öncülük - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

öncülük



"öncülük" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 4 sonuç

Türkçe İngilizce
General
öncülük leadership i.
öncülük lead i.
öncülük firing line i.
öncülük primateship i.

"öncülük" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 54 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
öncülük etmek lead f.
öncülük yapmak lead f.
öncülük eden leading s.
General
öncülük etme pioneering i.
öncülük yapma initiation i.
öncülük etme spearheading i.
normların oluşmasına öncülük eden kimse norm entrepreneur i.
büyük bir değişime öncülük eden kimse harbinger i.
(öncülük, yaşlılık bakımından) dede özelliğine sahip kimse grandfather i.
öncülük yapma duct [obsolete] i.
öncülük eden kimse fashioner i.
öncülük etmek fashion f.
öncülük etmek guide f.
öncülük etmek spearhead f.
modada öncülük etmek set the fashion f.
öncülük yapmak pioneer f.
değişime öncülük etmek pioneer the change f.
öncülük etmek pioneer f.
...çabasına öncülük etmek lead the drive for f.
öncülük yapmak blaze f.
öncülük yapmak blaze f.
törende öncülük yapmak marshall f.
büyük bir değişime öncülük etmek harbinger f.
öncülük etmek run f.
öncülük etmek pace f.
öncülük eden spearheading s.
öncülük eden pathbreaking s.
yeni girişime öncülük yapan groundbreaking s.
öncülük eden pioneer s.
öncülük eden forehand s.
varlığına öncülük eden preexistent s.
öncülük eden preliminary s.
Irregular Verb
(hikaye bileşik zamanda) öncülük etmek ladde [obsolete] f.
Phrasals
öncülük etmek usher in f.
bir şeyin (yasa, teklif, öneri) bir kuruldan geçmesine öncülük etmek work something through (something) f.
(birine/bir hayvana) öncülük etmek walk away with (someone or an animal) f.
Idioms
öncülük etmek blaze the trail f.
öncülük etmek blaze a trail f.
öncülük etmek lay down the marker f.
öncülük yapmak blaze a way f.
öncülük etmek blaze a trail f.
öncülük etmek blaze the trail f.
öncülük etmek blaze the trail f.
öncülük etmek blaze a trail f.
biri/bir şey için verilen mücadeleye öncülük etmek carry the torch f.
öncülük eden ahead of the curve zf.
Trade/Economic
piyasaya öncülük eden market leader i.
piyasaya öncülük etmek lead the market f.
Technical
öncülük etmek pioneer f.
Biology
bağ dokuya öncülük eden hücre fibroblast i.
Social Sciences
normların oluşmasına öncülük eden kimse norm entrepreneur i.
Religious
israiloğullarının mısır'dan çıkmasına öncülük eden ve çölde gezindiği yıllarda vahiy alan ibrani peygamber grandma moses i.
Philosophy
panteizme öncülük eden pantheistical s.
Art
kazimir malevich'in öncülük ettiği bir sanat hareketi suprematism i.