|
Categoría |
Turco |
Inglés |
|
General |
|
1 |
General |
güçlü rakip |
nemesis n.
|
|
2 |
General |
ezeli rakip |
arch rival n.
|
|
|
3 |
General |
ezeli rakip |
old rival n.
|
|
4 |
General |
ezeli rakip |
long-standing rival n.
|
|
5 |
General |
ortak rakip |
corrival n.
|
|
6 |
General |
müşterek rakip |
corrival n.
|
|
7 |
General |
dişli rakip |
formidable adversary n.
|
|
8 |
General |
ezeli rakip |
archrival n.
|
|
9 |
General |
baş rakip |
archrival n.
|
|
10 |
General |
eski/önceki rakip |
former rival n.
|
|
11 |
General |
eski/önceki rakip |
erstwhile rival n.
|
|
12 |
General |
sinsi rakip |
devious opponent n.
|
|
13 |
General |
(lidere/birinciye) en yakın rakip |
someone’s nearest rival/challenger n.
|
|
14 |
General |
mücadele edilen (bir grup) rakip |
the competition n.
|
|
15 |
General |
rakip karakter |
antipathist n.
|
|
16 |
General |
oyuncuların sadece bir kişi kalana kadar rakip oyuncuları paintball, çorap, lastik bant veya benzeri nesnelerle ebeledikleri bir oyun |
assassin n.
|
|
17 |
General |
kriptografik algoritmalarda şifreli metnin bir rakip veya düşman tarafından deşifre edilebilme özelliği |
malleability n.
|
|
18 |
General |
kuvvetle direnen rakip |
withstander n.
|
|
19 |
General |
kararlılıkla direnen rakip |
withstander n.
|
|
20 |
General |
iki rakip matadordan her birinin sırayla birkaç boğa ile dövüştüğü boğa güreşi |
mano a mano n.
|
|
21 |
General |
hayali rakip |
windmill n.
|
|
22 |
General |
rakip bozgunu |
revenge n.
|
|
23 |
General |
iki güçlü rakip arasındaki zorlu çarpışma |
bushfighting n.
|
|
24 |
General |
zorlu veya tehlikeli rakip |
gentleman n.
|
|
25 |
General |
kamusal anlaşmazlıklarda rakip cenaha karşı çıkan kimse |
gladiator n.
|
|
26 |
General |
rakip olma |
opponency n.
|
|
27 |
General |
rakip olma |
oppugnancy n.
|
|
28 |
General |
güçlü rakip bulunan yarışma |
overmatch n.
|
|
29 |
General |
kadın rakip |
rivaless [obsolete] n.
|
|
30 |
General |
oyuna rakip pullarından başlayan tavla oyuncusu |
runner n.
|
|
31 |
General |
itiraz eden rakip |
competition n.
|
|
32 |
General |
kadın rakip |
competitress n.
|
|
33 |
General |
kadın rakip |
competitrix n.
|
|
34 |
General |
zorlu rakip |
dragon n.
|
|
35 |
General |
kadın rakip |
contendress n.
|
|
36 |
General |
rakip çekim |
counterattraction n.
|
|
37 |
General |
ortak rakip |
corival n.
|
|
38 |
General |
müşterek rakip |
corival n.
|
|
39 |
General |
rakip veya düşmandan gelen hücumu savuşturmak için yapılan hareket |
parry n.
|
|
40 |
General |
birbirine rakip üç kişi, grup veya fikir arasındaki çatışma |
truel n.
|
|
41 |
General |
hem arkadaş hem rakip görülen kimse |
frenemy n.
|
|
42 |
General |
yenilmek (favori rakip) |
be upset v.
|
|
|
43 |
General |
rakip olmak |
rival v.
|
|
44 |
General |
rakip görmek |
see someone as an opponent v.
|
|
45 |
General |
rakip görmek |
see someone as an enemy v.
|
|
46 |
General |
rakip çıkmak |
be rival to v.
|
|
47 |
General |
rakip olmak |
be rival to v.
|
|
48 |
General |
rakip olarak görmek |
see someone as an opponent v.
|
|
49 |
General |
rakip olarak görmek |
see someone as a rival v.
|
|
50 |
General |
rakip görmek |
see someone as a rival v.
|
|
51 |
General |
rakip olarak görmek |
see someone as an enemy v.
|
|
52 |
General |
(rakip takımın) çabalarına veya ilerlemesine karşı koymak |
hold v.
|
|
53 |
General |
(rakip takımın) avantaj kazanmasını engellemek |
hold v.
|
|
54 |
General |
yeniden rakip olmak |
revie [obsolete] v.
|
|
55 |
General |
rakip oyuncuyu oyun dışı bırakmak |
get v.
|
|
56 |
General |
(buz hokeyi topuna) rakip kale çizgisini aşacak şekilde vurmak |
ice v.
|
|
57 |
General |
(takım, oyuncu veya profesyonel boksör) daha güçlü rakip ile eşleşmek |
overmatch v.
|
|
58 |
General |
rakip olmak |
rivalize v.
|
|
59 |
General |
rakip olmak |
rivalise v.
|
|
60 |
General |
rakip yapmak |
paragon v.
|
|
61 |
General |
rakip olmak |
corrival v.
|
|
62 |
General |
(amerikan futbolu) rakip takımdan daha fazla saha kazanmak |
outgain v.
|
|
63 |
General |
rakip olacak kadar iyi olmak |
rival v.
|
|
64 |
General |
yenilebilir (rakip) |
vincible adj.
|
|
65 |
General |
rakip olan |
rival adj.
|
|
66 |
General |
rakip olan |
competitive adj.
|
|
67 |
General |
rakip olunamaz |
untouchable adj.
|
|
68 |
General |
rakip tarafından desteklendiğinde başarısı kanıtlanan |
me-too adj.
|
|
69 |
General |
rakip olan |
in [new zealand] adj.
|
|
70 |
General |
rakip olan |
corrival adj.
|
|
71 |
General |
rakip olan |
corival adj.
|
|
72 |
General |
rakip olarak |
emulously adv.
|
|
73 |
General |
rakip sahada |
away adv.
|
|
74 |
General |
rakip olarak |
avie adv.
|
|
75 |
General |
rakip kaleye en yakın konumda bulunan forvet oyuncusu |
rf (right forward) abrev.
|
|
Phrasals |
|
76 |
Phrasals |
rakip aday olarak karşısına çıkmak |
start against v.
|
|
77 |
Phrasals |
(ragbide) topu rakip takımın kale çizgisinin ötesine atarak gol atmak |
touch down v.
|
|
78 |
Phrasals |
rakip olmak |
run against v.
|
|
79 |
Phrasals |
(bir müsabakada) rakip olmak |
match against v.
|
|
80 |
Phrasals |
(bir müsabakada) rakip olmak |
pit against v.
|
|
81 |
Phrasals |
bazı spor dallarında (buz hokeyi) iki rakip oyuncu arasında top atarak karşılaşmayı/mücadeleyi başlatmak |
face off v.
|
|
82 |
Phrasals |
hokey gibi oyunlarda iki rakip oyuncu arasında topun serbest bırakarak oyunu başlatmak |
face off v.
|
|
83 |
Phrasals |
rakip karşısına çıkmak |
go up v.
|
|
84 |
Phrasals |
rakip karşısına çıkmak |
go up against v.
|
|
85 |
Phrasals |
ile rakip olmak |
play against v.
|
|
86 |
Phrasals |
(birine/bir şeye/kendine birini veya bir şeyi) rakip olarak ayarlamak |
set (someone, something, or oneself) up against (someone or something) v.
|
|
87 |
Phrasals |
(rakip polo oyuncusunun) üzerine sürmek |
ride off v.
|
|
88 |
Phrasals |
(beyzbolda) vurulan topun rakip oyuncu tarafından yakalanması sonucu topu dışarı atmış sayılmak |
fly out v.
|
|
89 |
Phrasals |
basketbolda faul alanında dışarı çıkacak olan topa havada vurup rakip oyuncunun eline geçirmek |
foul out v.
|
|
90 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi biriyle bir şeyle) rakip yapmak |
match (someone or something) (up) with (someone or something else) v.
|
|
91 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi biriyle bir şeyle) rakip yapmak |
match (someone or something) against (someone or something else) v.
|
|
92 |
Phrasals |
(birine/bir şeye) rakip olabilecek kimse |
match for (someone or something) v.
|
|
93 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi biriyle bir şeyle) rakip yapmak |
match up (someone or something) with (someone or something else) v.
|
|
94 |
Phrasals |
ile rakip yapmak |
match with v.
|
|
95 |
Phrasals |
(birini birinin) karşısına (rakip olarak) çıkarmak/koymak |
put (one) up against (someone) v.
|
|
96 |
Phrasals |
karşısına rakip olarak çıkarmak |
put up against v.
|
|
97 |
Phrasals |
(bir şeyde birine/bir şeye) rakip olabilmek |
rival (someone or something) in (something) v.
|
|
98 |
Phrasals |
-de rakip olabilmek |
rival in v.
|
|
99 |
Phrasals |
(birine/bir şeye) rakip olmak |
run against (someone or something) v.
|
|
100 |
Phrasals |
rakip olarak ayarlamak |
set up against v.
|
|
Colloquial |
|
101 |
Colloquial |
aynı düzeydeki rakip |
one's opposite number n.
|
|
102 |
Colloquial |
zorlu rakip |
a tough nut to crack n.
|
|
103 |
Colloquial |
hokeyde oyunun başında veya devre arasından sonra iki rakip oyuncu arasında yapılan ve oyunu başlatan top atışı |
face-off n.
|
|
104 |
Colloquial |
rakip üzerine bilgi toplama |
oppo n.
|
|
105 |
Colloquial |
(oyun, yarışma veya savaşta) rakip olmak |
verse v.
|
|
Idioms |
|
106 |
Idioms |
iki rakip grup arasındaki keskin ayrım |
clear blue water n.
|
|
107 |
Idioms |
iki rakip grup arasındaki derin yarık |
clear blue water n.
|
|
108 |
Idioms |
iki rakip grup arasındaki belirgin fark |
clear blue water n.
|
|
109 |
Idioms |
zorlu rakip |
a hard nut to crack n.
|
|
110 |
Idioms |
zorlu rakip |
tough egg (to crack) n.
|
|
111 |
Idioms |
zorlu rakip |
tough egg to crack n.
|
|
112 |
Idioms |
zorlu rakip |
tough nut to crack n.
|
|
113 |
Idioms |
rakip karşısında kazanılan müthiş galibiyet |
demolition job n.
|
|
114 |
Idioms |
rakip karşısında kazanılan müthiş galibiyet |
a demolition job [uk] n.
|
|
115 |
Idioms |
(basketbol, futbol) kolay sayı kazanmak için rakip sahada topu beklemek |
cherry-pick v.
|
|
116 |
Idioms |
beleş gol için savunma yapmak yerine rakip sahada topun ayağına gelmesini beklemek |
cherry-pick v.
|
|
117 |
Idioms |
futbolda rakip takıma gol şansı vermemek |
keep a clean sheet v.
|
|
118 |
Idioms |
birini diğerinin karşısına (rakip olarak) çıkarmak/koymak |
put someone up against someone v.
|
|
119 |
Idioms |
rakip partiye geçmek |
cross the aisle [us/south africa] v.
|
|
120 |
Idioms |
rakip partiyle işbirliği yapmak |
cross the aisle [us/south africa] v.
|
|
121 |
Idioms |
rakip partiye geçmek |
cross the aisle [uk/canada/australia] v.
|
|
122 |
Idioms |
rakip partiyle işbirliği yapmak |
cross the aisle [uk/canada/australia] v.
|
|
123 |
Idioms |
parlamento'daki rakip kanada geçmek |
cross the floor [uk/canada/australia] v.
|
|
124 |
Idioms |
(birinin) rakip sesler/görüşler arasında sesini duyurmak |
make (one's) voice heard v.
|
|
125 |
Idioms |
(bir şey/rakip) karşısında bastırmak |
turn up the heat (on someone or something) v.
|
|
126 |
Idioms |
(birine veya bir şeye) rakip |
against someone or something adv.
|
|
127 |
Idioms |
20. yy'ın başlarındaki üç efsanevi beyzbol oyuncusunun rakip iki oyuncuyu oyun dışına atmak üzere yaptıkları bir senaryo |
tinker to evers to chance expr.
|
|
Trade/Economic |
|
128 |
Trade/Economic |
rakip firmanın elemanının ayartılması |
raid n.
|
|
129 |
Trade/Economic |
rakip firmalar arasındaki kazanç ve kayıp ilişkisi açısından ortaya çıkmış bir rekabet teorisi |
theory of games n.
|
|
130 |
Trade/Economic |
rakip firmalar arasındaki kazanç ve kayıp ilişkisi açısından ortaya çıkmış bir rekabet teorisi |
game theory n.
|
|
131 |
Trade/Economic |
abd'de ithalata rakip bazı malların gümrük vergisinin hesaplanmasında vergi temeli olarak amerika'nın kendi iç fiyatlarının esas alınması |
american selling price n.
|
|
132 |
Trade/Economic |
dolaylı rakip |
indirect competitor n.
|
|
133 |
Trade/Economic |
direkt rakip |
direct competitor n.
|
|
134 |
Trade/Economic |
grev sırasında rakip iki sendika arasında patlak veren müdahale krizi |
cross picketing n.
|
|
135 |
Trade/Economic |
rakip şirket |
rival firm n.
|
|
136 |
Trade/Economic |
rakip işletme |
rival company n.
|
|
137 |
Trade/Economic |
rakip tedariki |
rival supply n.
|
|
138 |
Trade/Economic |
rakip aday |
rival candidate n.
|
|
139 |
Trade/Economic |
rakip ürün |
rival product n.
|
|
140 |
Trade/Economic |
rakip imalatçı |
rival manufacturer n.
|
|
141 |
Trade/Economic |
rakip teşebbüsler |
competing undertaking n.
|
|
142 |
Trade/Economic |
rakip kurum |
rival firm n.
|
|
143 |
Trade/Economic |
rakip kuruluş |
rival firm n.
|
|
144 |
Trade/Economic |
rakip teklifler |
competing transaction n.
|
|
145 |
Trade/Economic |
rakip müessese |
competing house n.
|
|
146 |
Trade/Economic |
rakip arzı |
rival supply n.
|
|
147 |
Trade/Economic |
rakip şirket |
rival company n.
|
|
148 |
Trade/Economic |
rakip dükkan |
rival shop n.
|
|
149 |
Trade/Economic |
rakip firma |
rival firm n.
|
|
150 |
Trade/Economic |
rakip işletme |
rival firm n.
|
|
151 |
Trade/Economic |
rakip kuruluş |
rival company n.
|
|
152 |
Trade/Economic |
rakip sendika |
rival union n.
|
|
153 |
Trade/Economic |
rakip mallar |
rival commodities n.
|
|
154 |
Trade/Economic |
rakip firmalar |
competing undertaking n.
|
|
155 |
Trade/Economic |
rakip tesis |
rival plant n.
|
|
156 |
Trade/Economic |
rakip kurum |
rival company n.
|
|
157 |
Trade/Economic |
rakip teklif verilmesi |
competing bids n.
|
|
158 |
Trade/Economic |
rakip sanayiler |
competing industries n.
|
|
159 |
Trade/Economic |
rakip bilgisi |
competitive information n.
|
|
160 |
Trade/Economic |
rakip analizi |
competitor analysis n.
|
|
161 |
Trade/Economic |
rakip firma |
rival company n.
|
|
162 |
Trade/Economic |
rakip şirketlerin anlaşmalı olarak fiyatları ayarlamaları |
price fixing n.
|
|
163 |
Trade/Economic |
rakip olma |
rivalry n.
|
|
164 |
Trade/Economic |
rakip faaliyetler |
competing business n.
|
|
165 |
Trade/Economic |
şirketle ilişkisi kesilen çalışanın belirlenen süre boyunca (rakip bir şirkette çalışmaya hemen başlamaması için) maaşı ödenir |
garden leave n.
|
|
Law |
|
166 |
Law |
birbirine rakip firmaların fiyatları usulsüz olarak aynı zamanda aynı miktarda artırması |
parallelism n.
|
|
Politics |
|
167 |
Politics |
fiili rakip |
actual competitor n.
|
|
168 |
Politics |
kendi partisini bırakıp rakip partiyi destekleyen kimse |
bolter n.
|
|
169 |
Politics |
rakip istihbarat örgütü personelinin kendisini dost ülke veya örgüt kimliği altında yanlış tanıtarak sergilediği yaklaşım |
false flag n.
|
|
170 |
Politics |
siyasi rakip |
political dissident n.
|
|
171 |
Politics |
siyasal bir anlaşmazlıkta rakip olan taraflar |
case parties n.
|
|
Advertising |
|
172 |
Advertising |
rakip ürünü karalamak için tasarlanan reklam veya tanıtım materyali |
knocking copy n.
|
|
Technical |
|
173 |
Technical |
rakip veya düşman tarafından deşifre edilebilen (şifreli metin) |
malleable adj.
|
|
Computer |
|
174 |
Computer |
microsoft tarafından apple ipod'a rakip olarak üretilmiş medya oynatıcısı |
zune n.
|
|
175 |
Computer |
yeni rakip |
new opponent n.
|
|
Telecom |
|
176 |
Telecom |
fiili rakip |
actual competitor n.
|
|
177 |
Telecom |
rakip sanayiler |
competing industries n.
|
|
178 |
Telecom |
rakip teşebbüs/firma |
competing undertaking n.
|
|
Psychology |
|
179 |
Psychology |
rakip antagonist |
competitive antagonist n.
|
|
Botanic |
|
180 |
Botanic |
bitkinin otçullara veya rakip bitkilere karşı kendini savunmak için ürettiği toksik kimyasal |
allelochemical n.
|
|
Literature |
|
181 |
Literature |
eski hindistan'da rakip iki hanedan arasında yaşanan sivil savaşı konu edinen, sanskritçe yazılmış çok uzun bir hindu destanı |
mahabarata [hinduism] n.
|
|
182 |
Literature |
eski hindistan'da rakip iki hanedan arasında yaşanan sivil savaşı konu edinen, sanskritçe yazılmış çok uzun bir hindu destanı |
mahabharatam [hinduism] n.
|
|
183 |
Literature |
eski hindistan'da rakip iki hanedan arasında yaşanan sivil savaşı konu edinen, sanskritçe yazılmış çok uzun bir hindu destanı |
mahabharatum [hinduism] n.
|
|
Religious |
|
184 |
Religious |
meşru papaya muhalif olarak gösterilen rakip papa |
antipope n.
|
|
Sport |
|
185 |
Sport |
rakip takıma yakalanmadan fileli bir kaleye sayı yapma esasına dayanan bir oyun |
tchoukball n.
|
|
186 |
Sport |
eskrimde rakip orijinal hücum hattını kapatıp karşı atak yapmadığında gerçekleştirilen saldırı |
redouble n.
|
|
187 |
Sport |
top süren rakip takım oyuncusunu kasıtlı olarak iten oyuncu |
charging n.
|
|
188 |
Sport |
(ragbide) topu rakip takımın kale çizgisinin ötesine atarak gol atmak |
touch the ball down n.
|
|
189 |
Sport |
(ragbide) topu rakip takımın kale çizgisinin ötesine atarak gol atmak |
touch down the ball n.
|
|
190 |
Sport |
alttaki rakip |
competitor underneath n.
|
|
191 |
Sport |
rakip oyuncunun başarılı hareketlerinden sonra rakibin moralini bozmak amacıyla yapılan tahrik edici konuşmalar |
trash-talk n.
|
|
192 |
Sport |
rakip takım |
opposing team n.
|
|
193 |
Sport |
rakip güreşçiyi kollarından sarıp düşürme |
drag n.
|
|
194 |
Sport |
beyzbolda atıcının maçta rakip takıma verdiği ortalama sayı |
earned run average n.
|
|
195 |
Sport |
(amerikan futbolu) topu rakip takımdan alma |
takeaway n.
|
|
196 |
Sport |
rakip takımdan top çalma becerisi |
ball hawking n.
|
|
197 |
Sport |
rakip savunmanın yaptığı hatalarla alınan sayı |
extra n.
|
|
198 |
Sport |
(buz hokeyi) rakip takımlar arasına pakı bırakarak oyunu başlatma yöntemi |
face-off n.
|
|
199 |
Sport |
(ragbide) kendi 22 m'lik sahasında duran bir oyuncunun rakip tarafından ileriye doğru atılan bir topu yakalaması ve "mark" diye bağırarak serbest vuruş yapmaya hak kazanması |
mark n.
|
|
200 |
Sport |
(rakip takımın oyuncusuna karşı) defans yapan oyuncu |
marker n.
|
|
201 |
Sport |
bilardoda yanlışlıkla rakip oyuncunun topunun deliğe sokulması |
winning hazard n.
|
|
202 |
Sport |
(ragbi) rakip oyuncuyu açık elle uzaklaştırma |
hand-off n.
|
|
203 |
Sport |
rakip ile ara açılıp galibiyetin garantilenmesi sonucu müsabakanın erken bitirilmesi |
mercy killing n.
|
|
204 |
Sport |
rakip ile ara açılıp galibiyetin garantilenmesi durumunda müsabakanın erken bitirilmesini öngören kural |
mercy rule n.
|
|
205 |
Sport |
(ragbide) vuruş veya sürüş sonrası rakip tarafından gerçekleştirilen tutuş |
fair catch n.
|
|
206 |
Sport |
çim hokeyi topunu iki rakip oyuncuya karşı sahaya yerleştirme |
bully n.
|
|
207 |
Sport |
top hakimiyetini rakip takıma geçiren hata |
giveaway n.
|
|
208 |
Sport |
(buz hokeyi) rakip takımlar arasına pakı bırakarak oyunu başlatma |
face-off n.
|
|
209 |
Sport |
düzmece güreş maçında sevimsiz rakip rolünü oynayan güreşçi |
heel n.
|
|
210 |
Sport |
saha arkasındaki rakip oyuncuya geçen topları durduran kimse |
long-stop n.
|
|
211 |
Sport |
(kriket) kale arkasındaki rakip oyuncunun ardında gerçekleşen saha savunma pozisyonu |
long-stop n.
|
|
212 |
Sport |
(kriket) kale arkasındaki rakip oyuncunun ardında gerçekleşen saha savunma pozisyonu |
long stop n.
|
|
213 |
Sport |
(hokey) rakip takım savunmasının sayıca fazla olduğu hücum hamlesi |
odd-man rush n.
|
|
214 |
Sport |
(takım sporlarında) rakip takım oyuncusu |
opponent n.
|
|
215 |
Sport |
oyuncunun topu rakip takımı geçerek sürdüğü bir futbol oyunu |
running n.
|
|
216 |
Sport |
(buz hokeyi) hakemin rakip takımlar arasına pakı bırakarak oyunu başlatması |
face-off n.
|
|
217 |
Sport |
(kadın lakrosta) rakip gol sahasına en yakın noktada oynayan hücum oyuncusu |
first home n.
|
|
218 |
Sport |
atıcının rakip takımın 5 atış yapmasına izin verdiği bir oyun türü |
five-hitter n.
|
|
219 |
Sport |
(hokeyde) pistin rakip tarafındayken pakı ele geçirme |
forecheck n.
|
|
220 |
Sport |
(hokeyde) pistin rakip tarafındayken pakı ele geçirme çalışan oyuncu |
forechecker n.
|
|
221 |
Sport |
(buz hokeyinde) topa kendi defans alanında sahip olan rakip oyuncu ile mücadele etme |
fore-checking n.
|
|
222 |
Sport |
poloda rakip oyuncular arasında bir atış |
throw-in v.
|
|
223 |
Sport |
rakip takımın veya oyuncunun başarmasını engelleyememek |
allow v.
|
|
224 |
Sport |
rakip güreşçiyi yere indirmek |
take down v.
|
|
225 |
Sport |
(buz hokeyinde hakem) oyunu başlatmak için pakı rakip takımlar arasına bırakmak |
face v.
|
|
226 |
Sport |
(buz hokeyinde hakem) pakı rakip takımlar arasına bırakarak oyunu başlatmak |
face v.
|
|
227 |
Sport |
(rakip bir oyuncuyu) aktif bir şekilde bloke etmek |
man-up v.
|
|
228 |
Sport |
(rakip takımın oyuncusuna karşı) defans yapmak |
mark v.
|
|
229 |
Sport |
(özellikle ragbide) rakip oyuncunun bacağına vurarak faul yapmak |
hack v.
|
|
230 |
Sport |
golfte rakip oyuncuyla aynı sayıyı yapmak |
halve v.
|
|
231 |
Sport |
(rakip hokey oyuncusunu) tahta çerçeveye doğru itmek |
board v.
|
|
232 |
Sport |
çim hokeyi topunu iki rakip oyuncuya karşı sahaya yerleştirmek |
bully v.
|
|
233 |
Sport |
rakip oyuncudan topu almak |
burgle [uk] v.
|
|
234 |
Sport |
(rakip takımı veya oyuncuyu) yenmek |
burn v.
|
|
235 |
Sport |
(rakip takıma veya oyuncuya karşı) sayı almak |
burn v.
|
|
236 |
Sport |
topu almasını engellemek için rakip oyuncuya yaklaşmak |
close down v.
|
|
237 |
Sport |
(hokeyde) pistin rakip tarafındayken pakı ele geçirmek |
forecheck v.
|
|
238 |
Sport |
(rakip takımdan) daha çevik olmak |
outhustle [us] v.
|
|
239 |
Sport |
(rakip takımdan) daha atik olmak |
outhustle [us] v.
|
|
240 |
Sport |
(rakip takımı) geride bırakmak |
outrush v.
|
|
241 |
Sport |
(rakip darbesinden kaçmak için) hızlıca yana kaymak |
slip v.
|
|
242 |
Sport |
(rakip darbesinden kaçmak için) yana doğru hamle yapmak |
slip v.
|
|
243 |
Sport |
(rakip için) hummalı bir hazırlık yapmak |
point v.
|
|
244 |
Sport |
(voleybol topunu) sahanın ön kısmındayken aşağı doğru sert bir vuruş yaparak keskin bir açıyla rakip sahaya sürmek |
spike v.
|
|
245 |
Sport |
(futbolda rakip takımı) dağıtmak |
spread-eagle v.
|
|
246 |
Sport |
(futbolda rakip takımı) perişan etmek |
spread-eagle v.
|
|
247 |
Sport |
(savunma çizgi oyuncusu) karşı iki oyuncuyu atlatmak için baş ve omuzlarını rakip iki oyuncunun önüne atmak |
submarine v.
|
|
248 |
Sport |
yakınlarında rakip olmayan (oyuncu) |
wide-open adj.
|
|
249 |
Sport |
rakip takıma karşı sayıca avantajlı durumda olan |
odd-man adj.
|
|
250 |
Sport |
rakip alana ilerleyen |
forward adj.
|
|
Basketball |
|
251 |
Basketball |
bir takımın rakip takım ile oynadığı tüm maçları kazanması |
sweeping a series n.
|
|
252 |
Basketball |
bölge savunmasının önünde oynayıp, saldırgan savunması ile rakip oyuncuları kötü pas atmaya zorlayan oyuncu |
chaser n.
|
|
253 |
Basketball |
hücum oyuncusunun rakip pota önündeki boyalı alanda üç saniyeden fazla kalıp takımının top kaybetmesine neden olması |
3-in-the-key n.
|
|
254 |
Basketball |
hücum esnasında rakip oyuncuların oluşturduğu kalabalık bölge |
traffic n.
|
|
255 |
Basketball |
iki rakip oyuncunun aynı zaman diliminde karşılıklı faul yapması |
double foul n.
|
|
256 |
Basketball |
rakip oyunculardan saldırgan savunma yaparak çok top çalan savunma oyuncusu |
ball hawk n.
|
|
257 |
Basketball |
rakip oyuncuyu savunma |
guarding n.
|
|
258 |
Basketball |
rakip potaya yönelmiş bir oyuncuya atılan yüksek pas |
alley-oop pass n.
|
|
259 |
Basketball |
savunma takımının, rakip takıma potaya yakın atış şansı vermeyecek şekilde potanın önünde birikmesi |
clogging the middle n.
|
|
260 |
Basketball |
rakip sahada karşı potaya yakın oynayan forvetler |
frontcourt n.
|
|
261 |
Basketball |
rakip çember civarında havada yakalanan pası smaç yaparak alınan sayı |
alley-oop shot n.
|
|
262 |
Basketball |
takımın hızla hücuma çıkıp etkili şutörleriyle rakip savunma yerleşmeden sayı bulması |
run-and-gun n.
|
|
263 |
Basketball |
oyunun başında hakemin iki rakip oyuncu arasına attığı top |
jump ball n.
|
|
264 |
Basketball |
rakip sahada potaya yakın bölümde oynanan bir pozisyon |
point n.
|
|
265 |
Basketball |
rakip oyuncuyu savunmak |
covering a man v.
|
|
266 |
Basketball |
basketbolda rakip takım oyuncusuna ve potaya sırtını dönerek topu şut atabileceği veya potaya yaklaştırabileceği bir konuma getirmeye çalışmak |
post up v.
|
|
Football |
|
267 |
Football |
hakemin iki rakip oyuncu arasında topu yere bırakarak oyuna sokması |
throwdown n.
|
|
268 |
Football |
hata sonucu topun rakip takıma geçmesi |
turnover n.
|
|
269 |
Football |
rakip futbolcuya sarılmak suretiyle yapılan faul |
foul by holding n.
|
|
270 |
Football |
rakip takımlar |
opponent teams n.
|
|
271 |
Football |
rakip oyuncunun dizleri arasına omuz getirilerek gerçekleştirilen kural dışı bir blok hareketi |
chop block n.
|
|
272 |
Football |
topun rakip gol alanına giderek rakibin hakimiyetinde ölü hale gelmesi ile elde edilen skor |
rouge or single point n.
|
|
273 |
Football |
oyuncunun topu rakip takımı geçerek sürdüğü bir futbol oyunu |
running game n.
|
|
274 |
Football |
oyuncunun rakip takımı geçerek topu sürdüğü bir futbol oyunu |
running play n.
|
|
275 |
Football |
rakip takım topu ilerletirken oyuncuların yere indirilmesi |
drive n.
|
|
276 |
Football |
rakip kaleye doğru koşar gibi yaparken yön değiştirip hücum çizgisinden pas alma |
buttonhook n.
|
|
277 |
Football |
(amerikan futbolunda) sahada kenar çizgisi ile rakip takımın kale çizgisinin oluşturduğu köşelerden her biri |
coffin corner n.
|
|
278 |
Football |
alan kişinin doğrudan rakip takımın kalesine koşmasını gerektiren pas |
fly n.
|
|
279 |
Football |
rakip hücum oyuncularının çömelerek birbirlerine yaklaştıkları ragbi pozisyonu |
scrum n.
|
|
280 |
Football |
rakip hücum oyuncularının çömelerek birbirlerine yaklaştıkları ragbi pozisyonu |
scrummage n.
|
|
281 |
Football |
rakip defansa zor anlar yaşatmak |
run the defence ragged v.
|
|
282 |
Football |
rakip takımın kalesine doğru hücum hattının ötesin(d)e |
downfield adj.
|
|
283 |
Football |
rakip takımın kalesine doğru hücum hattının ötesin(d)e |
downfield adv.
|
|
Tennis |
|
284 |
Tennis |
rakip oyuncunun fileye yaklaşmasını sağlayacak şekilde yapılan falsolu vuruş |
approach shot n.
|
|
285 |
Tennis |
top rakip kortun gerisine düşecek şekilde yapılan vuruş |
lob n.
|
|
286 |
Tennis |
(topa) rakip kortun gerisine düşecek şekilde yüksekten vurmak |
lob v.
|
|
287 |
Tennis |
topa rakip kortun gerisine düşecek şekilde yüksekten vurmak |
lob v.
|
|
Volleyball |
|
288 |
Volleyball |
rakip alan |
opponent court n.
|
|
Baseball |
|
289 |
Baseball |
topu atan oyuncunun rakip takımın sadece üç vuruş yapmasına izin veren oyun |
three-hitter n.
|
|
290 |
Baseball |
topu atan oyuncunun rakip takımın sadece üç vuruş yapmasına izin veren oyun |
3-hitter n.
|
|
291 |
Baseball |
atıcının rakip takıma sadece iki vuruş hakkı verdiği oyun |
two-hitter n.
|
|
292 |
Baseball |
atıcının rakip takıma sadece iki vuruş hakkı verdiği oyun |
2-hitter n.
|
|
293 |
Baseball |
savunma oyuncusunun bir rakip oyuncuyu dışarı çıkarabilecekken yaptığı hata |
error n.
|
|
294 |
Baseball |
topu atan oyuncunun rakip takımın sadece tek vuruş yapmasına izin verdiği oyun |
one-hitter n.
|
|
295 |
Baseball |
(rakip beyzbol takımının veya vurucunun) skor yapmasını engellemek |
horse collar v.
|
|
296 |
Baseball |
(rakip beyzbol takımının veya vurucunun) skor yapmasını engellemek |
horse-collar v.
|
|
297 |
Baseball |
rakip atıcının sayı almasını önlemek |
save v.
|
|
298 |
Baseball |
vurucunun rakip takıma hiçbir vuruş yaptırmadığı oyun |
no-hit game adj.
|
|
299 |
Baseball |
vurucunun rakip takıma hiçbir vuruş yaptırmadığı oyun |
no-hitter adj.
|
|
Boxing |
|
300 |
Boxing |
hayali bir rakip ile dövüşme |
shadowboxing n.
|
|
301 |
Boxing |
hayalet rakip üzerinden egzersiz yapmak |
shadow-box v.
|
|
Chess |
|
302 |
Chess |
uzun menzilli bir taşın (fil, kale, vezir) rakip taşı tehdit ettiği bir durumda, tehdit edilen taşın arkasında daha değerli bir taşın bulunduğu açmaz pozisyonu |
skewer n.
|
|
303 |
Chess |
uzun menzilli taşın tehdit ettiği rakip taşın arkasında daha değerli bir taşın bulunduğu açmaz pozisyonu |
skewer n.
|
|
304 |
Chess |
(rakip taşı) almakla tehdit etmek |
attack v.
|
|
305 |
Chess |
rakip taşın yemesine açık hale getirmek |
hang v.
|
|
Card |
|
306 |
Card |
koz diyen rakip oyuncunun üç el kağıt almasını engelleme |
euchre n.
|
|
307 |
Card |
(poker ve briçte) başka oyuncunun bahis vermesinden sonra rakip takım oyuncusunun verdiği teklif |
overcall n.
|
|
308 |
Card |
dört elli kart oyununda iki rakip çiftinden biri |
corner n.
|
|
309 |
Card |
briçte rakip ellerinin zayıf olması nedeniyle partnerinin elinin güçlü olduğunu varsayarak deklarasyon yapmak |
balance v.
|
|
310 |
Card |
koz diyen rakip oyuncunun üç el kağıt almasını engellemek |
euchre v.
|
|
311 |
Card |
(poker) rakip oyuncunun tüm parasını almak |
stack v.
|
|
Wagering |
|
312 |
Wagering |
zarda rakip oyuncunun bahsini karşılamak |
fade v.
|
|
Art |
|
313 |
Art |
rakip karakter |
antagonist n.
|
|
Archaic |
|
314 |
Archaic |
(argüman, rakip) çürütmek |
squabash [scotland] v.
|
|
Slang |
|
315 |
Slang |
rakip şampiyondan kaçarken ona hasar verme ve kendine yaklaşmasına engel olma durumu |
kiting n.
|
|
316 |
Slang |
rakip şampiyondan kaçarken ona hasar verme ve kendine yaklaşmasına engel olma durumu |
kite v.
|
|