|
Kategorie |
Türkisch |
Englisch |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
bağlı olan şirket (başka bir şirkete) |
affiliate n.
|
|
General |
|
2 |
General |
kendi vatanından başka bir ülkede yaşayan kimse |
expatriate n.
|
|
3 |
General |
bir yerden başka bir yere geçirme |
transfer n.
|
|
4 |
General |
tatil veya başka bir düzenlemenin potansiyel müşterilerin hoşuna giden özelliği veya yanı |
selling point n.
|
|
5 |
General |
başka bir ülkeden gelen kişi |
alien n.
|
|
6 |
General |
köprü aracılığıyla bir yolun üstünden geçen başka yol |
overpass n.
|
|
7 |
General |
terkedilip sokakta veya başka bir yerde bulunan bebek |
foundling n.
|
|
8 |
General |
geçiş (bir uygulamadan başka bir uygulamaya) |
changeover n.
|
|
9 |
General |
daire veya başka bir eğrinin kısmi çevresi |
arc n.
|
|
10 |
General |
bir durumdan başka bir duruma geçiverme |
swing n.
|
|
11 |
General |
daha güçlü başka bir devletçe kontrol edilip korunan devlet |
protectorate n.
|
|
12 |
General |
bir başka noktaya odaklanma |
dereflection n.
|
|
13 |
General |
tatil veya başka herhangi bir organizayonun karşıladıklarına ilaveten müşteri tarafından satın alına |
optional extra n.
|
|
14 |
General |
başka bir dilden alınan sözcük |
loanword n.
|
|
15 |
General |
tayin etme (bir yerden başka bir yere) |
transfer n.
|
|
16 |
General |
bir liman veya başka bir merkezin geçiş sağladığı bölge |
hinterland n.
|
|
|
17 |
General |
başka bir olayın provası |
prolog to n.
|
|
18 |
General |
bir durumdan başka duruma getirme |
conversion n.
|
|
19 |
General |
başka bir devletin güdümü altındaki hükümet |
puppet regime n.
|
|
20 |
General |
bir şeyi başka bir şeye tutturmak için kullanılan nesne |
tie n.
|
|
21 |
General |
bir memleketin başka bir devlette bulunan küçük toprak parçası |
exclave n.
|
|
22 |
General |
birdenbire başka bir tarafa yönelme |
swerve n.
|
|
23 |
General |
başka bir yöne sürme (taşıtı) |
swerve n.
|
|
24 |
General |
aslen başka bir kayıptan kaynaklanan kayıp |
consequential loss n.
|
|
25 |
General |
başka bir yere yerleştirilen kimse/şey |
transplant n.
|
|
26 |
General |
bir başka şeyden gelişerek büyüyen şey |
outgrowth n.
|
|
27 |
General |
bir yerden başka bir yere geçen |
transfer n.
|
|
28 |
General |
geçiverme (bir durumdan başka bir duruma) |
swing n.
|
|
29 |
General |
bir yerden başka bir yere taşıma veya götürme |
transfer n.
|
|
30 |
General |
reçine (çam reçinesinden başka herhangi bir) |
gum n.
|
|
31 |
General |
bir yolun başka bir yola dik açıyla katılması |
t junction n.
|
|
32 |
General |
ölümden sonra ruhun bir bedenden başka bir bedene göç etmesi |
transmigration of the soul n.
|
|
33 |
General |
bir devletin bir başka devletin topraklarının içine doğru girinti yapan toprak şeridi |
panhandle n.
|
|
34 |
General |
ismin yalın halinden başka herhangi bir hali |
oblique case n.
|
|
35 |
General |
cıva ile bir başka madeni karıştırma |
amalgamation n.
|
|
36 |
General |
başka bir olayın habercisi |
prolog to n.
|
|
|
37 |
General |
abd'de ana yola katılan veya onu kesen bir başka yol |
crossroad n.
|
|
38 |
General |
bir başka devlete bağımlı olan veya onun tarafından kontrol edilen küçük devlet |
satellite state n.
|
|
39 |
General |
istek üzerine bilet veya başka bir dokümanın verilmesi |
surrender n.
|
|
40 |
General |
kendi vatanından başka bir memlekete yerleşme |
expatriating n.
|
|
41 |
General |
başka bir şeyin yerine kullanılabilen şey |
substitute n.
|
|
42 |
General |
bir olaya eşlik eden başka olaylar |
concomitant n.
|
|
43 |
General |
bir kattan başka bir kata giden merdiven |
flight of steps n.
|
|
44 |
General |
bir kattan başka bir kata giden merdiven |
flight of stairs n.
|
|
45 |
General |
insan niteliklerini başka bir varlığa aktarılması |
anthropomorphism n.
|
|
46 |
General |
bir yerden başka bir yere giden |
transmigrator n.
|
|
47 |
General |
başka bir yer |
someplace else n.
|
|
48 |
General |
mevcut durumdan başka bir duruma geçiş |
elocation n.
|
|
49 |
General |
tedavi amacıyla ağır yaralı hastaların başka bir yere tahliye edilmesi |
medevac n.
|
|
50 |
General |
tedavi amacıyla ağır yaralı hastaların başka bir yere tahliye edilmesi |
medical evacuation n.
|
|
51 |
General |
kişinin bedenini veya bir eşyayı bulunduğu mekanda yok edip bir anda başka bir mekanda ortaya çıkarması |
teleportation n.
|
|
52 |
General |
kelimenin içine başka bir kelimenin sokulması |
tmesis n.
|
|
53 |
General |
başka bir görev verme |
reassignment n.
|
|
54 |
General |
başka bir bedende dirilme |
reincarnation n.
|
|
55 |
General |
-e bir başka örnek |
bedrock n.
|
|
56 |
General |
-e bir başka örnek |
detachedness n.
|
|
57 |
General |
-e bir başka örnek |
clinical superiority n.
|
|
58 |
General |
aküsü bitmiş motorun aküsünden başka bir motorun aküsüne tel bağlayarak aracı çalıştırma |
jump-start n.
|
|
59 |
General |
-e bir başka örnek |
exactor n.
|
|
60 |
General |
yol üzerinde bir ara noktada konaklamaya ve başka tarifelerle birleştirilmeye imkan tanımayan tarife |
point-to-point air fare n.
|
|
61 |
General |
-e bir başka örnek |
retreat n.
|
|
62 |
General |
bir şeyi elde etmek için başka bir şeyden vazgeçme |
trade-off n.
|
|
63 |
General |
akla getirme (bir başka şeyi) |
suggestion n.
|
|
64 |
General |
aktarma (bir yerden başka bir yere) |
transit n.
|
|
65 |
General |
başka bir açı |
a different standpoint n.
|
|
66 |
General |
karşılaştırmada birşeyin başka bir şeyden eksik yönünün olması |
pale in comparison n.
|
|
67 |
General |
bir şeyin yerine başka bir şeyi koyma |
replacement n.
|
|
68 |
General |
inanılan bir şeyden vazgeçip ona zıt başka bir şeye inanabilme |
leap of faith n.
|
|
69 |
General |
başka bir yere hareket etmeyi beklerken insanlar kısa süreyle otursun veya dinlensinler diye tasarlanmış yer |
lounge n.
|
|
70 |
General |
bir başka yer |
some other place n.
|
|
71 |
General |
başka bir yer |
some other place n.
|
|
72 |
General |
başka bir ülke |
a different country n.
|
|
73 |
General |
bir başka soru |
another question n.
|
|
74 |
General |
(başka bir şeyin) yerine geçen |
placeholder n.
|
|
75 |
General |
başka bir dilden alınmış kelime |
loanword n.
|
|
76 |
General |
başka bir dilden alınmış kelime |
borrowed word n.
|
|
|
77 |
General |
bir şeyi elde etmek için başka bir şeyden vazgeçme |
tradeoff n.
|
|
78 |
General |
anadili dışında başka bir dil öğrenen kimselerin başvurduğu sözlük |
learner's dictionary n.
|
|
79 |
General |
politik veya başka bir nedenle kamusal alanlarda cephe ya da duvar üzerine tanıtım amacıyla yapılan poster asma eylemi |
flyposting n.
|
|
80 |
General |
bir kuruluşun ana sözleşmesinde belirtilen yasal adının dışında kullandığı bir başka isim |
assumed name n.
|
|
81 |
General |
çamurun başka bir yere taşınması için kullanılan büyük deniz aracı |
mud boat n.
|
|
82 |
General |
yüzün bir kısmının bir duyguyu ifade ederken diğer kısmının başka bir duyguyu ifade etmesi |
affect blend n.
|
|
83 |
General |
(çek defteri gibi) kopya olarak başka bir şeye karşılık gelen herhangi bir şey |
tally n.
|
|
84 |
General |
feodallik zamanında başka bir şövalyenin hizmetinde çalışan genç şövalye |
bachelorship n.
|
|
85 |
General |
herhangi bir ekipmanın başka bir yerde kullanımının yasaklanması |
cannibalization n.
|
|
86 |
General |
herhangi bir ekipmanın başka bir yerde kullanımının yasaklanması |
cannibalisation n.
|
|
87 |
General |
yerine başka bir yapı inşa edilmesi amacıyla yıkılan bina |
teardown n.
|
|
88 |
General |
bir durumdan öğrenilen becerinin ona benzer başka bir durumda kullanılması |
carry-over n.
|
|
89 |
General |
başka bir şekilde kodlama |
recoding n.
|
|
90 |
General |
başka bir konuya atlama |
tangent n.
|
|
91 |
General |
karşılığında benzer bir hizmet veya ödül almak için başka birine hizmet, şirket veya kamu parası sağlayan kişi |
backscratcher n.
|
|
92 |
General |
başka bir şekilde söyleniş |
different way of saying n.
|
|
93 |
General |
işveren tarafından dadı, bahçıvan veya bir evde çalışan başka bir işçi için ödenen sosyal güvenlik ve tıbbi bakım sigortası vergilerinin bir kısmı |
nanny tax n.
|
|
94 |
General |
adayı anakaraya veya başka bir adaya bağlayan kumul |
tombolo n.
|
|
95 |
General |
doğum amacıyla başka bir ülkeye seyahat |
birth tourism n.
|
|
96 |
General |
ortak bir yan duvar ile başka eve bağlı olan çok katlı aile evi |
town house n.
|
|
97 |
General |
başka bir eylemden önce yapılan şey |
antefact n.
|
|
98 |
General |
bir kimseden yayılan ve başka insanları etkileyen özellik |
aura n.
|
|
99 |
General |
bir şeyi başka bir şeyin içine koyma |
envelopment n.
|
|
100 |
General |
jetle popüler bir yerden başka bir popüler yere seyahat etme |
jet-setting n.
|
|
101 |
General |
bir şeyi başka bir şeyin dışına yerleştirme |
extraposition n.
|
|
102 |
General |
kısmen başka bir şeyin üzerine binmek |
lap n.
|
|
103 |
General |
başka bir şeyle bitişik durumda olmak |
lap n.
|
|
104 |
General |
ucu sürtünme ile tutuşan yanıcı bir karışımla kaplanmış tahtadan veya kolay tutuşan başka bir malzemeden elde edilen kısa ve ince parça |
match n.
|
|
105 |
General |
bir kıyafetin üstüne veya altına giyilen başka bir kıyafet |
layer n.
|
|
106 |
General |
bir orkestrayı, koroyu veya başka bir müzik grubunu yöneten kimse |
manuducent n.
|
|
107 |
General |
bir başka ülkede mal alma yetkisi |
mart [obsolete] n.
|
|
108 |
General |
başka bir araziye toprak taşımak için kazılmış yeşil bir tarla sınırı |
windrow [uk] n.
|
|
109 |
General |
uyumsuz gibi görünen başka bir unsurla bağlantılı olduğu düşünülen şey |
blood brother n.
|
|
110 |
General |
bir madde formunun veya oluşumun başka bir forma veya oluşuma varsayımsal dönüşümü |
maturation [obsolete] n.
|
|
111 |
General |
bir yerde kalıp başka bir yerde yemek yiyen kimse |
mealer n.
|
|
112 |
General |
bir şahsiyetle veya doğaüstü bir varlıkla başka bir kimsenin üzerinden iletişim kurulabileceği inancı |
mediumism n.
|
|
113 |
General |
başka kuralların nasıl kullanılması gerektiğini açıklayan bir kural |
metarule n.
|
|
114 |
General |
(arabalı at yarışında) atın tırıstan koşuya veya başka bir adıma geçmesi |
break n.
|
|
115 |
General |
bir yerden benzer başka yere giden kimse |
hopper n.
|
|
116 |
General |
(ingiliz bilardosunda) başka bir topa çarptıktan sonra kendi topunu deliğe sokan vuruş |
loser [uk] n.
|
|
117 |
General |
bir yerden başka yere hareket edebilme |
locomobility n.
|
|
118 |
General |
başka bir tarafına çevirme |
obversion n.
|
|
119 |
General |
başka bir şeyin sonucuna dayanan durum |
dependency n.
|
|
120 |
General |
birinden başka birine karşılıksız olarak devredilen bir şey |
gift n.
|
|
121 |
General |
başka bir hayvanı temizleyen hayvan |
groomer n.
|
|
122 |
General |
bir başka yüzüğün kaymasını önleyici yüzük |
guard n.
|
|
123 |
General |
bitişik mülkteki başka bir petrol kuyusunun karşısına açılan petrol kuyusu |
offset n.
|
|
124 |
General |
kurum, alan, uygulama, yayın veya kelimenin başka bir ülke veya dildeki karşılığı |
opposite number n.
|
|
125 |
General |
(birinin) başka bir yerdeki dengi |
opposite number n.
|
|
126 |
General |
(üründe) değersiz başka bir madde eklenmesi sonucu hacim artışı |
overrun n.
|
|
127 |
General |
curling taşının başka bir taşla çarpışmasından sonraki hareketi |
roll n.
|
|
128 |
General |
bir şeyi başka bir şeyin içinde eritme |
illiquation [rare] n.
|
|
129 |
General |
bir şeyi başka bir şeyin içinde çözündürme |
illiquation [rare] n.
|
|
130 |
General |
başka bir şey ile karıştırma |
confusion n.
|
|
131 |
General |
başka bir şeyin içinde var olma |
inbeing n.
|
|
132 |
General |
sahibi başka ülkede yaşayan bir fabrikada görevli yerel yönetici |
mill agent n.
|
|
133 |
General |
tüm dinlerin tanrılarının başka gezegenlerden geldiğine dair bir inanç |
alientology n.
|
|
134 |
General |
başka bir şeyle bağlantılı olan şey |
concomitance n.
|
|
135 |
General |
bir şeyin bir boyutunun başka boyuta oranı |
index n.
|
|
136 |
General |
(başka bir gösterime) karşıt gösterim yapan kimse |
counterdemonstrator n.
|
|
137 |
General |
(nesne yönelimli programlamada) bir sınıf işlevinin başka sınıf özelliklerinin aktarımıyla artırılması |
inheritance n.
|
|
138 |
General |
başka konuşmaların arasına eklenen bir konuşma |
interspeech n.
|
|
139 |
General |
bir konuşmacının veya yazarın başka bir kişi veya nesne olarak konuşarak izleyiciyle iletişim kurduğu retorik bir araç |
prosopopoeia n.
|
|
140 |
General |
başka bir şeye çarpan şey |
percutient n.
|
|
141 |
General |
başka bir şeyi anlamak için bilinmesi gereken şey |
praecognita n.
|
|
142 |
General |
etkisi veya geçerliği başka bir unsura dayanan varsayım |
precondition n.
|
|
143 |
General |
başka aletlerde kullanılan yayılan çizgileri bulunan yuvarlak bir kart |
rose n.
|
|
144 |
General |
bir mevsimle, haftanın bir günüyle veya başka herhangi bir dönem ile ilişkilendirilen örüntü, değişim veya dalgalanma |
seasonalities n.
|
|
145 |
General |
başka bir rüyanın devamı olan rüya |
serial dream n.
|
|
146 |
General |
insanoğlundan önce dünya'da başka bir uygarlığın yaşadığını öne süren hipotez |
silurian hypothesis n.
|
|
147 |
General |
bir film veya dizinin uyarlandığı orijinal kitap, oyun veya başka bir eser |
source material n.
|
|
148 |
General |
bir iyilik yaptıktan sonra başka bir iyilik daha yapma ihtimalinin azalması |
moral licensing n.
|
|
149 |
General |
film veya dizi gibi başka bir formata uyarlanan bir kitabın içeriğine tümüyle sadık kalınmasında ısrarcı olan hayran |
purist n.
|
|
150 |
General |
film veya dizi gibi başka bir formata uyarlanan bir kitabın içeriğine tümüyle sadık kalınmasında ısrarcı olan hayran |
book purist n.
|
|
151 |
General |
başka bir kimsenin yerel yargı yetkisine tabi kimse |
socager n.
|
|
152 |
General |
başka bir tarihe ertelemek |
put something over to v.
|
|
153 |
General |
damga ile bilet veya başka bir belgeyi onaylamak |
stamp v.
|
|
154 |
General |
getirmek (bir durumdan başka duruma) |
convert from v.
|
|
155 |
General |
birdenbire başka bir tarafa yönelmek |
swerve v.
|
|
156 |
General |
bir uygulamadan başka bir uygulamaya geçmek |
change over from v.
|
|
157 |
General |
bir şey başka bir şeyin sonucunu etkilemek |
tilt the balance v.
|
|
158 |
General |
bir şeyi başka bir şeye uydurmak |
tally up with v.
|
|
159 |
General |
geçmek (ruh ölümden sonra bir bedenden başka bir bedene) |
transmigrate v.
|
|
160 |
General |
bir uygulamadan başka bir uygulamaya geçmek |
change over to v.
|
|
161 |
General |
getirmek (bir durumdan başka duruma) |
convert to v.
|
|
162 |
General |
bir şeyi başka bir tarihe ertelemek |
put something over to v.
|
|
163 |
General |
bir şeyi verip onun değerini başka bir şeyin bedelinden düşürerek o şeyi satın almak |
trade something in v.
|
|
164 |
General |
bir elemanı başka bir elemanın içine geçirmek |
telescope v.
|
|
165 |
General |
geliştirerek (başka bir şey) yapmak |
work up into v.
|
|
166 |
General |
birşeyi başka bir yere temelli götürmek |
transplant v.
|
|
167 |
General |
yönünü değiştirip başka bir yöne çevirmek |
deflect something into v.
|
|
168 |
General |
başka bir işi olmak |
have other fish to fry v.
|
|
169 |
General |
bir şey başka bir şeye bağlı olmak |
be conditioned by v.
|
|
170 |
General |
girmek (bir grubu bırakarak başka bir gruba) |
go over v.
|
|
171 |
General |
bir şeyi başka bir şeyin üzerine bindirmek |
superimpose on v.
|
|
172 |
General |
bir şeyi başka bir şeyin kisvesine büründürmek |
cloak something in a guise of v.
|
|
173 |
General |
bir durumdan başka bir duruma geçivermek |
swing v.
|
|
174 |
General |
geçirmek (bir yerden başka bir yere) |
shift v.
|
|
175 |
General |
bir şeyi kuvvetle atarak (başka bir şeyi) kırmak |
smash through v.
|
|
176 |
General |
bir şeyi başka bir şeyle telafi etmek |
compensate for one thing by another v.
|
|
177 |
General |
bir şey başka bir şeye uymak |
tally up with v.
|
|
178 |
General |
bir şeyi sonradan gelişigüzel bir şekilde başka birşeye eklemek |
tack something on to v.
|
|
179 |
General |
atlayarak geçmek (bir konudan başka bir konuya) |
skip v.
|
|
180 |
General |
bir şey başka bir şeyden farksız olmaya başlamak |
shade into v.
|
|
181 |
General |
göç etmek (ruh ölümden sonra bir bedenden başka bir bedene) |
transmigrate v.
|
|
182 |
General |
başka bir şekilde ifade etmek |
reword v.
|
|
183 |
General |
götürmek (bir yerden başka bir yere) |
transport v.
|
|
184 |
General |
farklı bir biçimde yazmak veya söylemek (başka birinin yazdıklarını/söylediklerini) |
rehash v.
|
|
185 |
General |
bir şeyi başka bir şeye dolamak |
entwine something around v.
|
|
186 |
General |
benzeri olmak (başka birinin/başka bir şeyin) |
correspond to v.
|
|
187 |
General |
bir başka yöne yönelmek |
canalize v.
|
|
188 |
General |
başka bir yere göndermek |
send away v.
|
|
189 |
General |
bir tondan başka bir tona geçmek |
modulate v.
|
|
190 |
General |
birdenbire başka bir yöne sürmek (taşıtı) |
swerve v.
|
|
191 |
General |
daha aşağı fiyat teklif etmek (başka bir kimse veya firmadan) |
underbid v.
|
|
192 |
General |
elde etmek (yarışma veya başka bir uğraşı sonucunda) |
win v.
|
|
193 |
General |
herhangi bir cisme başka bir cismi katarak fazlasını alamayacak derecede doldurmak |
embrue v.
|
|
194 |
General |
bir şeyi başka bir şeye dönüştürmek |
make something into v.
|
|
195 |
General |
bir yerden çıkarılıp başka bir yere dikilmeye elverişli olmak (bitki) |
transplant v.
|
|
196 |
General |
bir şeyi başka bir şeye dönüştürmek |
parlay one thing into another v.
|
|
197 |
General |
bir yerden çıkararak başka bir yere dikmek (bitkiyi) |
transplant v.
|
|
198 |
General |
bir şey başka bir şeyden farksız olmaya başlamak |
shade off into v.
|
|
199 |
General |
bir şeyi başka bir şeye fermuarla takmak |
zipper one thing into another v.
|
|
200 |
General |
bir şeyi başka bir şeyle telafi etmek |
compensate for one thing with another v.
|
|
201 |
General |
hayal gücünü kullanarak bir şeye başka bir anlam yüklemeye kalkmamak |
interpret something strictly v.
|
|
202 |
General |
başka bir konuma geçmek |
transfer v.
|
|
203 |
General |
bir başka yöne yönelmek |
canalise v.
|
|
204 |
General |
başka bir şey yaparak bir şeyi tamamlamak |
follow up v.
|
|
205 |
General |
götürmek (birini/bir şeyi başka bir yere) |
take away v.
|
|
206 |
General |
başka bir şekilde ifade etmek |
rephrase v.
|
|
207 |
General |
ayırmak (başka birinden/başka bir yerden) |
take away from v.
|
|
208 |
General |
insanlar bir yerden başka bir yere geçmekte olmak |
be in transit v.
|
|
209 |
General |
karar vermeye çalışırken bir şeyi başka bir şeyle karşılaştırmak |
weigh one thing against another v.
|
|
210 |
General |
bir şeyi verip onun değerini başka bir şeyin bedelinden düşürerek o şeyi satın almak |
trade something in for v.
|
|
211 |
General |
mallar bir yerden başka bir yere taşınmakta olmak |
be in transit v.
|
|
212 |
General |
bir uygulamadan başka bir uygulamaya geçmek |
change over v.
|
|
213 |
General |
geçivermek (bir durumdan başka bir duruma) |
swing v.
|
|
214 |
General |
asıl işinden başka bir işte de çalışmak |
moonlight v.
|
|
215 |
General |
geçmek (başka bir konuya) |
pass on to v.
|
|
216 |
General |
getirmek (bir durumdan başka duruma) |
convert into v.
|
|
217 |
General |
bir şey mantıken (başka bir şeyi) gerektirmek |
presuppose v.
|
|
218 |
General |
yerine geçmek (başkasının/başka bir şeyin) |
take over v.
|
|
219 |
General |
bir grubu ayırmak (başka bir gruptan) |
sift out (from) v.
|
|
220 |
General |
insan niteliklerini başka bir varlığa vermek |
anthropomorphize v.
|
|
221 |
General |
bir başka boyut katmak |
add another dimension v.
|
|
222 |
General |
başka bir amaca uygun hale getirmek |
repurpose v.
|
|
223 |
General |
bir şeyi başka bir amaçla kullanmak üzere değiştirmek |
repurpose v.
|
|
224 |
General |
başka bir amaçla kullanılmak üzere değiştirmek |
repurpose v.
|
|
225 |
General |
bir başka ülkenin kültürünü almak |
acculturize v.
|
|
226 |
General |
bir başka ülkenin kültürünü empoze etmek |
acculturize v.
|
|
227 |
General |
(bir şeyi) (başka bir şeye) uygun bir hale getirmek |
suit to v.
|
|
228 |
General |
bir şeyin yerine başka bir şey koymak |
replace v.
|
|
229 |
General |
yapacak başka bir şeyi kalmamak |
have nothing else to do v.
|
|
230 |
General |
(başka bir ülkeye) göç etmek |
emigrate v.
|
|
231 |
General |
bir taşıma biçiminden bir başka taşıma biçimine geçirmek |
transship v.
|
|
232 |
General |
hakimiyetine sokmak (bir başka şeyin) |
subordinate to v.
|
|
233 |
General |
sokmak (bir başka şeyin içine) |
thrust into v.
|
|
234 |
General |
üstüne bindirmek (bir başka şeyin) |
superimpose over v.
|
|
235 |
General |
uymak (bir başka şeye) |
check out with v.
|
|
236 |
General |
uydurup yapmak (başka bir şeyden) |
contrive from v.
|
|
237 |
General |
ayırmak (bir şeyleri başka şeylerden) |
sort v.
|
|
238 |
General |
saplamak (bir başka şeye) |
strike into v.
|
|
239 |
General |
çıkarmak (bir sayıyı başka bir sayıdan) |
take away from v.
|
|
240 |
General |
bir sayıyı başka bir sayıdan çıkarmak |
take away from v.
|
|
241 |
General |
meydana gelmek (bir olay/bir durum meydana geldikten sonra başka bir şey) |
supervene v.
|
|
242 |
General |
uygun bir hale getirmek (bir başka şeye) |
suit to v.
|
|
243 |
General |
meydana gelmek (bir olay/bir durum sürerken başka bir şey) |
supervene v.
|
|
244 |
General |
açılmak (bir oda başka bir odaya) |
communicate with v.
|
|
245 |
General |
üstüne koymak (bir başka şeyin) |
superimpose over v.
|
|
246 |
General |
çarpıp batırmak (bir başka tekneye) |
run down v.
|
|
247 |
General |
akla getirmek (bir başka şeyi) |
be suggestive of v.
|
|
248 |
General |
sürmek (bir başka şeyin üstüne) |
spread v.
|
|
249 |
General |
bir yerden alıp başka yere koymak |
shuffle v.
|
|
250 |
General |
akla getirmek (bir başka şeyi) |
suggest v.
|
|
251 |
General |
tutmak (bir başka şeyi) |
agree v.
|
|
252 |
General |
uymak (bir başka şeye) |
agree v.
|
|
253 |
General |
bir dile ait bir yazıyı başka bir dilin harfleriyle yazmak |
transliterate into v.
|
|
254 |
General |
koymak (bir başka yere) |
transpose to v.
|
|
255 |
General |
dönüştürmek (bir başka şeye) |
transform into v.
|
|
256 |
General |
aktarmak (bir başka yere) |
transpose to v.
|
|
257 |
General |
olaya başka bir açıdan yaklaşmak |
approach something from a different standpoint v.
|
|
258 |
General |
olaya başka bir açıdan bakmak |
look something from a different standpoint v.
|
|
259 |
General |
olaya başka bir açıdan bakmak |
view something from a different standpoint v.
|
|
260 |
General |
başka insanların arasına karışmadan sakin bir yaşam sürmek |
keep oneself to oneself v.
|
|
261 |
General |
başka bir yere dikmek (bitki) |
transplant v.
|
|
262 |
General |
bir başka tekneye doğru yol almak |
bear down on v.
|
|
263 |
General |
bir başka tekneye doğru yol almak |
bear down upon v.
|
|
264 |
General |
bir başka hal almak |
take yet another turn v.
|
|
265 |
General |
bir başka hal almak |
take yet another twist v.
|
|
266 |
General |
başka bir ülkeye sığınmak |
take refuge v.
|
|
267 |
General |
daha mühim başka bir iş yüzünden yapmamak |
overslaugh v.
|
|
268 |
General |
telekinezi yoluyla birini veya bir şeyi bir yerden başka bir yere taşımak |
teleport v.
|
|
269 |
General |
başka bir işe geçmek |
change one's job v.
|
|
270 |
General |
bir yerden başka bir yere göç etmek |
immigrate to some place from some place v.
|
|
271 |
General |
bir yerden başka bir yere göç etmek |
immigrate into some place from some place v.
|
|
272 |
General |
kocasını yatakta başka bir kadınla yakalamak |
catch her husband in bed with another woman v.
|
|
273 |
General |
kocasını yatakta başka bir kadınla yakalamak |
find her husband in bed with another woman v.
|
|
274 |
General |
bir şeyi başka bir şeyle karıştırmak |
mistake something for something else v.
|
|
275 |
General |
bir şeyi başka bir şeyle karıştırmak |
mix something up with something else v.
|
|
276 |
General |
bir şeyi başka bir şeyle karıştırmak |
confuse one thing with another v.
|
|
277 |
General |
bir şeyi başka bir şey sanmak |
mistake something for something else v.
|
|
278 |
General |
bir şeyi başka bir şey sanmak |
mix something up with something else v.
|
|
279 |
General |
bir şeyi başka bir şey sanmak |
confuse one thing with another v.
|
|
280 |
General |
başka bir işle meşgulmüş gibi davranmak |
pretend to be busy doing something else v.
|
|
281 |
General |
bir yerden başka bir yere göç etmek |
emigrate from some place to some place v.
|
|
282 |
General |
birini bir başka birine emanet etmek |
entrust someone to someone v.
|
|
283 |
General |
başka bir kadın için karısını terk etmek |
leave one’s wife for another woman v.
|
|
284 |
General |
(bir şeyi başka bir şeyle) değiştirmek |
swap something for something else v.
|
|
285 |
General |
dikkatini (başka) bir şeye çevirmek/yöneltmek |
turn one's attention to something v.
|
|
286 |
General |
bir şeye ek olarak başka bir şey daha yapmak/yaptıklarını çeşitlendirmek |
diversify from something into something else v.
|
|
287 |
General |
başka bir alıcı bulmak |
find somebody else to sell v.
|
|
288 |
General |
insan niteliklerini başka bir varlığa vermek |
anthropomorphise v.
|
|
289 |
General |
bir başka okulla veya şehirle eşleşmek |
twin v.
|
|
290 |
General |
(bir başka ülkeye giderken) bavulda taşınmak |
go in suitcase v.
|
|
291 |
General |
bir madeni başka bir madenle kaplamak |
clad v.
|
|
292 |
General |
gözü başka hiçbir şeyi göremeyecek kadar bir şeyden etkilenmek |
be so affected by something that one can't think of anything else v.
|
|
293 |
General |
bir ırka karşı başka bir ırkta önyargı ya da korku uyandırmak |
race-bait v.
|
|
294 |
General |
başka bir kimsenin meydan okumasına karşı koymak |
take a dare v.
|
|
295 |
General |
herhangi bir ekipmanın başka bir yerde kullanımını yasaklamak |
cannibalize v.
|
|
296 |
General |
herhangi bir ekipmanın başka bir yerde kullanımını yasaklamak |
cannibalise v.
|
|
297 |
General |
ertelenme dolayısıyla daha başka bir zamanda bilet almayı kabul etmek |
take a rain check v.
|
|
298 |
General |
bir durumdan başka bir duruma dönüşmek |
teedle board v.
|
|
299 |
General |
(bir şeyi) başka bir şeye çarpacak şekilde ilerletmek |
catch v.
|
|
300 |
General |
başka bir kullanıma adapte etmek |
recycle v.
|
|
301 |
General |
(bir şeyi başka bir şeye) değişmek |
change [obsolete] v.
|
|
302 |
General |
başka bir yere koymak |
transplace v.
|
|
303 |
General |
(bakanı) başka bir göreve atamak |
transport [scottish] v.
|
|
304 |
General |
(cemaat kilisesini) cemaatin başka bir bölümüne aktarmak |
transport [scottish] v.
|
|
305 |
General |
(bir şeyi) başka bir şeye bağlamak |
alligate v.
|
|
306 |
General |
(bir şeyi başka bir şeyin) yanına veya karşısına yerleştirmek |
appose v.
|
|
307 |
General |
başka bir şey haline gelebilmek |
make v.
|
|
308 |
General |
(başka bir şey kadar) iyi performans gösterememek |
underperform v.
|
|
309 |
General |
(başka bir şeyden) daha kötü performans göstermek |
underperform v.
|
|
310 |
General |
(bir nesneden veya yönden) başka tarafa bakmak |
unfix v.
|
|
311 |
General |
(bir şeyi başka bir şeyden) çıkarmak |
untack v.
|
|
312 |
General |
(bir şeyi başka bir şeyden) ayırmak |
untack v.
|
|
313 |
General |
(bir şeyi başka bir şeyden) koparmak |
untack v.
|
|
314 |
General |
(bir şeyi başka bir şeyden) sökmek |
untack v.
|
|
315 |
General |
(sesin) işitilebilirlik eşiğini aynı anda başka bir sesin varlığı ile yükseltmek |
mask v.
|
|
316 |
General |
(başka bir unsuru) karmaşık bir bütüne dahil etmek |
weave v.
|
|
317 |
General |
(bir ağacın) düşerken başka bir ağaca takılmasına neden olmak |
hang up v.
|
|
318 |
General |
(org borularını) başka bir bölmeden havayla doldurmak |
borrow v.
|
|
319 |
General |
(renk tonunu) başka bir renk veya ton ekleyerek değiştirmek |
break v.
|
|
320 |
General |
kamerayı başka bir yere yerleştirmek |
break v.
|
|
321 |
General |
(bir şeyi başka şeye) dayandırmak |
hinge v.
|
|
322 |
General |
(bir şeyi başka şeye) bağımlı kılmak |
hinge v.
|
|
323 |
General |
başka bir şeye benzetmek |
misdeem v.
|
|
324 |
General |
bir şeyi başka bir şeyle karıştırmak |
misdeem v.
|
|
325 |
General |
bir kimseyi başka biriyle karıştırmak |
misdeem v.
|
|
326 |
General |
ay'da veya kütle çekimin düşük olduğu başka bir yüzeyde yürüyormuşçasına sekerek yürümek |
moonwalk v.
|
|
327 |
General |
başka bir sürümünü yapmak |
render v.
|
|
328 |
General |
başka bir teklifi kurula sunmak |
entertain a motion v.
|
|
329 |
General |
bir ürünü başka bir ürünle paket yaparak tek fiyata satmak |
bundle v.
|
|
330 |
General |
zamanla ve fark etmeden başka bir şeyin içinde kaybolmak |
glide v.
|
|
331 |
General |
bir yerden başka yere gitmek |
locomote v.
|
|
332 |
General |
bir yerden başka yere hareket etmek |
locomote v.
|
|
333 |
General |
(alfabeyi veya metni) belirli sıradaki her harfi alarak başka bir sıraya sokmak |
decimate v.
|
|
334 |
General |
her zamanki yoldan gitmek yerine başka bir yoldan gitmek |
detour v.
|
|
335 |
General |
(hayvan) kendi kendini veya başka bir hayvanı temizlemek |
groom v.
|
|
336 |
General |
(birine başka bir şey) vermek |
hit v.
|
|
337 |
General |
başka bir kart vermek |
hit v.
|
|
338 |
General |
başka bir kartı olmak |
hit v.
|
|
339 |
General |
başka alan koduyla aynı bölge sınırlarına sahip yeni bir alan kodu oluşturmak |
overlay v.
|
|
340 |
General |
(başka bir şeyden) daha kötü kokmak |
overstink v.
|
|
341 |
General |
(başka bir şeyden) daha iğrenç kokmak |
overstink v.
|
|
342 |
General |
(gök cismi) ufkun veya başka bir gök cisminin arkasında kalarak kaybolmak |
immerge [obsolete] v.
|
|
343 |
General |
bir şeyi başka bir şeyin yerine kullanmak |
substitute v.
|
|
344 |
General |
bir şeyin yerine başka şeyi koymak |
commute v.
|
|
345 |
General |
(şahsa özel bir yeşil alanı) başka bir şeye dönüştürmek |
dispark v.
|
|
346 |
General |
(bir şeyi) aralıklarla (başka şeyin) içine eklemek |
interleave v.
|
|
347 |
General |
(bir şeyi) aralıklarla (başka şeyin) içine sokmak |
interleave v.
|
|
348 |
General |
(elbise) başka bir malzeme ile düzeltmek |
double v.
|
|
349 |
General |
başka bir şeyle birleştirmek |
coannex v.
|
|
350 |
General |
başka bir şeyle birleştirerek modifiye etmek |
compound v.
|
|
351 |
General |
başka bir şeyle karıştırmak |
compound v.
|
|
352 |
General |
başka bir şeyin sırtındaymış gibi çalışmak veya taşınmak |
piggyback v.
|
|
353 |
General |
(bir şeye) başka bir şeyin dış hatlarına uydurarak biçim vermek |
contour v.
|
|
354 |
General |
bir yerdeki konuya başka yerdeki notla atıfta bulunmak |
cross-refer v.
|
|
355 |
General |
bir konudan başka konuya atıfta bulunmak |
cross-reference v.
|
|
356 |
General |
(bir şeyi) başka maddeye yedirmek |
inlay v.
|
|
357 |
General |
bir başka ülkenin meselelerini etkilemek |
penetrate v.
|
|
358 |
General |
samanı dirgenle alıp başka bir yere atmak |
pitch v.
|
|
359 |
General |
başka bir şeyle özdeşleştirmek |
coequate v.
|
|
360 |
General |
aniden başka bir moda girmek |
flash v.
|
|
361 |
General |
(genç fideyi) orijinalinden başka bir saksıya çıkarmak |
prick v.
|
|
362 |
General |
başka bir yıldızın önüne geçmek |
precede v.
|
|
363 |
General |
başka bir olay gerçekleşmeden önce (bir şeyi) bir yere yerleştirmek |
preposition v.
|
|
364 |
General |
başka bir maddenin etkisi ile kuru ve sert hale gelmek |
season v.
|
|
365 |
General |
başka bir mineralin beklendiği yerde çıkmak |
proxy v.
|
|
366 |
General |
başka bir şeyin yerine kullanılan |
substitute adj.
|
|
367 |
General |
başka bireylerle bir arada olmaktan hoşlanan |
gregarious adj.
|
|
368 |
General |
kendi vatanından başka bir memlekete yerleşmiş |
expatriated adj.
|
|
369 |
General |
hastalığı vücudun başka bir bölümüne taşıyan ilaç |
revulsive adj.
|
|
370 |
General |
arkasına başka bir araç takılmış |
tailgated adj.
|
|
371 |
General |
daha az önemli olan (başka bir şeye göre) |
subordinate adj.
|
|
372 |
General |
birden bir konudan başka konuya geçen (konuşma tarzı) |
abrupt adj.
|
|
373 |
General |
başka (bir) |
another adj.
|
|
374 |
General |
sürekli bir yerden başka bir yere gitmeyle ilgili |
transmigratory adj.
|
|
375 |
General |
başka bir ülkede oturan |
expatriate adj.
|
|
376 |
General |
bir başka |
further adj.
|
|
377 |
General |
-e bir başka örnek |
fantastic adj.
|
|
378 |
General |
kültürel etkileşim ile/bir kültürün başka bir kültürden aldığı tesirler ile ilgili |
acculturational adj.
|
|
379 |
General |
kültürel etkileşim ile/bir kültürün başka bir kültürden aldığı tesirler ile ilgili |
acculturative adj.
|
|
380 |
General |
kültürel etkileşimin/bir kültürün başka bir kültürden aldığı tesirlerin sonucu olan |
acculturative adj.
|
|
381 |
General |
kültürel etkileşimin/bir kültürün başka bir kültürden aldığı tesirlerin sonucu olan |
acculturational adj.
|
|
382 |
General |
kullanıldıktan sonra geri dönüşümle işlem görüp başka bir ürün için kullanılan |
postconsumer adj.
|
|
383 |
General |
kullanıldıktan sonra geri dönüşümle işlem görüp başka bir ürün için kullanılan |
post-consumer adj.
|
|
384 |
General |
kendisinden başka bir şeyi anlatan |
heterological adj.
|
|
385 |
General |
başka bir forma dönüştüren |
reductive adj.
|
|
386 |
General |
başka bir forma dönüştürme ile ilgili |
reductive adj.
|
|
387 |
General |
dolaylı olarak başka bir kaynaktan gelen |
reflected adj.
|
|
388 |
General |
başka bir şeye bağlı olmayan |
noncontingent adj.
|
|
389 |
General |
başka bir şey tarafından meydana getirilmeyen |
noncontingent adj.
|
|
390 |
General |
başka bir türden |
another-gaines adj.
|
|
391 |
General |
başka bir türden |
another-gates adj.
|
|
392 |
General |
başka bir türden |
another-guess adj.
|
|
393 |
General |
daha az önemli olan (başka bir şeye göre) |
understrapping adj.
|
|
394 |
General |
başka bir şey gibi gösterilmemiş |
undissembled adj.
|
|
395 |
General |
başka bireylerle bir arada olmaktan hoşlanmayan |
ungregarious adj.
|
|
396 |
General |
başka bir şeyle karıştırılamaz |
unmistakable adj.
|
|
397 |
General |
başka bir şeye dönüşemez |
untransmutable adj.
|
|
398 |
General |
başka bir renkle beneklenmiş |
mealy adj.
|
|
399 |
General |
taşıyıcısının annesinin veya başka bir kadın atasının adından türetilen |
metronymic adj.
|
|
400 |
General |
başka bir şeyle aynı yönde dönen |
homotropal adj.
|
|
401 |
General |
bir yerden başka yere giden |
hopping adj.
|
|
402 |
General |
bir yerden başka bir yere gitmeyle ilgili |
locomotory adj.
|
|
403 |
General |
bir yerden başka bir yere gidebilen |
locomotory adj.
|
|
404 |
General |
bir yerden başka bir yere geçen |
of passage adj.
|
|
405 |
General |
bir bölgeden başka bir bölgeye geçen |
of passage adj.
|
|
406 |
General |
bir iklimden başka bir iklime geçen |
of passage adj.
|
|
407 |
General |
başka bir renk tonu ile hafifçe renklendirilmiş |
off adj.
|
|
408 |
General |
yapı veya etki açısından başka bir şeyle benzer olan |
on-air adj.
|
|
409 |
General |
önemli ve temel bir şeyin veya kimsenin, peşinden gelen başka bir tanesiyle kombininden oluşan |
one-two adj.
|
|
410 |
General |
başka bir şeye veya kimseye oranla değerlendirilen |
comparative adj.
|
|
411 |
General |
başka bir ifadeden türetilemeyen ve başka bir ifadeyle bağdaşmayan |
independent adj.
|
|
412 |
General |
bir başka öge yerine geçebilen öge grubu üyeleri olarak ilişkili |
paradigmatic adj.
|
|
413 |
General |
bir şeyi başka şeylerden ayıran |
precisive adj.
|
|
414 |
General |
(genellikle başka bir kelimeyle birlikte kullanılır, dört ayaklı memeliler) belirli bir şekilde çiftleşen |
coupled adj.
|
|
415 |
General |
aniden başka bir şeyin ortasına çıkan bir şeyle ilgili |
intersilient adj.
|
|
416 |
General |
başka bir şeyin içine giren |
intussuscepted adj.
|
|
417 |
General |
başka bir ülkede bulunan |
foreign adj.
|
|
418 |
General |
rengi başka bir değerli taşınkine benzeyen (korendon veya safir) |
oriental adj.
|
|
419 |
General |
(biyolojik adlandırmalarda) başka bir türe verilmiş olan |
preoccupied adj.
|
|
420 |
General |
başka bir mineralin beklendiği yerde çıkan |
proxy adj.
|
|
421 |
General |
başka bir ifadeyle |
in other saying adv.
|
|
422 |
General |
bir yerden başka bir yere |
from pillar to post adv.
|
|
423 |
General |
başka bir zaman |
another time adv.
|
|
424 |
General |
başka bir yere |
another place adv.
|
|
425 |
General |
başka bir şekilde temin edilmemektedir |
not otherwise provided adv.
|
|
426 |
General |
başka bir deyişle |
in other saying adv.
|
|
427 |
General |
başka bir yerde |
else where adv.
|
|
428 |
General |
başka bir sözcüğün harfleriyle oluşturulmuş olarak |
anagrammatically adv.
|
|
429 |
General |
başka bir yer |
elsewhere adv.
|
|
430 |
General |
başka bir gün |
some other day adv.
|
|
431 |
General |
başka bir yerde |
at someplace else adv.
|
|
432 |
General |
başka bir yerde |
at somewhere else adv.
|
|
433 |
General |
başka bir yerde |
in a different location adv.
|
|
434 |
General |
başka bir yerde |
in some other place adv.
|
|
435 |
General |
başka bir yerde |
in a different place adv.
|
|
436 |
General |
başka bir yerde |
in other place adv.
|
|
437 |
General |
başka bir açıdan |
from a different viewpoint adv.
|
|
438 |
General |
bir başka deyişle |
put it differently adv.
|
|
439 |
General |
başka bir yere |
anywhere else adv.
|
|
440 |
General |
başka bir yerde |
anywhere else adv.
|
|
441 |
General |
başka bir uyarı olmaksızın |
without further notice adv.
|
|
442 |
General |
başka bir ülkeden |
from another country adv.
|
|
443 |
General |
yine bir başka deneyde |
in still another experiment adv.
|
|
444 |
General |
başka bir zaman |
anon adv.
|
|
445 |
General |
başka bir ifadeyle |
innuendo adv.
|
|
446 |
General |
bir başka ifadeyle |
innuendo adv.
|
|
447 |
General |
yassı tarafı başka bir yüzeye temas edecek şekilde |
flatways adv.
|
|
448 |
General |
yassı tarafı başka bir yüzeye temas edecek şekilde |
flatwise adv.
|
|
449 |
General |
-den başka bir şey |
nothing but prep.
|
|
450 |
General |
(bir şey, başka bir şeyin) arasından |
through prep.
|
|
451 |
General |
(başka bir şeyden) daha yakın |
within prep.
|
|
452 |
General |
(başka bir şeyden) daha uzakta olmayan |
within prep.
|
|
453 |
General |
başka bir şey |
something else pron.
|
|
454 |
General |
bir başka |
another pron.
|
|
455 |
General |
başka bir durumda |
or conj.
|
|
456 |
General |
avustralyalı ve başka bir milletin birleşimi anlamına gelen ön ek |
austr- pref.
|
|
457 |
General |
bir gün … başka gün |
sometimes . . . sometimes expr.
|
|
Phrasals |
|
458 |
Phrasals |
(dikkatleri/gözleri birinden veya bir şeyden) başka yere çekmek |
avert (something) (away) from n.
|
|
459 |
Phrasals |
(dikkatleri/gözleri birinden veya bir şeyden) başka yere çekmek |
avert something (away) from someone or something n.
|
|
460 |
Phrasals |
zihinsel veya duygusal bir durumdan başka bir duruma geçmek |
carry off v.
|
|
461 |
Phrasals |
bir şeyi başka bir şey gibi sunmaya çalışmak |
play (something) off as (something else) v.
|
|
462 |
Phrasals |
başka bir şey olarak düşünmek/görmek/algılamak |
read (someone or something) as (someone or something) v.
|
|
463 |
Phrasals |
başka bir şey olduğunu sanmak |
read (someone or something) as (someone or something) v.
|
|
464 |
Phrasals |
bir yerden başka bir yere rüzgarla götürülmek |
blow in v.
|
|
465 |
Phrasals |
bir yerden başka bir yere rüzgarla götürülmek |
blow into v.
|
|
466 |
Phrasals |
(başka bir şeye) çekmek |
steer toward (something) v.
|
|
467 |
Phrasals |
(bir şeyi başka bir şeyden) kaynatarak çıkarmak |
boil (something) out of (something) v.
|
|
468 |
Phrasals |
bir şeyi başka bir şeyden kaynatarak çıkarma |
boil something out of something v.
|
|
469 |
Phrasals |
(birini veya bir şeyi başka birinin veya bir şeyin) tam önüne yerleştirmek/koymak |
set (someone or something) before (someone or something) v.
|
|
470 |
Phrasals |
(birini veya bir şeyi başka birinin veya bir şeyin) tam önüne yerleştirmek/koymak |
set something before (someone, something, or some creature) v.
|
|
471 |
Phrasals |
(birini veya bir şeyi başka birinin veya bir şeyin) arkasına yerleştirmek |
place behind (someone or something) v.
|
|
472 |
Phrasals |
(birini veya bir şeyi başka birinden veya bir şeyden) daha arkaya/aşağıya koymak |
place behind (someone or something) v.
|
|
473 |
Phrasals |
(birine veya bir şeye başka birinden veya bir şeyden) daha az sevgi ve saygı göstermek |
place behind (someone or something) v.
|
|
474 |
Phrasals |
(birine veya bir şeye başka birinden veya bir şeyden) daha az önem vermek |
place behind (someone or something) v.
|
|
475 |
Phrasals |
(birine veya bir şeye başka birinden veya bir şeyden) daha az değer vermek |
place behind (someone or something) v.
|
|
476 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi sıralamada başka birinden/bir şeyden) daha alt sıraya koymak/yerleştirmek |
place someone or something behind someone or something v.
|
|
477 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi sıralamada başka birinden/bir şeyden) arkasında/gerisinde bitireceğini tahmin etmek |
place someone or something behind someone or something v.
|
|
478 |
Phrasals |
bir yerden başka bir yere arabayla gitmek |
drive between v.
|
|
479 |
Phrasals |
(bir şeyle başka bir şey/iki şey) arasına düşmek |
fall between (two things) v.
|
|
480 |
Phrasals |
(bir şeyle başka bir şey/iki şey) arasına düşmek |
fall between (something and something else) v.
|
|
481 |
Phrasals |
(bir kişi veya şeyle başka bir kişi veya şey/iki kişi veya şey) arasına girmek/sızmak |
get between v.
|
|
482 |
Phrasals |
(bir kişi veya şeyi başka bir kişi veya şeyden/iki kişi veya şeyi birbirinden) ayırmak/uzaklaştırmak |
get between v.
|
|
483 |
Phrasals |
(bir kişi veya şeyle başka bir kişi veya şey/iki kişi veya şey) arasına girmek/sızmak |
get between (someone or something and someone or something else) v.
|
|
484 |
Phrasals |
(bir kişi veya şeyi başka bir kişi veya şeyden/iki kişi veya şeyi birbirinden) ayırmak/uzaklaştırmak |
get between (someone or something and someone or something else) v.
|
|
485 |
Phrasals |
(bir şeyi başka bir şeyin) arasına dağıtmak |
intersperse (something) between (something) v.
|
|
486 |
Phrasals |
(bir şeyi başka bir şeyin) arasına dağıtmak |
intersperse something between something v.
|
|
487 |
Phrasals |
(bir şeyi başka bir şeyden) uzağa götürmek |
bring away v.
|
|
488 |
Phrasals |
(bir şeyi başka bir şeyden) uzağa taşımak |
bring away v.
|
|
489 |
Phrasals |
(bir şeyi başka bir şeyden) uzağa almak |
bring away v.
|
|
490 |
Phrasals |
(bir şeyi başka bir şeyden) uzaklaştırmak |
bring away v.
|
|
491 |
Phrasals |
(bir şeyi başka bir şeyin) yanından çekmek/alıp getirmek |
bring away v.
|
|
492 |
Phrasals |
(başka bir şeyi yaparak) devam etmek |
continue by (doing something) v.
|
|
493 |
Phrasals |
(başka bir şeyi yapmaya) geçmek |
continue by (doing something) v.
|
|
494 |
Phrasals |
(başka bir şeyi yaparak) devam etmek |
continue by doing something v.
|
|
495 |
Phrasals |
(başka bir şeyi yapmaya) geçmek |
continue by doing something v.
|
|
496 |
Phrasals |
(başka bir şey) demek istemek |
mean (something) by (something) v.
|
|
497 |
Phrasals |
(başka bir şey) kastetmek |
mean (something) by (something) v.
|
|
498 |
Phrasals |
sözlerinin altında başka bir anlam gizli olmak |
mean (something) by (something) v.
|
|
499 |
Phrasals |
(başka bir şey) demek istemek |
mean by something v.
|
|
500 |
Phrasals |
(başka bir şey) kastetmek |
mean by something v.
|
|