Geçmiş

bu kadar!

"bu kadar!" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 3 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Colloquial
1	Konuşma Dili	bu kadar!	that's that! expr.
Speaking
2	Konuşma	bu kadar!	that's it! expr.
British Slang
3	İngiliz Argosu	bu kadar!	sod it! expr.

"bu kadar!" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 340 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	yayınevi için orijinal çalışmalara erişimde, bu çalışmaların incelenmesinden ve değerlendirilmesinden basıma kadar süreçten sorumlu görevli	acquisitions editor i.
2	Genel	şimdilik bu kadar (kısaltma)	that's all for now (tafn) i.
3	Genel	bu kadar	these [obsolete] s.
4	Genel	bu kadar	this zf.
5	Genel	bu zamana kadar	until this time zf.
6	Genel	bu zamana kadar	up to now zf.
7	Genel	bu kadar	so much zf.
8	Genel	bu kadar	so zf.
9	Genel	bu kadar	this much zf.
10	Genel	bu zamana kadar	thus far zf.
11	Genel	bu kadar	that zf.
12	Genel	bu kadar	such zf.
13	Genel	bu kadar	that much zf.
14	Genel	bu noktaya kadar	(up) until this point zf.
15	Genel	bu ana kadar	heretofore zf.
16	Genel	bu zamana kadar	hereto zf.
17	Genel	bu yılın sonuna kadar	until the end of this year zf.
18	Genel	bu senenin sonuna kadar	until the end of this year zf.
19	Genel	bu ayın sonuna kadar	until the end of this month zf.
20	Genel	bu haftanın sonuna kadar	until the end of this week zf.
21	Genel	kuruluşundan bu güne kadar	since its foundation zf.
22	Genel	bu güne kadar	up until now zf.
23	Genel	bu tarihe kadar	until this/that date zf.
24	Genel	bu noktaya kadar	by this point zf.
25	Genel	bu noktaya kadar	the whole way zf.
26	Genel	bu kadar	yay zf.
27	Genel	başlangıçtan bu noktaya kadar	heretofore zf.
28	Genel	başlangıçtan bu ana kadar	heretofore zf.
29	Genel	bu zamana kadar	hither [obsolete] zf.
30	Genel	bu kadar bekledikten sonra	finally zf.
31	Genel	bu kadar	such zm.
32	Genel	şimdilik bu kadar yeter	so much for that ünl.
33	Genel	bu kadar önemseme !	fiddle-de-dee ünl.
34	Genel	bu kadar yeter, teşekkürler	that's enough, thank you expr.
35	Genel	hepsi bu kadar	that is all expr.
36	Genel	hepsi bu kadar	that is that expr.
37	Genel	hepsi bu kadar	so much expr.
Phrases
38	İfadeler	bu kadar da olmaz	that took the biscuit expr.
39	İfadeler	(bir şeyden) ancak bu kadar uzak olabilir	nothing could be further from (something) expr.
40	İfadeler	(bir şeyle) ancak bu kadar alakasız olabilir	nothing could be further from (something) expr.
41	İfadeler	şimdilik bilinen bu kadar	to be named later expr.
42	İfadeler	bu kadar detaya girmene gerek yoktu!	too much information! (tmi) expr.
43	İfadeler	bu kadar zaman sonra	after all this time expr.
44	İfadeler	bu kadar zaman sonra	after all this while expr.
45	İfadeler	bugünlük bu kadar yeter	we should call it a day expr.
46	İfadeler	bu kadar	so many expr.
47	İfadeler	bu günden itibaren belirtilen gün kadar sonra	days hence expr.
48	İfadeler	bu kadar karşı çıkıp inkar ediyorsa tam tersi de olabilir bence	methinks the lady doth protest too much expr.
49	İfadeler	bu kadar karşı çıkıp inkar ediyorsa tam tersi de olabilir bence	methinks thou dost protest too much expr.
50	İfadeler	bu kadar karşı çıkıp inkar ediyorsa tam tersi de olabilir bence	the lady doth protest too much, methinks expr.
51	İfadeler	bu kadar karşı çıkıp inkar ediyorsa tam tersi de olabilir bence	thou dost protest too much, methinks expr.
Colloquial
52	Konuşma Dili	benden bu kadar demek	do (one's) dash f.
53	Konuşma Dili	sadece bu kadar değil	yeah zf.
54	Konuşma Dili	sadece bu kadar değil	yea zf.
55	Konuşma Dili	işte bu kadar	boom goes the dynamite ünl.
56	Konuşma Dili	nah bu kadar	yea big expr.
57	Konuşma Dili	aha bu kadar	yea big expr.
58	Konuşma Dili	seni bu kadar rahatsız eden ne?	what's biting (someone)? expr.
59	Konuşma Dili	nasıl bu kadar (bir şey) olunur/olunabilir?	how (something) can you be? expr.
60	Konuşma Dili	nasıl bu kadar (bir şey) olunur/olunabilir anlamıyorum!	how (something) can you be? expr.
61	Konuşma Dili	ancak bu kadar (bir şey) olunabilir!	how (something) can you be? expr.
62	Konuşma Dili	bu kadar (bir şey) de olunmaz ki canım!	how (something) can you be? expr.
63	Konuşma Dili	hepsi bu kadar	twenty-three expr.
64	Konuşma Dili	zaten olup olacağı bu kadar	what can you expect? expr.
65	Konuşma Dili	zaten olup olacağı bu kadar	what do you expect? expr.
66	Konuşma Dili	bu kadar	period expr.
67	Konuşma Dili	bu kadar basit	plain and simple expr.
68	Konuşma Dili	bu şimdiye kadar hep böyle oldu	and so it shall be expr.
69	Konuşma Dili	bu kadar	here you are expr.
70	Konuşma Dili	bu şimdiye kadar hep böyle oldu	so it has been expr.
71	Konuşma Dili	bu kadar basit	pure and simple expr.
72	Konuşma Dili	bana bu kadar sert davranma!	give me a break! expr.
73	Konuşma Dili	bana bu kadar acımasız davranma!	give me a break! expr.
74	Konuşma Dili	bana bu kadar sert davranma!	gimme a break! expr.
75	Konuşma Dili	bana bu kadar acımasız davranma!	gimme a break! expr.
76	Konuşma Dili	(biri) nasıl bu kadar arsız olabiliyor?	where does (one) get the nerve? expr.
77	Konuşma Dili	hepsi bu kadar	that's about all expr.
78	Konuşma Dili	hepsi bu kadar	that’s about it expr.
79	Konuşma Dili	ve işte bu kadar	and there you have it expr.
80	Konuşma Dili	ve işte bu kadar basit	and there you have it expr.
81	Konuşma Dili	ve bu kadar	and there you have it expr.
82	Konuşma Dili	bu kadar erken gitmene izin veremem (tehlikeli bir durumdan kaçmaya çalışan birine yöneltilen alaylı bir ifade)	(are) you leaving so soon? expr.
83	Konuşma Dili	bugünlük bu kadar	(it's) time to call it a day expr.
84	Konuşma Dili	bugünlük bu kadar çalışma yeter	(it's) time to call it a day expr.
85	Konuşma Dili	bu gecelik bu kadar	(it's) time to call it a night expr.
86	Konuşma Dili	bu gecelik bu kadar çalışma yeter	(it's) time to call it a night expr.
87	Konuşma Dili	(birinin) şansı hiç bu kadar yaver gitmemişti	(one) (has) never had it so good expr.
88	Konuşma Dili	(birinin) şansı hiç bu kadar açık olmamıştı	(one) (has) never had it so good expr.
89	Konuşma Dili	(biri) hiç bu kadar başarılı, muvaffak olmamıştı	(one) (has) never had it so good expr.
90	Konuşma Dili	şansı hiç bu kadar yaver gitmemişti	(have) never had it so good expr.
91	Konuşma Dili	şansı hiç bu kadar açık olmamıştı	(have) never had it so good expr.
92	Konuşma Dili	hiç bu kadar başarılı, muvaffak olmamıştı	(have) never had it so good expr.
93	Konuşma Dili	bu kadar	that's pretty much it expr.
94	Konuşma Dili	hiç bu kadar (bir şey) …?	did you ever (something) expr.
95	Konuşma Dili	bu kadar erken mi gidiyorsun/kaçıyorsun?	leaving so soon? expr.
96	Konuşma Dili	bu kadar erken/hemen gidebileceğini/kaçabileceğini mi sandın?	leaving so soon? expr.
97	Konuşma Dili	hiç bu kadar iyi olmadım	never (been) better expr.
98	Konuşma Dili	hiç bu kadar iyi olmamıştım	never (been) better expr.
99	Konuşma Dili	kendimi hiç bu kadar iyi hissetmemiştim	never (been) better expr.
100	Konuşma Dili	(bugünlük, şimdilik) bu kadar	that's all for expr.
101	Konuşma Dili	söyleyeceklerim/anlatacaklarım bu kadar	that's all for (someone or something) expr.
102	Konuşma Dili	bu kadar	yay big expr.
103	Konuşma Dili	yaklaşık/aşağı yukarı bu kadar	yay big expr.
104	Konuşma Dili	işte bu kadar	boom exclam.
105	Konuşma Dili	bu kadar saçmalık yeter	enough foolishness exclam.
106	Konuşma Dili	bu kadar salaklık yeter	enough foolishness exclam.
107	Konuşma Dili	bu kadar aptallık yeter	enough foolishness exclam.
108	Konuşma Dili	işte bu kadar	viola! exclam.
109	Konuşma Dili	işte bu kadar	wala! exclam.
110	Konuşma Dili	işte bu kadar!	walla! exclam.
111	Konuşma Dili	işte bu kadar	walla exclam.
112	Konuşma Dili	işte bu kadar	wallah exclam.
113	Konuşma Dili	işte bu kadar!	wallah! exclam.
114	Konuşma Dili	ve işte bu kadar!	and voila! exclam.
115	Konuşma Dili	ve işte bu kadar basit!	and voila! exclam.
116	Konuşma Dili	bu kadar	and yeah exclam.
Idioms
117	Deyim	bu gecelik bu kadar demek	cash (one's) chips in f.
118	Deyim	bu gecelik bu kadar demek	cash (one's chips) in f.
119	Deyim	(bu derece/kadar) alçalmak	sink to such depths f.
120	Deyim	benden bu kadar demek	call it quits f.
121	Deyim	bu gecelik bu kadar demek	cash in chips f.
122	Deyim	benden bu kadar demek	do your dash f.
123	Deyim	bu dereceye kadar	insofar zf.
124	Deyim	işte bu kadar basit	there you have it expr.
125	Deyim	bu kadar yeterli	that will do it expr.
126	Deyim	bu kadar yeterli	that should do it expr.
127	Deyim	bu kadar yeterli	that should do expr.
128	Deyim	bu kadar yeterli	that will do expr.
129	Deyim	hemen hemen hepsi bu kadar	that's about all expr.
130	Deyim	hepsi bu kadar sayılır	that's about all expr.
131	Deyim	hepsi bu kadar	that's about all expr.
132	Deyim	hepsi bu kadar	that’s about it expr.
133	Deyim	bu kadar çalışma yeter	time to call it a day expr.
134	Deyim	bugünlük bu kadar çalışma yeter	time to call it a day expr.
135	Deyim	bu gecelik bu kadar	time to call it a night expr.
136	Deyim	hepsi bu kadar olsa iyi	have not heard the half of it expr.
137	Deyim	hepsi bu kadar olsa iyi	not know the half of it expr.
138	Deyim	hepsi bu kadar olsa iyi	you don't know the half of it expr.
139	Deyim	bu kadar kötü kokan ne?	who died in here? expr.
140	Deyim	bu kadar saçmalık yeter	(that's) enough (of this) foolishness expr.
141	Deyim	işte bu kadar	bob's your uncle expr.
142	Deyim	işte bu kadar	bob's your uncle and fanny's your aunt expr.
143	Deyim	işte bu kadar	fanny's your aunt expr.
144	Deyim	bu kadar	fanny's your aunt expr.
145	Deyim	hiç bu kadar iyi olmamıştım	never felt better expr.
146	Deyim	kendimi hiç bu kadar iyi hissetmemiştim	never felt better expr.
147	Deyim	(bir şey) sadece bu kadar değil	not the half of (something) expr.
148	Deyim	(bir şeyin) hepsi bu kadar olsa iyi	not the half of (something) expr.
Speaking
149	Konuşma	burası neden bu kadar karanlık?	why is it so dark in here? expr.
150	Konuşma	bu kadar basit	it is just that easy expr.
151	Konuşma	bu şimdiye kadar yaptığım en kötü şey	this is the worst thing i've ever done expr.
152	Konuşma	bu ne kadar sürecek?	how long will this take? expr.
153	Konuşma	bu kadar yeter	enough already expr.
154	Konuşma	bu kadar	that's all expr.
155	Konuşma	bu kadar mı?	is that all? expr.
156	Konuşma	bu kadar	this much expr.
157	Konuşma	bu kadar	that much expr.
158	Konuşma	bunda bu kadar büyütecek ne var?	what's the big deal? expr.
159	Konuşma	bu kadar	this thing expr.
160	Konuşma	bunda bu kadar abartacak ne var?	what's the big deal? expr.
161	Konuşma	bugünlük bu kadar	that's a wrap expr.
162	Konuşma	bu kadar basitleşme	don't be that cheap expr.
163	Konuşma	bu gece kaça kadar kalabilirsin?	how late can you stay tonight? expr.
164	Konuşma	bu kadar basit!	it is as simple as that! expr.
165	Konuşma	bu şimdiye kadar duyduğum en iyi fikir	it's the best idea I've ever heard expr.
166	Konuşma	bugünlük bu kadar	that's all for today expr.
167	Konuşma	bu kadar çalışma yeter!	let's call it a day expr.
168	Konuşma	bu ne kadar?	how much is this? expr.
169	Konuşma	burası niye bu kadar karanlık?	why is it so dark in here? expr.
170	Konuşma	bu kadar uzun süreceğini düşünmemiştim	I didn't think it would take that long expr.
171	Konuşma	bu işte o kadar da iyi değilim	I'm not very good at this expr.
172	Konuşma	bu gece en geç kaça kadar kalabilirsin?	how late can you stay tonight? expr.
173	Konuşma	bugünlük bu kadar yeter	let's call it a day expr.
174	Konuşma	bu gecelik bu kadar diyelim	let's call it a night expr.
175	Konuşma	bu kadar komik olan neymiş?	what's so funny? expr.
176	Konuşma	bunu duyduğuma hiç bu kadar sevinmemiştim	I've never been so happy to hear that! expr.
177	Konuşma	bugünlük bu kadar	it's a wrap expr.
178	Konuşma	bu kadar büyümüş olmana inanamıyorum	I can't believe how much you've grown up expr.
179	Konuşma	bu kadar çok sesi bilerek çıkarıyor	he is making all that noise on purpose expr.
180	Konuşma	bu ayakkabılar ne kadar?	how much are these shoes? expr.
181	Konuşma	bu kadar kolay	it is just that easy expr.
182	Konuşma	bu kadar işinizin arasında/sıkışık zamanınızda bana zaman ayırdığınız için teşekkür ederim	thank you for taking time out of your busy schedule expr.
183	Konuşma	bu olayı neden bu kadar büyüttüler?	why did they make a big deal out of this? expr.
184	Konuşma	bu kadar saf olma	don't be so gullible expr.
185	Konuşma	bu kadar kısa sürede gelebilmenize çok sevindim	I'm so glad you could come on such short notice expr.
186	Konuşma	bu kadar gevezelik yeter	enough chit-chat expr.
187	Konuşma	bana bu kadar kısa sürede zaman ayırdığınız için çok teşekkür ederim	thank you for meeting me on such short notice expr.
188	Konuşma	bu kadar abartılacak bir şey değil	it's not that big of a deal expr.
189	Konuşma	beni bu kadar düşündüğüne çok sevindim	I'm glad you think so highly of me expr.
190	Konuşma	bu kadar zor olmamalı	it shouldn't be that difficult expr.
191	Konuşma	bu kadar basit	it is just that simple expr.
192	Konuşma	bu kadar kısa sürede bulduğum için şanslıyım	I was lucky to find it on such short notice expr.
193	Konuşma	bu konuda ne kadar az konuşsak o kadar iyi	less said, the better expr.
194	Konuşma	bu kadar	that's it expr.
195	Konuşma	bu kadar	there you go expr.
196	Konuşma	bu kadar erken mi gidiyorsun/kaçıyorsun?	are you leaving so soon? expr.
197	Konuşma	bu kadar zor olmamalı	it shouldn't be that hard expr.
198	Konuşma	bu kadar salaklık yeter	that's enough of this foolishness expr.
199	Konuşma	bu kadar basit	it's that simple expr.
200	Konuşma	bu kadar erken mi gidiyorsun/kaçıyorsun?	you leaving so soon expr.
201	Konuşma	bu kadar çok	this much expr.
202	Konuşma	bu kadar zahmete girmene hiç gerek yoktu	you really didn't have to go to all this trouble expr.
203	Konuşma	bu kadar yeter	that's enough expr.
204	Konuşma	bu kadar çok ses çıkartmak zorunda mısın?	do you have to make so much noise? expr.
205	Konuşma	bu kadar zahmete girmene hiç gerek yoktu	you didn't have to go to all this trouble expr.
206	Konuşma	bu ne kadar?	how much does it cost? expr.
207	Konuşma	benden bu kadar	that's all from me expr.
208	Konuşma	bu senin için neden bu kadar önemli?	why does it mean so much to you? expr.
209	Konuşma	bu kadar	there you are expr.
210	Konuşma	bu kadar yoğunluğunuz arasında vakit ayırdığınız için çok teşekkür ederiz	thank you for taking time out of your busy schedule expr.
211	Konuşma	bu kadar alçak gönüllü olma	don't be so modest expr.
212	Konuşma	bu kadar acele niye?	what's the big rush anyway? expr.
213	Konuşma	bu kadar çok	that much expr.
214	Konuşma	bu kadar komik olan ne?	what's so funny? expr.
215	Konuşma	bu kadar mı?	is that all? expr.
216	Konuşma	bu kadar önemli olan ne?	what's the big deal? expr.
217	Konuşma	bu kadar erkenden geldiğiniz için teşekkürler	thank you for coming so early expr.
218	Konuşma	bu kadar korkunç bir olayın arkasında ne gibi bir neden olduğu konusunda herhangi bir fikrim yok	I have no idea what the motive behind such an horrific act might be expr.
219	Konuşma	benden bu kadar	this far, no further expr.
220	Konuşma	bu düşündüğün kadar kötü olmayabilir	it might not be as bad as you think expr.
221	Konuşma	benden bu kadar	that's it for me expr.
222	Konuşma	bu şekilde ne kadar gidebiliriz/sürdürürüz bilmiyorum	I don't know how much longer we can go on like this expr.
223	Konuşma	bu kadar aptallık yeter	that's enough of this foolishness expr.
224	Konuşma	daha önce hiç kimseyi bu kadar yanlış tanımamıştım	I've never misread anybody this badly before expr.
225	Konuşma	hep bu kadar sıcak mıdır burası?	is it always this hot here? expr.
226	Konuşma	hepsi bu kadar	and that's that expr.
227	Konuşma	elimden gelen bu kadar	it's the least I can do expr.
228	Konuşma	hepsi bu kadar	that's that expr.
229	Konuşma	hayatımda daha önce hiç bu kadar güzel bir şey görmemiştim	I had never seen anything so beautiful in my life expr.
230	Konuşma	hepsi bu kadar	that's it expr.
231	Konuşma	hepsi bu kadar mı?	is that all? expr.
232	Konuşma	hemen hemen hepsi bu kadar	that's about it expr.
233	Konuşma	hep bu kadar sıcak mı burası?	is it always this hot here? expr.
234	Konuşma	hiç bu kadar iyi olmamıştım	I've never been better expr.
235	Konuşma	gün sonuna kadar bu konunun halledilmesini istiyorum	i want this settled by the end of the day expr.
236	Konuşma	haftaya isteyene kadar bu kutuyu saklar mısın?	can you keep this box until I call for it next week? expr.
237	Konuşma	haftaya arayana kadar bu kutuyu saklar mısın?	can you keep this box until I call for it next week? expr.
238	Konuşma	hepsi bu kadar da değil	nor is this all expr.
239	Konuşma	fakat hepsi bu kadar değil	but that's not all expr.
240	Konuşma	gerçekten! bu kadar zahmet etmeseydin!	you really shouldn't have! expr.
241	Konuşma	hepsi bu kadar	that's all expr.
242	Konuşma	hiç bu kadar üzgün olmamıştım	I have never been this upset expr.
243	Konuşma	eğer bu kadar iyi isen	if you're that good expr.
244	Konuşma	hiç bu kadar iyi olmadım	I've never been better expr.
245	Konuşma	hiç bu kadar iyi olmadım	I've never felt better expr.
246	Konuşma	işte bu kadar	and that's an end of it expr.
247	Konuşma	işte bu kadar çaresiz durumdayım	that's how desperate i am expr.
248	Konuşma	işte bu/o kadar!	so there! expr.
249	Konuşma	işte bu kadar!	that does it! expr.
250	Konuşma	işte bu kadar	that's it expr.
251	Konuşma	işte bu kadar	that's all expr.
252	Konuşma	normalde bu kadar çok içmem	I don't normally drink that much expr.
253	Konuşma	nasıl bu kadar salak olabilirim	how could I have been so stupid expr.
254	Konuşma	neden oraya gitmeyi bu kadar (fena halde) çok istiyorsun?	why do you want to go there so bad? expr.
255	Konuşma	neden bu kadar yorgunsun?	why are you so tired? expr.
256	Konuşma	niçin bu kadar kızıyorsun ki?	what are you getting so upset for? expr.
257	Konuşma	niye bu kadar geciktin?	what took you so long? expr.
258	Konuşma	neden bu kadar kızgınsın?	why are you so angry? expr.
259	Konuşma	kendimi hiç bu kadar iyi hissetmedim	I've never been better expr.
260	Konuşma	neden bu kadar geç kaldın?	what took you so long? expr.
261	Konuşma	neden bu kadar çok çalışıyorsun anlamıyorum	I don't know why you work so hard expr.
262	Konuşma	neden bu kadar uzun sürdü?	what's taking so long? expr.
263	Konuşma	nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?	how can you be so sure? expr.
264	Konuşma	niçin bu kadar geciktin?	what took you so long? expr.
265	Konuşma	neden her şeyi bu kadar zorlaştırıyorsun ki?	why do you have to make everything so difficult? expr.
266	Konuşma	niye bu kadar kızıyorsun ki?	what are you getting so upset for? expr.
267	Konuşma	ne var bunda bu kadar büyütecek?	what's the big deal? expr.
268	Konuşma	neden bu kadar geciktin?	why are you so late? expr.
269	Konuşma	neden her şeyi bu kadar zorlaştırıyorsunuz ki?	why do you have to make everything so difficult? expr.
270	Konuşma	niye bu kadar sinirleniyorsun ki?	what are you getting so upset for? expr.
271	Konuşma	niye mi bu kadar kızgınım?	why am I so angry? expr.
272	Konuşma	neden bu kadar kızıyorsun ki?	what are you getting so upset for? expr.
273	Konuşma	neden bu kadar çok seviyorum bu kadını?	why do i love this woman that much? expr.
274	Konuşma	niye bu kadar kızgınsın?	why are you so angry? expr.
275	Konuşma	kendine bu kadar yüklenme	don't be so hard on yourself expr.
276	Konuşma	normalde bu kadar içmem	I don't normally drink that much expr.
277	Konuşma	neden hala benden bu kadar nefret ediyor dersin?	why do you think she/he still hates me so much? expr.
278	Konuşma	niçin bu kadar sinirleniyorsun ki?	what are you getting so upset for? expr.
279	Konuşma	niye her şeyi bu kadar zorlaştırıyorsunuz ki?	why do you have to make everything so difficult? expr.
280	Konuşma	neden/niye bu kadar geç kaldın?	what took you so long? expr.
281	Konuşma	niye bu kadar geç kaldın?	what took you so long? expr.
282	Konuşma	niye onu bu kadar önemsiyorsun?	why do you care about her/him so much? expr.
283	Konuşma	neden bu kadar geciktin?	what took you so long? expr.
284	Konuşma	kendimi hiç bu kadar iyi hissetmedim	I've never felt better expr.
285	Konuşma	kendine karşı bu kadar katı olma	don't be too hard on yourself expr.
286	Konuşma	kendine bu kadar yüklenme	don't beat yourself up expr.
287	Konuşma	niye bu kadar geç kaldın?	why are you so late? expr.
288	Konuşma	keşke ben de bu kadar güçlü olabilseydim	I wish I was that strong expr.
289	Konuşma	neden bu kadar sinirleniyorsun ki?	what are you getting so upset for? expr.
290	Konuşma	neden bana karşı bu kadar iyisin?	why are you so good to me? expr.
291	Konuşma	niye her şeyi bu kadar zorlaştırıyorsun ki?	why do you have to make everything so difficult? expr.
292	Konuşma	nasıl bu kadar emin olabilirsin?	how can you be so sure? expr.
293	Konuşma	nasıl bu kadar kalpsiz olabildim?	how could I be so heartless? expr.
294	Konuşma	sen neden bu kadar üzgünsün?	why are you so sad? expr.
295	Konuşma	şimdilik bu kadar	that's all for now expr.
296	Konuşma	sen bu kadar iyi hale nasıl geldin?	how did you get to be so good? expr.
297	Konuşma	soracaklarım bu kadar (mahkeme)	I have nothing further expr.
298	Konuşma	seni bu kadar erken aradığım için özür dilerim	I'm sorry to call you so early expr.
299	Konuşma	sence neden bu kadar popüler?	why do you think it’s so popular? expr.
300	Konuşma	söylenebilecek tek şey bu (bu kadar)	that's all there is to it expr.
301	Konuşma	sence niye bu kadar popüler?	why do you think it’s so popular? expr.
302	Konuşma	sizin gibi hoş bir bayan bu kadar çok içmemeli	a pretty lady like you shouldn't drink that much expr.
303	Konuşma	söyleyebileceklerim bu kadar	that's all I got to say expr.
304	Konuşma	sahiden bu kadar iyi misin?	are you really this good? expr.
305	Konuşma	şimdilik bu kadar yeter	that's enough for now expr.
306	Konuşma	seni bu kadar özleyeceğim asla aklıma gelmezdi	I never thought I'd miss you as much as I do expr.
307	Konuşma	şansı hiç bu kadar iyi olmamak	never had it so good expr.
308	Konuşma	söyleyeceklerim bu kadar	I rest my case expr.
309	Konuşma	(buraya varmanız vb) neden bu kadar uzun sürdü?	what took you guys so long? expr.
310	Konuşma	yeter bu kadar	that's enough expr.
311	Konuşma	bu kadar yeter!	enough with this! expr.
312	Konuşma	neden bu kadar kabasın!	why are you so mean! expr.
Trade/Economic
313	Ticaret/Ekonomi	bu zamana kadar	here to expr.
Law
314	Hukuk	bu zamana kadar	hitherto zf.
Computer
315	Bilgisayar	işte bu kadar kolay	it's that easy expr.
Religious
316	Dini	hamursuz bayramı'nın ikinci gününden şavuot'un ilk gününe kadar sürüp bu süre boyunca evliliklerin yasaklandığı ve yas tutulduğu 49 günlük bir dini dönem	omer i.
Cinema
317	Sinema	bugünlük bu kadar	that's a wrap expr.
Archaic
318	Eski Kullanım	bu zamana kadar	theretofore zf.
319	Eski Kullanım	bu kadar	yea zf.
320	Eski Kullanım	bu zamana kadar	hereunto zf.
Slang
321	Argo	bu kadar pislik olmak	don't be that asshole f.
322	Argo	bu kadar ödlek olma	don’t be such a wuss expr.
323	Argo	bu kadar da olmaz	tough shit expr.
324	Argo	bu kadar adi olma	don't be that asshole expr.
325	Argo	bu kadar saçmalık yeter!	enough of this shit! expr.
326	Argo	benden bu kadar	blow that for a lark [uk] expr.
327	Argo	benden bu kadar	sod that for a lark [uk] expr.
328	Argo	benden bu kadar	blow this for a game of soldiers expr.
329	Argo	benden bu kadar	blow that for a game of soldiers expr.
330	Argo	benden bu kadar	sod this for a game of soldiers expr.
331	Argo	benden bu kadar	sod that for a game of soldiers expr.
332	Argo	benden bu kadar	bollocks to (someone or something) expr.
333	Argo	benden bu kadar/pes	fuck this/that for a game of soldiers [dated] expr.
334	Argo	benden bu kadar/pes	fuck this/that noise expr.
335	Argo	bu kadar da olmaz	ts (tough shit) exclam.
British Slang
336	İngiliz Argosu	benden bu kadar/pes!	sod this for a game of soldiers! expr.
337	İngiliz Argosu	benden bu kadar/pes!	fuck this for a lark! expr.
338	İngiliz Argosu	benden bu kadar/pes!	sod this for a lark! expr.
339	İngiliz Argosu	benden bu kadar/pes!	fuck this for a game of soldiers! expr.
Modern Slang
340	Modern Argo	bu kadar	all she wrote expr.