örgütlü - Türkçe İngilizce Sözlük

örgütlü

"örgütlü" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 5 sonuç

Türkçe İngilizce
General
örgütlü organized s.
Were you organized?
Örgütlü müydünüz?

More Sentences
örgütlü organised s.
Then there are others who, like France, retain the idea of a world organised into nations.
Fransa gibi uluslar halinde örgütlenmiş bir dünya fikrini savunan başkaları da var.

More Sentences
Trade/Economic
örgütlü organised s.
Then there are others who, like France, retain the idea of a world organised into nations.
Fransa gibi uluslar halinde örgütlenmiş bir dünya fikrini savunan başkaları da var.

More Sentences
örgütlü organized s.
Were you organized?
Örgütlü müydünüz?

More Sentences
General
örgütlü institute [obsolete] s.

"örgütlü" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 34 sonuç

Türkçe İngilizce
General
örgütlü olma organisation i.
It is not the EU's ambition to be a collective defence organisation.
AB'nin amacı kolektif bir savunma örgütü olmak değildir.

More Sentences
Politics
örgütlü suç organised crime i.
Organised crime is part and parcel of the capitalist system, even where bourgeois justice is concerned.
Örgütlü suç, burjuva adaleti söz konusu olduğunda bile kapitalist sistemin ayrılmaz bir parçasıdır.

More Sentences
General
tek yönetim altında bulunan örgütlü siyasal toplum state i.
federal bir cumhuriyetin bir parçasını oluşturan örgütlü siyasal toplum state i.
örgütlü suç organized crime i.
insanların kendi sıralarını sakince ve örgütlü (toplu) bir biçimde bekledikleri kuyruklar orderly queues i.
örgütlü grupta meydana gelen bölünme rent i.
örgütlü olma organization i.
(örgütlü yapı vb.) çatırdamak unravel f.
örgütlü bir şekilde in an organized manner zf.
örgütlü bir şekilde in an organised manner zf.
Trade/Economic
örgütlü piyasa organized market i.
örgütlü işgücü organized labour i.
örgütlü para piyasası organized money market i.
sanayi alanında örgütlü sendika vertical labor union i.
market örgütlü piyasa organised s.
market örgütlü piyasa organized s.
Law
örgütlü suçlarla mücadele fight against organized crimes i.
örgütlü suçla mücadele fight against organised crime i.
örgütlü ağır suçlar dairesi serious organised crime agency (soca) i.
Politics
örgütlü suç organized crime i.
(siyasi veya sosyal olarak) örgütlü olmayan unpolicied [obsolete] s.
Industry
örgütlü çalışanlarla işveren arasında imzalanan sözleşmede, belirtilen sorunun sözleşmenin süresinin dolmasından önceki bir tarihte yeniden ele alınacağını ifade eden madde reopener i.
Technical
öz-örgütlü program self-organizing program i.
Computer
sayamak örgütlü bellek digit organized memory i.
Psychology
örgütlü oyun organized play i.
Social Sciences
örgütlü toplum organized society i.
örgütlü toplum organised society i.
History
(güney afrika'da) örgütlü boer birliği commando i.
(güney afrika'da) örgütlü bir boer birliğinin yaptığı baskın commando i.
Environment
çevre sorunları, emisyonu azaltma vs. gibi konularla ilgilenen örgütlü hareket ecomovement i.
Military
örgütlü savaşçıların yöntem ve geleneklerine göre olan military s.
Sport
(atletizm müsabakası) hızı giderek artan örgütlü bir grup tezahüratı locomotive i.
örgütlü bir spora resmen katılma competition i.