Geçmiş

denemek

"denemek" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 77 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	denemek	try f.
General
2	Genel	denemek	taste f.
3	Genel	denemek	put to the touch f.
4	Genel	denemek	approve f.
5	Genel	denemek	have a try f.
6	Genel	denemek	chance f.
7	Genel	denemek	put f.
8	Genel	denemek	try out f.
9	Genel	denemek	give it a shot f.
10	Genel	denemek	essay f.
11	Genel	denemek	condition f.
12	Genel	denemek	have a go f.
13	Genel	denemek	have a go at f.
14	Genel	denemek	prove f.
15	Genel	denemek	stab f.
16	Genel	denemek	experience f.
17	Genel	denemek	sample f.
18	Genel	denemek	take a chance f.
19	Genel	denemek	have a stab at f.
20	Genel	denemek	have a shy at f.
21	Genel	denemek	assay f.
22	Genel	denemek	attempt f.
23	Genel	denemek	experiment f.
24	Genel	denemek	endeavor f.
25	Genel	denemek	try on f.
26	Genel	denemek	try one's hand f.
27	Genel	denemek	make a trial f.
28	Genel	denemek	endeavour f.
29	Genel	denemek	undertake f.
30	Genel	denemek	try f.
31	Genel	denemek	give it a try f.
32	Genel	denemek	test f.
33	Genel	denemek	tempt [obsolete] f.
34	Genel	denemek	meet f.
35	Genel	denemek	mint [scotland] [uk] f.
36	Genel	denemek	offer f.
37	Genel	denemek	fand [dialect] [uk] f.
38	Genel	denemek	feel f.
39	Genel	denemek	sample f.
40	Genel	denemek	practice [obsolete] f.
41	Genel	denemek	prie f.
42	Genel	denemek	pree [scotland] f.
43	Genel	denemek	prie f.
Phrasals
44	Öbek Fiiller	denemek	set about f.
45	Öbek Fiiller	denemek	muddle around f.
46	Öbek Fiiller	denemek	shake out f.
47	Öbek Fiiller	denemek	shake something out f.
48	Öbek Fiiller	denemek	shake something down f.
49	Öbek Fiiller	denemek	go out f.
50	Öbek Fiiller	denemek	test out f.
Colloquial
51	Konuşma Dili	denemek	give a go f.
Idioms
52	Deyim	denemek	give a say at f.
53	Deyim	denemek	take in hand f.
54	Deyim	denemek	give something a go f.
55	Deyim	denemek	give it a go f.
56	Deyim	denemek	have a stab at something f.
57	Deyim	denemek	give a whirl f.
58	Deyim	denemek	give something a whirl f.
59	Deyim	denemek	make a stab at something f.
60	Deyim	denemek	bring to the proof f.
61	Deyim	denemek	put to the proof f.
62	Deyim	denemek	have a go at it f.
63	Deyim	denemek	dip a toe in the water [uk] f.
64	Deyim	denemek	dip one's toe in the water [uk] f.
65	Deyim	denemek	give a try f.
66	Deyim	denemek	have/take a shot f.
67	Deyim	denemek	try hand f.
68	Deyim	denemek	try your hand f.
Technical
69	Teknik	denemek	attempt f.
70	Teknik	denemek	experiment f.
71	Teknik	denemek	try f.
72	Teknik	denemek	test f.
Biochemistry
73	Biyokimya	denemek	assay f.
Slang
74	Argo	denemek	give it a whirl f.
75	Argo	denemek	give it a try f.
76	Argo	denemek	take a swipe at f.
British Slang
77	İngiliz Argosu	denemek	give something/it a bash f.

"denemek" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 341 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	örnek olarak denemek	sample f.
2	Genel	şansını denemek	take one's chance f.
3	Genel	üzerinde denemek	try on f.
4	Genel	bir denemek	have a bash f.
5	Genel	riskli bile olsa birşeyi denemek	take a chance on f.
6	Genel	tekrar denemek	retry f.
7	Genel	bir şey yapmayı denemek	have a fling at f.
8	Genel	şansını denemek	try one's luck f.
9	Genel	bir denemek	have a bash at something f.
10	Genel	giyip denemek	try on f.
11	Genel	çalışmak (denemek)	attempt f.
12	Genel	her yolu denemek	leave no stone unturned f.
13	Genel	bir şeyi yapmayı denemek	try one's hand at f.
14	Genel	öğrendiklerini denemek	try one's wings f.
15	Genel	şansını denemek	try one's fortune f.
16	Genel	bir kimsenin yeteneğini denemek	put someone through her paces f.
17	Genel	bir kimsenin yeteneğini denemek	put someone through his paces f.
18	Genel	her şeyi denemek	leave no stone unturned f.
19	Genel	sabrını denemek	try one's patience f.
20	Genel	ayakkabı denemek	try a shoe f.
21	Genel	ayakkabı denemek	test a shoe f.
22	Genel	-i denemek	try one's hand at f.
23	Genel	elbise denemek	try on f.
24	Genel	ayakkabı denemek	try on f.
25	Genel	bir kere denemek	have a try f.
26	Genel	kaçmayı denemek	make an attempt to escape f.
27	Genel	denemek amacıyla gözden geçirmek	check over f.
28	Genel	denemek amacıyla gözden geçirmek	check through f.
29	Genel	şansını denemek	try one's hand f.
30	Genel	giysi denemek	try on clothes f.
31	Genel	kıyafet denemek	try on clothes f.
32	Genel	tüm yolları denemek	use every means possible f.
33	Genel	şansını denemek	take a chance f.
34	Genel	şansını denemek	take one's chances f.
35	Genel	şansını denemek	give a shot f.
36	Genel	yeni bir şeyler denemek	try something new f.
37	Genel	nükleer silah denemek	test atomic weapons f.
38	Genel	nükleer silah denemek	test nuclear weapons f.
39	Genel	bir şeyi ilk kez denemek	try something for the first time f.
40	Genel	çok denemek	try much f.
41	Genel	(üzerine olup olmadığını görmek için) giysi denemek	try something on for size f.
42	Genel	bir yemeği/yiyeceği tatmak/denemek	sample a meal f.
43	Genel	bir şeyi denemek	try something f.
44	Genel	çok daha fazlasını denemek	be up someone's efforts f.
45	Genel	şansını denemek	take the chance f.
46	Genel	üstünde denemek	try it on f.
47	Genel	üzerinde denemek	try it on f.
48	Genel	(tadını) denemek	taste f.
49	Genel	(kapı, pencere) kilitli olup olmadığına bakmak için açmayı denemek	try f.
50	Genel	ikna etmeyi denemek	attempt [obsolete] f.
51	Genel	anlaşmayı denemek	attempt [obsolete] f.
52	Genel	şansını denemek	gamble f.
53	Genel	geçici olarak denemek	dip f.
54	Genel	(birini) denemek	fand [dialect] [uk] f.
55	Genel	(kendini) denemek	self-test f.
56	Genel	mutfağı denemek	try the cuisine f.
57	Genel	denemek için	tentative s.
Phrasals
58	Öbek Fiiller	başka yollar denemek	throw about f.
59	Öbek Fiiller	tekrar denemek	try back f.
60	Öbek Fiiller	bir şeyi denemek	test something out f.
61	Öbek Fiiller	bir şey üzerinde denemek/alıştırma yapmak	practice on something f.
62	Öbek Fiiller	bir şeyi denemek/kurcalamak	play around with something f.
63	Öbek Fiiller	bir şey üzerinde denemek/alıştırma yapmak	practice upon something f.
64	Öbek Fiiller	her yolu denemek	go all out f.
65	Öbek Fiiller	bir rol için birini denemek	audition someone for something f.
66	Öbek Fiiller	şansını denemek	go out f.
67	Öbek Fiiller	(bir şeyi) denemek	go out for (something) f.
68	Öbek Fiiller	(bir şeyde) şansını denemek	go out for (something) f.
69	Öbek Fiiller	(bir şeyi birinin) üstünde denemek	try (something) out on (one) f.
70	Öbek Fiiller	bir şeyi birinin üstünde denemek	try something out on someone f.
71	Öbek Fiiller	kullanıp/uygulayıp denemek	test out f.
72	Öbek Fiiller	'-i denemek	partake of f.
73	Öbek Fiiller	bir şeyi denemek	partake of something f.
74	Öbek Fiiller	(bir şeyi) kullanmayı denemek	experiment with (something) f.
75	Öbek Fiiller	birinin üzerinde denemek	run by someone f.
76	Öbek Fiiller	birinde denemek	run by someone f.
77	Öbek Fiiller	(bir şeyi) kazanmayı denemek	try for (something) f.
78	Öbek Fiiller	(bir şeyi) birinden istemeyi denemek	try for (something) f.
79	Öbek Fiiller	(bir şey) için birine gidip sormayı denemek	try for (something) f.
80	Öbek Fiiller	üstünde denemek	try out on f.
Colloquial
81	Konuşma Dili	şansını denemek	seek (one's) fortune f.
82	Konuşma Dili	(bir şeyi) denemek	have at (something) f.
83	Konuşma Dili	yeni bir aracı denemek/test etmek	shake down f.
84	Konuşma Dili	yeni bir makineyi denemek/test etmek	shake down f.
85	Konuşma Dili	şansını denemek	chance it f.
86	Konuşma Dili	bir şey için her yolu denemek	go all out for something f.
87	Konuşma Dili	bir şey için tüm yolları denemek	go all out for something f.
Idioms
88	Deyim	bir iş için çeşitli varyasyonları denemek	ring the changes on f.
89	Deyim	bir iş için çeşitli varyasyonları denemek	ring changes f.
90	Deyim	bir iş için çeşitli varyasyonları denemek	ring the changes upon f.
91	Deyim	yepyeni bir şeyi/yöntemi denemek	boldly go where no man has gone before f.
92	Deyim	elinden gelen her şeyi yapmak/denemek	bend (one's) efforts f.
93	Deyim	aklına gelen her şeyi denemek/yapmak	bend (one's) efforts f.
94	Deyim	her yolu denemek	bend (one's) efforts f.
95	Deyim	yeniden denemek	return to the charge f.
96	Deyim	denemek/test etmek	mess about with f.
97	Deyim	denemek/test etmek	monkey about with (someone or something) f.
98	Deyim	amaca ulaşmak için bütün yolları denemek	play the angles f.
99	Deyim	bir denemek	take a whack at something f.
100	Deyim	bir şeyi denemek	give something a shot f.
101	Deyim	bir şeyde şansını denemek	take a crack at something f.
102	Deyim	bir denemek	take a crack at something f.
103	Deyim	bir denemek	give it a shot/whirl f.
104	Deyim	birisini memnun etmek için her yolu denemek	lean over backwards f.
105	Deyim	bir denemek	take a stab at something f.
106	Deyim	bir şeyi denemek	take a crack at doing something f.
107	Deyim	bir şeyi denemek	take a shot at something f.
108	Deyim	bir denemek	take a go at something f.
109	Deyim	bir şeyi denemek	take a crack at something f.
110	Deyim	bir şeyi denemek	take a stab at something f.
111	Deyim	bir denemek	take a shot at something f.
112	Deyim	bir şeyi denemek	take a try at something f.
113	Deyim	birisini memnun etmek için her yolu denemek	fall over backwards f.
114	Deyim	bir şeyi denemek	take a go at something f.
115	Deyim	bir şeyi denemek	take a whack at something f.
116	Deyim	bir denemek	give something a go f.
117	Deyim	birbirinden farklı yollar denemek	ring the changes f.
118	Deyim	bir denemek	take a try at something f.
119	Deyim	bir şeyi denemek	give something a try f.
120	Deyim	bir denemek	give something a whirl f.
121	Deyim	bir şeyi ilk defa denemek	get feet wet f.
122	Deyim	bir denemek	give something a shot f.
123	Deyim	bir şeyi denemek	give something a whirl f.
124	Deyim	bir şeyi denemek	give something a go f.
125	Deyim	birisini memnun etmek için her yolu denemek	bend over backwards f.
126	Deyim	bir denemek	give something a try f.
127	Deyim	bir şeyde şansını denemek	take a crack at doing something f.
128	Deyim	bir şeyi denemek	have a shot at something f.
129	Deyim	bir şeyi denemek	take a shot at f.
130	Deyim	birinin sabrını sınamak/denemek	try someone's patience f.
131	Deyim	her yolu denemek	go to any lengths f.
132	Deyim	gücünü denemek	measure one's strength with f.
133	Deyim	her şeyi denemek	go all lengths f.
134	Deyim	her yolu denemek	strain every nerve f.
135	Deyim	her yolu denemek	go all lengths f.
136	Deyim	her yolu denemek	go to the ends of the earth f.
137	Deyim	her yolu denemek	grasp at straws f.
138	Deyim	her yolu denemek	explore all avenues f.
139	Deyim	her yolu/yöntemi denemek	use every trick in the book f.
140	Deyim	her yolu denemek	go to great lengths f.
141	Deyim	her yolu denemek	clutch at straws f.
142	Deyim	her yolu denemek	do absolutely anything f.
143	Deyim	her yolu denemek	move heaven and earth to do something f.
144	Deyim	her yolu denemek	burst a blood vessel f.
145	Deyim	her yolu denemek	go to any extreme f.
146	Deyim	elinden gelen her şeyi denemek	leave no avenue unexplored f.
147	Deyim	hele bir denemek/başlamak	have a go at doing something f.
148	Deyim	gücünü denemek	measure one's strength against f.
149	Deyim	ilk kez denemek	make a stab at f.
150	Deyim	ilk kez denemek	get one's feet wet f.
151	Deyim	ilk kez denemek	have a stab at f.
152	Deyim	ilk kez denemek	have a bash f.
153	Deyim	ilk defa denemek	have a bash f.
154	Deyim	kazanma şansı az da olsa şansını denemek	chance one's arm f.
155	Deyim	öğrendiklerini denemek	try one's wings out f.
156	Deyim	kaçmayı denemek	make a break for it f.
157	Deyim	şansını denemek	take the leap f.
158	Deyim	şansını denemek	take a flyer f.
159	Deyim	şansını denemek	have a crack at something f.
160	Deyim	şansını denemek	take one's chances f.
161	Deyim	şansını denemek	take a crack at something f.
162	Deyim	tüm yolları denemek	give one's all f.
163	Deyim	tüm yolları denemek	work hard f.
164	Deyim	tüm yolları denemek	go to any lengths f.
165	Deyim	tüm yolları denemek	go all out f.
166	Deyim	tüm yolları denemek	spare no effort f.
167	Deyim	tüm yolları denemek	do one's utmost f.
168	Deyim	tüm yolları denemek	bend over backwards f.
169	Deyim	tüm yolları denemek	do absolutely anything f.
170	Deyim	tüm yolları denemek	bust a gut f.
171	Deyim	tüm yolları denemek	do all one can f.
172	Deyim	tüm yolları denemek	try one's hardest f.
173	Deyim	tüm yolları denemek	do one's damnedest f.
174	Deyim	tüm yolları denemek	do one's best f.
175	Deyim	tüm yolları denemek	go to great lengths f.
176	Deyim	tüm seçenekleri denemek	go all lengths f.
177	Deyim	tüm olasılıkları denemek	go through the card f.
178	Deyim	tüm yolları denemek	go to any extreme f.
179	Deyim	tüm yolları denemek	put oneself out f.
180	Deyim	üzerinde denemek	try on f.
181	Deyim	yeni öğrenmiş olduğu bir şeyi denemek	trying out one's wings f.
182	Deyim	(yarışma/koşu vb) denemek/yarışmak	make a run at f.
183	Deyim	yeni şeyler denemek	spread your wings f.
184	Deyim	(yeni bir şeyi) hiç yardım almadan denemek	fly blind f.
185	Deyim	yeni veya farklı bir şey denemek	make a stab at something f.
186	Deyim	üzerinde denemek	experiment on f.
187	Deyim	yeni veya farklı bir şey denemek	have a stab at something f.
188	Deyim	(olup olmadığını görmek için) giysiyi üzerinde denemek	try something on for size f.
189	Deyim	üzerinde denemek	experiment upon f.
190	Deyim	üzerinde denemek	test upon f.
191	Deyim	(olup olmadığını görmek için) giysiyi üzerinde denemek	try something for size f.
192	Deyim	üzerinde denemek	test on f.
193	Deyim	umutsuzluk içinde her çareyi denemek	catch at a straw f.
194	Deyim	(bir şey yapmak ya da yapmamak için) her yolu denemek	as much as (one) could do (not) (to do something) f.
195	Deyim	(bir şeyi yapmak ya da yapmamak) için her yolu denemek	be all (one) could do (not) to (do something) f.
196	Deyim	bir şeyi yapmak (ya da yapmamak) için her yolu denemek	be all somebody can/could do (not) to do something f.
197	Deyim	(bir şeyi) ilk kez denemek	have a lash at (something) f.
198	Deyim	(bir şeyi) denemek	have a pop at (something) [uk] f.
199	Deyim	(bir şeyi) denemek	have a smack at (something) [uk] f.
200	Deyim	(bir şeyi) denemek	take a punt at [australia/new zealand] f.
201	Deyim	(bir şeyi) denemek	have a punt at [australia/new zealand] f.
202	Deyim	(bir şeyi) yapmayı denemek	take a whack at (someone or something) f.
203	Deyim	(birine bir şey) yaptırmayı bir denemek	(take/have a) try at someone f.
204	Deyim	(birine bir şey) yaptırmada şansını denemek	(take/have a) try at someone f.
205	Deyim	(birine bir şey) yaptırmayı bir denemek	(take/have a) shot at someone f.
206	Deyim	(birine bir şey) yaptırmada şansını denemek	(take/have a) shot at someone f.
207	Deyim	(birine bir şey) yaptırmayı bir denemek	(take/have a) crack at someone f.
208	Deyim	(birine bir şey) yaptırmada şansını denemek	(take/have a) crack at someone f.
209	Deyim	(birine bir şey) yaptırmayı bir denemek	(take/have a) stab at someone f.
210	Deyim	(birine bir şey) yaptırmada şansını denemek	(take/have a) stab at someone f.
211	Deyim	(birine bir şey) yaptırmayı bir denemek	(take/have a) go at someone f.
212	Deyim	(birine bir şey) yaptırmada şansını denemek	(take/have a) go at someone f.
213	Deyim	(bir şey) yapmayı denemek	(take/have a) try at something f.
214	Deyim	(bir şey) yapmayı bir denemek	(take/have a) try at something f.
215	Deyim	(bir şeyde) şansını denemek	(take/have a) try at something f.
216	Deyim	(bir şey) yapmayı denemek	(take/have a) shot at something f.
217	Deyim	(bir şey) yapmayı bir denemek	(take/have a) shot at something f.
218	Deyim	(bir şeyde) şansını denemek	(take/have a) shot at something f.
219	Deyim	(bir şey) yapmayı denemek	(take/have a) crack at something f.
220	Deyim	(bir şey) yapmayı bir denemek	(take/have a) crack at something f.
221	Deyim	(bir şeyde) şansını denemek	(take/have a) crack at something f.
222	Deyim	(bir şey) yapmayı denemek	(take/have a) stab at something f.
223	Deyim	(bir şey) yapmayı bir denemek	(take/have a) stab at something f.
224	Deyim	(bir şeyde) şansını denemek	(take/have a) stab at something f.
225	Deyim	(bir şey) yapmayı denemek	(take/have a) go at something f.
226	Deyim	(bir şey) yapmayı bir denemek	(take/have a) go at something f.
227	Deyim	(bir şeyde) şansını denemek	(take/have a) go at something f.
228	Deyim	bir şey yapmayı denemek	take a pop at (someone or something) [uk] f.
229	Deyim	bir şeye ulaşmak için her yolu denemek	make a spoon or spoil a horn f.
230	Deyim	her yolu denemek	try every trick in the book f.
231	Deyim	her şeyi denemek	try every trick in the book f.
232	Deyim	her türlü dalavereyi/üçkağıdı denemek	try every trick in the book f.
233	Deyim	bildiği tüm yolları denemek	try every trick in the book f.
234	Deyim	her yöntemi denemek	try every trick in the book f.
235	Deyim	bildiği tüm yolları denemek	use every trick in the book f.
236	Deyim	her yöntemi denemek	use every trick in the book f.
237	Deyim	(bir şeyi yapmak için) her yolu denemek	go to great lengths (to do something) f.
238	Deyim	bir şey (yapmayı) denemek	have a bash at (doing) something [uk] f.
239	Deyim	her yolu denemek	beg, borrow, or steal [cliché] f.
240	Deyim	birini memnun etmek için her yolu denemek	bend over backward f.
241	Deyim	birini memnun etmek için her yolu denemek	lean over backward f.
242	Deyim	birini memnun etmek için her yolu denemek	lean over backwards to do something f.
243	Deyim	birini memnun etmek için her yolu denemek	bend over backwards to do something f.
244	Deyim	umutsuzluk içinde her çareyi denemek	catch at a straw f.
245	Deyim	umutsuzluk içinde her çareyi denemek	catch at straws f.
246	Deyim	kazanma şansı az da olsa şansını denemek	chance your arm f.
247	Deyim	kazanma şansı az da olsa şansını denemek	chance your luck f.
248	Deyim	tüm yolları denemek	do (one's) darnedest f.
249	Deyim	(bir şeyi/bir şeyi yapmayı) denemek	have a shot (at something/at doing something) f.
250	Deyim	(bir şeyde/bir şeyi yapmakta) şansını denemek	have a shot (at something/at doing something) f.
251	Deyim	(bir şeyi/bir şeyi yapmayı) denemek	take a shot (at something/at doing something) f.
252	Deyim	(bir şeyde/bir şeyi yapmakta) şansını denemek	take a shot (at something/at doing something) f.
253	Deyim	tüm yolları denemek	do your damnedest f.
254	Deyim	tüm yolları denemek	try your damnedest f.
255	Deyim	ilk kez denemek	get your feet wet [us] f.
256	Deyim	canla başla çalışmak/denemek	give (one's) best f.
257	Deyim	bir denemek	give a try f.
258	Deyim	(bir şey yapmak için) her yolu denemek	go to any lengths to (do something) f.
259	Deyim	(bir şey yapmak için) tüm yolları denemek	go to any lengths to (do something) f.
260	Deyim	(bir şey yapmak için) her yolu denemek	go to any length to (do something) f.
261	Deyim	(bir şey yapmak için) tüm yolları denemek	go to any length to (do something) f.
262	Deyim	(bir şey yapmak için) her yolu denemek	go to any greats to (do something) f.
263	Deyim	(bir şey yapmak için) tüm yolları denemek	go to any greats to (do something) f.
264	Deyim	(bir şey yapmak için) her yolu denemek	go to any great to (do something) f.
265	Deyim	(bir şey yapmak için) tüm yolları denemek	go to any great to (do something) f.
266	Deyim	için her yolu denemek	go to the stake for f.
267	Deyim	(bir şey) için her yolu denemek	go to the stake for (something) f.
268	Deyim	umutsuzluk içinde her çareyi denemek	grab at a straw f.
269	Deyim	umutsuzluk içinde her çareyi denemek	grab at straws f.
270	Deyim	bir şey (yapmayı) denemek	have a crack at (doing) something f.
271	Deyim	bir şeyde şansını denemek	have a crack at (doing) something f.
272	Deyim	bir şey (yapmayı) denemek	get a crack at (doing) something f.
273	Deyim	bir şeyde şansını denemek	get a crack at (doing) something f.
274	Deyim	(bir şeyi/bir şey yapmayı) denemek	have a go (at something/at doing something) f.
275	Deyim	(birine bir şey yaptırmada/bir şey yapmada) şansını denemek	have a go (at someone or something) f.
276	Deyim	(birine bir şey yaptırmayı/bir şey yapmayı) denemek	have a go (at someone or something) f.
277	Deyim	-i denemek	have a lash at f.
278	Deyim	'-i ilk kez denemek	have a lash at f.
279	Deyim	(birine bir şey) yaptırmada şansını denemek/(bir şey) denemek	have a shot at (someone or something) f.
280	Deyim	(bir şeyi/bir şey yapmayı) denemek	take a shot (at something/at doing something) f.
281	Deyim	(bir şeyde/bir şeyi yapmakta) şansını denemek	take a shot (at something/at doing something) f.
282	Deyim	(bir şeyi/bir şey yapmayı) denemek	have a shot (at something/at doing something) f.
283	Deyim	(bir şeyde/bir şeyi yapmakta) şansını denemek	have a shot (at something/at doing something) f.
284	Deyim	(bir şey) denemek	have a shy at (something) f.
285	Deyim	-i denemek	have a smack at f.
286	Deyim	(bir şey yapmayı) denemek	have a stab at (doing something) f.
287	Deyim	(bir şey yapmayı) ilk kez denemek	have a stab at (doing something) f.
288	Deyim	(bir şey yapmada) şansını denemek	have a stab at (doing something) f.
289	Deyim	(bir şey yapmayı) bir denemek	have a stab at (doing something) f.
290	Deyim	bir şeyi/bir şey yapmayı denemek	have a stab at something/at doing something f.
291	Deyim	bir şeyi/bir şey yapmayı ilk kez denemek	have a stab at something/at doing something f.
292	Deyim	bir şeyde/bir şey yapmada şansını denemek	have a stab at something/at doing something f.
293	Deyim	bir şeyi/bir şey yapmayı bir denemek	have a stab at something/at doing something f.
294	Deyim	(bir şeyi/bir şey yapmayı) denemek	have/take a shot (at something/at doing something) f.
295	Deyim	(bir şey) yapmayı denemek	make a run at (something) f.
296	Deyim	(bir şey yapmak için) her yolu denemek	make every effort (to do something) f.
297	Deyim	yapmak için her yolu denemek	move heaven and earth to do f.
298	Deyim	bir şeyde şansını denemek	take a chance at something f.
299	Deyim	amaca ulaşmak için bütün yolları denemek	play (all) the angles f.
300	Deyim	(bir şeyi) denemek/test etmek	put (something) through its paces f.
301	Deyim	bir kimsenin yeteneğini denemek/test etmek	put one through one's paces f.
302	Deyim	bir kimsenin yeteneğini denemek/test etmek	put something through its paces f.
303	Deyim	birinin/bir şeyin yeteneğini denemek/test etmek	put somebody/something through their/its paces f.
304	Deyim	(bir şeyde) şansını denemek	take a flyer (on something) [us] f.
305	Deyim	(bir şeyi) denemek	take the chance (to do something) f.
306	Deyim	(bir şey yapmayı) denemek	take the opportunity (to do something) f.
307	Deyim	şansını denemek	take your chances f.
308	Deyim	tüm yolları denemek	try (one's) damnedest f.
309	Deyim	tüm yolları denemek	try (one's) damndest f.
310	Deyim	şansını denemek	try fortune f.
311	Deyim	yapmayı denemek	try hand f.
312	Deyim	şansını denemek	try hand f.
313	Deyim	şansını denemek	try luck f.
314	Deyim	sabrını denemek	try patience f.
315	Deyim	öğrendiklerini denemek	try wings f.
316	Deyim	şansını denemek	try your hand f.
317	Deyim	yapmayı denemek	try your hand f.
318	Deyim	bir şeyde şansını denemek	try your hand at something f.
319	Deyim	bir şeyi yapmayı denemek	try your hand at something f.
320	Deyim	bir şeyi denemek	try your hand at something f.
321	Deyim	şansını denemek	try your luck f.
322	Deyim	öğrendiklerini denemek	try your wings f.
323	Deyim	yeni şeyler denemek	try your wings f.
324	Deyim	zor ihtimal ama yine de şansını denemek	on the outside chance expr.
325	Deyim	zor ihtimal ama yine de şansını denemek	on the outside chance expr.
326	Deyim	zor ihtimal ama yine de şansını denemek	on the off chance expr.
327	Deyim	zor ihtimal ama yine de şansını denemek	on the off chance expr.
328	Deyim	her yolu denemek	make every effort to do expr.
Speaking
329	Konuşma	denemek ister misin?	would you like to try? expr.
330	Konuşma	şansımı denemek istiyorum	I want to take my chance expr.
331	Konuşma	şansımı denemek istiyorum	I want to take my chances expr.
332	Konuşma	tekrar denemek ister misiniz?	would you like to try again? expr.
333	Konuşma	farklı şeyler denemek güzeldir	there's a first time for everything expr.
Trade/Economic
334	Ticaret/Ekonomi	satışa sunmadan önce bir malı her yönden denemek	pre-test f.
335	Ticaret/Ekonomi	satışa sunmadan önce bir malı her yönden denemek	pretest f.
Technical
336	Teknik	yeniden denemek	retry f.
Computer
337	Bilgisayar	(bilgisayar programını) performans değerlendirmesi için denemek	test-drive f.
Construction
338	İnşaat	tahta zemini denemek için düzlemek	traverse f.
Medical
339	Medikal	sterilizatörleri denemek için biyolojik sistemler	biological systems for testing sterilizers i.
British Slang
340	İngiliz Argosu	bir yere girmeyi denemek	have a dab at something f.
341	İngiliz Argosu	bir şey denemek	have a dab at something f.