up with - Turkish English Dictionary
History

up with

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "up with" in Turkish English Dictionary : 1 result(s)

English Turkish
General
up with interj. yaşasın

Meanings of "up with" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

English Turkish
Common Usage
put up with v. katlanmak
General
being puffed up with pride n. kabarma
make up with v. barışmak
be taken up with v. ile meşgul olmak
keep up with v. ile aşık atmak
put up with (a pain, sorrow) v. acıya katlanmak
keep up with the times v. çağa uymak
sop something up with v. bir şeyi bir sıvıya banarak o şeyi soğurmak
come up with v. önermek
be fed up with v. yaka silkmek
put up with v. acıya katlanmak
break up the link with somebody v. ipleri koparmak
catch up with v. yetişmek
be bound up with v. bağlı olmak
break up with v. parçalamak
put up with v. sineye çekmek
put up with v. müsamaha etmek
take up with v. biriyle arkadaş olmak
be fed up with v. bezmek
be bunged up with something v. tıkanmak
pull up with v. yetişmek
put up with v. hazmetmek
be fed up with v. gına getirmek
catch up with v. arayı kapatmak
mix somebody up with somebody v. benzetmek
cope up with v. başa çıkmak
take up with v. meşgul etmek
put up with a lot of trouble v. kahır çekmek
break up the relationship with somebody v. ipleri koparmak
keep up with v. ile yarışmak
have to put up with somebody v. kahrını çekmek
put up with v. tahammül etmek
break up with v. ilişkiyi bitirmek
team up with v. birlikte çalışmak
come up with v. etkilenmek
be laid up with v. yatağa düşmek
be laid up with v. yatakta kalmak zorunda olmak (hastalık vb nedeniyle)
come up with v. çözüm yolu bulmak
line up with v. savunmak
keep up with v. ayak uydurmak (çağa/zamana)
keep up with the times v. çağa ayak uydurmak
come up with v. bulmak (fikir vb)
be chocked up with something v. tıkanmak
come up with v. ileri sürmek
be fed up with v. usanmak
eaten up with pride v. kendini devaynasında görmek
come up with a solution v. çözüme kavuşturmak
keep up with v. yetişmek
be mixed up with v. ile ilişkisi olmak
put up with v. acıya dayanmak
keep up with v. izleyerek bilgi sahibi olmak
be laid up with v. evde kalmak zorunda olmak (hastalık vb nedeniyle)
take something up with v. bir meseleyi konuşmak (birisiyle)
keep up with the times v. çağın gerisinde kalmamak
match up with v. örtüşmek
be bound up with v. ilgili olmak
double up with v. ile aynı odayı paylaşmak
take up with v. kabullenmek
keep up with something v. başa çıkmak
break up with v. parçalanmak
be eaten up with pride v. kendini devaynasında görmek
keep up with the times v. zamana ayak uydurmak
put up with v. dayanmak
keep up with v. ayak uydurmak
put up with somebody's whims v. nazını çekmek
fed up with v. bezmek
settle up with v. hesap ödemek
keep up with v. takip etmek
hook up with v. evlenmek
put up with something with patience v. ya sabır çekmek
keep up with the times v. zamana uymak
break up with v. bitirmek
keep up with v. ile aynı hızda gitmek
come up with v. ulaşmak
tally up with v. bir şey başka bir şeye uymak
put up with v. çekmek
come up with a solution v. çözüme ulaşmak
settle up with someone v. birine karşı olan borcu ödemek
come up with a solution v. çözüme ulaştırmak
keep up with something v. uymak
be doubled up with laughter v. gülmekten yerlere yatmak
doctor up with v. yemeğe bir şey katarak tat vermek
come up with v. yetişmek
tally up with v. bir şeyi başka bir şeye uydurmak
come up with v. üretmek
put up with v. takat getirmek
be laid up with v. yatağa mahkum olmak
come up with v. bulmak (çare vb)
come up with v. öne sürmek
come up with v. bulmak
come up with v. düşünmek
come up with v. ortaya atmak
shack up with someone together v. birlikte yaşamak
shack up with together v. birlikte yaşamak
come up with a reason v. sebep ileri sürmek
keep up with v. ayak uydurmak (zamana)
store up with v. ile depolamak
come up with ideas v. düşünce üretmek
make up with v. gönlünü almak
catch up with v. aynı düzeye gelmek
catch up with v. yakalamak
come up with the answer v. cevaba ulaşmak
come up with the answer v. cevabına ulaşmak
come up with a reason v. sebep öne sürmek
keep up with the fashion v. modayı takip etmek
come up with result v. netice vermek
come up with result v. sonuç vermek
come up with a new idea for v. fikir ortaya atmak
end up with v. ile sonuçlanmak
be deeply bound up with v. derinden bağlı olmak
hook up with an old flame v. (eski sevgiliyle vb) yeniden görüşmeye başlamak
keep up with v. -e ayak uydurmak
keep up with v. -i takip etmek
keep up with v. -den geri kalmamak
keep up with v. ile aynı tempoda gitmek
catch up with v. -e yetişmek
make up with v. ile arayı düzeltmek
keep up with v. -i izleyerek bilgi sahibi olmak
get up to date (with) v. güne uydurmak
get up with v. ile kalkmak
get up to date (with) v. donanmak
get up to date (with) v. güncelleştirmek
get up to date (with) v. güncelleşmek
get up to date (with) v. zamana uydurmak
get up with v. ile uyanmak
keep up with v. aynı düzeyde kalmak
break up with the lover v. sevgilisinden ayrılmak
break up with the lover v. sevgiliden ayrılmak
team up with v. ile birlikte çalışmak
keep up with the times v. modaya uymak
keep up with the joneses v. diğer insanlarla çekişmek
keep up with the times v. çağdaş olmak
catch up with v. hızına yetişmek
mix someone up with someone else v. birini başka birine benzetmek
mix someone up with someone else v. birini başkasına benzetmek
mix someone up with someone else v. birisini başkasıyla karıştırmak
keep up with v. hızına yetişmek
mix up with v. karışmak
tie up with v. ile birleştirmek
be fed up with everything v. her şeyden bıkmak
be fed up with everything v. her şeyden usanmak
keep oneself up-to-date with the latest developments v. son gelişmeleri takip etmek
keep oneself up-to-date with the latest developments v. yenilikleri takip etmek
keep up with the technology v. teknolojiyi izlemek
keep up pace with the technology v. teknolojiyi izlemek
keep up with the technology v. teknolojiyi takip etmek
keep up pace with the technology v. teknolojiyi takip etmek
come up with a solution v. bir çözümle gelmek
come up with a solution v. çözümle gelmek
cover up with white-out v. daksille silmek
break up with somebody v. (sevgiliden vb) ayrılmak
break up with somebody v. ilişkiyi noktalamak
mix something up with something else v. bir şeyi başka bir şey sanmak
mix something up with something else v. bir şeyi başka bir şeyle karıştırmak
mix someone up with someone else v. birisini başka birisiyle karıştırmak
mix someone up with someone else v. birisini başka birisi sanmak
separate from/divorce/split up with one's husband/wife/spouse v. eşinden ayrılmak
can't keep up with the times v. zamanın gerisinde kalmak
push someone’s feet up with one’s hands v. elleriyle birini ayaklarından kaldırarak yukarıya doğru itmek
keep up with technology v. teknolojiyi takip etmek
marry up with someone v. evlenmek
come up with an explanation v. açıklama yapmak
come up with an explanation v. açıklama bulmak
come up with an explanation v. açıklamada bulunmak
tie an animal up with a rope v. bir hayvanı iple bağlamak
set something up with someone v. biriyle birlikte bir şeyler ayarlamak/planlamak
sign up with someone v. biriyle sözleşme yapmak
catch up with the others v. diğerlerini yakalamak
keep up with v. ittiba etmek
wind up with v. ile sonuçlanmak
stop/quit/give up communicating with v. iletişimi kesmek
fix someone up with a girl v. birine kız ayarlamak
wake up with a pain v. ağrıyla uyanmak
break up with someone v. birinden ayrılmak
set up with v. i̇le kurmak
keep up with trend v. trend yakalamak
come up with v. düşünmek
keep up pace with the technology v. teknolojiye ayak uydurmak
taken up with adj. ile çok meşgul
fed up with adj. bıkmış
fed up with adj. bizar
laid up with adj. (-den dolayı) yatağa düşmüş
bound up (with) adj. (ile) ilişkili
bound up (with) adj. (ile) ilgili
bound up (with) adj. -e bağlı
with make-up adj. makyajlı
with his hackles up adv. öfkeli
Phrasals
catch up with v. hoş olmayan sonuçlar yaratmak
catch up with v. tutuklamak
catch up with v. enselemek
catch up with v. güncelleştirmek
catch up with v. (bilgiyi) tazelemek
put up with v. sabretmek
stand up with v. evlenen kişiye sağdıç/nedime olmak
take up with v. zıtlaşmadan almak
take up with v. katlanmak
take up with v. sineye çekmek
take up with v. dayanmak
take up with v. misafir etmek
muddle up with v. birbirine karıştırmak
meet up with someone v. biriyle karşılaşmak
load something up with someone v. bir yeri/şeyi birileriyle doldurmak
follow up with somebody v. bir işin yapılıp yapılmadığından emin olmak için sözkonusu kişiyle irtibat halinde olmak
stand up with someone v. birini destekler mahiyette davranmak
hook up with someone v. biriyle takılmak
meet up with someone v. birine rastlamak
stand up with someone v. birini desteklemek
double up with someone v. birisiyle paylaşmak
split up (with someone) v. birinden ayrılmak
set someone up (with) v. birini (biriyle) buluşturmak
hook up with someone v. biriyle buluşmak/görüşüyor olmak
hook up with v. birisiyle takılmak
hook up with v. birisiyle ilişki yaşamaya başlamak
link up with v. birleşmek
get fitted up with v. donatılmak
be wrapped up with v. ile kuşatılmış olmak
put up with v. katlanmak (birine/bir şeye)
muddle up with v. karman çorman etmek
pipe up with something v. konuşmaya başlamak
link up with v. katılmak
pipe up with something v. söze girmek/katılmak
come up with v. (-yle/-yla/-le/-la) ortaya çıkmak
sit up with someone v. (hasta birisine) refakat etmek
split up with v. (birinden/bir şeyden) ayrılmak
sit up with someone v. (hasta birisinin) başında beklemek
jam something up with something v. -ile tıkamak
stock something (up) with something v. bir şeyi/bir yeri bir ürünle doldurmak
stock something (up) with something v. bir şeye/bir yere bir ürün stoklamak
stock something (up) with something v. bir şeye/bir yere bir ürünün stokunu yapmak
fit (someone or something) up with (something) v. (birine/bir şeye) gerekli ekipmanı vermek/sağlamak
fit (someone or something) up with (something) v. (birine/bir şeye) uygun ekipman sağlamak
fit (someone or something) up with (something) v. (birini/bir şeyi) gerekli parça, ekipman, kıyafet, alet ile donatmak/teçhiz etmek
land up with (someone) v. (birine) denk gelmek
land up with (someone) v. (biriyle) birlikte olmak
land up with (someone) v. birine kalmak
land up with (something) v. (bir şeye) konmak
land up with (something) v. bir şeyin sonucu olarak (bir şeye) sahip olmak
land up with (something) v. (bir şey) birine kalmak
land up with (something) v. sonuç olarak eline (bir şey) kalmak
line up with v. sırada birine/bir şeye katılmak
line up with v. ile sıraya girmek
line up with v. diğerleriyle birlikte sıraya girmek
line up with v. ile sıraya sokmak
line up with v. diğerleriyle birlikte sıraya sokmak
line up with v. ile hizaya girmek
line up with v. ile hizaya sokmak
line up with v. ile hizalamak
line up with v. ile hizalanmak
line up with v. ile ip gibi dizmek/sıralamak
line up with v. ile ip gibi dizilmek/sıralanmak
line up with v. ile uyumlu olmak
line up with v. ile mutabık olmak
line up with v. ile uygun olmak
line up with v. ile toplantı, etkinlik, görüşme organize etmek
line up with v. ile toplantı, etkinlik, görüşme planlamak
line up with v. ile toplantı, etkinlik, görüşme tarihi belirlemek
line up with v. ile toplantı, etkinlik, görüşme ayarlamak
line someone or something up with someone or something v. birini/bir şeyi biriyle veya bir şeyle sıraya sokmak
line someone or something up with someone or something v. birilerini/bir şeyleri biriyle veya bir şeyle aynı hizaya sokmak
line someone or something up with someone or something v. birilerini/bir şeyleri biriyle veya bir şeyle hizalamak
line someone or something up with someone or something v. birilerini/bir şeyleri biriyle veya bir şeyle aynı hizada sıralamak
line someone or something up with someone or something v. biri/bir grup ile toplantı, etkinlik, görüşme organize etmek
line someone or something up with someone or something v. biri/bir grup ile toplantı, etkinlik, görüşme planlamak
line someone or something up with someone or something v. biri/bir grup ile toplantı, etkinlik, görüşme tarihi belirlemek
line someone or something up with someone or something v. biri/bir grup ile toplantı, etkinlik, görüşme ayarlamak
line someone or something up with something v. birini/bir şeyi bir şeyle aynı hizaya sokmak
line someone or something up with something v. birini/bir şeyi bir şeyle hizalamak
line someone or something up with something v. birini/bir şeyi bir şeye göre sıralamak
line someone or something up with something v. birini/bir şeyi bir şeye göre hizalamak
line up with someone v. biriyle sıraya girmek
link up with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) bağlantı kurmak
link up with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) temas kurmak
link up with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) bağlantıya/temasa geçmek
link up with (someone or something) v. birinin/bir şeyin (biriyle/bir şeyle) arasında bağlantı kurmak
link up with (someone or something) v. birinin/bir şeyin (biriyle/bir şeyle) arasında temas kurmak
link up with (someone or something) v. birini/bir şeyi (birine/bir şeye) bağlamak
link up with (something) v. (bir şeye) bağlanmak
mop up with (something) v. (bir şeyle) silmek
mop up with (something) v. (bir şeyle) paspaslamak/paspas yapmak
mop up with (something) v. paspasla silmek
mop up with (something) v. (bir şeyle) bir şeyi silmek/temizlemek
mop up with (something) v. (bir şeyle) bir şeyi paspaslamak
mop up with (something) v. bir şeyi (bir şeyle) silip çıkarmak
mop something up with something v. bir şeyi bir şeyle silmek
mop something up with something v. bir şeyi bir şeyle paspaslamak
mop something up with something v. bir şeyi bir şeyle temizlemek
mop something up with something v. bir şeyi bir şeyle silip çıkarmak
take something up (with someone) v. (biriyle) bir meseleyi konuşmak
take something up (with someone) v. (biriyle) bir meseleyi tartışmak
take up with v. konuyu tavsiye için birine açmak/götürmek
16. take up with v. biriyle/bir grupla takılmak
16. take up with v. biriyle/bir grupla arkadaşlık etmek
16. take up with v. biriyle/bir grupla sosyalleşmek
16. take up with v. biriyle/bir grupla düşüp kalkmak
16. take up with v. biriyle/bir grupla birlikte vakit geçirmek
bind up with (something) v. (bir şeyle) sarmak
bind up with (something) v. (bir şeyle) kaplamak
bind up with (something) v. (bir şeyle) sarıp sarmalamak
bind up with (something) v. (bir şeyle) sarmalamak
bind up with (something) v. (bir şeyle) sargılamak
bind up with (something) v. (bir şeyle) birlikte bağlamak/sarmak
bind up with (something) v. bir araya getirip (bir şeyle) sarmak/bağlamak
bind up with (something) v. (bir şeyle) birbirine bağlamak
square up with (something) v. (bir şeyle) hizalamak
square up with (something) v. (bir şeyle) aynı hizaya getirmek
square up with (something) v. (bir şeyin) tam karşısına geçmek
square up with (something) v. 8bir şeyin) tam karşısında durmak
square up with (something) v. (bir şeyle) uyuşmasını sağlamak
square up with (something) v. (bir şeye) göre uydurmak
square up with (someone) v. (biriyle) zıtlaşmak
square up with (someone) v. (biriyle) karşı karşıya gelmek
square up with (someone) v. (biriyle) problem yaşamak
square up with someone v. biriyle ödeşmek
square up with someone v. birine borcunu ödemek
square up with someone v. birine olan borcunu kapatmak
start up with (something) v. (bir şeyle) açılmak
start up with (something) v. (bir şeyle) çalışmaya başlamak
start up with (something) v. (bir şeyle) çalıştırmak
start up with (something) v. (bir şey) kullanarak çalıştırmak
start up with (something) v. işi, girişimi (bir şeyle) başlatmak/kurmak
start up with (something) v. işi, girişimi (biriyle) birlikte başlatmak
start up with (something) v. işi girişimi (biriyle) birlikte kurmak
start something up with something v. bir şeyi bir şeyle çalıştırmak
start something up with something v. bir şeyi bir şey kullanarak çalıştırmak
start up with someone or something v. işe biriyle/bir şeyle başlamak
start up with someone or something v. biriyle/bir şeyle başlamak
match someone (up) (with someone) v. birini (biriyle) eşleştirmek
match someone (up) (with someone) v. iki kişi arasında çöpçatanlık yapmak
match someone (up) (with someone) v. birinin (biriyle) çift/birlikte olmasına önayak olmak
and match something (up) (with something) v. birini (biriyle) eşleştirmek
and match something (up) (with something) v. iki kişi arasında çöpçatanlık yapmak
and match something (up) (with something) v. birinin (biriyle) çift/birlikte olmasına önayak olmak
match up with (someone or something else) v. (biriyle/bir şeyle) eşit olmak
match up with (someone or something else) v. (biriyle/bir şeyle) örtüşmek
match up with (someone or something else) v. (biriyle/bir şeyle) benzer özelliklere sahip olmak
match up with (someone or something else) v. (biriyle/bir şeyle) denk olmak
put (someone) up with (one) v. (birine birinin) yanında kalacak yer sağlamak
put (someone) up with (one) v. (birini) bir süreliğine (birinin) yanına yerleştirmek
put (someone) up with (one) v. (birini birinde) misafir etmek
put (someone) up with (one) v. (birini) bir süreliğine (birinin) yanına bırakmak
put (someone) up with (one) v. (birini) bir süreliğine (birinin) yanında kalması için bırakmak
put someone up with someone v. birine birinin yanında kalacak yer sağlamak
put someone up with someone v. birini bir süreliğine birinin yanına yerleştirmek
put someone up with someone v. birini birinde misafir etmek
put someone up with someone v. birini bir süreliğine birinin yanına bırakmak
put someone up with someone v. birini bir süreliğine birinin yanında kalması için bırakmak
partner up (with someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) bir araya gelmek
partner up (with someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) birleşmek
partner up (with someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) ortaklık kurmak
partner up (with someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) ortak olmak
partner up (with someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) bir ikili oluşturmak
partner up (with someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) iş birliği yapmak
partner up (with someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) eşleşmek
partner up (with someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) eş olmak
partner up (with someone or something) v. eşleştirmek
partner up (with someone or something) v. ikili gruplara ayırmak
partner up (with someone or something) v. ikili grup yapmak
partner up (with someone or something) v. eş yapmak
partner up (with someone or something) v. çift oluşturmak
partner up (with someone or something) v. buluşturmak
meet up with v. rastlamak
meet up with v. tesadüfen karşılaşmak
break up with (one) v. (birinden) ayrılmak
break up with (one) v. (biriyle) ilişkisini bitirmek
buddy up (with someone) v. (biriyle) arkadaş olmak
buddy up (with someone) v. (biriyle) ikili bir grup oluşturmak
buddy up (with someone) v. (biriyle) eşleşmek
buddy up (with someone) v. (biriyle) çift oluşturmak/olmak
buddy up (with someone) v. (biriyle) aynı evi paylaşmak
buddy up (with someone) v. (biriyle) ev arkadaşı olmak
buddy up (with someone) v. (biriyle) bir şeyi paylaşmak
buddy up (with someone) v. (biriyle) bir şey ortağı/arkadaşı olmak
catch up with (someone) v. (biriyle) görüşüp son havadisleri almak/vermek
catch up with (someone) v. (biriyle) hasret gidermek
catch up with (someone) v. (biriyle) görüşüp son görüşmeden beri neler olup bittiğini konuşmak
catch up with (someone) v. (biriyle) arayı kapatmak)
catch up with (someone) v. (birini) enselemek
catch up with (someone) v. (birini) tutuklamak
catch up with (someone) v. uzun süredir aranan (birini) yakalamak
catch up with (someone) v. (birini) yakalamak
catch up with (someone) v. (birine) yetişmek
catch up with (someone) v. (biriyle) aradaki mesafeyi kapatmak
catch up with (someone) v. (birinin) hızına yetişmek
catch up with (someone) v. (biriyle) görüşmek
catch up with (someone) v. (biriyle) sonra görüşmek
catch up with (someone) v. (biri için) hoş olmayan sonuçlar yaratmak
catch up with (someone) v. (birinin) sonradan başına bela olmak
mix up (with) v. (sosyal veya romantik olarak) ilişki kurmak
chum up with someone v. biriyle arkadaşlık kurmak
chum up with someone v. biriyle yakınlık kurmak
chum up with v. ile arkadaşlık kurmak
chum up with v. ile yakınlık kurmak
chum up with (one) v. (biriyle) arkadaşlık kurmak
chum up with (one) v. (biriyle) yakınlık kurmak
come up with someone or something v. birini/bir şeyi bulmak
come up with (something) v. (bir şey) bulmak
come up with (something) v. (bir şey) üretmek
come up with (something) v. (bir şey) akıl etmek
come up with (something) v. (bir şey) düşünmek
come up with (something) v. (bir şey) geliştirmek
come up with (something) v. (bir şey) hasıl etmek
connect someone or something (up) with someone or something v. birini/bir şeyi birine/bir şeye bağlamak
connect someone or something (up) with someone or something v. biriyle/bir şeyle biri/bir şey arasında bağlantı kurmak
connect someone or something (up) with someone or something v. biriyle/bir şeyle biri/bir şey arasında irtibat kurmak
connect someone or something (up) with someone or something v. birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle bağdaştırmak
connect someone or something (up) with someone or something v. biriyle/bir şeyle biri/bir şey arasında bağ kurmak
connect someone or something (up) with someone or something v. bir suçla biri arasında/bir suçluyla bir olay arasında bağlantı kurmak
connect someone or something (up) with someone or something v. bir olayı bir suçluya/bir suçu birine bağlamak
connect someone or something (up) with someone or something v. bir suçla biri arasında/bir suçluyla bir olay arasında bağlantı olduğunu iddia etmek
connect (up) with (someone or something) v. (biriyle/bir grupla) bağlantı kurmak
connect (up) with (someone or something) v. (biriyle/bir grupla) ilişki kurmak
connect (up) with (someone) v. (biriyle) frekansı tutmak
connect (up) with (someone) v. (birinden) elektrik almak
connect (up) with (someone) v. (biriyle) arasında hızlı bir bağ kurulmak
connect (up) with (someone) v. (biriyle) hemen anlaşmak
connect (up) with (someone) v. (biriyle) iletişim kurmak
connect (up) with (someone) v. (biriyle) haberleşmek
cook something up (with someone) v. (biriyle) bir işi/bir şeyi planlamak
cook something up (with someone) v. (biriyle) bir iş/bir şey planı yapmak
cook something up (with someone) v. (biriyle) bir plan düşünmek/yapmak
cook something up (with someone) v. (biriyle) bir şey tertiplemek
cook something up (with someone) v. (biriyle) bir şey tasarlamak
cook something up (with someone) v. (biriyle) bir şey düzenlemek
cook something up (with someone) v. (biriyle) bir şey hazırlamak
couple up (with someone) v. (biriyle) çift olmak
couple up (with someone) v. (biriyle) eş olmak
curl up with v. ile koltuğa, yatağa kurulmak
curl up with v. ile koltuğa, yatağa kırışmak
curl up with v. ile koltuğa, yatağa kıvrılmak
curl up with (someone or an animal) v. (birine/bir hayvana) sokulmak
curl up with (someone or an animal) v. (birinin/bir hayvanın) yanına kıvrılıp yatmak
curl up with (someone or an animal) v. (biriyle/bir hayvanla) kıvrılıp yatmak
curl up with (someone or an animal) v. (biriyle/bir hayvanla) sarılıp yatmak
curl up with (someone or something) v. (birine/bir şeye) sokulmak
curl up with (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) yanına kıvrılıp yatmak
curl up with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) kıvrılıp yatmak
curl up with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) sarılıp yatmak
curl up with (something) v. (bir şeyle) kıvrılıp yatmak
curl up with (something) v. (bir şeyle) rahatça uzanmak
curl up with (something) v. (kitapla, telefonla) koltuğa, yatağa kurulmak
double up with (someone) v. (biriyle) eş olmak
double up with (someone) v. (biriyle) ikili eş olmak
double up with (someone) v. (biriyle) eşleşmek
double up with (someone) v. (biriyle) eş yapmak
double up with (someone) v. (biriyle) eşleştirmek
double up with (someone) v. (biriyle) ikili eş yapmak
eat up with v. ile yemek
eat up with v. ile yiyip bitirmek
eat up with v. ile içi içini yemek
eat up with v. -den içi içini yemek
eat up with v. ile tükenmek
eaten up with something v. bir şeyle tükenmek
eaten up with something v. bir şeyden içi içini yemek
eat up with something v. bir şeyle tükenmek
eat up with something v. bir şeyden içi içini yemek
end up with (someone or something) v. (birine/bir şeye) kalmak
end up with (someone) v. (birinin) eline kalmak
end up with (something) v. sonunda (bir şey) elde etmek
end up with (something) v. sonuçta eline (bir şey) geçmek/kalmak
fatten (someone or an animal) up (with something) v. (birini/bir hayvanı bir şeyle) şişmanlatmak
fatten (someone or an animal) up (with something) v. (birine/bir hayvana bir şeyle) kilo aldırmak
fatten (someone or an animal) up (with something) v. (birine/bir hayvana bir şey) yedirerek kilo aldırmak
fill someone or something up (with something) v. birini/bir şeyi (bir şeyle) doldurmak
fix someone up (with something) v. birine (bir şey) sağlamak
fix someone up (with something) v. birine (bir şey) tedarik etmek
fix someone up (with something) v. birine (bir şey) temin etmek
fix someone up (with something) v. birine (bir şey) vermek
fix someone up (with something) v. birine (bir şey) ayarlamak
follow up with (one) v. bir işin yapılıp yapılmadığından emin olmak için (biriyle) irtibat halinde olmak
follow up with (one) v. (birinden bir şey) hakkında bilgi almak
follow up with (one) v. (biriyle) irtibata geçip bir şeyin gidişatı/durumu hakkında bilgi almak
keep up with (someone or something) v. (birine/bir şeye) yetişmek
keep up with (someone or something) v. (birini/bir şeyi) yakalamak
keep up with (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) seviyesine yetişmek
keep up with (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) seviyesini yakalamak
keep up with (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) seviyesine çıkmak
keep up with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) aynı seviyede/hızda ilerlemek
keep up with (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) haberdar olmak
keep up with (someone or something) v. (birini/bir şeyi) takip etmek
keep up with (someone or something) v. (biri/bir şey) hakkında güncel kalmak
keep up with (someone or something) v. (birini/bir şeyi) anlamak
keep up with (someone) v. (birinden) haber almak
keep up with (someone) v. (biriyle) haberleşmek
keep up with (someone) v. (biriyle) temas halinde olmak/temas kurmak
keep up with (something) v. (bir şeye) uymak/uyum sağlamak
keep up with (something) v. (bir şeye) göre kendini güncellemek/yenilemek
keep up with (something) v. (yenilikleri, trendleri, modayı) takip etmek
keep up with (something) v. (bir şeye) ayak uydurmak
keep up with (something) v. (bir şeye) göre ilerlemek
keep up with (something) v. (bir şeye) uyarak ilerlemek
keep up with (something) v. (bir şeye) bağlı kalarak ilerlemek
keep up with (something) v. (bir şeyi) geliştirmek
keep up with (something) v. (bir şeyi) ilerletmek
keep up with (something) v. (bir şeyde) pratik yapmak
match (someone or something) (up) with (someone or something else) v. (birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle) eşleştirmek
match (someone or something) (up) with (someone or something else) v. (birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) karşısına çıkarmak
match (someone or something) (up) with (someone or something else) v. (birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle) karşılaştırmak
match (someone or something) (up) with (someone or something else) v. (birini/bir şeyi biriyle bir şeyle) rakip yapmak
match (someone or something) (up) with (someone or something else) v. (birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle) kıyaslamak
match (someone or something) (up) with (someone or something else) v. (birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) bakarak kontrol etmek