delik - Turkish English Dictionary
History

delik



Meanings of "delik" in English Turkish Dictionary : 86 result(s)

Turkish English
Common Usage
delik hole n.
General
delik puncture n.
delik os n.
delik stir n.
delik nozzle n.
delik den n.
delik prick n.
delik ventage n.
delik boring n.
delik clink n.
delik venthole n.
delik eyehole n.
delik prison n.
delik jail n.
delik hollow n.
delik eyelet n.
delik jug n.
delik opening n.
delik mortise n.
delik mortice n.
delik cavity n.
delik slot n.
delik leak n.
delik hole n.
delik aperture n.
delik bore n.
delik eye n.
delik blowout n.
delik outlet n.
delik orifice n.
delik port n.
delik vent n.
delik gaol n.
delik blow-out n.
delik tewel [obsolete] n.
delik thirl [dialect] n.
delik latibulum n.
delik loophole n.
delik delve n.
delik oelet n.
delik overture n.
delik rut n.
delik inane n.
delik pierce n.
delik piercing n.
delik fistule [rare] n.
delik os n.
delik puka [hawaii] n.
delik scuff n.
delik smeuse [obsolete] n.
delik pock n.
delik bored adj.
delik pierced adj.
delik boss [dialect] [uk] adj.
delik hol abrev.
Trade/Economic
delik outlet n.
Technical
delik nozle n.
delik orifice n.
delik snag n.
delik bore n.
delik mortise n.
delik drillhole n.
delik slot n.
delik perforation n.
delik vent n.
delik blow-out n.
delik drill n.
delik blowout n.
delik break-through n.
delik window n.
delik perforated adj.
delik leaky adj.
Computer
delik aperture n.
Textile
delik hole n.
Automotive
delik port n.
delik eye n.
delik hole n.
Mining
delik slot n.
Medical
delik orifice n.
Anatomy
delik pore n.
delik aperture n.
Food Engineering
delik pinhole n.
Biochemistry
delik pore n.
Zoology
delik fenestrule n.
Apiculture
delik spiracle n.
Star Wars
delik the hole n.

Meanings of "delik" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

Turkish English
General
delik (gaz veya sıvının giriş çıkışını sağlayan) vent n.
su sızdıran delik veya çatlak leak n.
tek delik single hole n.
sivri bir şeyin açtığı delik prick n.
ufak delik puncture n.
geminin su çizgisinin altında bulunup su almaya veya atmaya yarayan delik sea cock n.
bir dizi delik açma perforation n.
delik açma perforation n.
örülerek onarılmış delik darn n.
yerdeki delik hole in the ground n.
içine bir şey geçirilen delik socket n.
küçük delik pinhole n.
çift delik double holes n.
küçük delik eyelet n.
tıpalı delik bunghole n.
kale duvarındaki delik port n.
uzun ve dar delik slit n.
delik açma fenestration n.
delik genişletici reamer n.
delik açarak batırma scuttling n.
kara delik black hole n.
delik açıcı holer n.
dairesel delik bore n.
delik açma perforating n.
küçük delik foramen n.
su sızdıran delik ya da çatlak leak n.
delik açma piercing n.
küçük delik puncture n.
büyük delik huge hole n.
küçük delik small hole n.
yanlış delik wrong hole n.
farenin vb kaçtığı delik bolt hole n.
suyun içeri girdiği delik inleak n.
suyun sızdığı delik inleak n.
ocak veya fırınlarda yakıt koyulan delik teaze-hole n.
küçük bir delik ya da büyüteçten izlenen erotik gösteri raree show n.
küçük bir delik ya da büyüteçten izlenen erotik gösteri raree-show n.
kartlardan veya kağıttan dışarı çıkan delik chad n.
kabın kenarındaki kapağı kaldırmayı kolaylaştıran yarım daire şeklinde delik thumbhole n.
postanın tesliminin yapıldığı hazne veya delik mail drop n.
postanın tesliminin yapıldığı hazne veya delik maildrop n.
postanın tesliminin yapıldığı hazne veya delik maildrop n.
cebi delik bleeder n.
(golfte) vuruş sayısına göre değil de kazanılan delik sayısına göre yapılan puanlama matchplay n.
(çitte veya duvarda) yabani hayvanın geçtiği delik meuse n.
içi boş delik holk [dialect] [uk] n.
farenin yiyerek oluşturduğu küçük delik mousehole n.
yabani hayvanların içinden geçtiği küçük delik muce n.
(yol, çukur) içi çamurla dolmuş delik mudhole n.
kazan veya kondansatördeki çamur veya tortuları toplayan delik mudhole n.
parazitin cilt üzerinde açtığı delik burrow n.
büyük delik gape n.
delik ve kancadan oluşan bir menteşe gemel hinge n.
çit gibi içinde bir hayvanın geçebileceği delik muse n.
çit gibi içinde bir hayvanın geçebileceği delik muset n.
(çit, kümes) içinde bir hayvanın geçebileceği delik musit n.
kusur olarak değerlendirilen derin oluk veya delik gouge n.
vagon tekerlek izindeki derin delik chuck hole n.
kulede içeri ışığın girdiği delik dreamhole n.
delik açarken matkabın çıkardığı tortular drilling n.
içine bir şey atılan delik drop n.
bir dizi delik indentation n.
fıçılarda delik açmaya yarayan bir tür delgi piercel n.
fıçılarda delik açmaya yarayan bir tür delgi piercer n.
(apsede) akıntıyı kolaylaştırmak için zıt yönde açılan cerrahi delik counteropening n.
yerde açılan hapishane işlevli delik pit n.
duvarlarında delik veya çatlaklar olan derme çatma yapı coop n.
mektuplarda güvenlik amaçlı açılan delik şeklinde harfler perfin n.
sayfadaki posta pulları arasındaki delik dizisi perforation n.
delik açıcı pricker n.
çamurlu delik pulk [dialect] [uk] n.
topun delik, şapka, çember veya lobutlara atıldığı çeşitli oyunlara verilen ad roly-poly n.
(tilt) top girdiğinde sayı kazandıran delik sinkhole n.
aşınma ile oluşturulmuş delik veya yıpranmış nokta fret n.
dar delik smoot [dialect] [uk] n.
delik amaçlı kullanılan planya snipebill n.
özsuyunu çıkarmak için akçaağaca açılan delik spile hole n.
özsuyunu çıkarmak için akçaağaca açılan delik spilehole n.
(golf) topun delik ve diğer bir topun arasına girerek engel oluşturması stimey n.
(duvarda) delik cranny n.
delik açmak (gaz veya sıvının giriş çıkışını sağlamak için) vent v.
delik açmak bore v.
delik açmak broach v.
delik açmak pierce v.
sıralı delik açmak perforate v.
delik deşik etmek honeycomb v.
delik açmak empierce v.
delik açmak ream out v.
delik açmak make a hole in v.
delik açmak bore a hole in v.
delik deşik etmek riddle v.
delik açarak batırmak scuttle v.
delik deşik olmak be riddled v.
delik açmak drill v.
kaçacak delik aramak look for a place to hide v.
delik açmak run through v.
zımba ile delik açmak punch v.
delik deşik etmek riddle with holes v.
delik açmak hole v.
açmak (delik) prick v.
delik açmak honeycomb v.
delik deşik edilmek be riddled v.
delik açmak make a hole v.
delik açmak slot v.
kırarak delik açmak stave in v.
delik açmak vent v.
delik açmak ream v.
delik açmak puncture v.
bir dizi delik açmak perforate v.
delik delmek pierce a hole v.
delik delmek drill a hole v.
delik kapatmak cover a hole v.
delik delmek make a hole v.
delik delmek bore a hole v.
delik açmak perforate v.
delik açmak burrow v.
fıçıda delik açmak stave in v.
yüzeye delik açmak drill a hole on the surface v.
delik açmak dig a hole v.
batırarak delik açmak poke v.
delik yamamak darn hole v.
parmak girebilecek şekilde delik açmak thumbhole v.
bir şeye/yere delik açmak dig down v.
delik açmak enpierce [obsolete] v.
delgi makinesi kullanarak (delikli kart veya kağıt bantlara) delik açmak key punch v.
delgi makinesi kullanarak delik açmak keypunch v.
hassas delik oluşturmak için bileme taşı kullanmak hone v.
(damga pulu) delik sayısını belirlemek gage v.
(ölçüme göre) belirli delik sayısına sahip olmak gage v.
delik açmak gap v.
delik açmak gape v.
delik açmak rive v.
delik açmak impierce [obsolete] v.
cerrah testeresi ile delik açmak trepanize [obsolete] v.
delik açmak trepan v.
delik açmak cut v.
(özellikle bilete) delik açmak clip [uk] v.
(ağaçtan lateks veya özsuyu almak için) delik açarak kap takmak cup v.
gagayla delik açmak peck v.
(tozu) delik içinden göndermek pounce v.
delik açmak core v.
delik açmak dawk [dialect] [uk] v.
küçük delik açmak prickle v.
delik oluşturmak prickle v.
delik açmak pritch [dialect] v.
önceden delik açmak prepunch v.
içinde delik açmak fret v.
delik delik yapmak pock v.
(fıçıda) küçük bir delik açmak spile v.
(delik etrafındaki çapakları) temizlemek spud v.
(delik etrafındaki çapakları) çıkarmak spud v.
delik açmak strike [obsolete] v.
(delik) açmak drive v.
cebi delik penniless adj.
delik deşik full of holes adj.
delik deşik edilmiş riddled adj.
kulağı delik alert adj.
cebi delik broke adj.
delik deşik cribriform adj.
kulağı delik quickly-informed adj.
kurşunlanarak delik deşik edilmiş bullet-riddled adj.
kulağı delik ear-bored adj.
delik ağızlığı olmayan unscutcheoned adj.
delik açılmamış unvented adj.
delik açılamaz imperceable adj.
delik açılamaz imperforable adj.
delik açılamaz impierceable [obsolete] adj.
yerdeki (delik) downhole adj.
kulağı delik pierced adj.
delik açan snell adj.
delme/delik anlamı veren son ek -tresia suf.
(çoğul) delik anlamı veren son ek -oi suf.
Phrasals
(sıvının dışarı akabileceği şekilde) delik açmak set abroach v.
(bir şeyde) delik açmak bore into (someone or something) v.
(bir şeyde) delik açmak bore into v.
delik açmak bore through (someone or something) v.
delik açmak bore through something v.
yakıp delik açmak burn through v.
delik açmak drill down v.
delik açmak drill down (to something) v.
(bir şeyde) delik açmak drill in (to something) v.
(bir şeye/yere) delik açmak dig into (something) v.
(bir şeye/yere) delik açmak dig in (something) v.
delik açmak rip into v.
(bir şeyde) delik açmak punch into (something) v.
delik açmak bore through v.
(bir şeyi) yakıp delmek/delik açmak burn through (something) v.
(bir şeyde) delik açmak drill into (something) v.
(bir şeyde) delik açmak drill in (something) v.
(bir şeyi bir şeyle) delik deşik etmek pock (something) with (something else) v.
-de delik açmak punch into v.
(birini/bir şeyi bir şeyle) delik deşik etmek riddle (someone or something) with (something) v.
ile delik deşik etmek riddle with v.
ile delik deşik olmak riddle with v.
(bir şeyi) kazıp delik açmak tunnel through (something) v.
Proverb
çocukların kulağı delik olur little pitchers have big ears
çocukların kulağı delik olur little pitchers have long ears
Colloquial
tünel kulak pirsingi (kulak memesinde büyük bir delik oluşturan silindir şeklinde pirsing) ear tunnel n.
golf alanında sağa veya sola keskin dönüşten sonraki delik dogleg n.
birkaç delik açmak pop in some holes v.
(birinin vücudunda) delik açmak let daylight through v.
cebi delik olmak be busted v.
'-e delik açmak be through v.
cep delik cepken delik hard up expr.
cebi delik hard up expr.
kulağın delik olsun keep your ears open expr.
kulağınız delik olsun keep your ears open expr.
Idioms
kuzey amerika'da meydana gelen bir nükleer reaktördeki erimenin dünyayı delerek çin'e kadar bir delik açması senaryosu china syndrome n.
beyaz delik white hole n.
ak delik white hole n.
bilgisayarda kaybolan dosyaları yutan delik bit-bucket n.
cebi delik olmak have money burning a hole in (one's) pocket v.
kulağı delik olmak have an ear close to the ground v.
kulağı delik olmak have one's ear close to the ground v.
bir yerde bir delik açmak poke a hole through something v.
bir yerde bir delik açmak poke a hole in something v.
birini delik deşik etmek run someone through (with something) v.
bir yerde bir delik açmak punch a hole in something v.
cebi delik olmak not have two pennies to rub together v.
cep delik cepken delik olmak not have two pennies to rub together v.
cebi delik olmak have something burning a hole in your pocket v.
cebi delik olmak money burns a hole in someone's pocket v.
kulağı delik olmak have big ears v.
kulağı delik olmak have one's ear to the ground v.
kulağı delik olmak keep one's ear to the ground v.
(bütçede) delik açmak blow a hole in something v.
utancından saklanacak delik aramak not know where to put oneself v.
(bütçede) delik açmak make a hole in something v.
utancından kaçacak/girecek delik aramak not know where to put yourself v.
utancından kaçacak/girecek delik aramak not know where to put oneself v.
utancından saklanacak delik aramak not know where to put yourself v.
cebi delik olmak dig deep v.
cebi delik olmak be out of pocket v.
delik deşik etmek shoot full of holes v.
(bir yere/şeye) delik açmak poke a hole in (something) v.
(birini) delik deşik etmek pump (one) full of lead v.
delik deşik etmek shoot to pieces v.
delik deşik etmek shoot to ribbons v.
kulağı delik olmak have an ear close to the ground v.
kulağı delik olmak have one's ear close to the ground v.
cebi delik olmak be burning a hole in (one's) pocket v.
cebi delik olmak be burning a hole in your pocket v.
sistemde delik açmak blow a hole in something v.
kulağı delik olmak keep an ear close to the ground v.
kulağı delik olmak keep one's ear close to the ground v.
cebi delik olmak money burns a hole in (one's) pocket v.
cebi delik olmak money burns a hole in pocket v.
cebi delik olmak money burns a hole in your pocket v.
-e delik açmak poke a hole in v.
(bir şeyde) bir delik açmak poke a hole through (something) v.
-de bir delik açmak punch a hole in v.
delik deşik etmek shot full of lead v.
kıçında delik açmak tear someone a new one v.
cebi delik flat broke adj.
cebi delik flat busted adj.
meteliksiz (cebi delik) stony-broke adj.
çorabı delik out at the heel adj.
ayakkabısı delik out at the heel adj.
çorabı delik out at the heels adj.
ayakkabısı delik out at the heels adj.
delik deşik shot to ribbons adj.
delik deşik edilmiş shot to ribbons adj.
cebi delik poor as a church mouse adj.
cebi delik poor as church mice adj.
cebi delik poor as a churchmouse adj.
cep delik cepken delik ain't long enough expr.
cebi delik down to chili and beans expr.
cebi delik as poor as a church mouse expr.
cebi delik as poor as lazarus expr.
Speaking
duvarda yan odaya bakan bir delik var there's a hole in the wall to the next room expr.
kartların üzerinde niye delik var? why do the cards have holes in them? expr.
kartların üzerinde neden delik var? why do the cards have holes in them? expr.
Trade/Economic
madeni para üzerinde damgalama veya delme ile oluşturulan yazı, desen veya delik incuse n.
Politics
(oyun pusulaya delik açılarak verildiği oy sisteminde) oy pusulasına üç köşesinden bağlı olan oy tri-chad n.
Industry
bir işçinin temizleme veya onarma amacıyla yer altına veya lağım, elektrik borusu, buhar kazanı gibi kapalı bir yapıya erişimini sağlayan delik manhead n.
(makineye) yağ koyulan delik oilhole n.
Technical
delginin doğru yerleştirilebilmesi için nokta zımbasıyla yapılan konik delik center n.
delginin doğru yerleştirilebilmesi için nokta zımbasıyla yapılan konik delik centre n.
delme kalıbı üzerindeki bir grup delik veya pim nest n.
delik açmaya yarayan bir cihaz terebra n.
delik açma işlemi terebration n.
damga pulunun kenarı boyunca 20 mm başına delik sayısı ile ölçülen filatelik sınıflandırma perforation n.
damga pulunun kenarı boyunca 20 mm başına delik sayısı ile ölçülen filatelik sınıflandırma perforation number n.
açık delik through hole n.
açılmamış delik blind hole n.
açılmış delik pierced hole n.
alt delik underpunch n.
besleme deliği (fren merkez silindirinde hidrolik yağ haznesine bağlantı sağlayan ince dar delik) filling slot n.
boşluklu delik çapı clearance hole diameter n.
biçim verilmiş delik shaped hole n.
biyolojik delik biologic hole n.
çelik plakalara zımba ile delik açılması punching holes in steel sheets n.
çelik plakalara zımba ile delik açma punching holes in steel sheets n.
delik-çekkinliği çarpanı hole-affinity parameter n.
cnc'de gagalayarak delik delme peck drilling n.
cnc'de uzun ve dar delik delme peck drilling n.
çekici delik darbesi sprocket pulse n.
delik kapağı wicket n.
delik açma perforation n.
delik mastarı centre punch n.
delik dizaynı hole pattern n.
delik açma aleti gimlet n.
delik ölçüleri hole sizes n.
delik genişletici reamer n.
delik devingenliği hole mobility n.
delik halka eyelet n.
delik mil hollow shaft n.
delik testereleri hole saws n.
delik dövme hollow forging n.
delik ıskarpelası mortise chisel n.
delik ağızlığı escutcheon n.
delik doğruluğu hole straightness n.
delik masdarı drilling jig n.
delik temizleme hole cleaning n.
delik açma aleti borer n.
delik delme hızı perforation rate n.
delik dibi tabanca down the hole hammer n.
darbeli uzun delik delme percussive long-hole drilling n.
delik açma-log alma probu borehole logging probe n.
delik stopu bit gauge n.
delik zımbası hollow punch n.
delik sapması borehole deviation n.
delik kaynağı yapma plug welding n.
delik iletimi hole conduction n.
delik delme motoru drill drive motor n.
delik açma drilling n.
delik testeresi hole saw n.
delik testeresi compass saw n.
delik akımı hole current n.
delik eğesi bow file n.
delik açma süreçleri hole making processes n.
delik paterni hole pattern n.
delik büyütme tezgahı boring machine n.
delik uyarı sensörü puncture warning sensor n.
delik ölçeği plug gauge n.
delik mastarı plug gauge n.
delik büyütme ve frezeleme tezgahı boring and milling machine n.
delik hazırlama hole preparation n.
delik eğesi riffler n.
delik eğesi hole file n.
delik stopu bit stop n.
derin delik delme peck drilling n.
delik boru orifice pipe n.
delik burgulama süreci hole-drilling process n.
delik hareketliliği hole mobility n.
delik halkası eyelet n.
delik testeresi piercing saw n.
delik açma perforating n.
delik şablonu drill template n.
delik genişletme reaming n.
delik açma boring n.
delik delme perforation n.
delik testeresi keyhole saw n.
delik kapanı hole trap n.
delik zerk etme hole injection n.
delik pergel feeler n.
delik kaynağı plug weld n.
delik düzgünlüğü hole straightness n.
delik mil çıkışlı redüktör hollow shaft reducer n.
delik yoğunluğu hole density n.
delik çapı bore diameter n.
delik açıklığı aperture size n.
delik veya yiv açmak için kullanılan kesici alet die n.
delik açma işlemi borehole n.
dikdörtgen delik rectangular opening n.
direkli delik kepçesi stanchion hole bucket n.
döşeme tipli delik büyütme ve frezeleme tezgahları floor type boring and milling machines n.
dikey delik açma makinesi vertical boring machine n.
dişli delik threaded hole n.
erimiş metalin kalıba akıtıldığı delik sprue n.
elektron-delik çifti electron-hole pair n.
elek delik uzaklığı bridge width n.
elektrikli kimyasal delik açma electrochemical hole making n.
elek delik çapı sieve diameter n.
eleklerin delik sayısı mesh number of screens n.
elek delik boyutuna yakın parçacıklar near-size particles n.
elin girebileceği delik handhole n.
gözle delik denetim sight checking n.
hızlı delik delme kılavuz çekme tezgahı tapping center n.
havşa delik countersunk hole n.
iğnenin girdiği delik pinhole n.
iğneyle açılan delik pinprick n.
kare delik square mesh n.
kılavuz delik zımbası pilot punch n.
kılavuz delik pilot hole n.
kısa delik short hole n.
konik ağızlı delik countersink n.
kör delik zıvana dili blind tenon n.
konik delik conical holes n.
kör delik blind hole n.
kör delik dummy hole n.
masa delik çapı table hole diameter n.
langmuir delik doldurması langmuir hole filling n.
küçük bir delik veya açıklık ventage n.
metal yüzeyindeki küçük delik pore n.
oval bir delik oval hole n.
oval delik oval window n.
ön delik pre-pore n.
ön delik anahtarı pin type face wrench n.
parmak delik finger gate n.
delik biçimli metal halka grommet n.
sıvayarak delik açma flow drilling n.
stres gideren delik stress-relief opening n.
tüten delik fumarole n.
uzun delik elongated hole n.
uzun delik slot n.
vida açılmış delik tapped hole n.
uçtan yapıştırılmış delik silindir butt-bonded hollow cylinder n.
üzerinde çok sayıda delik bulunan havagazı borusu jet burner n.
yatay iş milli delik büyütme tezgahı boring machine with horizontal spindle n.
yuvarlak delik round hole n.
x-ışını flüoresans analizi için delik açma düzeneği bore-hole apparatus for x-ray fluorescence analysis n.
zıvana-delik makinesi mortiser n.
zıvana-delik mortise and tenon n.
yıldız uçlu delik kalemi star drill n.
deri gibi malzemelerde delik açmak için kullanılan zımba belt punch n.
delik tapası blank n.
toprakta delik açmak için kullanılan delgi wimble n.
biriminin delikler arasındaki mesafe veya uzunluk başına düşen delik sayısı olduğu, ağ veya ızgara açıklıklarını ölçme yöntemi mesh n.
ilmek yapmak için kementin ucunda bulunan delik hondo n.
elektrikli cihazın elektrik tablosunda kablo takılması için bulunan delik hub n.
zıvana-delik makinesi morticer n.
zıvanaya delik açma drawbore n.
farklı aralıklı delik sıraları olan dairesel plaka index plate n.
buzda delik açmak için kullanılan bir keski paddle n.
delik genişletici paddle n.
yuvarlak delik kapama vanası potlid valve n.
bir ucunda kereste, taş gibi tutmak için delik bulunan kısa demir çubuk dog iron n.
metalürji fırını arkasındaki delik floss hole n.
erimiş metalin kalıba döküldüğü kanal, oluk ağzı veya delik geat n.
delik mastarı plug n.
atık suyun tahliye edildiği ve tıpa ile kapatılabilen delik plughole n.
delinmiş metal levhanın delik kısmından çıkan disk/silindir şekilli kısım slug n.
hedefe yerleştirilen ortası delik metal disk spotter n.
hedefe yerleştirilen ortası delik metal disk spotting disk n.
delginin girmesi için delik oluşturmak center v.
delginin girmesi için delik oluşturmak centre v.
delginin girmesi için delik oluşturmak center v.
delginin girmesi için delik oluşturmak centre v.
delik genişletmek ream v.
delik açmak perforate v.
delik açarak batırmak (tekne) scuttle v.
delik açmak thirl v.
küçük bir delik gözeneğinden basınç altında geçmek effuse v.
matkap kullanarak delik açmak bore v.
matkap ile delik açmak drill v.
matkap ile delik açmak gimlet v.
yukarıya doğru delik delmek uphole drilling v.
delik açmak eyelet v.
(delik) genişletmek bore v.
delik açmak bore v.
(tahtada) dikdörtgen bir delik açmak dado v.
(metal bir nesneyi) delik açılacak yerleri belirtmek için matkap ucuyla işaretlemek dimple v.
(heykelin bir bölümünü) delik açarak mermer yüzeye yerleştirmek point v.
delik boyunca monte edilmiş through-hole mounted adj.
zıvana-delik ile yapılmış mortise and tenon adj.
zıvana-delik yöntemiyle birleştirilmiş mortise and tenon adj.
zıvana-delik yöntemiyle bir araya getirilmiş mortise and tenon adj.
Computer
delik paterni hole pattern n.
delik zımba birimi hole punch unit n.
delik zımbası hole punch n.
delik delme hızı perforation rate n.
halka delik boyutu doughnut hole size n.
yazıcının baskı levhası üzerinde olup kağıdın kenarında delik açmaya yarayan deliciler pin n.
(delikli kartlardaki delik desenlerini) yorumlayıcı ile okumak interpret v.
Telecom
delik içi kaplama plated-through hole n.
delik kesiti hole cut n.
Electric
delik iletimi hole conduction n.
delik zerketme hole injection n.
delik hareketliliği hole mobility n.
delik kapanı hole trap n.
delik akımı hole current n.
delik yoğunluğu hole density n.
delik devingenliği hole mobility n.
delik yeri punching position n.
elektron delik çifti electron pair n.
Mechanic
delik açıcı tapper n.
somun anahtarının yerleştirildiği delik tommy hole n.
delik delme tezgahı traverse drill n.
su ile çalışarak basınçlı hava üreten pompadaki delik trompil n.
delik genişletici shell counterbore n.
delik kateri boring bar n.
delik tesviye eğesi drill file n.
derin delik delme tezgahı deep-hole drilling machine n.
delik mastarı plug gage n.
delik tezgahı boring mill n.
delik genişletici core drill n.
delik işleme tezgahı boring machine n.
delik işleme boring n.
içinden ip, kanca geçen delik eyehole n.
delik açma makinesi eyelet punch n.
delik çaplarını ölçmede kullanılan kumpaslar inside callipers n.
Textile
kılavuz delik guiding eye n.
kuşgözü için delik açan alet eyeleteer n.
derideki dikişlere delik açmak için kullanılan bir ayakkabıcı bizi sewing awl n.
kumaş veya deride delik açmak için kullanılan küçük, sivri uçlu bir alet bodkin n.
delik açmak drill v.
Architecture
delik açma fenestration n.
çatıya doğru açılan delik hatch n.
Construction
delik testeresi turning saw n.