atılan - Turkish English Dictionary
History

atılan



Meanings of "atılan" in English Turkish Dictionary : 4 result(s)

Turkish English
General
atılan thrown adj.
atılan discarded adj.
atılan offcast adj.
atılan dormant adj.

Meanings of "atılan" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

Turkish English
General
düelloya davet için yere atılan eldiven gauntlet n.
üfleyerek ok atılan boru blowgun n.
üfleyerek ok atılan boru blowpipe n.
düelloya davet için yere atılan eldiven gage n.
gemiden denize atılan yük jetsam n.
atılan şey missile n.
çamaşır atılan baca chute n.
riske atılan şey venture n.
yürürken atılan adım pace n.
atılan cisim projectile n.
can atılan şey plum n.
çöp (yere atılan) litter n.
satıhtan hava hedeflerine atılan füze surface to air missile n.
bir işe atılan enlister n.
çöp atılan baca chute n.
özellikle tahta bir kutu içinde çapa yerine denize atılan büyükçe taş killick n.
el yardımı ile yanlamasına atılan takla cartwheel n.
çöp kutusu (kağıt vb atılan) wastebasket n.
havaya atılan hedef skeet n.
düelloya davet için yere atılan eldiven gantlet n.
dışarı atılan ejaculator n.
çöp sepeti (kağıt vb atılan) wastebasket n.
yavaş atılan top lob n.
kıça atılan şaplak spank n.
giderayak atılan taş söz parting shot n.
kullanılmayıp atılan şey castoff n.
ağır ağır atılan adımların sesi clump n.
yukarıdan gelen darbeyle ileriye doğru atılan top topspin n.
denize atılan eşya jetsam n.
hırsız tarafından atılan eşya waif n.
demokrasiye atılan kurşun a bullet fired at democracy n.
tribünlerden sahaya atılan bozuk para a coin thrown from the stands n.
(belge/evrak vs üzerine) ad-soyadın baş harfleriyle atılan kısa imza initialing n.
uçaktan atılan torpido aerial torpedo n.
(belge/evrak vs üzerine) ad-soyadın baş harfleriyle atılan kısa imza initialling n.
kullanılmayıp atılan şey cast-off n.
havaya atılan hedefi vurma skeet shooting n.
düz bir alana atılan çakıl taşları ile bakılan fal cleromancy n.
balıkları çekmek için suyun dibine atılan yem ground bait n.
göstericileri yüreklendirmek için atılan slogan ralling cry n.
bir kutu, kitap ya da paketi açmak için çekip atılan bant tear strip n.
oyun bittikten sonra atılan zar aftercast n.
ateşe atılan nesnelerin çıkardığı alev ve kıvılcımlardan fal bakma causinomancy n.
çetele tutmak için çentik atılan çubuk nickstick n.
kaldırıp atılan şey rejectment n.
mideye atılan yumruk gut punch n.
gündelik tarzda atılan tirad throwaway n.
art arda atılan bombalar stick n.
idam ipine sekiz ya da dokuz tur dolayarak atılan düğüm tow [dialect] n.
idam ipine sekiz ya da dokuz tur dolayarak atılan düğüm hangman's halter n.
idam ipine sekiz ya da dokuz tur dolayarak atılan düğüm hangman's knot n.
başkası yerine atılan imza allograph n.
düz bir alana atılan çakıl taşları veya ayak bileği kemikleri ile bakılan fal astragalomancy n.
düz bir alana atılan çakıl taşları veya ayak bileği kemikleri ile bakılan fal cleromancy n.
basketbolda uzaktan atılan şut skyhook n.
vücuttan atılan madde matter n.
canlı bir organizmadan dışarı atılmış veya atılan dışkı, idrar gibi madde matter n.
süpürasyonla dışarı atılan madde matter n.
sahiplik belirtmek için hayvanın kulağına atılan çentik veya postuna yapılan işaret mark n.
havaya atılan hedefi vuracak kimsenin hedefin serbest bırakılması için verdiği talimat mark n.
çeşitli depolama ortamına zamanlama veya sayım amaçlı basılan veya çentik olarak atılan küçük bir işaret mark n.
yüze veya kulağa atılan tokat wherret n.
yüze veya kulağa atılan yumruk wherret n.
(kulağa veya yüze atılan) tokat whirret n.
(sabırsızlık ve huzursuzluktan atılan) çifte winch n.
(sabırsızlık ve huzursuzluktan atılan) tekme winch n.
bir işarete ok atılan eski bir oyun blowpoint n.
riske atılan şey hazard n.
fransız kökenli eşli dansta saat yönünde yana doğru atılan denge adımı branle n.
fransız kökenli eşli dansta saat yönünde yana doğru atılan denge adımı bransle n.
fransız kökenli eşli dansta saat yönünde yana doğru atılan denge adımı brawl n.
fransız kökenli eşli dansta saat yönünde yana doğru atılan bir denge adımı brawl n.
silah olarak atılan şey missive n.
amacı gerçekleştirmek için atılan adım move n.
çok hızlı ve isabetli atılan şey bullet [us] n.
insan veya hayvan vücudundan dışarı atılan anormal akıntı gleet [rare] n.
oyuncuların belirli bir işaretle yere atılan küçük nesneleri almaya çalıştıkları bir oyun muss [obsolete] n.
riske atılan şey chip n.
silahla atılan şey gunshot n.
bovling pistlerinin kenarında atılan topların düştüğü çukur gutter n.
kumaş, deri, kağıt gibi materyalleri el veya makine ile atılan dikişlerle süsleme sanatı opus n.
ilmek yapılan ipin ucunu ilmeğin içinden geçirerek atılan düğüm overhand knot n.
ilmek yapılan ipin ucunu ilmeğin içinden geçirerek atılan düğüm single knot n.
kenarın üzerine atılan dikey dikiş overhand stitch n.
acı, öfke veya üzüntü sebebiyle atılan çığlık complaint [obsolete] n.
atılan şey dispositive [obsolete] n.
ağza atılan gıda ingesta n.
atılan zarın çift gelmesi doublet n.
içine bir şey atılan delik drop n.
atılan top hızı pace n.
ayak ile atılan adım uzunluğunu temel alan bir uzunluk ölçüsü pace n.
atılan şey pick [dialect] [uk] n.
(bazı oyunlarda) havaya atılan ufak nesne pitcher n.
atılan şey corpse n.
hızla atılan şey dart n.
külçenin atılan üst kısmı discard n.
ipin makaradan çıkmasını engellemek için sekiz rakamı şeklinde atılan düğüm figure of eight n.
güvenliği sağlamak amacıyla çift halatla sekiz rakamı şeklinde atılan dağcılık düğümü figure of eight n.
havası atılan şey flaunt [obsolete] n.
adet dönemi vücuttan atılan maddeler flower [obsolete] n.
halatın bükülmesi ile atılan bir çeşit düğüm hareketi flype n.
dövüş yemini olarak düşmanın alması için yere atılan eldiven, şapka gibi kişisel eşya gauge n.
düşman karşısında geri çekilirken atılan ok parthian arrow n.
giderayak atılan taş parthian arrow n.
kürek çekerek atılan tur pull n.
endişe uyandırmak için atılan gazete manşeti scarehead n.
ok gibi atılan şey shaft n.
sapan ile atılan taş slingstone n.
elektrik ücretini ödemek için içine önceden bozuk para atılan sayaç slot meter n.
bira üzerine atılan cila snit [dialect] [us] n.
kahve artığı (kahve makinelerinden atılan) coffee puck n.
okuldan atılan öğrenci pushout n.
baltacının üzerinde durmak için çentik atılan ağaca yerleştirdiği kısa basamak springboard n.
(ilkel kabilelerde) üfleyerek ok atılan boru sumpit n.
(ilkel kabilelerde) üfleyerek ok atılan boru sumpitan n.
(atılan top) istendiği gibi düşmemek hang v.
(ragbide ortaya atılan topu kapmak için) takım arkadaşlarına kenetlenip birbirini itecek pozisyonu oluşturmak pack v.
havaya atılan tossing adj.
tehlikeye atılan pawning adj.
kullanıldıktan sonra atılan disposable adj.
kullandıktan sonra atılan disposable adj.
çok çamur atılan much-maligned adj.
atılan şey missive adj.
dik bir şekilde ileriye atılan gadarene adj.
(vuruş) tokat şeklinde atılan openhanded adj.
üstüne atılan imputative adj.
yakın menzilden atılan close-in adj.
nutuk atılan oratorical adj.
nutuk atılan oratoric adj.
nutuk atılan oratorious [obsolete] adj.
düşman karşısında geri çekilirken atılan oku andıran parthian adj.
kaçarken veya geri çekilirken atılan parthian adj.
mermi atılan shot adj.
omuz üstüne atılan sling adj.
kenara atılan superseded adj.
arka plana atılan superseded adj.
sağ el ile atılan yumruk rh (right-hander) abrev.
Phrasals
(beyzbol) başka bir oyuncaya atılan topa müdahale etmek cut off v.
kurallara aykırı olarak atılan golü iptal etmek chalked off [uk] v.
Colloquial
sıcağı sıcağına dikkat çekmek için ortaya atılan görüş/analiz hot take n.
yarı dairesel hareketle atılan yumruk roundhouse punch n.
dönerek kafaya atılan yumruk roundhouse punch n.
tek atılan içki short one n.
başarıya atılan ilk adımı atmak make a dent in v.
başarıya atılan ilk adımı atmak make a hole in v.
karanlıkta atılan adım a leap in the dark expr.
Idioms
son çare olarak atılan adım a counsel of despair n.
barış için atılan adım an/the olive branch n.
atılan doğru adım a step in the right direction n.
yanağa atılan/yenen tokat clip over the ear n.
zaman kazanmak için ortaya atılan mantıksız/uyduruk çözümler escape fire n.
boksta hızlıca arka arkaya atılan iki yumruk one-two punch n.
(ilerideki fırsatlar için) atılan adım a foot in the door n.
(bir yerin) kapısından içeri atılan adım a foot in the door n.
(ilerideki fırsatlar için) atılan adım a leg in the door n.
(bir yerin) kapısından içeri atılan adım a leg in the door n.
giderayak atılan taş a parting shot n.
giderayak atılan taş a parthian shot n.
olumlu yönde atılan bir adım a step in the right direction n.
doğru yönde atılan bir adım a step in the right direction n.
(ilerideki fırsatlar için) atılan adım a toe in the door n.
(bir yerin) kapısından içeri atılan adım a toe in the door n.
istediği şeye/amaca ulaşmak için atılan ilk adım a toe in the door n.
elinin tersiyle atılan tokat backhander n.
yüksek sesle atılan kahkaha belly laugh n.
ateşe atılan kimseler cannon fodder n.
Speaking
mutluluğa atılan ilk adım the first step towards happiness expr.
Trade/Economic
bir senede eklenen ve üzerine ciro imzası atılan kağıt allonge n.
namına atılan imza counter signature n.
londra borsasından atılan üyenin sözleşmesi için uzlaşma fiyatı hammer price n.
kullanıldıktan sonra atılan one-way adj.
Politics
belge üzerine üst rütbeli bir kimse tarafından atılan resmi onay imzası visa n.
Insurance
riske atılan kişi risk bearer n.
Media
sol taraftan atılan manşet stagger head n.
sol taraftan atılan manşet staggered head n.
sol taraftan atılan manşet stephead n.
sol taraftan atılan manşet stepped line n.
Technical
atılan cisim projectile n.
bir silahtan atılan merminin yörüngesi patti n.
bir defa kullanılıp atılan malzeme disposable n.
bozulunca atılan aygıt throw-away device n.
havadan atılan balistik füze air launched ballistic missile n.
uçaklardan atılan torpido şeklindeki bomba aerial torpedo n.
yerden yere atılan füze surface-to-surface missile n.
yerden havaya atılan füze surface-to-air missile n.
yörüngede atılan bir tur orbit n.
halat iplerinin birbirine karışmasını önlemek için atılan düğüm crown n.
havadan atılan airborne adj.
kullandıktan sonra atılan disposable adj.
kullanıldıktan sonra atılan disposable adj.
yerinde durarak atılan adım sip (step in place) abrev.
Computer
twitter'da seri şekilde atılan coşkulu tweetler tweetstorm n.
twitter'da seri şekilde atılan coşkulu tweetler tweet storm n.
atılan gönderilmiş trafik sends discarded n.
ön belleğe atılan aramalar cached lookups n.
Textile
örgüde atılan ilmik knitting stitch n.
kumaşın işlenmemiş kenarlarını sökülmesini önlemek için üst üste atılan uzun ilmeklerle dikme overcasting n.
kumaşın işlenmemiş kenarlarının sökülmesini önlemek için üst üste atılan uzun ilmeklerle yapılan dikiş overcasting n.
el örgüsü ve tığ işinde inç başına atılan ilmek sayısı gauge n.
sürfile dikişi atılan oversewn adj.
Construction
iskele zeminleri, dalgakıran gibi yapılara etki eden dalga enerjisini sönümlemek için suya atılan büyük kaya parçaları enrockment n.
(duvarcılıkta) başka bir taşa eklemlemek için eldeki taşa atılan çentik crack n.
Dyeing
mat boya ile atılan kat flatting n.
Transportation
tehlike anında gemiyi kurtarmak için denize atılan yük jetsom n.
Aeronautic
uçaktan atılan bomba aerobomb n.
uçaktan atılan çelik ok aerodart n.
atılan tank disposable fuel tank n.
atılan tank droppable tank n.
atılan tank drop tank n.
havadan atılan cruise füzesi air launched cruise missile n.
havadan atılan füze air launched missile n.
uçaktan atılan bomba aerial bomb n.
düşman radarını yanıltmak için genellikle uçaktan atılan bir tür cihaz rope n.
Marine
tekrar kurtarılabilmesi için duba veya şamandıraya bağlanarak denize atılan yük veya ekipman lagan n.
tekrar kurtarılabilmesi için duba veya şamandıraya bağlanarak denize atılan yük veya ekipman ligan n.
tekrar kurtarılabilmesi için duba veya şamandıraya bağlandıktan sonra denize atılan yük veya ekipman lagend n.
tekrar kurtarılabilmesi için duba veya şamandıraya bağlandıktan sonra denize atılan yük veya ekipman lagan n.
denize atılan ekipman ya da yiyecek lagend n.
gemiden atılan yükler jetsam n.
gemiyi kurtarmak için denize atılan yük jetsam n.
sürüklenmesini engellemek amacıyla gemiden atılan aygıt sea anchor n.
gemiyi yavaşlatması için gemiden denize atılan ağırlık anchor drag n.
gemiyi yavaşlatması için gemiden denize atılan ağırlık drag n.
gemiyi yavaşlatması için gemiden denize atılan ağırlık drag anchor n.
tehlike anında denize atılan şey jetsom n.
atılan çapa ipini sabitlemede kullanılan geniş halat babası riding bitt n.
iki ayrı ucu birbirine bağlamak için atılan düğüm fisherman's knot n.
Medical
gırtlağa kesik atılan cerrahi müdale laryngotomy n.
Physiology
boşaltım, deri değiştirme, salgı vb. yoluyla dışarı atılan şey cast n.
boşaltım, deri değiştirme, salgı vb. yoluyla dışarı atılan şey casting n.
vücuttan çıkan veya atılan atık madde eccrisis n.
vücuttan atılan madde egesta n.
insan vücudundan atılan maddeler human waste n.
dışarı atılan iltihap ve mukus gleet n.
hücresel bileşeni bulunmayan ve salgılandığı hücreye ciddi bir hasar vermeksizin dışarı atılan bir salgı üreten merocrine adj.
Pathology
şeker hastalığında idrarla atılan bir tür üzüm şekeri veya dekstroz diabetes sugar n.
Printing
sayfaları bir arada tutması için el yapımı kitapların sırtının en üst ve en alt kısmına atılan ilmek kettle-stitch n.
Food Engineering
atılan hava discharged air n.
Gastronomy
denizde atılan torpidolarda kullanılan yakıttaki alkolden yapılan bir içki torpedo juice n.
Chemistry
zirkon içinde keşfedildiği ortaya atılan ve daha sonradan hafniyum olarak adlandırılan bir sözde element norium n.
Biology
belirli bir zaman diliminde salgılanan veya atılan miktar output n.
Biochemistry
hayvanın sindirdiği veya bitkinin topraktan aldığı azot miktarı ile atılan veya kaybedilen miktarın dengesi nitrogen balance n.
Marine Biology
yarıştan atılan competitive exclusion n.
Astronomy
gökadasından atılan kara delik runaway black hole n.
Zoology
atılan şey exuvium n.
insanlarda olduğu gibi desiduası fetüsle atılan bir memeli grubu deciduata n.
dökülerek atılan dış kısım shed n.
Forestry
keresteye atılan çentik carf n.
Fishery
balık çekmek için atılan kıyılmış yem toll bait n.
av sırasında suya atılan yem groundbait n.
balıkların atılan yeme hücumu blitz n.
atılan üç oltadan en üstteki bob n.
ıslak sinek balıkçılığında atılan üç oltadan en üstteki olma bob n.
suya hafifçe atılan yem dap n.
(balık) atılan yeme hücum etmek blitz v.
Literature
(milton'un kayıp cennet şiirinde) cennetten atılan bir melek beelzebub n.
Linguistics
konuşmacı tarafından üretilerek ortaya atılan argümanlar artificial arguments n.
History
(omuz üstüne atılan) süvari ceketi dolman jacket n.
Religious
athanasius tarafından ortaya atılan, isa'nın tanrı ile aynı varlıktan geldiğini savunan teolojik doktrin athanasianism n.
athanasius tarafından ortaya atılan, isa'nın tanrı ile aynı varlıktan geldiğini savunan teolojik doktrin homoiousianism n.
athanasius tarafından ortaya atılan, isa'nın tanrı ile aynı varlıktan geldiğini savunan teolojik doktrin homoousianism n.
6. yüzyılda yaşamış halikarnaslı rahip julian tarafından ortaya atılan inanışa ters düşen teori julianism n.
omuzların üzerine atılan şey superhumeral n.
Philosophy
17. yüzyılda fransa'da ortaya atılan kalvinizm'e ait doktrin ve uygulamalar amyraldism n.
henri bergson tarafından yaşamın canlılığını belirmek için ortaya atılan bir kavram élan vital n.
henri bergson tarafından yaşamın canlılığını belirmek için ortaya atılan bir kavram life force n.
Environment
atılan şeylerin biriktiği yer/çöplük waste dump n.
Geology
volkanik bölgelerdeki kaplıca, gayzer gibi yerlerden gaz ve su ile atılan ince çamurlardan oluşan koni şeklinde tümsek mud volcano n.
Military
uçaktan atılan bomba aerial n.
uçaktan atılan bomba aerobomb n.
test amaçlı atılan roket test instrument vehicle n.
denizden atılan torpidolara karşı iç limanı korumakta kullanılan ağ torpedo defense net n.
denizden atılan torpidolara karşı gemiyi korumakta kullanılan ağ torpedo nettings n.
hareketli uçaktan atılan bombanın düştüğü noktanın, bomba atış anında uçağın bulunduğu hizaya olan yatay mesafesi trail n.
uçaktan art arda atılan bir dizi bomba train n.
hareket halindeki bir uçak ile bu uçaktan atılan bombanın düşme noktası arasındaki görüş hattı trail sight n.
denizaltıdan atılan balistik füze trident n.
aydınlatma fişeği (uçaktan atılan) aircraft flare n.
bir savaş uçağından havadaki bir diğer hedefe atılan füze air-to-air missile n.
denizaltıdan atılan balistik füze submarine-launched ballistic missile n.
dakikada atılan mermi adedi rate of fire n.
denizaltıdan atılan füze submarine launched missile n.
denizden atılan cruise füzesi sea-launched cruise missile n.
denizden atılan balistik füze sea launched ballistic missile n.
havadan atılan mesaj drop message n.
havadan sualtına atılan füze air-to-underwater missile n.
havadan atılan balistik füze air-launched ballistic missile n.
havadan atılan silahlar air launched weapons n.
havadan atılan cruise füzesi air launched cruise missile n.
havadan atılan balistik füze air launched ballistic missile n.
havadan atılan mayın air-dropped mine n.
havadan atılan kruz füzesi air-launched cruise missile n.
karadan atılan güdüm füzesi ground launched cruise missile n.
konvansiyonel harp başlığı ile donatılmış satıhtan satha atılan bir anti-radyasyon füzesi standard ssm n.
nagasaki'ye atılan atom bombası fat man bomb n.
omuzdan atılan/ateşlemeli füze shoulder-fired missile n.
omuzdan atılan/ateşlemeli füze shoulder-launched missile n.
omuzdan atılan/ateşlemeli füze man-portable missile n.
satıhtan satıha atılan bir füze polaris n.
sualtından havaya atılan füze underwater-to-air missile n.
sualtından satıha atılan füze underwater-to-surface missile n.
sualtından karaya atılan füze underwater-to-surface missile n.
uçaklardan hava hedeflerine atılan füze air to air missile n.
uçaktan atılan bomba aerial bomb n.
yerden atılan güdüm füzesi ground launched cruise missile n.
fazla yükseklik açısından atılan atış vertical fire n.
omuzdan ateşlemeli yerden havaya atılan füze manpad n.
düşman radarını şaşırtmak için bir uçaktan atılan folyo şeritleri window n.
aynı şartlarda atılan mermi, füze veya bombaların saçılması dispersion n.
tek seferde atılan bir grup bomba cluster n.
tüfekle atılan sert mermi pill n.
(hedefe atılan bomba için başlangıç noktası olarak kullanılan) iyi tanımlanmış hedef nokta initial point n.
atılan bomba salvo n.
(abd ordusunda) karadan karaya atılan tek kademeli balistik füze sergeant n.
uçaktan atılan rulo şekilli kağıt hedef sleeve n.
havadan atılan skyborne adj.
Hunting
genelde bir elle atılan silah handgun n.
havaya atılan hedef clay pigeon n.
havaya atılan kil hedefe yapılan atış trap-skeet n.
tüfekle atılan sert mermi musket ball n.
hedefe atılan okları yakalamak için kullanılan tümsek veya takoz butt n.
okçulukta puansız bölgeye atılan ok green n.
(köpeklerde) atılan nesneyi veya öldürülen avı arayıp bularak geri getirmek retrieve v.
Sport
elleri yere koymadan atılan perende aerial n.
topa dokunarak atılan gol tap-in n.
yüzükoyun atılan bir kulaç stili american crawl n.
ilk atılan servis first service n.
ileriye atılan pas aerial n.
kalecinin atılan şutu ayakları ile önlemesi kick save n.
kriket maçında atılan topları, kaleleri ve sayıları gösteren tablo analysis n.
kriket maçında atılan topları, kaleleri ve sayıları gösteren tablo bowling analysis n.
topa vurmadan önce atılan adımlar approach n.
topu yuvarlamadan önce atılan adımlar approach n.
atılan topu yakalama becerisi ball hawking n.
(ragbide) kendi 22 m'lik sahasında duran bir oyuncunun rakip tarafından ileriye doğru atılan bir topu yakalaması ve "mark" diye bağırarak serbest vuruş yapmaya hak kazanması mark n.
vurucunun yetişemeyeceği bir yere atılan top wide n.
diğerlerine göre daha uzun gövdeli ve yuvarlak uçlu olan golf sopasıyla atılan bir vuruş wood shot n.
ragbide defans oyuncusuna pas atılan top hand-off n.
filenin arkasından gelerek atılan gol wraparound n.
tenis kortunun servis atılan tarafı hazard n.
tenis kortunun servis atılan tarafları hazards n.
kriket oyununda falsolu atılan top bosie n.
kriket oyununda falsolu atılan top bosie ball n.
kriket oyununda falsolu atılan top googly n.
kriket oyununda falsolu atılan top wrong 'un n.
yüksekten sekecek şekilde atılan top bouncer n.
krikette yerdeki izlere veya yakınına atılan top yorker n.
geniş kavisle atılan top looper n.
(krikette) yüksek kavis yapacak şekilde yavaşça atılan top lob n.
pas atılan top hand-off n.
(kriket) atılan top delivery n.
(tenis veya squash oyununda) saha sınırları içine atılan top in n.
atılan top hızı pace n.
havaya atılan hedef pigeon n.
darbe alırken atılan yumruk counter n.
(çim hokeyi) penaltı kornerden atılan gol penalty goal n.
krikette atılan topun yere düşene kadar kat ettiği mesafe pitch n.
kar kayağında havada atılan ters takla hareketi cork n.
sayı çizgisinin ötesine atılan top dead ball n.
(korner, serbest vuruş) sabit bir yerden atılan top dead ball n.
sayı çizgisinin ötesine atılan top dead ball n.
(korner, serbest vuruş vb.) sabit bir yerden atılan top dead ball n.
(amerikan futbolunda) savunma kenar çizgisine koşan savunma oyuncusuna atılan kısa pas flare n.
(krikette) bacaktan havaya doğru atılan top outswinger n.
(futbolda) kaleden veya orta sahadan uzağa doğru kavisli bir şekilde atılan top outswinger n.
topun üzerinden atlayarak rakibe tekme atılan faul over the top n.
çok fazla sayı atılan maç shoot-out n.
(ragbide) rakibin ölü top çizgisine atılan kural dışı pas forward pass n.
(krikette) kaleye doğru fırlatılmış olup vurucu tarafından havaya atılan top skyer n.
(topu) kale veya tahta çubuk atılan topla diğer toplarla arasında kalacak şekilde bırakmak wire v.
(krikette) yerdeki izlere veya yakınına atılan topla vurucuyu oyun dışı bırakmak york v.
atılan topu veya hokey pakını yakalamak hit v.
(krikette atılan topun) yönünü değiştirmek cut v.
(atılan top) üzerinden geçmek cut v.
(krikette atılan top) yere sekmek pitch v.
(atılan kriket topuna) savunma amacıyla vurmak play v.
(atılan topu) yakalamak play v.
(kriket kalesini) atılan top ile kırıp geçmek spread-eagle v.
karşı takımın defans hattının arkasına sarkan bir oyuncuya atılan (pas) backdoor adj.
sol ayakla atılan left-footed adj.
sağ ayakla atılan right-footed adj.
(top) sert atılan hot adj.
(top) alçak atılan low adj.
yüzmede kolun sudan çıkarılıp omuz hizasının üzerinden öne doğru uzatılması şeklinde atılan (kulaç) overarm adj.
(krikette top) yakın mesafeden atılan short adj.
(okçulukta) sağdan atılan side adj.
(kriket kalesi) atılan topun hızla geri sıçrayamayacağı durumda olan slow adj.
düz atılan square adj.
atılan topun top vurucunun kale kazığını kırdığı (oyundan çıkarılma şekli) bowled adv.
Basketball
atılan şutta topun sadece fileye değip sayı olmaması tickle the twine n.
arkalığa çarptırılarak atılan şut bank shot n.
aşağıdan atılan pas underhand pass n.
atılacağı yerin tersine bakılarak atılan pas blind pass n.
atılacak hedefe bakmadan atılan pas no-look pass n.
atılan sayı sonrası rakibin moralini bozmak amacıyla söylenen tahrik edici söz trash talk n.
atılan sayı sonrası rakibin moralini bozmak amacıyla tahrik edici söz söyleyen oyuncu trash talker n.
baş üzerinden atılan şut overhead shot n.
bir adım geri çekilerek atılan şut step-back jumper n.
bir adım geri çekilerek atılan şut step-back jumper n.
çemberin ardındaki dik düzleme çarptırılarak atılan şut bank shot n.
çok yüksekten bombeli olarak atılan çengel atış sky hook n.
dripling sonunda aniden atılan şut pop shot n.
hücum seti sırasında boş kalıp sıçramadan atılan şut set shot n.
hücum sahasının bir yanından ötekine atılan pas cross-court pass n.
hareketli halde atılan şut running jumper n.
hareketli bir oyuncunun önüne doğru atılan pas lead pass n.
iki elle alttan atılan serbest atış underhand free throw n.
köşeden atılan şut corner shot n.
maçta atılan tüm şutların kaydedildiği kağıt shot chart n.
sahanın bir ucundan ötekine atılan pas coast-to-coast n.
rakip potaya yönelmiş bir oyuncuya atılan yüksek pas alley-oop pass n.
sahanın herhangi bir yerinden atılan basket field goal n.
sahanın bir ucundan diğerine atılan şut coast-to-coast n.
son derece serbest pozisyonda atılan şut bunny n.
tek elle atılan şut one-hand shot n.
tek elle atılan pas baseball pass n.
tek veya iki elle alttan atılan pas shovel pass n.
tek elle alttan çabuk atılan pas scoop pass n.
uzak mesafeden atılan şut long shot n.
uzak mesafeden atılan şut bomb n.
uzaktan atılan bombeli şut rainbow n.
yerden sektirilerek atılan pas bounce pass n.
yüksekten ve yavaşça atılan pas looping pass n.
zıplayarak atılan şut jump shot n.
geriye doğru çekilerek atılan şut fadeaway n.
sıçrayarak atılan şut jump shot n.
sıçrayıp en yüksek noktaya ulaşılarak atılan şut jumper n.
sahanın herhangi bir yerinden atılan basket fg (field goal) abrev.
Football
atılan pası yakalama reception n.
araya atılan pas through pass n.
araya atılan pas through ball n.
araya atılan paslar through balls n.
araya atılan paslar through passes n.
defansın arkasına atılan pas through pass behind the defense n.
defansın arkasına atılan pas through ball behind the defense n.
defansın arkasına atılan paslar through balls behind the defense n.
defansın arkasına atılan paslar through passes behind the defense n.
duran toptan atılan gol set-piece goal n.
futbolda çok uzaktan atılan gol screamer n.
kendi kalesine atılan gol own goal n.
savunmanın arkasına atılan paslar through passes behind the defense n.
savunmanın arkasına atılan pas through ball behind the defense n.
savunmanın arkasına atılan pas through pass behind the defense n.
savunmanın arkasına atılan paslar through balls behind the defense n.
son anda atılan gol last-gasp goal n.
tek oyuncu tarafından atılan iki gol brace n.
atılan topa koşan oyuncu returner n.
topun kale direği ile arka direk arasındaki boşluğa girmesiyle atılan gol behind [australia] n.
(ragbide ortaya atılan topu kapmak için) takım arkadaşlarına kenetlenerek birbirini itecek pozisyonu oluşturma packing n.
(amerikan futbolu) atılan pas pick n.
(amerikan futbolunda) kenar çizgisine koşan savunma oyuncusuna ileri doğru atılan kısa pas flare pass n.
ayak içi veya dışıyla atılan pas side-foot n.
(ragbide ortaya atılan topu kapmak için) takım arkadaşlarına kenetlenmiş bir biçimde birbirini itecek pozisyonu oluşturmak pack (down) v.
birinin kafasının üstünden atılan overhead adj.
Tennis
(top veya vuruş) arka çizgiye atılan long adj.
Baseball
vuruş yapan oyuncuyu şaşırtmak için yavaş bir şekilde atılan top changeup n.
topa vuran oyuncuya atılan top sayısı the count n.
bilerek vurucunun başına doğru atılan top beaner n.
bilerek vurucunun başına doğru atılan top beanball n.
vurucunun tam kafasına atılan top beamer n.
atılan bir topun iki farklı hücum oyuncusunu oyun dışı bıraktığı oyun double play n.
dış saha oyuncuları arasındaki bölgeye atılan top gapper n.
vuruş yapan oyuncuyu şaşırtmak için yavaş bir şekilde atılan top change-up n.
iç alanın ortasından atıcı tümseğinin üzerinden saha dışına atılan top diamond-cutter n.
atılan pasın iç saha oyuncusu tarafından tutularak kontrol edilmesi cutoff n.
vurucuya doğru atılan top duster n.
yüksekten atılan top pitch n.
saha dışına düşecek şekilde yüksekten atılan top fly n.
hızlı atılan toplar smoke n.
vurucunun kafasına atılan top bean ball n.
vurucuya karşı atılan top strike n.
atılan topa beyzbol sopasının kenarıyla sıyırıp geçecek şekilde vurmak tip v.
(beyzbol) başka bir oyuncaya atılan topa müdahale eden cutoff adj.
hızlı toptan daha yavaş atılan off-speed adj.
yavaş atılan off-speed adj.
Boxing
rakibin bel kısmına atılan kural dışı yumruk kidney punch n.
sol el ile atılan yumruk left-hander n.
sağ el ile atılan yumruk right-hander n.
kasığa atılan darbe low blow n.
hızlıca arka arkaya atılan iki yumruk one-two n.
darbeyi savuştururken atılan yumruk counter n.
rakibe atılan yumruk lead v.
Card
(poker) atılan kart yığını muck n.
atılan kart(lar) discard n.
atılan kartlar sluff n.
atılan kart sluff n.
Wagering
bir karşılaşmada atılan en büyük zar main n.
kumar gibi oyunlarda belirlenen sayılar arasında atılan zar main n.
Art
(balede) atılan her iki adım için bir tam dönüş yapmak chaine v.
balede atılan her iki adım için bir tam dönüş yapılan hareket ile ilgili chaine adj.
Bookbindery
sayfaları bir arada tutması için el yapımı kitapların sırtının en üst ve en alt kısmına atılan ilmek kettle stitch n.
kitabın ortasına atılan tek dikiş single stitch n.
(yaprakları) ciltlenen kenara atılan dikişle birbirine tutturmak overcast v.
Abbreviation
havadan atılan kruz füzesi alcm (air-launched cruise missile) n.
Archaic
acil durumda toptan atılan kurşun, çivi, taş, demir parçası karışımı burrel shot n.
aynı anda atılan kurşunlar platoon n.
siyasete atılan kimse statemonger n.
Slang
beklenmedik bir anda atılan yumruk sucker punch n.
genelde uyuşturucu satıcılarının kullandığı ve takip edildiği anlaşılınca atılan telefon burner n.
kolayca içilip atılan küçük şişe bira throw-down n.