atlatmak - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

atlatmak



"atlatmak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 87 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
atlatmak get over f.
atlatmak bypass f.
General
atlatmak overcome f.
atlatmak elude f.
atlatmak parry f.
atlatmak pull through f.
atlatmak slip f.
atlatmak dodge f.
atlatmak avoid f.
atlatmak fall on one's feet f.
atlatmak thru f.
atlatmak cross f.
atlatmak throw off f.
atlatmak escape f.
atlatmak put off f.
atlatmak skulk f.
atlatmak recover from f.
atlatmak get over f.
atlatmak give a slip f.
atlatmak skip f.
atlatmak goof f.
atlatmak dish f.
atlatmak weather f.
atlatmak leap something over something f.
atlatmak outwit f.
atlatmak get away f.
atlatmak turn f.
atlatmak survive f.
atlatmak stave off f.
atlatmak tide over f.
atlatmak fob f.
atlatmak thro f.
atlatmak jump f.
atlatmak come through f.
atlatmak shake f.
atlatmak stall off f.
atlatmak let down f.
atlatmak shirk f.
atlatmak get rid of f.
atlatmak make jump f.
atlatmak fall f.
atlatmak take f.
atlatmak circumvent f.
atlatmak beat somebody to it f.
atlatmak give somebody the slip f.
atlatmak fend f.
atlatmak by-pass f.
atlatmak muddle through f.
atlatmak transcend f.
atlatmak baffle f.
atlatmak emerge f.
atlatmak unload f.
atlatmak double f.
atlatmak leap f.
atlatmak blink f.
atlatmak delude [obsolete] f.
atlatmak derne [scotland] f.
atlatmak overbide [obsolete] f.
atlatmak overget f.
atlatmak overwit [obsolete] f.
atlatmak phase out f.
atlatmak beat f.
Phrasals
atlatmak tide through f.
atlatmak see off f.
atlatmak slip around f.
atlatmak make it through f.
atlatmak recuperate from something f.
atlatmak brush off . f.
atlatmak make (something) through f.
atlatmak make through f.
atlatmak get around f.
atlatmak get around f.
atlatmak keep off f.
atlatmak weather out f.
atlatmak weather out of f.
atlatmak fight (one's way) through f.
atlatmak get through f.
Colloquial
atlatmak get past f.
atlatmak be past it f.
atlatmak be over f.
atlatmak be past f.
atlatmak slip past f.
Idioms
atlatmak fall on your feet f.
atlatmak land on your feet f.
atlatmak find way around f.
atlatmak give the slip f.
British Slang
atlatmak pot f.

"atlatmak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 228 sonuç

Türkçe İngilizce
General
hastalığı atlatmak come around f.
vartayı atlatmak get out of a tight spot f.
tehlikeyi atlatmak turn the corner f.
bir yol bulup atlatmak (birini) get around f.
güçbela atlatmak scrape through f.
ustalıkla atlatmak (bir meseleyi) slide over f.
kritik noktayı atlatmak turn the corner f.
hileyle atlatmak dodge f.
badireyi atlatmak weather the crisis f.
ustalıkla atlatmak (bir meseleyi) slide around f.
büyük zorluklar atlatmak go through the mill f.
kötü ama hasarsız atlatmak come off badly f.
tehlike atlatmak weather f.
hafif atlatmak escape lightly f.
zor bir durumu atlatmak get through f.
zor bir durumu atlatmak go through f.
sorunsuz atlatmak pass without creating a problem f.
atlatmak (takip edenleri/bir tehlikeyi) elude f.
vartayı atlatmak escape a great danger f.
ucuz atlatmak get off cheap f.
sırasını atlatmak pass f.
bahanelerle atlatmak put someone off f.
sorunsuz atlatmak blow over f.
diğer gazeteleri atlatmak scoop f.
zor bir durumu atlatmak negotiate f.
terleyerek atlatmak sweat out f.
badire atlatmak weather the crisis f.
krizi atlatmak weather the storm f.
badireyi atlatmak survive the hardship f.
badireyi atlatmak weather the storm f.
badire atlatmak endure the difficult situation f.
badire atlatmak weather the storm f.
badire atlatmak survive the hardship f.
badireyi atlatmak survive a crisis f.
badireyi atlatmak endure the difficult situation f.
badire atlatmak survive a crisis f.
ucuz atlatmak escape (from a dangerous situation) with little or no harm f.
ucuz atlatmak get off lightly f.
(zor bir durumu) atlatmak get through f.
çabuk atlatmak recover quickly f.
çabuk atlatmak overcome quickly f.
hafif sıyrıklarla atlatmak escape with slight injuries f.
hafif sıyrıklarla atlatmak walk away from the accident with only minor injuries f.
hafif sıyrıklarla atlatmak escape with light scrapes f.
hafif sıyrıklarla atlatmak escape with few scrapes f.
tehlike atlatmak escape the danger f.
hayati riski atlatmak be in stable condition f.
haber atlatmak scoop the news f.
haber atlatmak get a scoop on the news f.
sorunları atlatmak clear up the problems f.
sorunları atlatmak overcome the problems f.
sorunları atlatmak solve the problems f.
sorunları atlatmak resolve the problems f.
sorunları atlatmak surmount the difficulties f.
sorunları atlatmak solve the difficulties f.
sorunları atlatmak resolve the difficulties f.
sorunları atlatmak overcome the difficulties f.
kriz atlatmak overcome the crisis f.
etkisini atlatmak get over f.
hafif atlatmak get off to f.
teğet atlatmak get off to f.
ucuz atlatmak get off to f.
hayati tehlike atlatmak evade a life f.
hayati tehlike atlatmak avert a life-threatening danger f.
hayati tehlike atlatmak kick a life-threatening situation f.
hayati tehlike atlatmak overcome a life-threatening situation f.
hayati tehlike atlatmak dodge a life f.
haber atlatmak scoop f.
birşeyin en zor kısmını atlatmak pass the most difficult part of something f.
birşeyin en sıkıntılı kısmını atlatmak pass the most difficult part of something f.
uyuyarak atlatmak sleep off f.
boğulma tehlikesi atlatmak barely escape drowning f.
birkaç sıyrıkla atlatmak escape with nothing but a few scrapes f.
skandal atlatmak survive a scandal f.
şoku atlatmak recover from shock f.
şoku atlatmak get out of shock f.
şoku atlatmak recover f.
badire atlatmak go through difficulties/tough times/hardship f.
zorlukları atlatmak go through difficulties/tough times/hardship f.
geceyi atlatmak get through the night f.
hastalığı atlatmak pull through the illness f.
(kazayı vb) yaralanmadan atlatmak escape without injury f.
(tehlikeyi/badireyi) atlatmak weather f.
(hastalığı/sorunu) atlatmak over f.
zeka ile bir şeyi atlatmak evade f.
hileyle atlatmak jook [scotland/northern england] f.
(ateş) hastalığın en ağır dönemini atlatmak break f.
kışı atlatmak hyemate f.
(birini) hedefinin ötesine atlatmak overleap f.
(bir olayı) atlatmak overlive f.
sırasını atlatmak override [obsolete] f.
kışı atlatmak overwinter f.
(birini) atlatmak outflank f.
etkilerini atlatmak outlive f.
fırtınayı atlatmak outride f.
sağ salim atlatmak outride f.
tehlikeyi atlatmak outride f.
yazarak atlatmak outwrite f.
zar zor atlatmak squeak f.
(düşmanı) atlatmak outflank f.
Phrasals
fırtınayı atlatmak ride out f.
bunalımı atlatmak come through f.
bir şeyi (sıkıntıyı/üzüntüyü vb) uyuyarak atlatmak sleep something off f.
hastalığı atlatmak pull through f.
güç bela atlatmak scrape through f.
farkedilmeden/göze çarpmadan bir kimseyi/bir şeyi atlatmak/geçmek slip past someone or something f.
kıl payı farkla kazanmak/atlatmak squeak through f.
sağ salim atlatmak ride something out f.
zar zor atlatmak scrape through f.
hastalığı atlatmak toss something off f.
(kötü bir şeyi/durumu) hemen atlatmak rebound from (someone or something) f.
birini/bir şeyi atlatmak get around someone or something f.
fırtına atlatmak weather out f.
fırtınayı güvenli bir şekilde atlatmak weather out f.
sağ salim atlatmak weather out f.
sağ salim atlatmak weather out of f.
bir süreyi atlatmak last out f.
bir şeyi atlatmak snap out of something f.
kışı (bir şeyle) beslenerek atlatmak winter on (something) f.
'-i zor atlatmak flounder through f.
(bir şeyi) zor atlatmak flounder through (something) f.
bir şeyi, sorunu, hastalığı atlatmak get over something f.
(birini) atlatmak get round (someone) f.
-i atlatmak rebound from f.
(bir durumu) atlatmak recover from (something) f.
-i atlatmak recuperate from f.
(bir durumu) atlatmak recuperate from (something) f.
-i atlatmak slip through f.
(bir şeyi) yara almadan/zarar görmeden atlatmak walk away from (something) f.
Colloquial
büyük zorluklar atlatmak be through the mill f.
en sıkıntılı kısmını atlatmak be over the hump f.
en zor kısmını atlatmak be over the hump f.
sıkıntıyı atlatmak be over the hump f.
(bir şeyi) atlatmak get past (someone or something) f.
(bir şeyi) başarıyla geçmek/atlatmak ace (something) f.
şans eseri kurtulmak/atlatmak ace out f.
(birini/bir şeyi) atlatmak be over (someone or something) f.
(bir şeyi) atlatmak be past (something) f.
sınıf atlatmak class up f.
Idioms
birini atlatmak give one the slip f.
nöbetçiyi atlatmak run the guard f.
en kötü kısmı atlatmak break the back f.
bir gözü açık uyuyanı atlatmak catch a weasel asleep f.
her an tetikte olan birini atlatmak catch a weasel asleep f.
bir şeyi atlatmak live through something f.
badireler atlatmak go/jump through hoops f.
ciddi bir sorunu (başarıyla) atlatmak dodge the bullet f.
ciddi bir tehlikeyi atlatmak dodge the bullet f.
deveye hendek atlatmak get blood out of a stone f.
deveye hendek atlatmak bang one's head against a brick wall f.
deveye hendek atlatmak hit one's head against a brick wall f.
deveye hendek atlatmak run one's head against a brick wall f.
deveye hendek atlatmak bash one's head against a brick wall f.
deveye hendek atlatmak knock one's head against a brick wall f.
deveye hendek atlatmak get blood from a stone f.
hastalığı atlatmak shake a disease off f.
hastalığı atlatmak shake an illness off f.
fırtınayı atlatmak ride out the storm f.
hastalığı atlatmak shake a disease or illness off f.
en zor kısmını atlatmak be over the hump f.
fırtınayı atlatmak weather the storm f.
kritik noktayı atlatmak turn the corner f.
kıl payı atlatmak have a near miss f.
şans eseri atlatmak ace out (of something) f.
tehlikeyi atlatmak ride out the storm f.
tehlikeyi atlatmak weather the storm f.
ucuz atlatmak have a near miss f.
ucuz atlatmak have a narrow escape f.
vartayı atlatmak dodge the bullet f.
ucuz atlatmak dodge a bullet f.
vartayı atlatmak dodge a bullet f.
varta atlatmak dodge a bullet f.
zekasıyla/beceriklilikle atlatmak duck and dive f.
ucuz atlatmak get off light f.
hafif atlatmak get off light f.
(bir amaca ulaşmak için) birçok badire atlatmak go through fire and water f.
zorlukları/badireleri atlatmak weather the storm f.
deveye hendek atlatmak wrestle with a pig f.
deveye hendek atlatmak milk the pigeon [obsolete] f.
deveye hendek atlatmak bang your head against a brick wall f.
deveye hendek atlatmak knock your head against a brick wall f.
deveye hendek atlatmak bang (one's) head against a wall f.
deveye hendek atlatmak bang (one's) head into a brick wall f.
deveye hendek atlatmak bang your head against a brick wall f.
deveye hendek atlatmak be banging your head against a brick wall [uk] f.
deveye hendek atlatmak be banging your head against a wall [us] f.
hayati tehlikeyi atlatmak be off the danger list f.
(bir şeye) seviye atlatmak bring (something) to the next level f.
(bir şeyi) atlatmak find a way around (something) f.
(bir şeyi) atlatmak find one's way around (something) f.
ucuz atlatmak be let off lightly f.
birini/bir şeyi atlatmak get rid of somebody/something f.
birçok badire atlatmak go through fire f.
deveye hendek atlatmak knock head against a brick wall f.
deveye hendek atlatmak nail jell-o to a cross f.
deveye hendek atlatmak nail jell-o to a tree f.
(bir şeyi) atlatmak reach past (something) f.
deveye hendek atlatmak run (one's) head against a stone wall f.
deveye hendek atlatmak run (one's) head into a stone wall f.
(bir şeyi birine) fark ettirmeden atlatmak/geçirmek slip (something) past (one) f.
(birini/bir şeyi) sinsice/gizlice geçmek/atlatmak sneak past (someone or something) f.
deveye hendek atlatmak sneak the sunrise past a rooster [us] f.
büyük zorluklar atlatmak be put through the mill f.
deveye hendek atlatmak wring water from a stone f.
deveye hendek atlatmak wring water out of a stone f.
deveye hendek atlatmak kadar zor like nailing jelly to the wall expr.
deveye hendek atlatmak gibi like catching lightning in a bottle expr.
deveye hendek atlatmak kadar zor like tryin' to scratch your ear with your elbow expr.
deveye hendek atlatmak gibi like pulling teeth expr.
deveye hendek atlatmak kadar zor like trying to swim upstream expr.
deveye hendek atlatmak kadar zor like nailing jell-o to a cross expr.
deveye hendek atlatmak kadar zor like trying to nail jell-o to a cross expr.
deveye hendek atlatmak kadar zor like nailing jell-o to a tree expr.
deveye hendek atlatmak kadar zor like nailing jell-o to the wall expr.
deveye hendek atlatmak gibi bir şey blood out of a stone expr.
deveye hendek atlatmak gibi like getting blood out of a stone expr.
deveye hendek atlatmak gibi like getting blood out of a turnip expr.
deveye hendek atlatmak gibi like showing a card trick to a dog expr.
deveye hendek atlatmak gibi like showing a dog a card trick expr.
deveye hendek atlatmak kadar zor like trying to nail jell-o to a tree expr.
deveye hendek atlatmak kadar zor like trying to nail jell-o to the wall expr.
deveye hendek atlatmak kadar zor like trying to scratch your ear with your elbow expr.
Informatics
sınıf atlatmak upgrade f.
Medical
hayati tehlikeyi atlatmak recover from death f.
Sport
(savunma çizgi oyuncusu) karşı iki oyuncuyu atlatmak için baş ve omuzlarını rakip iki oyuncunun önüne atmak submarine f.
Football
aniden başka tarafa yönelerek rakibi atlatmak body swerve i.
Slang
birini atlatmak/ekmek give somebody the slip f.
birini atlatmak/ekmek give someone the slip f.