through - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

through

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "through" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 81 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
through prep. başından sonuna kadar
through prep. yoluyla
through prep. üzerinden
through prep. vasıtası ile
through prep. yolu ile
through prep. aracılığıyla
through prep. kanalıyla
through prep. boyunca
General
through adj. kesintisiz
through adj. aktarmasız
through adj. bitmiş
through adj. doğrudan geçilen
through adj. engelsiz
through adj. geçiş hakkı sağlayan
through adj. çıkma noktasındaki
through adj. tamamlanma noktasındaki
through adj. başarmak üzere olan
through adj. işi bitmiş
through adj. değeri kalmamış
through adj. hallolmuş
through adj. yapmayı bırakmış
through adv. -den geçerek
through adv. doğruca
through adv. tamamen
through adv. direkt
through adv. içeriye
through adv. baştan sona
through adv. sonunda
through adv. baştan başa
through adv. bir uçtan bir uca
through adv. başından sonuna dek
through adv. bu sayede
through adv. bir yandan öbür yana
through adv. bitiminde
through adv. açığa vurarak
through adv. algılanır hale gelerek
through adv. süresince
through adv. başından sonuna kadar
through adv. boyunca
through adv. bütün
through prep. nedeniyle
through prep. orasında burasında
through prep. her yanında
through prep. içinden (bir şeyin)
through prep. bir yanından öbür yanına
through prep. arasında
through prep. doğru
through prep. dolayımıyla
through prep. her yanına
through prep. sayesinde
through prep. yüzünden
through prep. rağmen (bir gürültüye)
through prep. arasında (bir gürültünün)
through prep. kanalıyla
through prep. arasından
through prep. içinden
through prep. marifetiyle
through prep. -den -in sonuna kadar
through prep. -den
through prep. yoluyla
through prep. -den dolayı
through prep. dolayı
through prep. … için durmaksızın
through prep. göz ardı ederek
through prep. (bir şey, başka bir şeyin) arasından
through prep. tamamını bitirecek şekilde
through prep. hepsini başararak
through prep. bütün
through prep. tüm
through prep. boyu
through prep. başından sonuna
Technical
through adv. baştanbaşa
through adv. bir taraftan diğer tarafa
through adv. içinden
through adv. -e kadar
through prep. -den
through expr. boyunca
Transportation
through adj. değişiklik veya yeniden sevkiyat olmaksızın başlangıç noktasından varış noktasına giden
through adj. aktarmasız
through adj. ekspres
Aeronautic
through adv. -e kadar

Bedeutungen, die der Begriff "through" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
come through v. üstesinden gelmek
General
through ticket n. aktarmasız bilet
through train n. aktarmasız tren
through our high quality service n. kaliteli hizmet anlayışımızla
through train n. ekspres tren
through service n. aktarmasız sefer
through freight n. direkt nakliyat
through street n. transit yolu
through traffic n. transit trafik
one who speaks through his nose n. hımhım
through plane n. direkt uçak
through fare n. aktarmasız tarife
through ticket n. aktarmasız
through ticket n. yolculuğun sonuna kadar geçerli bilet
walk through n. bir evden taşınılırken ev sahibinin kiracıyla beraber yaptığı kontrol
walk through n. gidiş yolu
follow-through n. devam
follow-through n. tamamlama
through-circulation drying n. derinlemesine dolaşımlı kurutma
walk-through n. gidiş yolu
walk-through n. bir evden taşınılırken ev sahibinin kiracıyla beraber yaptığı kontrol
through train n. direkt tren
through marriage n. evlilik yoluyla
through marriage n. evlilik aracılığıyla
through ticket n. yolculuğun sonuna kadar olan bilet
communicating through smoke signals n. dumanla haberleşme
journey through time n. zamanda yolculuk
journey through time n. zaman yolculuğu
through legal channels n. yasal kanallar vasıtasıyla
drive through n. araçlara yol üstü verilen yemek servisi
drive through n. arabaya servis
child through birth n. öz evlat
child through birth n. öz çocuk
travelling through time n. zaman yolculuğu
smile back through gritted teeth n. zorla/istemeden gülümsemek
travelling through time n. zamanda yolculuk
see-through n. transparan elbise
through line n. istikrarlı unsur
through-line n. istikrarlı unsur
through stone [scottish] n. yassı mezar taşı
through cold n. ayaz
run-through n. pratik
run-through n. prova
run-through n. tekrar
run-through n. anket
run-through n. kısa araştırma
run-through n. üstünkörü inceleme
run-through n. göz atma
run-through n. kısa özet
run-through n. baştan savma özet
run-through n. tek prova
run-through n. tek tekrar
run-through [uk] n. izleyici çekim
run-through [uk] n. kaydırmalı çekim
drive-through window n. arabaya servis penceresi
drive-through n. arabaya servis penceresi
drive-through delivery n. sonrasında annenin hastanede çok kısa süre kaldığı doğum
floor-through n. bütün bir katı kaplayan daire
follow through n. söylediği şekilde gerekeni yapma
follow through n. işi lafta bırakmayıp halletme
pull-through n. bir şeyin içinden geçirilen şey
pull-through n. namlu temizleyici
pull-through n. namlu temizleme ipi
see-through n. transparanlık derecesi
see-through n. iç gösteren giysi
push through n. tüfek deliğini temizleyen cihaz
ride through the sky v. gökyüzünde dolaşmak
get through with v. bitirmek
sift through v. incelemek
read something through v. bir şeyin tamamını okumak
walk through v. inceleyerek gezmek
lie through one's teeth v. külliyen yalan söylemek
put something through v. bir yasa tasarısını meclisten geçirmek
pull through v. atlatmak
see one through v. yetmek
live through v. zor bir durumdan sağ olarak çıkmak
sift through v. inceleyerek okumak
go through v. arayıp taramak
get through v. geçmek
run through v. çizgi çekmek
look through v. göz atmak
go through v. onaylanmak (bir kanun tasarısı vb)
go through v. bitirmek (okulu)
come through v. geçirmek
look through v. bakmak
go through v. ince eleyip sık dokumak
come through v. iyileşmek
muddle through v. bir işi bir şekilde halletmek
run through v. içinden geçirmek
smash through v. bir şeyi kuvvetle atarak (başka bir şeyi) kırmak
go through v. muayene etmek
go through v. zor bir durumu atlatmak
bring in through pipes v. borularla taşımak
carry through v. bitirmek
clear through the customs v. gümrükten çıkarmak
carry something through v. gerçekten yapmak
get through v. geçirmek
stride through v. arşınlamak
be through with something v. elini eteğini çekmek
go through a difficult patch v. çok çile çekmek
go through with v. planlanmış bir şeyi gerçekten yapmak
live through v. yaşamak
go through a crisis v. buhran geçirmek
bring somebody through v. kurtarmak
go through v. geçmek (tasarı/teklif vb meclisten)
come through v. sonuca ulaşmak
get something through someone's head v. bir şeyi birinin kafasına sokmak
go through the mill v. feleğin çemberinden geçmek
browse through v. göz gezdirmek
go through with v. gerçekleştirmek
break through v. atılım yapmak
line through v. çizgi çekmek
flick through v. gözden geçirmek
breeze through v. kolayca yapmak
browse through v. şöyle bir karıştırmak
live through v. başından geçmek
pull through v. iyileşmek
page through v. sayfalarını çevirmek
go through v. zor bir zamanı geçirmek
wade through v. içinden yürüyerek geçmek (sığ su/çamur)
get something through someone's head v. bir şeyi birine anlatmak
pull through v. kurtarmak
run through v. israf etmek
get through v. bitirmek (okulu)
go through a sorrow v. acıyı yaşamak
be unable to carry through v. altından kalkamamak
carry through v. gerçekleştirmek
go through v. kontrol etmek
break through v. ilerleme kaydetmek
sift through v. tetkik etmek
go through with v. tamamen bitirmek
carry something through v. bir şeyi yerine getirmek
get through to v. bir şey anlatmak
live through v. zorluklara rağmen başarmak
go through v. geçmek (sınav sınıf vb'ni)
get through v. zor bir durumu atlatmak
plow through v. güçlükle ilerlemek
push something through v. bir şeyi kabul ettirmek
get through v. geçirmek (zor bir zamanı)
live through v. sağ salim çıkmak
get through to v. tur atlamak
carry one through v. bir şey birini başarılı bir sonuca ulaştırmak
skin through v. zar zor başarmak
see through v. aklından geçeni görmek
thumb through v. sayfalarını karıştırmak (kitap/dergi vb'nin)
get through v. ulaşmak
scuttle through v. aradan sıvışmak
put through v. telefonu bağlamak
go through v. geçirmek (zor bir zamanı)
get through v. başarmak
slip through one's fingers v. elinden kaçırmak
get wet through v. sırsıklam olmak
put a call through v. telefon etmek
see through somebody v. ne mal olduğunu anlamak
plow through v. yarıp geçmek
go through v. araştırmak
win through v. kapak atmak
follow through v. harfi harfine yerine getirmek
go through the mill v. büyük zorluklar atlatmak
be shot through with v. bir şeyde bir öğe yer yer bulunmak
wade through v. ağır ağır ve güçlükle ilerlemek
live through v. yaşamak (bir zamanı/olayı)
put through v. telefona bağlamak
leaf through v. kitap, dergi vb'nin sayfalarına göz atmak
see something through v. bir şeyin sonunu getirmek
sleep through v. derin uyumak
go through v. incelemek
see a thing through v. tuttuğunu koparmak
get through v. bitirmek
put somebody through something v. tabi tutmak
see a thing through v. bir işi başarmak
run through v. çabucak gözden geçirmek
fall through v. gerçekleşmemek
line through v. karalamak
go through the motions v. bir işi isteksizce yapmak
go through v. geçirmek (hastalık/sıkıntı vb'ni)
be through v. işe yaramaz olmak
go through the motions v. rutine bağlamak
rifling through v. talan etmek
wet through v. sırılsıklam etmek
pull through v. iyileştirmek
pick one's way through v. arasından dikkatle ve yavaş yavaş ilerlemek
go through v. onaylanmak
bring through v. korumak
think through v. usa vurmak
win through v. başarılı olmak
run through v. delik açmak
bring through v. ayıltmak
get through v. tüketmek
go through with v. yürütmek
win through v. başarmak
plow through a book v. bir kitabı güçlükle okuyup bitirmek
skin through v. güçbela becermek
carry one through v. bir şey birini ayakta tutmak
wade through v. zorla tamamlamak
see something through v. bir işi bitirmek
pay through the nose v. kazık yemek
leaf through v. göz gezdirmek
break through v. yarıp geçmek
rifle through v. karmakarışık etmek (bir şeyi ararken)
browse through v. şöyle bir okumak
pass through v. çekmek
rush a bill through v. bir kanun tasarısını acele ile meclisten geçirmek
go through v. durmadan geçmek (bir taşıt durması gereken bir yerden)
get through v. onaylanmak
get through v. sonuçlandırmak
strike through v. çıkarmak
through with someone v. bir ilişkiye son vermek
come through v. başarmak
get wet through v. sucuk gibi olmak
rake through v. dikkatle gözden geçirmek
get through to v. ulaşmak
see something through v. bir işin sonunu getirmek
clear through customs v. gümrükten geçirmek
jump through hoops v. karşılaşılan tüm engellerin üstesinden gelmek
rifle through v. altüst etmek (bir şeyi ararken)
get through to v. telefon bağlantısı kurmak (biriyle)
worm one's way through v. kıvrıla kıvrıla biryerden geçmek
plow through v. yol açıp arasından geçmek
percolate through v. arasından sızmak
pass through v. başından geçmek
break through v. doğmak
sleep through something v. bir şey olup biterken uyumak
get through to v. telefonda çıkarmak (birinin numarasını)
bring through v. iyileştirmek
get through v. geçmek (tasarı/teklif vb meclisten)
go through with v. tamamlamak
skim through v. göz gezdirmek
sit through something v. bir şeyi sonuna kadar oturarak izlemek
look through v. gözden geçirmek
pass through v. içinden geçirmek
live through v. görüp geçirmek
fall through v. başarısızlığa uğratmak
get through v. zor bir zamanı geçirmek
follow through on v. sonunu getirmek (bir işin)
be halfway through v. yarısını bitirmiş olmak
plough through v. zorla ilerlemek
pull through v. paçayı kurtarmak
sleep the night through v. uykusunu almak
dig through v. delmek
pass through v. arasından geçmek
win through v. sonuçta galip çıkmak
go through the motions v. isteksizce yapmak
pass through one's mind v. aklından geçmek
scrape through v. güçbela atlatmak
be halfway through v. yarılamak
go through v. harcamak (parayı)
put through v. bitirmek
flick through v. göz atmak
break through v. sökmek
halfway through v. yarılamak
see through v. yardım etmek
go through v. göz atmak
transpire through v. çıkmak (su/nem belirli bir yerden)
follow through v. tamamlamak
be worn through v. delinmek
go through v. yoklamak (cepleri)
plow through v. zorla ilerlemek
plough through v. güçlükle ilerlemek
put through v. yapmak
see one through v. idare etmek
break through v. çıkmak
break through v. görünmek
go through v. sunmak
fall through v. başarısız olmak
muddle through v. bir işi düşe kalka yapmak
put someone through her paces v. bir kimsenin yeteneğini denemek
romp through v. kolay kazanmak
go through pain v. acıyı yaşamak
get through v. geçmek (sınav sınıf vb'ni)
steer through v. geçirmek
pass through v. içinden geçmek
page through v. sayfalarını çevirip göz atmak
walk through v. şöyle bir incelemek
pass through v. nüfuz etmek
follow through v. sonunu getirmek (bir işin)
percolate through v. arasından akmak
get wet through v. sucuk gibi ıslanmak
leaf through v. kitaba göz gezdirmek
see through v. destek olmak
follow through v. gerçekleştirmek
pull through v. yardım etmek
break through v. zorla geçmek
pull through v. kurtulmak
speak through the nose v. genizden konuşmak
walk through v. üzerinden geçmek
carry through v. başarmak
come through v. atlatmak
jump through hoops v. çok sayıda engelle karşılaşmak
bring through v. kurtarmak
win through v. sonuca ulaşmak
put somebody through v. bağlamak
go through v. yapmak
put through v. telefon bağlamak
put someone through his paces v. bir kimsenin yeteneğini denemek
bring in through v. taşımak
burrow through v. kazarak ilerlemek
get through to v. kafasına girmek
rake through v. taramak
thrust through v. delip geçmek
come through v. başarıyla çıkmak
worm through v. kıvrıla kıvrıla biryerden geçmek
fall through v. suya düşmek
pay through the nose v. aşırı ödemek
flash through one's mind v. birden aklından geçmek
go through the motions v. bir işi keyif almadan yapmak
run through v. gözden geçirmek
pass through v. arasından geçirmek
go through v. katlanmak
carry through v. yerine getirmek
go through v. gözden geçirmek
win through v. amacına varmak
come through v. becermek
come through v. başkalarını hayal kırıklığına uğratmamak
win through v. zorlukları aşmak
come through v. (bir haber) gelmek
come through v. yaşamak
win through v. başarı elde etmek
come through v. kendini belli etmek
get through v. harcayıp bitirmek
win through v. güçlükleri yenmek
come through v. sağ olarak çıkmak (zor bir durumdan)
come through v. diğer taraftan çıkmak (bir taraftan giren şey)
come through v. kendinden bekleneni yapmak
win through v. galip çıkmak
skin through v. becerebilmek
skin through v. güçbela geçmek (dar bir yerden)
skin through v. ancak geçmek (dar bir yerden)
skin through v. güçbela başarmak
think through v. enine boyuna düşünmek
get through v. bağlantı sağlamak
go through v. kabul edilmek
look through v. incelemek
go through a grave crisis v. ağır kriz geçirmek
sift through v. elemek
pass through the sifter v. elekten geçmek
sift through v. elekten geçirmek
pass through the sieve v. elekten geçmek
struggle through difficulty v. feleğin sillesini yemek
get through to someone v. bağlantı kurmak
get through something v. yiyip bitirmek
get someone through v. telefon bağlantısı sağlamasına yardım etmek
get through something v. bitirmek
get through v. (zor bir zamanı) geçirmek
get through v. telefon bağlantısı sağlamak
get through something v. tüketmek
get something through v. geçirmek
get through v. (zor bir durumu) atlatmak
get through v. meclisten geçmek (tasarı vb)
get through v. sınıfını geçmek
get through to someone v. anlaşma sağlamak
get something through v. kabul ettirmek
get someone through v. sınavı geçmesine yardım etmek
get through v. (okulu) bitirmek
get through something v. içip bitirmek
get through something v. harcayıp bitirmek
get through v. sınavı geçmek
get through to v. (bir şeyi) (birinin) kafasına sokmak
get through v. birinin yolunu doğrultmak
see through v. zorluklara rağmen tamamlamak
pass through changes v. değişikliklerden geçmek
go through changes v. değişikliklerden geçmek
lose one's teeth through age v. dişleri dökülmek
leaf through a magazine v. dergiye bakmak
go through customs v. gümrükten geçmek
(daylight) filter through something v. (günışığı) içeri girmek
go through border v. sınırdan geçmek
scrape through the exam v. sınavı geçmek
wave somebody through customs v. (birini) gümrükten geçirmek
nurse somebody through v. hastayken bakmak
nurse somebody through v. hasta bakmak
pass through the street v. yoldan geçmek
go through a phase v. aşama geçmek
go through the phase of v. aşamasından geçmek
go through a tunnel v. tünelden geçmek
go through a phase v. safhadan geçmek
go through physical examinations v. sağlık kontrollerinden geçmek (insanlar)
go through health inspections v. sağlık kontrollerinden geçmek (işyeri vb)
go through physical evaluations v. sağlık kontrollerinden geçmek (insanlar)
go through physical tests v. sağlık kontrollerinden geçmek (insanlar)
(plan) fall through v. plan bozulmak
gaze through the window v. pencereden bakmak
see through the window v. pencereden bakmak
talk through dictionary v. sözlük vasıtasıyla konuşmak
look in (through) the window v. pencereden bakmak
talk through dictionary v. sözlükten konuşmak
peer (in) through the window v. pencereden bakmak
stare (in) through the window v. pencereden bakmak
look through the window v. pencereden bakmak
scrape through the exam v. sınavı zorla geçmek
come through the door v. kapıdan geçmek
go out through the door v. kapıdan geçmek
go through the door v. kapıdan geçmek
come out through the door v. kapıdan geçmek
go out through the door v. kapıdan çıkmak
go through the door v. kapıdan çıkmak
leaf through the magazines v. dergi karıştırmak
go through examination v. kontrolden geçmek
go through inspection v. kontrolden geçmek
breathe through one's mouth v. ağzından nefes almak
take through v. yoluyla almak
obtain through v. yoluyla almak
receive through v. yoluyla almak
breathe through one's nose v. burnundan nefes almak
get through v. sonlandırmak
go through passport control v. pasaport kontrolünden geçmek
go through a trauma v. travma geçirmek
go through a severe trauma v. ağır bir travma geçirmek
go through passport check v. pasaport kontrolünden geçmek
communicate through v. aracılığıyla iletişim kurmak
go through the menopause v. menopoza girmek
portray through images v. imgeleştirmek
leaf through v. sayfaları çevirmek
go through a crisis v. krize girmek
flick through v. bir dergiye vb gözatmak
be through v. bitirmek
carry through v. tamamlamak
come through the door v. kapıdan girmek
get through v. irtibatlandırmak
put through v. irtibatlandırmak
go through a phase v. aşamadan geçmek
come through v. kurtulmak
(pain) to shoot through v. ağrı saplanmak
walk through the wall v. duvardan geçmek
walk through the wall v. duvarın içinden geçmek
leaf through v. kitap sayfası karıştırmak
leaf through v. sayfa çevirmek
pass through the corridor v. koridordan geçmek
follow through v. bir işin sonunu getirmek
glance through v. göz gezdirmek
get through v. temasa geçmek
follow through v. bitirmek
go through v. harcamak
go through v. tüketmek
go through v. yoklamak
get through to v. -e ulaşmak
look through v. -den bakmak
get through with v. -i bitirmek
come through v. -den sonra hayatta kalmak
get through to v. -e varmak
get through with v. -i tüketmek
steer through v. -den geçirmek
stick in through v. -den içeri girmek
see things through rose-coloured glasses v. tozpembe görmek
stick up through v. -den yukarı uzanmak
put through a call to v. -e telefon etmek
see things through rose-colored glasses v. dünyayı tozpembe görmek
stick up through v. -den yukarı çıkmak
stick in through v. -den içeri uzatmak
stick up through v. -den yukarı uzatmak
see the world through rose-colored glasses v. dünyayı tozpembe görmek
stick in through v. -den içeri sokmak
stick in through v. -den içeri uzanmak
stick up through v. -den yukarı çıkarmak
soak through v. -den sızmak
see things through rose-coloured glasses v. dünyayı toz pembe görmek
get through v. (işin) altından kalkmak
get through to v. (finale/yarı finale) çıkartmak
get through v. (işin) üstesinden gelmek
get through v. harcamak
get through v. sıyrılmak
get through v. içinden geçmek
get through v. baş etmek
get through v. arasından geçmek
get through v. sığıp geçmek
get through (to) v. (telefon) bağlamak
get through v. geçmesini sağlamak
get through v. üstesinden gelmek
get through to v. zamanında gelmek
get through to v. (finale/yarı finale) yükseltmek
get through (to) v. bağlantıyı sağlamak
get through v. altından girip üstünden çıkmak
get through to v. (zorlukları aşarak) erişmek
get through v. (yasalar) meclisten geçmek
get through v. sıyrılıp geçmek
go through v. konuşmak
skim through v. çabuk ve üstünkörü okumak
travel through v. molasız yolculuk yapmak
put somebody through v. birini telefonda bağlamak
make sales through a website v. internet sitesi üzerinden satış yapmak
sell through a website v. internet sitesi üzerinden satış yapmak
muddle through v. atlatmak
muddle through v. başarmak
muddle through v. üstesinden gelmek
put through v. başarmak
put through v. (telefon) bağlamak
put through v. gerçekleştirmek
put through v. başarıyla sonuçlandırmak
run through v. arasından geçmek
run through v. içinden geçmek
think out/through v. düşünüp taşınmak
think out/through v. tasarlamak
fight one's way through the crowd v. itiş kakış ilerlemek
fight one's way through the crowd v. kalabalıkta zorlukla hareket etmek
fight one's way through the crowd v. kalabalığı yararak ilerlemek
push one's way through v. kalabalığı yararak ilerlemek
check through v. çek etmek
check through v. kontrol etmek
check through v. sınamak
check through v. denemek amacıyla gözden geçirmek