustik dalı catacoustics i.
yankı ve yansıyan ses dalgalarını inceleyen akustik dalı cataphonics i.
yansıyan dalga transverse wave i.
yüzeye yansıyan ışın ile bu yüzeye dik gelen eksen arasındaki açı angle of reflection i.
yüzeye yansıyan ışın ile bu yüzeye dik gelen eksen arasındaki açı angle of refraction i.
yansıyan ses dalgalarından elde edilen ve tıpta teşhis veya deniz incelemesi için kullanılan görüntü echogram i.
yansıyan ışınların polarizasyonunu ölçerek mesafe hesaplayan cihaz mekometer i.
yansıyan ses dalgalarını inceleyen akustik dalına ait ya da ilgili catacoustic s.
yansıyan ışınların tek noktada toplanmasıyla oluşan eğri ya da yüzey ile ilgili cataphonic s.
Chemistry
yansıyan ışıkta yeşil, iletilmiş ışıkta ise kırmızı görünen azotlu kristalli bir madde ammonium purpurate i.
Astronomy
yüzeyden yansıyan ışınların gelen ışınlara oranı reflective power i.
dünyadan yansıyan güneş ışığ tarafından ayın karanlık bölümünün zayıf şekilde aydınlatılması earths ine i.
dünyadan yansıyan ışık earth light i.
dünyadan yansıyan ışık earth shine i.
dünyadan yansıyan ışık earthlight i.
dünyadan yansıyan ışık earthshine i.
dünyadan yansıyan ışık earthlight i.
History
eskiden ingiltere'de ürün üzerinden %10 oranında alınan (ancak toprak sahibine yansıyan) bir çeşit vergi tythe i.
eskiden ingiltere'de ürün üzerinden %10 oranında alınan (ancak toprak sahibine yansıyan) bir çeşit vergi tithes i.
Environment
yansıyan basınç reflected pressure i.
Geography
(buzlu bölgede gökyüzüne yansıyan) sarımsı veya beyazımsı parıltı iceblink i.
Meteorology
(buzlu bölgede gökyüzüne yansıyan) sarımsı veya beyazımsı parıltı ice sky i.
Geology
gelen ışınlarının doğal bir yüzeyden yansıtılan veya yansıyan yüzdesi albedo i.
Military
şevin ön tarafında yer alan, düşmandan yansıyan ses dalgalarını ileten küçük galerilerden biri ecoute i.
Photography
yansıyan veya gelen ışık reflected or incident light i.
yansıyan ışın reflecting ray i.
yansıyan ışık ölçümü reflected light reading i.