Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
bail
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"bail"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 64 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
bail
i.
kefalet
2
Yaygın Kullanım
bail
f.
kefaletle serbest bırakmak
General
3
Genel
bail
i.
halka
4
Genel
bail
i.
tekneye giren suyu boşaltmak için kullanılan kova, maşrapa vb
5
Genel
bail
i.
çember
6
Genel
bail
i.
kefalet ücreti
7
Genel
bail
i.
kefil
8
Genel
bail
i.
kefalet
9
Genel
bail
i.
teminat
10
Genel
bail
i.
yarım daire biçiminde tente desteği
11
Genel
bail
i.
kolye ucu halkası
12
Genel
bail
i.
yarım daire şeklindeki tutamak
13
Genel
bail
f.
kurtarmak
14
Genel
bail
f.
tekneye giren suyu kova ile boşaltmak
15
Genel
bail
f.
emanet etmek
16
Genel
bail
f.
kefaletle serbest bıraktırmak
17
Genel
bail
f.
uçaktan paraşütle atlamak
18
Genel
bail
f.
bir projeyi veya girişimi bırakmak
19
Genel
bail
f.
(mal) teslim etmek
20
Genel
bail
f.
bir çıkmazdan çıkmaya yardımcı olmak
21
Genel
bail
f.
özel bir amaç için emanet vermek
22
Genel
bail
f.
sınırlı bir süre için emanet vermek
Trade/Economic
23
Ticaret/Ekonomi
bail
i.
kefil
24
Ticaret/Ekonomi
bail
i.
kefalet
25
Ticaret/Ekonomi
bail
i.
teminat
Law
26
Hukuk
bail
i.
kefalet
27
Hukuk
bail
i.
kefaletle tahliye edilme
28
Hukuk
bail
i.
kefaletle tahliye
29
Hukuk
bail
i.
kefil
30
Hukuk
bail
i.
kefalete bağlanma
31
Hukuk
bail
i.
teminat akçesi (sanığın tahliye edilmesi için verilmesi gereken)
32
Hukuk
bail
i.
tahliye için kefalet
33
Hukuk
bail
i.
teminat
34
Hukuk
bail
i.
(ingiliz hukuk sisteminde) geçici şartlı salıverme
35
Hukuk
bail
i.
(ingiliz hukuk sisteminde) adli kontrol şartıyla serbestlik
36
Hukuk
bail
f.
bir kimseye kefalet ederek tahliyesini sağlamak
37
Hukuk
bail
f.
kefaletini ödemek
38
Hukuk
bail
f.
kefaletle tahliyesini sağlamak
39
Hukuk
bail
f.
tutukluyu kefile teslim etmek
40
Hukuk
bail
f.
tevdi etmek
41
Hukuk
bail
f.
vedia vermek
42
Hukuk
bail
f.
suçlamaya karşılık vermek için mahkemeye çıkmamak
43
Hukuk
bail
f.
sözleşmeyle rehin vermek
Technical
44
Teknik
bail
i.
kepçe
45
Teknik
bail
i.
kapalı vagonun üstünü desteklemek için kullanılan kemer
46
Teknik
bail
i.
daktiloda kağıdı tutan parça
47
Teknik
bail
i.
cankurtaran arabası üzerindeki çeki kancası
48
Teknik
bail
i.
top muylusu bağlantı demiri
49
Teknik
bail
i.
yol düzleyici araç üzerindeki döner kemerli çelik yay
50
Teknik
bail
i.
merdane baskı makinesinde tipman tabakasını sabit tutan metal bir kelepçe
51
Teknik
bail
f.
kepçe ile suyu boşaltmak
Architecture
52
Mimarlık
bail
i.
kale dış duvarı
53
Mimarlık
bail
i.
kale duvarları ile çevrelenen avlu
Automotive
54
Otomotiv
bail
i.
kilit yayı
Marine Biology
55
Deniz Biyolojisi
bail
f.
boşaltmak
56
Deniz Biyolojisi
bail
f.
çıkarmak
57
Deniz Biyolojisi
bail
f.
sintine basmak
58
Deniz Biyolojisi
bail
f.
tahliye etmek
Breeding
59
Hayvancılık
bail
i.
seyyar mandıra
Fishery
60
Balıkçılık
bail
i.
olta makarasının döner parçası
Sport
61
Spor
bail
i.
kriket oyununda kütüklerin üstüne konan iki parça tahtadan biri
Archaic
62
Eski Kullanım
bail
f.
sınırlandırmak
63
Eski Kullanım
bail
f.
hapsetmek
Engineering
64
Engineering
bail
i.
kanopilerde kullanılan yarım daire şeklinde destek
"bail"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 202 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
bail bond
i.
kefaletname
2
Genel
bail-out
i.
maddi yardımda bulunma
3
Genel
bail [obsolete]
i.
velayet
4
Genel
bail [obsolete]
i.
yargı yetkisi
5
Genel
cow bail
i.
kefaletle serbest kalma
6
Genel
grant bail
f.
kefaletle serbest bırakmak
7
Genel
bail out
f.
giren suyu kova ile boşaltmak
8
Genel
bail out
f.
paraşütle atlamak (uçaktan)
9
Genel
go/stand bail for
f.
kefil olmak (sanığa)
10
Genel
stand bail for
f.
sanığa kefil olmak
11
Genel
release on bail
f.
kefaletle salıvermek
12
Genel
go bail for
f.
sanığın kefaletini yatırmak
13
Genel
go bail
f.
kefil olmak
14
Genel
allow bail
f.
kefaletle serbest bırakmak
15
Genel
go bail for somebody
f.
kefil olmak
16
Genel
bail out
f.
tekneye giren suyu kova ile boşaltmak
17
Genel
bail out
f.
maşrapa vb ile boşaltmak
18
Genel
bail out
f.
kefaletle serbest bıraktırmak
19
Genel
bail out
f.
kurtarmak
20
Genel
go/stand bail for
f.
kefaletini yatırmak (sanığın)
21
Genel
admit to bail
f.
kefaletle serbest bırakmak
22
Genel
stand bail for
f.
kefil olmak
23
Genel
go bail for
f.
kefil olmak
24
Genel
bail out
f.
paraşütle atlamak
25
Genel
go bail for
f.
kefaletini yatırmak
26
Genel
release on bail
f.
kefaletle serbest bırakmak
27
Genel
bail someone out
f.
birine kefalet ederek tahliyesini sağlamak
28
Genel
jump one's bail
f.
kefalet altındayken duruşmaya gelmemek
29
Genel
be freed on bail
f.
şartlı salıverilmek
30
Genel
bail out
f.
mali destek vererek kurtarmak
31
Genel
bail out
f.
paçayı kurtarmak
32
Genel
bail out
f.
kurtulmak
33
Genel
bail out
f.
kefaletle serbest bırakmak
34
Genel
pay the bail
f.
kefaleti ödemek
35
Genel
pay the bail
f.
kefalet ödemek
36
Genel
post a bail bond
f.
kefalet ödemek
37
Genel
bail out somebody
f.
maddi olarak destekleyerek kurtarmak/rahatlatmak
38
Genel
bail somebody out
f.
maddi olarak destekleyerek kurtarmak/rahatlatmak
39
Genel
make bail
f.
kefaletini ödeyip kurtarmak
40
Genel
release somebody on bail
f.
birini kefaletle serbest bırakmak
41
Genel
bail [australia]
f.
durmaya zorlamak
42
Genel
bail [australia]
f.
birini durdurup tehditkar şekilde konuşmak
43
Genel
bail [australia]
f.
tutuklamak
44
Genel
leg bail
f.
uçarak kaçmak
45
Genel
skip bail
f.
mahkemeye çıkmamak
46
Genel
skip bail
f.
duruşmadan kaçmak
47
Genel
on bail
zf.
kefaletle
Phrasals
48
Öbek Fiiller
bail up [australia]
f.
inekleri sağma salonuna/bölmesine kapatmak
49
Öbek Fiiller
bail up [australia]
f.
inekleri sağma salonuna/bölmesine almak
50
Öbek Fiiller
bail up [australia]
f.
inekleri sağma salonunda/bölmesinde tutmak
51
Öbek Fiiller
bail up [australia]
f.
soygun amacıyla kıstırmak
52
Öbek Fiiller
bail up [australia]
f.
soygun amacıyla kıskıvrak yakalamak/tutmak
53
Öbek Fiiller
bail up [australia]
f.
işinden/yolundan alıkoymak
54
Öbek Fiiller
bail up [australia]
f.
yakalamak
55
Öbek Fiiller
bail up [australia]
f.
konuşmaya tutmak
56
Öbek Fiiller
bail out
f.
zor bir durumdan kaçıp kurtulmak
57
Öbek Fiiller
bail up [australia]
f.
hırsızlara direnmeden teslim olmak
58
Öbek Fiiller
bail someone or something out
f.
birini/bir şeyi beladan kurtarmak
59
Öbek Fiiller
bail someone or something out
f.
birini/bir şeyi zor durumdan kurtarmak
60
Öbek Fiiller
bail someone or something out
f.
birini/bir şeyi kurtarmak
61
Öbek Fiiller
bail something out
f.
maşrapa, kova ile suyunu boşaltmak/tahliye etmek
62
Öbek Fiiller
bail something out
f.
teknede biriken suyu kova ile boşaltmak/tahliye etmek
63
Öbek Fiiller
bail on (one)
f.
(birini) terk etmek
64
Öbek Fiiller
bail on (one)
f.
(birini) yalnız bırakmak
65
Öbek Fiiller
bail on (one)
f.
(birini) yüzüstü bırakmak
66
Öbek Fiiller
bail on (one)
f.
(birini) bırakıp gitmek
67
Öbek Fiiller
bail on (one)
f.
(birinden) ayrılmak
68
Öbek Fiiller
bail on someone
f.
birini terk etmek
69
Öbek Fiiller
bail on someone
f.
birini yalnız bırakmak
70
Öbek Fiiller
bail on someone
f.
birini yüzüstü bırakmak
71
Öbek Fiiller
bail on someone
f.
birini bırakıp gitmek
72
Öbek Fiiller
bail on someone
f.
birinden ayrılmak
73
Öbek Fiiller
bail out on (one)
f.
(birini) terk etmek
74
Öbek Fiiller
bail out on (one)
f.
(birini) yalnız bırakmak
75
Öbek Fiiller
bail out on (one)
f.
(birini) yüzüstü bırakmak
76
Öbek Fiiller
bail out on (one)
f.
(birini) bırakıp gitmek
77
Öbek Fiiller
bail out on (one)
f.
(birinden) ayrılmak
78
Öbek Fiiller
bail out
f.
terk etmek
79
Öbek Fiiller
bail out
f.
yalnız bırakmak
80
Öbek Fiiller
bail out
f.
yüzüstü bırakmak
81
Öbek Fiiller
bail out
f.
bırakıp gitmek
82
Öbek Fiiller
bail out
f.
ayrılmak
Colloquial
83
Konuşma Dili
bail up [australia]
f.
(konuşma sırasında) esir almak
Idioms
84
Deyim
jump one's bail
f.
kefaletle serbest kalmış durumdayken şartlara uymayıp firar etmek
85
Deyim
bail someone out of jail
f.
birisini kefaletini ödeyerek hapisten çıkarmak
86
Deyim
bail out on someone
f.
birisini yüzüstü bırakmak
87
Deyim
bail out of jail
f.
birisini kefaletini ödeyerek hapisten çıkarmak
88
Deyim
bail someone out
f.
birisini kefaletini ödeyerek hapisten çıkarmak
89
Deyim
bail out of jail
f.
kefaletle hapisten çıkarmak
90
Deyim
bail someone out of jail
f.
kefaletle hapisten çıkarmak
91
Deyim
bail someone out
f.
kefaletle hapisten çıkarmak
92
Deyim
give leg bail
f.
topuklamak
93
Deyim
give leg bail
f.
sıvışmak
94
Deyim
give leg bail
f.
tüymek
95
Deyim
give leg bail
f.
tabana kuvvet kaçıp kurtulmak
96
Deyim
give leg bail
f.
kaçmak
97
Deyim
give leg bail
f.
tabanları yağlamak
98
Deyim
take leg bail
f.
kaçmak
99
Deyim
take leg bail
f.
tabanları yağlamak
100
Deyim
bail someone out of jail
f.
zorda olan birine yardım etmek
101
Deyim
bail someone out of jail
f.
birini zor durumdan kurtarmak
102
Deyim
bail someone out
f.
zorda olan birine yardım etmek
103
Deyim
bail someone out
f.
birini zor durumdan kurtarmak
104
Deyim
bail (one) out of jail
f.
(birini) kefaletini ödeyerek hapisten çıkarmak
105
Deyim
bail (one) out of jail
f.
(birini) kefaletle hapisten kurtarmak
106
Deyim
out on bail
expr.
kefaletle bırakılmış
107
Deyim
out on bail
expr.
kefaletle hapisten kurtulmuş
108
Deyim
out on bail
expr.
kefaletle tahliye edilmiş
Speaking
109
Konuşma
bail on
f.
birini ekmek
110
Konuşma
there's no bail set
expr.
kefaletin belirlenmemiş
Trade/Economic
111
Ticaret/Ekonomi
bail out
i.
kefalet ödeyerek tahliyesini sağlama
112
Ticaret/Ekonomi
bail bond
i.
kefalet senedi
113
Ticaret/Ekonomi
second bail
i.
kefile kefil
114
Ticaret/Ekonomi
release on bail
i.
kefaletle tahliye
115
Ticaret/Ekonomi
bail-out stock
i.
şirket ortaklarına kar dağıtımı olarak nakit para yerine çıkartılıp verilen tercihli hisse senetleri
116
Ticaret/Ekonomi
bail bond
i.
teminat olarak verilen tahvil
117
Ticaret/Ekonomi
go bail
f.
kefalet vermek
118
Ticaret/Ekonomi
bail out
f.
kefaletle serbest bırakmak
119
Ticaret/Ekonomi
bail out
f.
kefaletle serbest bıraktırmak
Law
120
Hukuk
release on bail
i.
adli kontrol kararı/şartı ile serbest kalma
121
Hukuk
bail above
i.
bir davada davalının yargılama neticesinde mahkum olması halinde mahkeme masraflarını ve mahkum olduğu ücreti ödeyeceğini aksi takdirde onun yerine ödemede bulunacağına dair kefalette bulunan kimse
122
Hukuk
bail below
i.
bir özel davada davalının mahkemede hazır bulunmasını tekeffül eden kefil
123
Hukuk
bail process
i.
davalının tutuklandıktan sonra kefalet göstererek tahliye edilmesi
124
Hukuk
civil bail
i.
kefalet
125
Hukuk
form of bail
i.
kefaletin şekli
126
Hukuk
bail bondsman
i.
kefaletnameci
127
Hukuk
bail money
i.
kefalet parası
128
Hukuk
release on bail
i.
kefaletle tahliye etme
129
Hukuk
release without bail
i.
kefaletsiz serbest bırakma
130
Hukuk
bail hearing
i.
kefalet duruşması
131
Hukuk
release on bail
i.
kefaletle tahliye
132
Hukuk
release on bail
i.
kefaletle serbest bırakma
133
Hukuk
bail bondsman
i.
kefalete kefil olan kimse
134
Hukuk
jump bail
i.
kefaletle serbest bırakılan birinin mahkeme huzuruna çıkmaması
135
Hukuk
release on bail
i.
kefaletle serbest bırakılma
136
Hukuk
personal bail
i.
kefalet
137
Hukuk
bail out
i.
kefil olup hapisten çıkar
138
Hukuk
skip bail
i.
kefaletle serbest bırakılan birinin mahkeme huzuruna çıkmaması
139
Hukuk
bail bond agent
i.
kefalete kefil olan kimse
140
Hukuk
bail absolute
i.
kayyım gibi şahısların sorumluluklarına kefalet eden kefil
141
Hukuk
bail bond
i.
kefalet senedi
142
Hukuk
bail clause
i.
kefalet klozu
143
Hukuk
release on bail
i.
kefaletle salıverme
144
Hukuk
bail piece
i.
kefalet senedi
145
Hukuk
special bail
i.
özel kefalet
146
Hukuk
bail offense
i.
sanığın teminata bağlı olarak tahliyesinin kanunen caiz olduğu suç
147
Hukuk
bail piece
i.
serbest bırakılma senedi
148
Hukuk
bail bond
i.
serbest bırakılma senedi
149
Hukuk
bail piece
i.
tutuklu teslim tutanağı
150
Hukuk
bail bond
i.
tahliye ve serbest kalmak için verilen senet
151
Hukuk
bail bond
i.
teminat olarak verilen para
152
Hukuk
bail in error
i.
tehiri icra teminatı
153
Hukuk
bail piece
i.
tahliye senedi
154
Hukuk
bail absolute
i.
terekeyi idare memuru
155
Hukuk
bail bond
i.
tahliye senedi
156
Hukuk
bail absolute
i.
terekeyi idare görevlisi
157
Hukuk
bail absolute
i.
vasiye kefalet eden kefil
158
Hukuk
bail absolute
i.
vasi
159
Hukuk
bail jumper
i.
(duruşmaya çıkmadan önce serbest bırakılmış) davaya gelmeyen/katılmayan kişi
160
Hukuk
cash bail
i.
kefalet parası
161
Hukuk
straw bail
i.
değersiz kefalet
162
Hukuk
straw bail
i.
yetersiz kefalet
163
Hukuk
surrender by bail
i.
kefilin kefil olduğu mahkumu adalete teslim etmesi
164
Hukuk
bail to the action
i.
davalının mahkeme kararının gereklerini yerine getireceğine dair verdiği bir tür kefalet
165
Hukuk
common bail
i.
davalının celpte bildirilen saatte mahkemeye çıkacağına dair verdiği kefalet
166
Hukuk
bail out
f.
kefaletle kurtarmak
167
Hukuk
be out on bail
f.
kefaletle kurtulmak
168
Hukuk
be released on bail of (...) by the vacation court pending his trial
f.
nöbetçi mahkemece (...) kefalet karşılığı tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmak
169
Hukuk
be released on bail
f.
kefalet karşılığı serbest bırakılmak
170
Hukuk
bail out
f.
kefaletini ödeyip kurtarmak
171
Hukuk
bail out
f.
kefaletle tahliye ettirmek
172
Hukuk
let out on bail
f.
kefaletle tahliye etmek
173
Hukuk
bail out
f.
kefaletle serbest bırakmak
174
Hukuk
forfeit bail
f.
suçlamaya karşılık vermek için mahkemeye çıkmamak
175
Hukuk
stand bail
f.
birine kefil olmak
Politics
176
Siyasal
bail-out
i.
kurtarma
Institutes
177
Kurum/Kuruluş
fund of bail
i.
kefalet sandığı başkanlığı
Construction
178
İnşaat
swinging bail
i.
asma ahır bölmesi
Aeronautic
179
Havacılık
bail out bottle
i.
oksijen tüpü
180
Havacılık
bail out
i.
paraşütle atlama
Marine
181
Denizcilik
bail-out
i.
yedek sistem
Agriculture
182
Tarım
bail [uk]
i.
hayvanları kapatmak veya ayırmak için kullanılan çubuk
183
Tarım
bail [australia]
i.
sağım sırasında ineğin kafasını sabit tutmak için kullanılan çerçeve
Breeding
184
Hayvancılık
bail [uk]
i.
sağımhane
185
Hayvancılık
bail up [australia]
f.
(inek) başını çerçeveyle sabitleyerek hapsetmek
186
Hayvancılık
bail up [australia]
f.
(inek) başı çerçeveyle sabitlenerek hapsedilmek
187
Hayvancılık
bail (up) [uk]
f.
(ineğin kafasını) çerçeve ile sabitlemek
Military
188
Askeri
bail out
f.
emercensi atlamak
189
Askeri
bail out
f.
paraşütle atlamak
190
Askeri
bail out
f.
uçağı terk etmek
191
Askeri
bail out
f.
uçağı bırakıp paraşütle yere inmek
Sport
192
Spor
bail out
f.
kazayı önlemek için sörf tahtasından veya kayaktan atlamak
Baseball
193
Beysbol
bail out
f.
bir atıştan uzaklaşmak
Slang
194
Argo
bail up
f.
birisini fiziksel olarak sıkıştırmak
195
Argo
bail somebody up
f.
birisini fiziksel olarak sıkıştırmak
196
Argo
bail out
f.
sinirli bir biçimde bir yeri terk etmek
197
Argo
bail on the party
f.
partiyi terk etmek
198
Argo
let’s bail (rap slang)
expr.
hadi buradan uzayalım
Star Wars
199
Star Wars
bail organa's christophsis refugee camp
i.
bail organa'nın christophsis mülteci kampı
200
Star Wars
bail organa's office
i.
bail organa'nın ofisi
201
Star Wars
bail organa's resistance movement
i.
bail organa'nın direniş hareketi
202
Star Wars
bail prestor organa's office
i.
bail prestor organa'nın ofisi
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of bail
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy